To do wrong, commit a mistake or error, commit a sin or crime or act of disobedience for which one deserves punishment, commit a fault or offense (intentionally or unintentionally), pursue a wrong way (intentionally or otherwise), cause to miss or pass over, miss a thing (or fail of hitting it), miss or deviate from, far or out of reach, cause one to make a mistake, feign a wrong action/mistake/error.
Hata yapmak, hata veya kusur işlemek, cezayı hak eden bir günah veya suç veya itaatsizlik yapmak, bir kusur veya suç işlemek (kasıtlı veya kasıtsız olarak), yanlış bir yol izlemek (kasıtlı veya başka bir şekilde), kaçırılmasına veya geçmek, bir şeyi ıskalamak (veya vuramamak), ıskalamak veya sapmak, çok uzaklara veya uzaklara gitmek, birinin hata yapmasına neden olmak, yanlış bir eylem veya hata veya hata taklidi yapmak.
خ ط ا kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler