To seep or soak bread (or corn) in water, to crumble or soften, rub a thing in water, make a thing soft, to polish a thing, to be beardless or without facial hair (youth or young man), exalt oneself, to be insolent and audacious/bold, excessively proud or corrupt, extravagant in acts of wrongdoing and disobedience, to be accustomed/habituated/inured to a thing, care not for a thing, be destitute of good, to strip or peel a thing, lofty or high, to be brisk/lively/sprightly.
Ekmeği (veya mısırı) suya sokmak veya ıslatmak, ufalamak veya yumuşatmak, bir şeyi suda ovalamak, bir şeyi yumuşatmak, bir şeyi cilalamak, sakalsız veya sakalsız (genç veya genç) olmak, kendini yüceltmek, küstah ve cüretkar veya cüretkar, aşırı gururlu veya yozlaşmış, günah ve itaatsizlik işlerinde aşırıya kaçmak, bir şeye alışmak, alışmak veya alışmak, hiçbir şeye aldırış etmemek, hayırdan mahrum olmak, bir şeyi soymak veya soymak, yüce veya yüksek, canlı veya canlı veya canlı olmak.
م ر د kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler