To be much or abundant, to be many, full or filled, let collect, draw near, come to pass, to recover [such as from fatigue], to relieve or rest, to be indinstinctive, conceal or not reveal a thing, hold back or not dare to do a thing, run again after any run, to go much, to be satiated or satisfied [such as with food or drink], greater or greatest in quantity and in number.
Çok ya da bol olmak, çok olmak, dolu ya da dolu olmak, toplansın, yaklaşsın, geçmesine izin verin, [yorgunluktan gibi] iyileşmek, rahatlatmak ya da dinlenmek, içgüdüsel olmak, bir şeyi gizlemek ya da açığa vurmamak, tutmak bir şey yapmaya cesaret edememek veya bir şey yapmaya cesaret edememek, herhangi bir koşudan sonra tekrar koşmak, çok gitmek, doymak veya doymak [yiyecek veya içecek gibi], nicelik ve sayıca daha fazla veya daha fazla.
ج م م kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler