it increased/augmented, it throve/grew well/flourished/prospered and produced fruit, it was/became pure, purification, goodness/righteousness, lead/enjoy a plentiful/easy/soft/delicate life, put into a good/right state/condition, alms, poor-rate/dueZakaa (prf. 3rd. p.m. sing): He was clean , pureZakkaa (prf. 3rd. p.m. sing. II): He purified.Yuzakkii (imp. 3rd. p.m. sing. II): He purifiesTuzakkii (imp. 2nd. p.m. sing. II): Thou purifieth.Yuzakkuuna (imp. 3rd. p.m. plu. II.): They purify.Laa Tuzakkuu (prt. neg. n. plu.): Make no pretentions to the purity (of your souls); justify not; Do not praise (yourself to be pure and pious).Tazakka (prf. 3rd. p.m. sing. V): He purified himself.Yatazakkaa (imp. 3rd. p.m. sing. V): He purifies himselfYazzakka (imp. 3rd. p.m. sing. V.): Purify himself.Zakaat (n.): Purification; purity; poor tax; purifying almsZakiyyan (act. pic. m. sing. acc.): Most pureZakiyyatan (act. pic. f. sing): Pure; innocent.Azkaa (elative): The purest
arttı ya da çoğaldı, gelişti ya da büyüdü ya da gelişti ya da zenginleşti ve meyve verdi, saf oldu ya da oldu, arınma, iyilik ya da doğruluk, bol ya da kolay ya da yumuşak ya da hassas bir yaşam sürdü ya da tadını çıkardı, iyi ya da doğru bir duruma getirildi veya koşul, sadaka, düşük oran veya vadeZakaa (prf. 3rd. pm şarkı söyle): O temizdi, safZakkaa (prf. 3rd. pm şarkı söyle. II): Arındırdı. Yuzakkii (imp. 3rd. pm şarkı söyle. II): O, Tuzakkii'yi arındırır (imp. 2nd. pm. şarkı II): Sen arındırırsın.Yuzakkuuna (imp. 3rd. p.m. plu. II.): Onlar arındırırlar. saflık (ruhlarınızın); haklı çıkarmamak; Övme (kendini temiz ve dindar olma).Tazakka (prf. 3rd.m. şarkı söyle. V): Kendini arındırdı. .V.): Kendini arındır. Zekat (n.): Arınma; saflık; zayıf vergi; arındırıcı sadakalarZakiyyan (hareket. resim. m. şarkı söyle. acc.): En safZakiyyatan (hareket. resim. f. şarkı): Saf; masum.Azkaa (elatif): En saf
ز ك و kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler