To be thick/gross/coarse/rough, rugged/rude/big/bulky, to be great (in size or estimation or rank or dignity), independent, glorious, majestic, to be old or advanced in age, also to be young or not of fit age [thus the verb bears two contradictory significations], firm or sound in judgement, to be eminent, noble or dignified, honourable, mighty, take the main part or portion of a thing, mount/ascend upon/cover a thing, to be exalted or magnificent, give much or many, to move about or shuffle a thing, sink or become depressed, sever/distressing/momentous/formidable.
Kalın ya da kaba ya da kaba ya da kaba, sağlam ya da kaba ya da büyük ya da hantal olmak, büyük (boyut ya da tahmin ya da rütbe ya da haysiyet olarak), bağımsız, görkemli, görkemli, yaşlı ya da ileri yaşta olmak, ayrıca genç olmak uygun yaşta veya değil [böylece fiil iki çelişkili anlam taşır], yargıda sağlam veya sağlam, seçkin, asil veya onurlu, onurlu, güçlü olmak, bir şeyin ana bölümünü veya bir kısmını almak, üzerine çıkmak veya yükselmek veya bir yeri örtmek şey, yüce ya da görkemli olmak, çok ya da çok vermek, bir şeyi hareket ettirmek ya da bir şeyi karıştırmak, batmak ya da bunalıma girmek, kopmak ya da ıstırap verici ya da önemli ya da ürkütücü olmak.
ج ل ل kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler