To be produced/extracted/taken forth/fetched out, to come out, to be over and above, manifest/appear, come into being or existence, to be realised, make present, come to light, obtain, remain, happen, be bared, come and brought forth, to be made known, come to pass, prepared/ready, binding/obligatory/incumbent, to remain and continue (when the rest had gone or passed away), separate/discriminate/distinguish what remained and continued (when the rest had gone or passed away), reduce a thing to its essential import (or sum and substance).
Üretmek veya çıkarmak veya çıkarmak veya almak, çıkmak, yukarıda olmak, tezahür etmek veya görünmek, var olmak veya var olmak, gerçekleşmek, mevcut kılmak, gün ışığına çıkmak, elde etmek, kalmak, meydana gelmek, olmak ortaya çıktı, ortaya çıktı, duyurulmak, meydana gelmek, hazırlanmak veya hazır olmak, bağlayıcı veya zorunlu veya görevli, kalmak ve devam etmek (geri kalanlar gittiğinde veya vefat ettiğinde), kalanları ve devam edenleri ayırmak veya ayırt etmek veya ayırt etmek (geri kalanlar gittiğinde veya vefat ettiğinde), bir şeyi esas önemine (veya toplamına ve özüne) indirgeyin.
ح ص ل kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler