Dil Göster/Sakla
Zariyat (Adh-Dhariyat) suresi


Zariyat (Adh-Dhariyat) suresi Kuranın 51. suresidir. Zariyat suresi iniş sırasına göre ise 67. sıradadır.

Zariyat suresi Savuran Rüzgarlar anlamına gelmektedir. Toplam da 60 ayet den oluşmaktadır. Adh-Dhariyat suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de indirildiğine inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. Sure adını açılış ayetlerinden alır.

Sure, İbrahim, Nuh, Ad, Semud ve kıyamet gününden bahseder ve temel Kuran mesajını yineler. Kıyametin geleceğine dair yeminlerle başlar.

 Peygamberlerden ve onlara inanmadıkları için helak edilen toplumlardan bahseder. Peygamberlere kendi kavimleri tarafından daima sihirbaz veya mecnun denilmiştir. Sodom'u yok etmek ve peygamber Lut'u kurtarmak için gönderilen meleklerin ve onların peygamber İbrahim ile etkileşimlerinin hikayeside anlatılmıştır.

51:1
O tozutup savuranlara/o kırıp un-ufak edenlere,
Vezzariyati zerva
وٱلذريـت ذروا
51:2
O ağırlık taşıyanlara,
Fel hamilati vıkra
فٱلحـملـت وقرا
51:3
O kolayca akıp gidenlere/o rahatça yüzenlere,
Fel cariyati yusra
فٱلجـريـت يسرا
51:4
O iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki,
Fel mukassimati emra
فٱلمقسمـت أمرا
51:5
Hiç kuşkusuz, o size vaat olunan kesinlikle doğrudur.
İnnema tuadune le sadık
إنما توعدون لصادق
51:6
Ve din, şaşmaz bir olgudur.
Ve inned dine le vakı
وإن ٱلدين لوقع
51:7
Yemin olsun o ahenkli yollar taşıyan göğe,
Ves semai zatil hubuk
وٱلسماء ذات ٱلحبك
51:8
Ki siz gerçekten tartışmalarla dolu bir söz içindesiniz.
İnnekum le fi kavlim muhtelif
إنكم لفى قول مختلف
51:9
Yüzgeri çevrilen onun yüzünden çevrilir.
Yufeku anhu men ufik
يؤفك عنه من أفك
51:10
Kahrolsun o düzenbaz yalancılar,
Kutilel harrasun
قتل ٱلخرصون
51:11
Ki onlar bir sersemlik içinde ne yaptıklarından habersizdirler.
Ellezine hum fi ğamratin sahun
ٱلذين هم فى غمرة ساهون
51:12
Sorarlar: "Ne zaman o din günü?"
Yeselune eyyane yevmud din
يسـلون أيان يوم ٱلدين
51:13
O gün onlar ateş üzerinde deneme ve elemeye tabi tutulacaklardır.
Yevme hum alen nari yuftenun
يوم هم على ٱلنار يفتنون
51:14
Tadın imtihan ve ıstırabınızı. İşte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz!
Zuku fitnetekum hazellezi kuntum bihi testacilun
ذوقوا فتنتكم هـذا ٱلذى كنتم بهۦ تستعجلون
51:15
Şu da bir gerçek ki, sakınıp korunanlar bahçelerde ve pınar başlarındadır;
İnnel muttekıyne fi cennativ ve uyun
إن ٱلمتقين فى جنـت وعيون
51:16
Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler.
Ahızıne ma atahum rabbuhum innehum kanu kable zalike muhsinin
ءاخذين ما ءاتىهم ربهم إنهم كانوا قبل ذلك محسنين
51:17
Gecenin pek azında uyumaktaydılar.
Kanu kalilem minel leyli ma yehceun
كانوا قليلا من ٱليل ما يهجعون
51:18
Seher vakitlerinde af dilemekteydi onlar.
Ve bil eshari hum yestağfirun
وبٱلأسحار هم يستغفرون
51:19
İhtiyaç sahibi için, yoksun için bir hak vardı mallarında onların.
Ve fi emvalihim hakkul lis saili vel mahrum
وفى أمولهم حق للسائل وٱلمحروم
51:20
Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için.
Ve fil erdı ayatul lil mukınin
وفى ٱلأرض ءايـت للموقنين
51:21
Benliklerinizin içinde de. Hala bakıp görmeyecek misiniz?
Ve fi enfusikum e fe la tubrırun
وفى أنفسكم أفلا تبصرون
51:22
Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.
Ve fis semai rizkukum ve ma tuadun
وفى ٱلسماء رزقكم وما توعدون
51:23
Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki, o tıpkı sizin konuşabildiğiniz gibi kesin bir gerçektir.
Fe ve rabbis semai vel erdı innehu lehakkum misle ma ennekum tentıkun
فورب ٱلسماء وٱلأرض إنهۥ لحق مثل ما أنكم تنطقون
51:24
Geldi mi sana İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi?
Hel etake hadisu dayfi ibrahimel mukramin
هل أتىك حديث ضيف إبرهيم ٱلمكرمين
51:25
Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti.
İz dehalu aleyhi fe kalu selama kale selam kavmum munkerun
إذ دخلوا عليه فقالوا سلـما قال سلـم قوم منكرون
51:26
Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi.
Ferağa ila ehlihi fe cae bi ıclin semin
فراغ إلى أهلهۦ فجاء بعجل سمين
51:27
Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi.
Fe karrabehu ileyhim kale e la tekulun
فقربهۥ إليهم قال ألا تأكلون
51:28
O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan müjdelediler.
Fe evcese minhum hıyfeh kalu la tehaf ve beşşeruhu bi ğulamin alim
فأوجس منهم خيفة قالوا لا تخف وبشروه بغلـم عليم
51:29
Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: "Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım!"
Fe akbeletimraetuhu fi sarratin fe sakket vecheha ve kalet acuzun akıym
فأقبلت ٱمرأتهۥ فى صرة فصكت وجهها وقالت عجوز عقيم
51:30
Dediler ki: "Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi O'dur, en iyisini bilen de O'dur.
Kalu kezaliki kale rabbuk innehu huvel hakimul alim
قالوا كذلك قال ربك إنهۥ هو ٱلحكيم ٱلعليم
51:31
İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?"
Kale fema hatbukum eyyuhel murselun
قال فما خطبكم أيها ٱلمرسلون
51:32
Dediler: "Biz, suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik."
Kalu inna ursilna ila kavmim mucrimin
قالوا إنا أرسلنا إلى قوم مجرمين
51:33
"Üzerlerine çamurdan taş atalım diye."
Li nursile aleyhim hıcaratem min tıyn
لنرسل عليهم حجارة من طين
51:34
"Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş taşlar."
Musevvemeten ınde rabbike lil musrifin
مسومة عند ربك للمسرفين
51:35
Orada, müminlerden kim varsa çıkardık.
Fe ahracna men kane fiha minel muminin
فأخرجنا من كان فيها من ٱلمؤمنين
51:36
Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk.
Fe ma vecedna fiha ğayra beytim minel muslimin
فما وجدنا فيها غير بيت من ٱلمسلمين
51:37
Acıklı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık;
Ve terakna fiha ayetel lillezine yehafunel azabel elim
وتركنا فيها ءاية للذين يخافون ٱلعذاب ٱلأليم
51:38
Musa'da da. Biz onu açık bir kanıtla Firavun'a gönderdik.
Ve fi musa iz erselnahu ila firavne bi sultanim mubin
وفى موسى إذ أرسلنـه إلى فرعون بسلطـن مبين
51:39
O tüm gücüyle/tüm seçkin adamlarıyla birlikte yüz çevirdi ve şöyle dedi: "Bir büyücü yahut mecnun."
Fe tevella bi ruknihi ve kale sahırun ev mecnun
فتولى بركنهۦ وقال سـحر أو مجنون
51:40
Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp suyun ortasına fırlattık. Kendi kendini kınayıp duruyordu.
Fe ehaznahu ve cunudehu fe nebeznahum fil yemmi ve huve mulim
فأخذنـه وجنودهۥ فنبذنـهم فى ٱليم وهو مليم
51:41
Ad kavminde de bir ibret var. Onlar üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgarı göndermiştik.
Ve fi adin iz erselna aleyhimur rihal akıym
وفى عاد إذ أرسلنا عليهم ٱلريح ٱلعقيم
51:42
Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.
Ma tezeru min şeyin etet aleyhi illa cealethu kir ramim
ما تذر من شىء أتت عليه إلا جعلته كٱلرميم
51:43
Semud'da da bir ibret var. Onlara şöyle denmişti: "Bir vakte kadar yiyip içip eğlenin."
Ve fi semude iz kıyle lehum temetteu hatta hıyn
وفى ثمود إذ قيل لهم تمتعوا حتى حين
51:44
Daha sonra onlar, Rablerinin emrine kafa tuttular da gözleri baka baka yıldırım kendilerini yakaladı.
Fe atev an emri rabbihim fe ehazethumus saıkatu ve hum yenzurun
فعتوا عن أمر ربهم فأخذتهم ٱلصـعقة وهم ينظرون
51:45
Ne kalkıp kaçabildiler ne de kendilerine yardım eden oldu.
Femestetau min kıyamiv ve ma kanu muntesırın
فما ٱستطـعوا من قيام وما كانوا منتصرين
51:46
Daha önce de Nuh kavmini batırmıştık. Çünkü onlar da doğruluktan ayrılmış bir topluluktu.
Ve kavme nuhım min kabl innehum kanu kavmen fasikıyn
وقوم نوح من قبل إنهم كانوا قوما فـسقين
51:47
Göğe gelince, onu biz ellerimizle kurduk. Hiç kuşkusuz, biz, genişleticileriz.
Ves semae beneynaha bi eydiv ve inna le musiun
وٱلسماء بنينـها بأييد وإنا لموسعون
51:48
Yeri de biz döşedik. Ne güzel döşeyicileriz!
Vel erda feraşnaha fe nımel mahidun
وٱلأرض فرشنـها فنعم ٱلمـهدون
51:49
Herşeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz.
Ve min kulli şeyin halakna zevceyni leallekum tezekkerun
ومن كل شىء خلقنا زوجين لعلكم تذكرون
51:50
O halde Allah'a kaçın/sığının! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.
Fe firru ilallah inni lekum minhu nezirum mubin
ففروا إلى ٱلله إنى لكم منه نذير مبين
51:51
Allah'ın yanına başka bir ilah koymayın! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.
Ve la tecalu meallahi ilahen ahar inni lekum minhu nezirum mubin
ولا تجعلوا مع ٱلله إلـها ءاخر إنى لكم منه نذير مبين
51:52
İşte böyle! Onlardan önce herhangi bir resul geldiğinde, mutlaka şöyle dediler: "Ya büyücüdür ya deli."
Kezalike ma etellezine min kablihim mir rasulin illa kalu sahırun ev mecnun
كذلك ما أتى ٱلذين من قبلهم من رسول إلا قالوا ساحر أو مجنون
51:53
Bunu aralarında vasiyetleştiler mi? Hayır, azıp sapmış bir topluluk bunlar.
E tevasav bih bel hum kavmun tağun
أتواصوا بهۦ بل هم قوم طاغون
51:54
Artık onlardan yüz çevir. Sen bu yüzden kınanmayacaksın.
Fe tevelle anhum fe ma ente bi melun
فتول عنهم فما أنت بملوم
51:55
Hatırlat/öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek müminlere yarar sağlar.
Ve zekkir fe innez zikra tenfeul muminin
وذكر فإن ٱلذكرى تنفع ٱلمؤمنين
51:56
Ben, cinleri ve insanları bana ibadet etmeleri/benim için iş yapıp değer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım.
Ve ma halaktul cinne vel inse illa li yabudun
وما خلقت ٱلجن وٱلإنس إلا ليعبدون
51:57
Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni yedirip doyurmalarını da istemiyorum.
Ma uridu minhum mir rizkıv ve ma uridu ey yutımun
ما أريد منهم من رزق وما أريد أن يطعمون
51:58
Hiç kuşkusuz, Allah Rezzak'tır, bol bol rızık verir. Kuvvet sahibidir, Metin'dir, güçlü ve dayanıklıdır.
İnnellahe huver razzaku zul kuvvetil metin
إن ٱلله هو ٱلرزاق ذو ٱلقوة ٱلمتين
51:59
Şu bir gerçek ki, zulmedenlerin, tıpkı arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler.
Fe inne lellezine zalemu zenubem misle zenubi ashabihim fe la yestacilun
فإن للذين ظلموا ذنوبا مثل ذنوب أصحـبهم فلا يستعجلون
51:60
O vaat edildikleri günlerinden dolayı vay kafirlerin haline!
Fe veylul lillezine keferu miy yevmihimullezi yuadun
فويل للذين كفروا من يومهم ٱلذى يوعدون
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.