Dil Göster/Sakla
Nur (An-Nur) suresi


Nur (An-Nur) suresi Kuranın 24. suresidir. Nur suresi iniş sırasına göre ise 102. sıradadır.

Nur suresi Işık anlamına gelmektedir. Toplam da 64 ayet den oluşmaktadır. An-Nur suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Medine'de indirildiğine inanıldığı için Medine suresi olarak kabul edilir. Sure adını 35. ayetten alır.

Nur Suresi, doğruluk ve ahlaka dayalı bir toplumun gelişmesi için kurallar ve dersler içermektedir. Sure, zina ile ilgili kanun ve düzenlemelerle başlar. Erdemli kadınlara iftiradan, zina suçlamasıyla ilgili kanunlardan ve ispat ve tanıklar gösterme şartından bahsetmeye devam eder.

Müminler kötülüklere karşı uyarılır ve müminler alçakgönüllü olmalıdır. Zenginin fakiri bağışlaması ve onlara sadaka vermesi gerekir. İyi erkekler ve kadınlar birlikte, yozlaşmış erkekler ve yozlaşmış kadınlar birlikte eşleştirilmelidir. Doğuştan gelen haklar ve sosyal statü müminler için hiçbir şey ifade etmez.

Bazı kimseler 31. ayeti kadınların başörtüsü takması için kural olarak görmektedirler, fakat bu ayet tesettürden bahsetmez ve bunu zorunlu kılmaz. Bir diğer önemli ayet ise “Nur Ayeti” olarak adlandırılan 35. âyettir. Çünkü bu ayet, Kuran'ı Allah'ın apaçık bir ayeti olarak gösteren çok ilginç ve mistik bir mısra grubuna sahiptir.

24:1
Bir suredir, indirdik onu; farz kıldık onu... Ve içinde açık-seçik ayetler indirdik ki, düşünüp ders alabilesiniz.
Suratün enzelnaha ve feradnaha ve enzelna fıha ayatim beyyinatil lealleküm tezekkerun
سورة أنزلنـها وفرضنـها وأنزلنا فيها ءايـت بينـت لعلكم تذكرون
24:2
Zina eden kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun herbirinin ciltlerine... Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.
Ezzaniyeü vez zanı feclidu külle vahıdim minhüma miete celdetiv ve la tehuzküm bi hima rafetün fı dınillahi in küntüm tüminune billahi vel yevmil ahır velyeşhed azabehüma taifetüm minel müminın
ٱلزانية وٱلزانى فٱجلدوا كل وحد منهما مائة جلدة ولا تأخذكم بهما رأفة فى دين ٱلله إن كنتم تؤمنون بٱلله وٱليوم ٱلـاخر وليشهد عذابهما طائفة من ٱلمؤمنين
24:3
Zina eden erkeği zina eden bir kadın veya putperest bir kadından başkası nikahlamaz. Zina eden kadına gelince, onu da zina eden bir erkek veya putperest bir erkekten başkası nikahlamaz. Müminlere bu, haram kılınmıştır.
Ezzanı la yenkihu illa zaniyeten ev müşriketev vezzaniyetü la yenkilhuha illa zanin ev müşrik ve hurrime zalike alel müminın
ٱلزانى لا ينكح إلا زانية أو مشركة وٱلزانية لا ينكحها إلا زان أو مشرك وحرم ذلك على ٱلمؤمنين
24:4
İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını asla kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir.
Vellezıne yermunel muhsanati sümme lem yetu bi erbeati şühedae fecliduhüm semanıne celdetev ve la takbelu lehüm şehadeten ebeda ve ülaike hümül fasikun
وٱلذين يرمون ٱلمحصنـت ثم لم يأتوا بأربعة شهداء فٱجلدوهم ثمـنين جلدة ولا تقبلوا لهم شهـدة أبدا وأولـئك هم ٱلفـسقون
24:5
Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
İllellezıne tabu mim badi zalike ve aslehu fe innellahe ğafurur rahıym
إلا ٱلذين تابوا من بعد ذلك وأصلحوا فإن ٱلله غفور رحيم
24:6
Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların herbirinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır.
Vellezıne yermune ezvacehüm ve lem yekül lehüm şühedaü illa enfüsühüm fe şehadetü ehadihim erbeu şehadatim billahi innehu le mines sadikıyn
وٱلذين يرمون أزوجهم ولم يكن لهم شهداء إلا أنفسهم فشهـدة أحدهم أربع شهـدت بٱلله إنهۥ لمن ٱلصـدقين
24:7
Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye söz söyler.
Vel hamisetü enne lanetellahi aleyhi in kane minel kazibın
وٱلخـمسة أن لعنت ٱلله عليه إن كان من ٱلكـذبين
24:8
İtham edilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür.
Ve yedraü anhel azabe en teşhede erbea şehadatim billahi innehu le minel kazibın
ويدرؤا عنها ٱلعذاب أن تشهد أربع شهـدت بٱلله إنهۥ لمن ٱلكـذبين
24:9
Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayan erkek doğru söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının kendisi üzerine olması"nı söylemekten ibarettir.
Vel hamisete enne ğadabellahi aleyha in kane mines sadikıyn
وٱلخـمسة أن غضب ٱلله عليها إن كان من ٱلصـدقين
24:10
Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok, Allah Tevvab'dır, Hakim'dir.
Ve lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu ve ennellahe tevvabün hakım
ولولا فضل ٱلله عليكم ورحمتهۥ وأن ٱلله تواب حكيم
24:11
O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine, o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.
İnnellezıne cau bil ifki usbetüm minküm la tahsebuhü şerral leküm bel hüve hayrul leküm li küllimriim minhüm mektesebe minel ism vellezı tevella kibrahu minhüm lehu azabün azıym
إن ٱلذين جاءو بٱلإفك عصبة منكم لا تحسبوه شرا لكم بل هو خير لكم لكل ٱمرئ منهم ما ٱكتسب من ٱلإثم وٱلذى تولى كبرهۥ منهم لهۥ عذاب عظيم
24:12
Onu işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin birbirleri için iyi zanda bulunup "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?"
Lev la iz semıtümuhü zannel müminine vel müminatü bi eğfüsihim hayrav ve kalu haza ifküm mübın
لولا إذ سمعتموه ظن ٱلمؤمنون وٱلمؤمنـت بأنفسهم خيرا وقالوا هـذا إفك مبين
24:13
Ona dört tanık getirselerdi ya! Mademki, tanıkları getiremediler, o halde, Allah katında onlar yalancılardır.
Lev la cau aleyhi bi erbeati şüheda fe iz lem yetu biş şühedai fe ülaike ındellahi hümül kazıbun
لولا جاءو عليه بأربعة شهداء فإذ لم يأتوا بٱلشهداء فأولـئك عند ٱلله هم ٱلكـذبون
24:14
Eğer dünya ve ahirette Allah'ın lütfu üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız o yaygarada size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.
Ve lev fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu fid dünya vel ahırati ve messeküm fı ma efadtüm fıhi azabün azıym
ولولا فضل ٱلله عليكم ورحمتهۥ فى ٱلدنيا وٱلـاخرة لمسكم فى ما أفضتم فيه عذاب عظيم
24:15
O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı.
İz telekkavnehu bi elsinetiküm ve tekulune bi efvahiküm ma leyse leküm bihı ılmüv ve tahsebunehu heyyinev ve hüve ındellahi azıym
إذ تلقونهۥ بألسنتكم وتقولون بأفواهكم ما ليس لكم بهۦ علم وتحسبونهۥ هينا وهو عند ٱلله عظيم
24:16
Onu duyduğunuzda, "Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; haşa, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?
Ve lev la iz semıtümuhü kultüm ma yekunü lena en netekelleme bi haza sübhaneke haza bühtanün azıym
ولولا إذ سمعتموه قلتم ما يكون لنا أن نتكلم بهـذا سبحـنك هـذا بهتـن عظيم
24:17
Eğer iman sahipleri iseniz, Allah sizi böyle bir şeye bir daha asla dönmemeniz hususunda uyarıyor.
Yeızukümullahü en teudu li mislihı ebeden in küntüm müminın
يعظكم ٱلله أن تعودوا لمثلهۦ أبدا إن كنتم مؤمنين
24:18
Allah size ayetleri iyice açıklıyor. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Ve yübeyyinüllahü lekümül ayat vallahü alımün hakım
ويبين ٱلله لكم ٱلـايـت وٱلله عليم حكيم
24:19
İman edenler içinde edepsizliğin yayılmasını arzu edenler var ya, onlar için dünyada da ahirette de korkunç bir azap öngörülmüştür. Allah bilir ama siz bilmezsiniz.
İnnellezıne yühıbbune en teşıal fahışetü fillezıne amenu lehüm azabün elımün fıd dünyü vel ahırah vallahü yalemü ve entüm la talemun
إن ٱلذين يحبون أن تشيع ٱلفـحشة فى ٱلذين ءامنوا لهم عذاب أليم فى ٱلدنيا وٱلـاخرة وٱلله يعلم وأنتم لا تعلمون
24:20
Ya Allah'ın lütfu ve rahmeti üzerinizde olmasaydı! Allah Rauf'tur, Rahim'dir.
Ve lev la fadlüllühi aleyküm ve rahmetühu ve ennellahe raufür rahıym
ولولا فضل ٱلله عليكم ورحمتهۥ وأن ٱلله رءوف رحيم
24:21
Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile asla temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini artırıp temizliyor. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor.
Ya eyyühellezıne amenu la tettebiu hutuvatiş şeytan ve mey yettebı hutuvatiş şeytani fe innehu yemüru bil fahşai vel münker ve lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu ma zeka minküm min ehadin ebedev ve laninnellahe yüzekkı mey yeşa vallahü semıu alım
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تتبعوا خطوت ٱلشيطـن ومن يتبع خطوت ٱلشيطـن فإنهۥ يأمر بٱلفحشاء وٱلمنكر ولولا فضل ٱلله عليكم ورحمتهۥ ما زكى منكم من أحد أبدا ولـكن ٱلله يزكى من يشاء وٱلله سميع عليم
24:22
Sizin lütuf ve imkan sahibi olanlarınız; akrabaya, çaresizlere, Allah yolunda hicret edenlere birşey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz? Allah Gafuf'dur, Rahim'dir.
Ve la yeteli ülül fadli minküm ves seati ey yütu ulil kurba vel mesakıne vel mühacirıne fı sebılillahi vel yafu velyasfehu e la tühıbbune ey yağfirallahü leküm vellahü ğafurur rahıym
ولا يأتل أولوا ٱلفضل منكم وٱلسعة أن يؤتوا أولى ٱلقربى وٱلمسـكين وٱلمهـجرين فى سبيل ٱلله وليعفوا وليصفحوا ألا تحبون أن يغفر ٱلله لكم وٱلله غفور رحيم
24:23
O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da ahirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için.
İnnellezıne yermunel muhsanatil ğafilatil müminati lüınu fid dünya vel ahırati ve lehüm azabün azıym
إن ٱلذين يرمون ٱلمحصنـت ٱلغـفلـت ٱلمؤمنـت لعنوا فى ٱلدنيا وٱلـاخرة ولهم عذاب عظيم
24:24
Gün gelecek onların kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler hakkında kendi aleyhlerine tanıklık edecektir.
Yevme teşhedü aleyhim elsinetühüm ve eydıhim ve erculühüm bima kanu yamelun
يوم تشهد عليهم ألسنتهم وأيديهم وأرجلهم بما كانوا يعملون
24:25
O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı tam verecek ve Allah'ın apaçık Hak olduğunu bilecekler.
Yevmeiziy yüveffıhimüllahü dınehümül hakka ve yalemune ennellahe hüvel hakkul mübın
يومئذ يوفيهم ٱلله دينهم ٱلحق ويعلمون أن ٱلله هو ٱلحق ٱلمبين
24:26
Murdar karılar murdar erkeklere, murdar erkekler de murdar karılara... Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara... Bunlar, ötekilerin söylediklerinden arınmışlardır. Bunlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.
Elhabisatü lil habısıne vel habısune lil habisat vet tayyibatü lit tayyibıne vet tayyibune lit tayyibat ülaike müberraune mimma yekulun lehim mağfiratüv ve rizkun kerım
ٱلخبيثـت للخبيثين وٱلخبيثون للخبيثـت وٱلطيبـت للطيبين وٱلطيبون للطيبـت أولـئك مبرءون مما يقولون لهم مغفرة ورزق كريم
24:27
Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev sakinlerine selam vermeden girmeyin! Düşünüp taşınmanızı sağlamada bu sizin için daha hayırlıdır.
Ya eyyühellezıne amenu la teodhulu büyuten ğayru büyutiküm hatta testenisu ve tüsellimu ala ehliha zaliküm hayrul leküm lealleküm tezekkerun
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تدخلوا بيوتا غير بيوتكم حتى تستأنسوا وتسلموا على أهلها ذلكم خير لكم لعلكم تذكرون
24:28
Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size "Geri dönün!" denirse, dönün; bu sizin için daha iyi ve temizdir. Allah, yaptıklarınızı çok iyi biliyor.
Fe il lem tecidu fıha ehaden fe la tedhuluha hatta yüzene leküm ve in kıyle lekümurciu ferciu hüve ezka lemüm ve in kıyle lekümurciu ferciu hüve ezka leküm vlalahü bima tamelune alım
فإن لم تجدوا فيها أحدا فلا تدخلوها حتى يؤذن لكم وإن قيل لكم ٱرجعوا فٱرجعوا هو أزكى لكم وٱلله بما تعملون عليم
24:29
Oturanı bulunmayan ve içinde size ait eşya olan evlere girmenizde bir sakınca yoktur. Allah, sizin açıkladıklarınızı da sakladıklarınızı da bilir.
Leyse aleyküm cünahun en tedhulu büyuten ğayra meskunetin fıha metaul leküm vallahü yalemü ma tübdune ve ma tektümun
ليس عليكم جناح أن تدخلوا بيوتا غير مسكونة فيها متـع لكم وٱلله يعلم ما تبدون وما تكتمون
24:30
Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Kul lil müminıne yeğuddu min ebsarihim ve yahfezu fürucehüm zalike ezka lehüm innellahe habırum bima yasneun
قل للمؤمنين يغضوا من أبصـرهم ويحفظوا فروجهم ذلك أزكى لهم إن ٱلله خبير بما يصنعون
24:31
Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zinetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut erkek kardeşlerinin oğulları yahut kız kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz!
Ve kul lil müminati yağdudne min ebsarihinne ve yahfazne fürucehünne ve la yübdıne zınetehünne illa ma zahera minha vle yadribne bi humurihinne ala cüyubihinne ve la yübdıne zınetehünne illa li büuletihinne ev abaihinne ev abai büuletihinne ev ebaihinne ev ebnai büuletihnne ev ıhvanihinne ev benı ıhvanihinne ev benı ehavatihınne ev nisaihinne ev ma meleket eymanühünne evit tabiıyne ğayri ülil irbeti miner ricali evit tıflillezıne lem yazheru ala avratin nisai ve la yadribne bi ercülihunne li yuleme ma yuhfıne min zınetihinn ve tubu ilellahi cemıan eyyühel müminune lealleküm tüflihun
وقل للمؤمنـت يغضضن من أبصـرهن ويحفظن فروجهن ولا يبدين زينتهن إلا ما ظهر منها وليضربن بخمرهن على جيوبهن ولا يبدين زينتهن إلا لبعولتهن أو ءابائهن أو ءاباء بعولتهن أو أبنائهن أو أبناء بعولتهن أو إخونهن أو بنى إخونهن أو بنى أخوتهن أو نسائهن أو ما ملكت أيمـنهن أو ٱلتـبعين غير أولى ٱلإربة من ٱلرجال أو ٱلطفل ٱلذين لم يظهروا على عورت ٱلنساء ولا يضربن بأرجلهن ليعلم ما يخفين من زينتهن وتوبوا إلى ٱلله جميعا أيه ٱلمؤمنون لعلكم تفلحون
24:32
İçinizden bekarları/dulları, bir de erkek hizmetçilerinizden ve halayıklarınızdan durumu uygun olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfundan zenginleştirir. Allah Vasi'dir, Alim'dir.
Ve enkihül eyama minküm ves salihıyne min ıbadiküm ve imaiküm iy yekun fükarae yuğnihimüllahü min fadlih vallahü vasiun alim
وأنكحوا ٱلأيـمى منكم وٱلصـلحين من عبادكم وإمائكم إن يكونوا فقراء يغنهم ٱلله من فضلهۦ وٱلله وسع عليم
24:33
Nikah imkanı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Size bağımlı olanlardan, hürriyetini satın almak isteyenlerin, kendilerinde iyi hal görürseniz, onlarla yazılı anlaşma yapın. Allah'ın size verdiği malından siz de onlara verin. Hizmetinizdeki genç kızları, iffetli kalmak isteyip dururlarken, iğreti dünya hayatının basit menfaatini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları baskı altında tutarsa Allah, fuhşa zorlanmalarından sonra onları affedici, esirgeyicidir.
Vel yestafifillezıne la yecidune nikahan hatta yuğniyehümüllahü min fadlih vellezıne yebteğunel kitabe memma meleket eymanüküm fe katibuhüm in alimtüm fıhim hayrav ve atuhüm mim malillahillezı ataküm ve la tükrihu fetaytiküm alel biğai in eradne tehassunel li tebteğu aradal hayatid dünya ve mey yükrihhünne fe innellahe mim badi ikrahihinne ğafurur rahıym
وليستعفف ٱلذين لا يجدون نكاحا حتى يغنيهم ٱلله من فضلهۦ وٱلذين يبتغون ٱلكتـب مما ملكت أيمـنكم فكاتبوهم إن علمتم فيهم خيرا وءاتوهم من مال ٱلله ٱلذى ءاتىكم ولا تكرهوا فتيـتكم على ٱلبغاء إن أردن تحصنا لتبتغوا عرض ٱلحيوة ٱلدنيا ومن يكرههن فإن ٱلله من بعد إكرههن غفور رحيم
24:34
Yemin olsun ki, size, gerçeği açık-seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik.
Ve le kad enzelna ileyküm ayatim mübeyyinativ ve meselem minellezıne halev min kabliküm ve mevızatel lil tüttekıyn
ولقد أنزلنا إليكم ءايـت مبينـت ومثلا من ٱلذين خلوا من قبلكم وموعظة للمتقين
24:35
Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah herşeyi bilmektedir.
Allahü nurus semavati vel ard meselü nurihı ke mişkatin fıha mısbah elmisbahu fı zücaceh ezzücacetü ke enneha kevkebün dürriyyüy yukadü min şeceratim mübaraketin zeytunetil la şerkıyyetiv ve la ğarbiyyetiy yekadü zeytüha yüdıyü ve lev lem temseshü nar nurun ala nur yehdillahü li nurihı mey yeşa ve yadribüllahül emsale lin nas vallahü bi külli şeyin alım
ٱلله نور ٱلسمـوت وٱلأرض مثل نورهۦ كمشكوة فيها مصباح ٱلمصباح فى زجاجة ٱلزجاجة كأنها كوكب درى يوقد من شجرة مبـركة زيتونة لا شرقية ولا غربية يكاد زيتها يضىء ولو لم تمسسه نار نور على نور يهدى ٱلله لنورهۦ من يشاء ويضرب ٱلله ٱلأمثـل للناس وٱلله بكل شىء عليم
24:36
Kandil, Allah'ın yükseltilmesine ve içinde adının anılmasına izin verdiği evlerdedir. Orada sabah-akşam O'nu tespih eder.
Fı büyutin ezinellahü en türfea ve yüzkera fıhesmühu yüsebbihu lehu fıha bil ğudüvvi vel asal
فى بيوت أذن ٱلله أن ترفع ويذكر فيها ٱسمهۥ يسبح لهۥ فيها بٱلغدو وٱلـاصال
24:37
Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alış-veriş de onları Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namazı/duayı yerine getirmekten, zekat vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar.
Ricalül la tülhıhim ticaratüv ve la beyun an zikrillahi ve ikamis salit ve ıtaiz zekati yehafune yevmen tetekallebü fıhil kulubü vel ebsar
رجال لا تلهيهم تجـرة ولا بيع عن ذكر ٱلله وإقام ٱلصلوة وإيتاء ٱلزكوة يخافون يوما تتقلب فيه ٱلقلوب وٱلأبصـر
24:38
Ki Allah kendilerine, yapıp işlediklerinin en güzelini versin ve lütfundan onlara artışlar sağlasın. Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.
Li yecziyehümüllahü ahsene ma amilu ve yezıdehüm min fadlih vallahü yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab
ليجزيهم ٱلله أحسن ما عملوا ويزيدهم من فضلهۦ وٱلله يرزق من يشاء بغير حساب
24:39
Küfre sapanlara gelince, onların amelleri çöldeki serap gibidir ki, susuzluktan bunalan onu su sanır. Ama ona yaklaşınca hiçbir şey bulamaz; yanında Allah'ı bulur; O da onun hesabını eksiksiz bir biçimde görür. Allah, hesabı çok çabuk görendir.
Vellezıne keferu amalühüm keserabim bi kıyatiy yahsebulhüz zamanü maa hatta iza caehu lem yecidhü şeyev ve vecedellahe ındehu feveffahü hısabeh vallahü serıul hısab
وٱلذين كفروا أعمـلهم كسراب بقيعة يحسبه ٱلظمـان ماء حتى إذا جاءهۥ لم يجده شيـا ووجد ٱلله عندهۥ فوفىه حسابهۥ وٱلله سريع ٱلحساب
24:40
Engin denizdeki karanlıklara da benzerlik var. Üst üste dalgaların kapladığı bir deniz. Daha üstünde de bulutlar var. Birbiri üstüne karanlıklar... Elini çıkarsa göremeyecek halde. Allah'ın ışık vermediği kişiye hiçbir ışık bulunamaz.
Ev ke zulümatin fı bahril lücciyyiy yağşahü mevcüm min fevkıhı mevcüm min fevkıhı sehab zulümatüm baduha fevka bad iza ahrace yedehu lem yeked yeraha ve mel lem yecalillahü lehu nuran fe malehu min nur
أو كظلمـت فى بحر لجى يغشىه موج من فوقهۦ موج من فوقهۦ سحاب ظلمـت بعضها فوق بعض إذا أخرج يدهۥ لم يكد يرىها ومن لم يجعل ٱلله لهۥ نورا فما لهۥ من نور
24:41
Görmedin mi, göklerdeki ve yerdeki şuurlular da bölük bölük olmuş kuşlar da Allah'ı tespih etmektedir. Her biri kendine özgü duasını, kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir.
E lem tera ennellahe yüsebbihu lehu men fis semavati vel erdı vet tayru saffat küllün kad alime salatehu ve tesbıhah vallahü alımüm bima yefalun
ألم تر أن ٱلله يسبح لهۥ من فى ٱلسمـوت وٱلأرض وٱلطير صـفـت كل قد علم صلاتهۥ وتسبيحهۥ وٱلله عليم بما يفعلون
24:42
Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi Allah'ındır. Dönüş Allah'adır.
Ve lillahi mülküs semavati vel ard ve ilellahil mesıyr
ولله ملك ٱلسمـوت وٱلأرض وإلى ٱلله ٱلمصير
24:43
Görmedin mi, Allah, bulutları sürüyor, sonra onları kaynaştırıp iç içe sokuyor, sonra onları birbiri üstüne yığıyor. Nihayet, onların arasından yağmurun çıktığını görüyorsun. Gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onunla dilediğini çarpıyor, dilediğinden de onu yan geçiriyor. Onun şimşeğinin parıltısı, neredeyse gözleri alıp götürecek.
E lem tera ennellahe yüzcı sehaben sümme yüellifü beynehu sümme yecalühu rukamen fe teral vedka yahrucü min hılalihv ve yünezzilü mines semai min cibalin fıha mim beradin fe yüsıybü bihı mey yeşaü ve yasrifühu ammey yeşa yekadü senaberkıhı yezhebü bil ebsar
ألم تر أن ٱلله يزجى سحابا ثم يؤلف بينهۥ ثم يجعلهۥ ركاما فترى ٱلودق يخرج من خلـلهۦ وينزل من ٱلسماء من جبال فيها من برد فيصيب بهۦ من يشاء ويصرفهۥ عن من يشاء يكاد سنا برقهۦ يذهب بٱلأبصـر
24:44
Allah, gece ile gündüzü evirip çeviriyor. Gözleri olanlar için bunda elbette bir ibret vardır.
Yukallibüllahül leyle ven nehar inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar
يقلب ٱلله ٱليل وٱلنهار إن فى ذلك لعبرة لأولى ٱلأبصـر
24:45
Allah, tüm canlıları sudan yarattı. Onlardan kimileri karnı üzerinde yürür, kimileri iki ayak üstünde yürür, kimileri de dört ayak üstünde... Allah dilediğini yaratıyor, Allah her şeye kadirdir.
Vallahü halekü külle dabbetim mim ma fe minhüm mey yemşı ala batnih ve minhüm mey yemşı ala ricleyn ve minhüm mey yemşi ala erba yahlükullahü ma yeşa innellahe ala külli şeyin kadır
وٱلله خلق كل دابة من ماء فمنهم من يمشى على بطنهۦ ومنهم من يمشى على رجلين ومنهم من يمشى على أربع يخلق ٱلله ما يشاء إن ٱلله على كل شىء قدير
24:46
Yemin olsun, biz açık-seçik bilgiler veren ayetler indirdik. Allah, dilediğini/dileyeni dosdoğru yola iletiyor.
Le kad enzelna ayatim mübeyyinat vallahü yehdı mey yeşaü ila sıratım müstekıym
لقد أنزلنا ءايـت مبينـت وٱلله يهدى من يشاء إلى صرط مستقيم
24:47
"Allah'a ve o resule inandık, boyun eğdik." diyorlar, sonra da içlerinden bir fırka bunun hemen ardından yüz çeviriyor. Bunlar, inanmış insanlar değiller.
Ve yekulune amenna billahi ve bir rasuli ve etana sümme yetevella ferıkum minhüm mim badi zalik ve ma ülaike bil müminın
ويقولون ءامنا بٱلله وبٱلرسول وأطعنا ثم يتولى فريق منهم من بعد ذلك وما أولـئك بٱلمؤمنين
24:48
Allah'a ve aralarında hüküm versin diye elçiye çağrıldıklarında, içlerinden bir fırka hemen yüz çevirenler oluveriyor.
Ve iza düu ilellahi ve rasulihı li yahküme beynehüm iza ferıküm minhüm muridun
وإذا دعوا إلى ٱلله ورسولهۦ ليحكم بينهم إذا فريق منهم معرضون
24:49
Eğer gerçek, kendi lehlerine olursa boyun bükerek ona gelirler.
Ve iy yekül lehümül hakku yetu ileyhi müsını
وإن يكن لهم ٱلحق يأتوا إليه مذعنين
24:50
Kalplerinde maraz mı var bunların, yoksa kuşkuya mı düştüler, yoksa Allah'ın ve resulünün kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır, hayır! Bunlar zalimlerin ta kendileri...
E fı kulubihim meradn emrtabu em yehafune ey yehıyfellahü aleyhim ve rasulüh bel ülaike hümüz zalimun
أفى قلوبهم مرض أم ٱرتابوا أم يخافون أن يحيف ٱلله عليهم ورسولهۥ بل أولـئك هم ٱلظـلمون
24:51
Allah'a ve aralarında hüküm vermek üzere O'nun resulüne çağrıldıklarında, müminlerin sözleri sadece şunu söylemeleridir: "İşittik, itaat ettik." İşte bunlardır kurtuluşa erenler.
İnnema kane kavlel müminıne iza düu ilellahi ve rasulihı li yahküme beynehüm ey yekulu semına ve eatna ve ülaike hümül müflihun
إنما كان قول ٱلمؤمنين إذا دعوا إلى ٱلله ورسولهۦ ليحكم بينهم أن يقولوا سمعنا وأطعنا وأولـئك هم ٱلمفلحون
24:52
Allah'a ve O'nun resulüne itaat eden, Allah'a saygı duyan ve O'ndan korkan kişiler, zafere ulaşanların ta kendileridir.
Ve mey yütııllahe ve rasulehu ve yahşellahe ve yettakhi fe ülaike hümül faizun
ومن يطع ٱلله ورسولهۥ ويخش ٱلله ويتقه فأولـئك هم ٱلفائزون
24:53
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a ant içtiler ki, sen onlara emredersen mutlaka savaşa çıkacaklar. De ki: "Ant içmeyin! Örfe uygun bir itaat yeterli! Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır."
Ve aksemu billahi cehde eymanihim lein emartehüm le yahrucünn kulla tuksimu taatüm marufeh innellahe habırum bima tamelun
وأقسموا بٱلله جهد أيمـنهم لئن أمرتهم ليخرجن قل لا تقسموا طاعة معروفة إن ٱلله خبير بما تعملون
24:54
De ki: "Allah'a da itaat edin, resule de. Eğer yüz çevirirseniz/yüz çevirirlerse, onun görevi ona yükletilen, sizin göreviniz de size yükletilendir. Eğer ona itaat ederseniz yolu bulursunuz. Resule düşen, açık bir tebliğden başkası değildir."
Kul etıyullahe ve etıyur rasul fe in tevellev fe innema aleyhi ma hummile ve aleyküm ma hummiltüm ve in tütıyuhu tehtedu ve ma aler rasuli illel belağul mübın
قل أطيعوا ٱلله وأطيعوا ٱلرسول فإن تولوا فإنما عليه ما حمل وعليكم ما حملتم وإن تطيعوه تهتدوا وما على ٱلرسول إلا ٱلبلـغ ٱلمبين
24:55
Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir.
Veadellahüllezıne amenu minküm ve amilus salihüti le yestahlifennehüm fil erdı kemestahlefellezıne min kablihim ve le yümükkinenne lehüm dinehümül lezirteda lehüm ve le yübeddilennehüm mim badi havfihim emna yabüdunenı la yüşrikune ve şeya ve men kefera bade zalike fe ülaike hümül fasikun
وعد ٱلله ٱلذين ءامنوا منكم وعملوا ٱلصـلحـت ليستخلفنهم فى ٱلأرض كما ٱستخلف ٱلذين من قبلهم وليمكنن لهم دينهم ٱلذى ٱرتضى لهم وليبدلنهم من بعد خوفهم أمنا يعبدوننى لا يشركون بى شيـا ومن كفر بعد ذلك فأولـئك هم ٱلفـسقون
24:56
Namazı/duayı yerine getirin, zekatı verin, resule itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz.
Ve ekıymus salate ve atüz zekate ve etıyur rasule lealleküm türhamun
وأقيموا ٱلصلوة وءاتوا ٱلزكوة وأطيعوا ٱلرسول لعلكم ترحمون
24:57
Sakın o küfre sapanların, yeryüzünde aciz bırakıcı güçler olduklarını zannetme. Varacakları yer ateştir onların. Ne kötü dönüş yeridir o, ne kötü!
La tahsebennellezıne keferu mucizıne fil ard ve mevahümün nar ve le bisel mesıyr
لا تحسبن ٱلذين كفروا معجزين فى ٱلأرض ومأوىهم ٱلنار ولبئس ٱلمصير
24:58
Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç vakitte izin istesin: Sabah namazından/duasından önce, öğlen vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda, gün battıktan sonra yerine getirilen namazdan/duadan sonra... Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar. Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Ya eyyühellezıne amenu li yestezinkümüllezıne meleket eymaüküm vellezıne lem yeblüğul hulüme minküm selase merratv min kabli salatil fecri ve hıyne tedaune siyabeküm minez zahırati ve mim badi salatil ışai selasü avratil leküm leyse aleyküm ve la aleyhim cünahum badehünn tavvafune aleyküm baduküm ala bad kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayat vallahü alımün hakım
يـأيها ٱلذين ءامنوا ليستـذنكم ٱلذين ملكت أيمـنكم وٱلذين لم يبلغوا ٱلحلم منكم ثلـث مرت من قبل صلوة ٱلفجر وحين تضعون ثيابكم من ٱلظهيرة ومن بعد صلوة ٱلعشاء ثلـث عورت لكم ليس عليكم ولا عليهم جناح بعدهن طوفون عليكم بعضكم على بعض كذلك يبين ٱلله لكم ٱلـايـت وٱلله عليم حكيم
24:59
Çocuklarınız ergenlik çağına ulaştığında, kendilerinden öncekilerin izin istediği gibi izin istesinler. Allah size ayetleri işte böyle açıklıyor. Allah her şeyi bilir, hikmeti sınırsızdır.
Ve iza beleğal atfalü minkümül hulüme fel yestezinu kemestezenellezıne min kablihim kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatih vallahü alımün hakım
وإذا بلغ ٱلأطفـل منكم ٱلحلم فليستـذنوا كما ٱستـذن ٱلذين من قبلهم كذلك يبين ٱلله لكم ءايـتهۦ وٱلله عليم حكيم
24:60
Artık nikah arzuları kalmamış, hayızdan ve evlattan kesilen kadınların, süslerini göstermek için ortalıkta dolaşmamaları şartıyla dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, onlar için daha hayırlıdır. Allah, her şeyi işitir, her şeyi bilir.
Vel kavaıdü minen nisaillatı la yercune nikahan fe leyse aleyhinne cünahun ey yedane siyabehünne ğayra müteberricatim bi zıneh ve ey yestafifne hayrul lehünn vallahü semıun alım
وٱلقوعد من ٱلنساء ٱلـتى لا يرجون نكاحا فليس عليهن جناح أن يضعن ثيابهن غير متبرجـت بزينة وأن يستعففن خير لهن وٱلله سميع عليم
24:61
Köre güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın evleri yahut annelerinizin evleri yahut erkek kardeşlerinizin evleri yahut kız kardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sakınca yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin. Allah size ayetleri işte böyle ayan-beyan bildiriyor ki, aklınızı çalıştırabilesiniz.
Leyse alel ama haracüv ve la ala enfüsiküm en tekülu mim büyutiküm ev büyuti abaiküm ev büyuti ümehatiküm ev büyuti ıhvaniküm ev büyuti ehavatiküm ev büyuti amamiküm ev büyuti ammatiküm ev büyuti ahvaliküm ev büyuti halatiküm ev ma melektüm mefatihahu ev sadıkıküm leyse aleyküm cünahun en tekülu cemıan ev eştata fe iza dehaltüm büyuten fe sellimu ala enfüsiküm tehıyyetem min ındillahi mübaraketen tayyibeh kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayati lealleküm takılul
ليس على ٱلأعمى حرج ولا على ٱلأعرج حرج ولا على ٱلمريض حرج ولا على أنفسكم أن تأكلوا من بيوتكم أو بيوت ءابائكم أو بيوت أمهـتكم أو بيوت إخونكم أو بيوت أخوتكم أو بيوت أعمـمكم أو بيوت عمـتكم أو بيوت أخولكم أو بيوت خـلـتكم أو ما ملكتم مفاتحهۥ أو صديقكم ليس عليكم جناح أن تأكلوا جميعا أو أشتاتا فإذا دخلتم بيوتا فسلموا على أنفسكم تحية من عند ٱلله مبـركة طيبة كذلك يبين ٱلله لكم ٱلـايـت لعلكم تعقلون
24:62
Müminler o insanlardır ki, Allah'a ve O'nun resulüne inanırlar. Resulle beraber, ortaklaşa bir iş üzerinde bulundukları zaman, ondan izin almadan çekip gitmezler. O senden izin isteyenler var ya, onlar Allah'a ve O'nun resulüne iman edenlerdir. Bazı uğraşları için senden izin istediklerinde, onlardan dilediğine izin ver ve kendileri için af dile. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
İnnemel müminunellezıne amenu billahi ve rasulihı ve iza kanu meahu ala emrin camiıl lem yezhebu hatta yestezinuh innellezıne yestezinuneke ülaikellezıne yüminune billahi ve rasulih fe izestezenuke li badı şenihim fezel li men şite minhüm vestağfir lehümüllah innellahe ğafurur rahıym
إنما ٱلمؤمنون ٱلذين ءامنوا بٱلله ورسولهۦ وإذا كانوا معهۥ على أمر جامع لم يذهبوا حتى يستـذنوه إن ٱلذين يستـذنونك أولـئك ٱلذين يؤمنون بٱلله ورسولهۦ فإذا ٱستـذنوك لبعض شأنهم فأذن لمن شئت منهم وٱستغفر لهم ٱلله إن ٱلله غفور رحيم
24:63
Aranızda peygamberi çağırmayı, sizin birbirinizi çağırmanıza eş tutmayın. Allah sizin, birbirini siper ederek sıvışıp gidenlerinizi bilir. Resulün emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin gelip çatmasından yahut acıklı bir azabın yakalarına yapışmasından çekinsinler.
La tecalu düaer rasuli beyneküm ke düai badıküm bada kad yalemüllahüllezıne yetesellelune minküm livaza fel yahzerillezıne yühalifune an emrihı en tüsıybehüm fitnetün ev yüsıybehüm azabün elım
لا تجعلوا دعاء ٱلرسول بينكم كدعاء بعضكم بعضا قد يعلم ٱلله ٱلذين يتسللون منكم لواذا فليحذر ٱلذين يخالفون عن أمرهۦ أن تصيبهم فتنة أو يصيبهم عذاب أليم
24:64
Gözünüzü açın! Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. O sizin ne hal üzere olduğunuzu bilir. Bir gün O'na döndürülecekler de O onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Allah her şeyi iyice bilmektedir.
E la inne lillahi ma fis semavati vel ard kad yalemü ma entüm aleyh ve yevme yürceune ileyhi fe yünebbiühüm bi ma amilu vallahü bi külli şeyin alım
ألا إن لله ما فى ٱلسمـوت وٱلأرض قد يعلم ما أنتم عليه ويوم يرجعون إليه فينبئهم بما عملوا وٱلله بكل شىء عليم
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.