to wait, lay in wait, stick, watch for an opportunity, an expectation, desist from (with 'an), watch for something, befall anyone, one who waits, one who withholds, or collects and withholds (e.g. wheat or the like, waiting for a time of dearness).
beklemek, beklemek, yapışmak, bir fırsatı, bir beklentiyi kollamak, ('an ile) vazgeçmek, bir şeye dikkat etmek, birinin başına gelmek, bekleyen, alıkoymak veya toplayıp alıkoymak (örneğin buğday veya benzeri) , bir sevgililik zamanı bekliyorum).
ر ب ص kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler