to admonish, exhort, preach, advise, warn, remind of that which should soften the heart by the mention of reward or punishment, give good advice or counsel, remind of the result of affairs, exhort which leads to repentance and reformation.Ya'izuu (imp. 3rd. p. m. sing.): He exhorts, admonishes.A'izu (imp. 1st. p. sing.): I admonish.Ta'izuuna (imp. 2nd. p. m. sing.): Ye admonish.'Iz (prt. m. sing.): Ye admonish.'Izuu (prt. m. plu.): Ye admonish.Yua'azu (pip. 3rd. m. sing.): Is admonished.Yuu'azuuna (pip. 3rd. m. plu.): They are admonished to.Waa'iziina (act. pic. m. plu.): Those who admonish; Preachers.Mau'izatun (n): Admonition.Au'zata (IV. prf. 2nd. p. sing.): Thou admonished.
öğüt vermek, öğüt vermek, nasihat etmek, nasihat etmek, uyarmak, mükâfat veya ceza zikrederek kalbi yumuşatacak şeyleri hatırlatmak, nasihat ve nasihat vermek, işlerin sonucunu hatırlatmak, tövbeye ve ıslaha götüren öğüt vermek. Ya' izuu (imp. 3. p. m. şarkı): O nasihat eder, nasihat eder. Iz (prt. m. şarkı): Ye uyar.'Izuu (prt. m. pl.): Ye uyar. Yua'azu (pip. 3. m. şarkı): Uyarılır.Yuu'azuuna (pip. 3. m. pl.): Onlara nasihat edilir. Preachers.Mau'izatun (n): Uyarı.Au'zata (IV. prf. 2. s. şarkı): Sen uyardın.
و ع ظ kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler