to join to, be joined, be contiguous, to have dense vegetation. wassa - to bequeath, recommend, order, command with wise counsel and sermon, charge, exhort, enjoin, make a will.Wassaa (prf. 3rd. p. m. sing. II.): He enjoined, bequeathed, etc.Wassainaa (prf. 1st. p. plu. II.): We enjoined.Tausiyatan (v. n. II.): Disposition of affairs.Ausaa (prf. 3rd. p. m. sing. IV.): He enjoined, bequeathed.Yuusii (imp. 3rd. p. f. sing. IV ): She enjoins.Yuusiina (imp. 3rd. p. f. plu. IV.): They (f) bequeath.Tuusuuna (imp. 2nd p. m. plu. IV.): Ye bequeath.Yuusaa (pip. 3rd. p. m. sing. IV.): That is bequeathed.Muusin (ap-der. m. sing. IV.): Testator; One who leaves legacy.Tawaasau (prf. 3rd. p. m. plu. IV.): They enjoined upon each other, bequeathed each other.Wasiiyyatun (n.): Bequest; Legacy; Mandate; Testament; Injunction; Will; Request, Admonition.
birleşmek, birleşmek, bitişik olmak, yoğun bitki örtüsüne sahip olmak. wassa - miras bırakmak, tavsiye etmek, emretmek, bilgece öğüt ve vaazla emir vermek, suçlamak, teşvik etmek, emretmek, bir vasiyet yapmak. 1. s. plu. II.): Biz emrettik. Tausiyatan (v. n. II.): İşlerin düzeni. IV ): Yuusiina (imp. 3. s. f. plu. IV.): Onlar (f) miras bırakır. IV.): Vasiyet edilendir. Muusin (ap-der. m. şarkı IV.): Vasiyet eden; Miras bırakan. Tawaasau (prf. 3rd. p. plu. IV.): Birbirlerine vasiyet ettiler, miras bıraktılar. Vesiiyyatun (n.): Vasiyet; Miras; yetki; vasiyet; ihtiyati tedbir; Niyet; Talep, Uyarı.
و ص ى kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler