to act and deal justly, equitably, with fairness and proportion, adjust properly as to relative magnitude, establish justice, hold as equal, pay as an aquivalent, dispose aright, straighten, deviate from the right path, turn aside, stray from. adlun - justice, equity, accuracy, recompense, ransom, equivalent, compensation, instead (thereof).'Adala (prf. 3rd. f. sing.): proportioned, endowed with great natural powers and faculties.Ta'dil (imp. 3rd. f. sing. juss.): It makes equal, offers every compensation.Li'Adila (imp. 1st p. sing. el.): That I may act justly, dojustice.Ya'diluuna (imp. 3rd. m. plu.): They make equality, ascribe equals, dispense justice (7:159).Ta`diluu (imp. 2nd.p.m. plu. final Nun dropped): You act justly.'Adlun (v.n.): Compensation; Justice; Equivalent.I'diluu (prt. m. plu.): Act justly.
adaletli, hakkaniyetli, hakkaniyetli, ölçülü davranmak ve davranmak, nispi büyüklüklere uygun olarak ayarlamak, adaleti tesis etmek, eşit tutmak, muadili olarak ödemek, doğru tasarruf etmek, düzeltmek, doğru yoldan sapmak, yüz çevirmek, sapmak. adlun - adalet, eşitlik, doğruluk, karşılık, fidye, eşdeğer, tazminat, bunun yerine (bunların).' Adala (prf. 3. f. şarkı): orantılı, büyük doğal güçlere ve yeteneklere sahip. Ta'dil (imp. 3. f. şarkı. juss.): Eşit yapar, her tazminatı sunar. . artı): Eşitlik sağlarlar, eşitler atfederler, adalet dağıtırlar (7:159). Ta`diluu (imp. 2nd.p.m. artı son Rahibe düştü): Adil davranıyorsun.'Adlun (v.n.): Tazminat; Adalet; Eşdeğer.I'diluu (prt. m. plu.): Adaletli davranın.
ع د ل kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler