leap/spring upon, overpowering influence, rose/elevated, ascend/mount upon, assault/assail (gives a common example of usage: assault the head, i.e. rush upon the head, like wine), wall, bracelet, climb/scale, uppermost structure, force/strength, height, chapter, eminence/nobility, high/elevated station/rank, any degree of a structure.
üzerine sıçramak veya sıçramak, baskın etki, yükselmek veya yükselmek, üzerine çıkmak veya binmek, saldırı veya saldırı (yaygın bir kullanım örneği verir: başa saldırı, yani şarap gibi kafaya hücum), duvar, bilezik, tırmanış veya tartı, en üstteki yapı, kuvvet veya güç, yükseklik, bölüm, üstünlük veya asalet, yüksek veya yüksek makam veya rütbe, yapının herhangi bir derecesi.
س و ر kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler