To protect/prohibit/guard/defend against encroachment/attack. A thing prohibited, prohibit a thing. Vehement/angry, it was/became hot (e.g. day, oven), disdain/scorn/indignation/jealousy/anger, to be ashamed, refuse to bear/endure/tolerate wrongful treatment.
Tecavüz veya saldırıya karşı korumak veya yasaklamak veya korumak veya savunmak için. Bir şeyi yasaklamak, bir şeyi yasaklamak. Şiddetli ya da kızgın, sıcaktı ya da oldu (örneğin gün, fırın), küçümseme ya da küçümseme ya da öfke ya da kıskançlık ya da öfke, utanmak, tahammül etmeyi reddetmek ya da haksız muameleye tahammül etmek ya da tahammül etmek.
ح م ى kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler