ق س م (qāf sīn mīm) arapça kök kelime anlamı.

Bu kök den türemiş 33 kelime Kuran da geçmektedir.

2 kez I fiil kasem (قَسَمْ) şeklinde
1 kez III. biçim fiil qāsama (قَاسَمَ)
4. biçim olarak 20 kez aksamu fiili (أَقْسَمُ)
VI. biçim olarak 1 kez fiil takāsamu (تَقَاسَمُ)
1 kez tastaqsimu fiili (تَسْتَقْسِمُ)
kasam (قَسَم) adı olarak 2 kez
qis'mat (قِسْمَة) adı olarak üç kez
1 kez edilgen ortacı maqsūm (مَّقْسُوم) olarak
1 kez II. biçim etkin ortacı muqassimāt (مُقَسِِمَٰت) olarak 1 kez
1 kez VIII etkin ortacı muq'tasimīn olarak (مُقْتَسِمِين)

bölmek, elden çıkarmak, ayırmak, paylaştırmak, dağıtmak. kasmun - yemin. qismatun - bölme, bölme, bölme, paylaştırma. maksumun - bölünmüş veya farklı. muqassimun (vb. 2) - yemin eden, pay eden kimse. qasama (vb. 3) - yemin etmek. aqsama (vb. 4) - yemin etmek. takasama (vb. 6) - birbirine yemin etmek. muqtasimun (vb. 8) - kim böler. istaqsama (vb. 10) - kura çekmek. Tastaqsimu - bölünme arıyorsun.

ق س م kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler

Kelime	Anlam	Arapça
(4:8:3) l-qis'mata	bölünme zamanında (at) the (time of) division	الْقِسْمَةَ
(5:3:27) tastaqsimū	sen bölünme arıyorsun you seek division	تَسْتَقْسِمُوا
(5:53:6) aqsamū	yemin etmek swore	أَقْسَمُوا
(5:106:32) fayuq'simāni	ve ikisinin de yemin etmesine izin ver and let them both swear	فَيُقْسِمَانِ
(5:107:15) fayuq'simāni	ve ikisinin de yemin etmesine izin ver and let them both swear	فَيُقْسِمَانِ
(6:109:1) wa-aqsamū	Ve yemin ederler And they swear	وَأَقْسَمُوا
(7:21:1) waqāsamahumā	Ve ikisine de yemin etti And he swore (to) both of them	وَقَاسَمَهُمَا
(7:49:3) aqsamtum	yemin etmiştin you had sworn	أَقْسَمْتُمْ
(14:44:20) aqsamtum	yeminli sworn	أَقْسَمْتُمْ
(15:44:8) maqsūmun	atanmış assigned	مَقْسُومٌ
(15:90:4) l-muq'tasimīna	bölenler those who divided	الْمُقْتَسِمِينَ
(16:38:1) wa-aqsamū	Ve yemin ederler And they swear	وَأَقْسَمُوا
(24:53:1) wa-aqsamū	Ve yemin ederler And they swear	وَأَقْسَمُوا
(24:53:10) tuq'simū	yemin etmek swear	تُقْسِمُوا
(27:49:2) taqāsamū	Birbirinize yemin edin Swear to each other	تَقَاسَمُوا
(30:55:4) yuq'simu	yemin edecek will swear	يُقْسِمُ
(35:42:1) wa-aqsamū	Ve yemin ettiler And they swore	وَأَقْسَمُوا
(43:32:2) yaqsimūna	dağıtmak distribute	يَقْسِمُونَ
(43:32:6) qasamnā	[Biz] dağıtmak [We] distribute	قَسَمْنَا
(51:4:1) fal-muqasimāti	Ve dağıtanlar And those distributing	فَالْمُقَسِّمَاتِ
(53:22:3) qis'matun	bir bölümdür (is) a division	قِسْمَةٌ
(54:28:4) qis'matun	paylaşılacak (is) to be shared	قِسْمَةٌ
(56:75:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ
(56:76:2) laqasamun	kesinlikle bir yemindir (is) surely an oath	لَقَسَمٌ
(68:17:8) aqsamū	yemin ettiler they swore	أَقْسَمُوا
(69:38:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ
(70:40:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ
(75:1:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ
(75:2:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ
(81:15:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ
(84:16:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ
(89:5:4) qasamun	yemin değil (not) an oath	قَسَمٌ
(90:1:2) uq'simu	yemin ederim I swear	أُقْسِمُ