To prevent/hinder/impede/withhold/restrain/debar/inhibit/prohibit/forbid/interdict, to shut out, be niggardly. To tend or repair or take to oneself a course or aim, aim at/seek/pursue/desire/intend, separate oneself from others, leave/abandon/forsake one's people and remove from them, become angry or exasperated, twist a rope very tightly, crook or curve or bend a thing in the form of an arch, cease to yield milk from the breasts (woman).
Önlemek veya engellemek veya engellemek veya alıkoymak veya kısıtlamak veya kısıtlamak veya yasaklamak veya yasaklamak veya yasaklamak veya yasaklamak, kapatmak, cimri olmak. Eğilmek veya onarmak veya bir rotaya veya hedefe yönelmek, hedeflemek veya aramak veya peşinden koşmak veya arzu etmek veya niyet etmek, kendini diğerlerinden ayırmak, halkını terk etmek veya terk etmek veya terk etmek ve onlardan uzaklaşmak, sinirlenmek veya çileden çıkmak, bir ipi çok fazla bükmek bir şeyi kemer şeklinde sıkın, bükün veya bükün veya bükün, göğüslerden süt vermeyi bırakın (kadın).
ح ر د kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler