Dil Göster/Sakla
Casiye (Al-Jathiyah) suresi


Casiye (Al-Jathiyah) suresi Kuranın 45. suresidir. Casiye suresi iniş sırasına göre ise 65. sıradadır.

Casiye suresi Çömelme anlamına gelmektedir. Toplam da 37 ayet den oluşmaktadır. Al-Jathiyah suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de nazil olduğuna inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. Sure adını 28. ayetten alır.

Bu sure ilahi gerçeği inkar edenlere bir uyarıdır. Kibir ve günahkârlık dersidir. İnsanlar Allah'ın huzurunda dizleri üzerinde çökerler. Amel defterleri kendilerine sunulacaktır.

Sure, insanların üzerinde düşünmeleri için Allah'ın ayetlerinden bahseder ve inkarcılara verilen azabı anlatır. Câsiye, şeriattan bahseden âyetleri ihtiva eden tek sûredir(18). Bu kelimenin gerçek anlamı “düzlük, düzgün yol” demektir. İlginçtir ki, Kuran'da sadece bir kez geçen bu kelimeyi Müslümanların İslam'ın temeli olarak benimsemesi ve bunun etrafında bir dizi kanun oluşturmalarıdır.

45:1
Ha, Mim.
Ha mım
حم
45:2
Aziz ve Hakim olan Allah'tan Kitap'ın indirilişidir bu...
Tenzılül kitabi minellahil azızil hakım
تنزيل ٱلكتـب من ٱلله ٱلعزيز ٱلحكيم
45:3
Kuşkusuz, göklerde ve yerde, iman sahipleri için sayısız ayetler vardır.
İnne fis semavati vel erdı le ayatil lil müminın
إن فى ٱلسمـوت وٱلأرض لـايـت للمؤمنين
45:4
Ve sizin yaratılışınızda, her yana yaydığı canlılarda, kesinliği yakalayan bir topluluk için ibretler, işaretler vardır.
Ve fı halkıküm ve ma yebüssü min dabbetin ayatül li kavmiy yukınun
وفى خلقكم وما يبث من دابة ءايـت لقوم يوقنون
45:5
Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah'ın gökten bir rızık indirip de onunla yerküreyi ölümünden sonra hayata kavuşturmasında, rüzgarların herbir yana sevkedilişinde de aklını çalıştıran bir topluluk için izler, işaretler vardır.
Vahtilafil leyli ven nehari ve ma enzelellahü mines semai mir rizkın fe ahya bihil erda bade mevtiha ve tasıfir riyahi ayatül li kavmiy yakılun
وٱختلـف ٱليل وٱلنهار وما أنزل ٱلله من ٱلسماء من رزق فأحيا به ٱلأرض بعد موتها وتصريف ٱلريـح ءايـت لقوم يعقلون
45:6
İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!
Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk fe bi eyyi hadısim badellahi ve ayatihı yüminun
تلك ءايـت ٱلله نتلوها عليك بٱلحق فبأى حديث بعد ٱلله وءايـتهۦ يؤمنون
45:7
Yazıklar ve azaplar olsun günaha batmış her yalancı iftiracıya,
Veylül li külli effakin esım
ويل لكل أفاك أثيم
45:8
Ki Allah'ın ayetlerinin kendisine okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş olarak inadında devam eder. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir azapla muştula böylesini.
Yesmeu ayatillahi tütla aleyhi sümme yüsırru müstekbiran ke el lem yesmaha fe beşşirhü bi azabin elım
يسمع ءايـت ٱلله تتلى عليه ثم يصر مستكبرا كأن لم يسمعها فبشره بعذاب أليم
45:9
Ayetlerimizden birşeyin bilgisine ulaşınca, alaya aldı onu. İşte onlar içindir horlayıp yere batıran bir azap.
Ve iza alime min ayatina şeyenittehazeha hüzüva ülaike lehüm azabüm mühın
وإذا علم من ءايـتنا شيـا ٱتخذها هزوا أولـئك لهم عذاب مهين
45:10
Arkalarından cehennem! Kazanmış oldukları da Allah dışında edindikleri veliler de onlara hiçbir yarar sağlamayacaktır. Çok büyük bir azap vardır onlar için.
Miv veraihim cehennem ve la yuğnı anhüm ma kesebu şeyev ve la mettehazu min dunillahi evliya ve lehüm azabün azıym
من ورائهم جهنم ولا يغنى عنهم ما كسبوا شيـا ولا ما ٱتخذوا من دون ٱلله أولياء ولهم عذاب عظيم
45:11
İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkar edenler için, korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür.
Haza hüda vellezıne keferu bi ayati rabbihim lehüm azabüm mir riczin elım
هـذا هدى وٱلذين كفروا بـايـت ربهم لهم عذاب من رجز أليم
45:12
Allah size denizi boyun eğdirdi ki, içinde gemiler O'nun emriyle akıp gitsin, lütfundan istekte bulunasınız ve şükredebilesiniz.
Allahüllezi sehhara lekümül bahra li tecriyel fülkü fıhi bi emrihı ve li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun
ٱلله ٱلذى سخر لكم ٱلبحر لتجرى ٱلفلك فيه بأمرهۦ ولتبتغوا من فضلهۦ ولعلكم تشكرون
45:13
Göklerde ne var, yerde ne varsa tümünü, O'ndan bir lütuf olarak size boyun eğdirmiştir. Bunda, derin derin düşünen bir topluluk için elbette ibretler vardır.
Ve sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdı cemıam minh inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun
وسخر لكم ما فى ٱلسمـوت وما فى ٱلأرض جميعا منه إن فى ذلك لـايـت لقوم يتفكرون
45:14
İman edenlere söyle: "Allah'ın günlerini ummayanları affetsinler ki, O, bir toplumu kazandıklarıyla cezalandırsın."
Kul lillezıne amenu yağfiru lillezıne la yercune eyyamellahi li yecziye kavmem bima kanu yeksibun
قل للذين ءامنوا يغفروا للذين لا يرجون أيام ٱلله ليجزى قوما بما كانوا يكسبون
45:15
Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kötülük yapan da kendi aleyhine yapmış olur. Sonunda Rabbinize döndürülürsünüz.
Men amile salihan fe linefsih ve men esae fe aleyha sümme ila rabbiküm türceun
من عمل صـلحا فلنفسهۦ ومن أساء فعليها ثم إلى ربكم ترجعون
45:16
Yemin olsun, biz, İsrailoğullarına Kitap'ı, hükmetme gücünü, peygamberliği verdik, onları temiz yiyeceklerden rızıklandırdık ve kendilerini alemler üzerine imtiyazlı kıldık.
Ve le kad ateyna benı israılel kitabe vel hukme ven nübüvvete ve razaknahüm minet tayyibati ve faddalnahüm alel alemın
ولقد ءاتينا بنى إسرءيل ٱلكتـب وٱلحكم وٱلنبوة ورزقنـهم من ٱلطيبـت وفضلنـهم على ٱلعـلمين
45:17
Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık-seçik belgeler verdik. Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında, tartışıp durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir.
Ve ateynahüm beyyinatim minel emr femahtelefu illa mim badi ma caehümül ılmü bağyem beynehüm inne rabbeke yakdıy beynehüm yevmel kıyameti fıma kanu fıhi yahtelifun
وءاتينـهم بينـت من ٱلأمر فما ٱختلفوا إلا من بعد ما جاءهم ٱلعلم بغيا بينهم إن ربك يقضى بينهم يوم ٱلقيـمة فيما كانوا فيه يختلفون
45:18
Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şeriat/bir yol-yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!
Sümme cealnake ala şarıatim minel emri fettebıha ve la tettebı ehvaellezıne la yalemun
ثم جعلنـك على شريعة من ٱلأمر فٱتبعها ولا تتبع أهواء ٱلذين لا يعلمون
45:19
Kuşkun olmasın ki onlar, Allah karşısında sana hiçbir yarar sağlayamazlar/Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah ise takvaya sarılanların Veli'sidir.
İnnehüm ley yuğnu anke minellahi şeya ve innez zalimıne baduhüm evliyaü bad vallahü veliyyül müttekıyn
إنهم لن يغنوا عنك من ٱلله شيـا وإن ٱلظـلمين بعضهم أولياء بعض وٱلله ولى ٱلمتقين
45:20
Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.
Haza besairu lin nasi ve hüdev ve rahmetül li kavmiy yukınun
هـذا بصـئر للناس وهدى ورحمة لقوم يوقنون
45:21
Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız? Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!
Em hasibel lezınecterahus seyyiati en necalehüm kellezıne amenu ve amilus salihati sevaem mahyahüm ve mematühüm sae ma yahkümun
أم حسب ٱلذين ٱجترحوا ٱلسيـات أن نجعلهم كٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحـت سواء محياهم ومماتهم ساء ما يحكمون
45:22
Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.
Ve halekallahüs semavati vel erda bil hakkı ve li tücza küllü nefsim bima kesebet ve hüm la yuzlemun
وخلق ٱلله ٱلسمـوت وٱلأرض بٱلحق ولتجزى كل نفس بما كسبت وهم لا يظلمون
45:23
Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hala düşünüp ibret almıyor musunuz?
Feraeyte menittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmiv ve hateme ala semıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe mey yehdıhi mim badillah e fe la tezekkerun
أفرءيت من ٱتخذ إلـههۥ هوىه وأضله ٱلله على علم وختم على سمعهۦ وقلبهۦ وجعل على بصرهۦ غشـوة فمن يهديه من بعد ٱلله أفلا تذكرون
45:24
Dediler ki: "Şu dünya hayatımızdan başkası yok. Ölüyoruz, diriliyoruz. Bizi zamandan başkası helak etmiyor." Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Sadece sanıda bulunuyorlar.
Ve kalu ma hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma yühliküna illed dehr ve ma lehüm bi zalike min ılm in hüm illa yezunun
وقالوا ما هى إلا حياتنا ٱلدنيا نموت ونحيا وما يهلكنا إلا ٱلدهر وما لهم بذلك من علم إن هم إلا يظنون
45:25
Ayetlerimiz, karşılarında açık-seçik mesajlar halinde okunduğunda, delilleri sadece şöyle demek olmuştur: "Doğru sözlüler iseniz atalarımızı getirin."
Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatim ma kane huccetehüm illa en kalütu bi abaina in küntüm sadikıyn
وإذا تتلى عليهم ءايـتنا بينـت ما كان حجتهم إلا أن قالوا ٱئتوا بـابائنا إن كنتم صـدقين
45:26
De ki: "Sizi Allah yaşatıyor; sonra sizi öldürecek, sonra da o hakkında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde biraraya getirecek. Ama insanların çokları bilmiyorlar."
Kullillahü yuhyıküm sümme yümıtüküm sümme yecmeuküm ila yevmil kıyameti la raybe fıhi ve lakinne ekseran nasi la yalemun
قل ٱلله يحييكم ثم يميتكم ثم يجمعكم إلى يوم ٱلقيـمة لا ريب فيه ولـكن أكثر ٱلناس لا يعلمون
45:27
Göklerin ve yerin mülkü/saltanatı Allah'ındır. Kıyamet kopunca, işte o gün, gerçekleri hükümsüz kılanlar hüsrana uğrayacaklardır.
Ve lillahi mülküs semavati vel ard ve yevme tekumüs saatü yevmeiziy yahserul mübtılun
ولله ملك ٱلسمـوت وٱلأرض ويوم تقوم ٱلساعة يومئذ يخسر ٱلمبطلون
45:28
O gün tüm ümmetleri, toplanıp diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına davet edilir. Bugün, yapıp-ettiklerinizin karşılığıyla yüzyüze getirileceksiniz.
Ve tera külle ümmetin casiyeten küllü ümmetin tüda ila kitabiha elyevme tüczevne ma küntüm tamelun
وترى كل أمة جاثية كل أمة تدعى إلى كتـبها ٱليوم تجزون ما كنتم تعملون
45:29
Bu bizim kitabımız, karşınızda gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yapıp-ettiklerinizin kopyasını çıkarıyorduk/yaptıklarınızı kaydediyorduk.
Haza kitabuna yentıku aleyküm bil hakk inna künna nestensihu ma küntüm tamelun
هـذا كتـبنا ينطق عليكم بٱلحق إنا كنا نستنسخ ما كنتم تعملون
45:30
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur.
Fe emmelzıne amenu ve amilus salihati fe yüdhılühüm rabbühüm fı rametih zalike hüvel fevzül mübın
فأما ٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحـت فيدخلهم ربهم فى رحمتهۦ ذلك هو ٱلفوز ٱلمبين
45:31
İnkar ve nankörlüğe sapmış olanlara gelince, onlara şöyle denecek: "Ayetlerimiz karşınızda okunurdu ama siz büyüklük taslardınız, suç işleyen bir toplum oldunuz, öyle değil mi?"
Ve emmellezıne keferu e fe lem tekün ayatı tütla aleyküm festekbertüm ve küntüm kavmen mücrimın
وأما ٱلذين كفروا أفلم تكن ءايـتى تتلى عليكم فٱستكبرتم وكنتم قوما مجرمين
45:32
Hani, size, "Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, kıyamet saatinde de şüphe yoktur" dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: "Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece bir şeyler var sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz."
Ve iza kıyle inne vadellahi hakkuv ves saatü la raybe fıha kultüm ma nedrı mes saatü in nezunnü illa zannev ve ma nahnü bi müsteykının
وإذا قيل إن وعد ٱلله حق وٱلساعة لا ريب فيها قلتم ما ندرى ما ٱلساعة إن نظن إلا ظنا وما نحن بمستيقنين
45:33
Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş, alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
Ve beda lehüm seyyiatü ma amilu ve haka bihim ma kanu bihı yestehziun
وبدا لهم سيـات ما عملوا وحاق بهم ما كانوا بهۦ يستهزءون
45:34
Şöyle denilir: "Unutuyoruz sizi bugün! Tıpkı sizin, bugününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi. İşte böyle! Sığınağınız ateştir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır."
Ve kıylel yevme nensaküm kema nesıtüm likae yevmiküm haza ve mevakümün naru ve ma leküm min nasırın
وقيل ٱليوم ننسىكم كما نسيتم لقاء يومكم هـذا ومأوىكم ٱلنار وما لكم من نـصرين
45:35
Bunun sebebi şudur: "Siz, Allah'ın ayetlerini eğlence aracı yaptınız, dünya hayatı sizi aldattı/gurura itti. Bugün ateşten çıkarılmayacaklar, özür dilemeleri de kabul edilmeyecek."
Zaliküm bi ennekümüttehaztüm ayatıllahi hüzüvev ve ğarratkümül hayatüd dünya felyevme la yuhracune minha ve la hüm yüstatebun
ذلكم بأنكم ٱتخذتم ءايـت ٱلله هزوا وغرتكم ٱلحيوة ٱلدنيا فٱليوم لا يخرجون منها ولا هم يستعتبون
45:36
Hamt; göklerin Rabbi, yerin Rabbi, alemlerin Rabbi olan Allah'adır!
Fe lillahil hamdü rabbis semavati ve rabbil erdı rabbil alemın
فلله ٱلحمد رب ٱلسمـوت ورب ٱلأرض رب ٱلعـلمين
45:37
Göklerde ve yerde ululuk/büyüklük O'nundur! Aziz'dir O, Hakim'dir.
Ve lehül kibriyaü fis semavati vel erdı ve hüvel azızül hakım
وله ٱلكبرياء فى ٱلسمـوت وٱلأرض وهو ٱلعزيز ٱلحكيم
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.