Dil Göster/Sakla
Hicr (Al-Hijr) suresi


Hicr (Al-Hijr) suresi Kuranın 15. suresidir. Hicr suresi iniş sırasına göre ise 54. sıradadır.

Hicr suresi Kayalık bölge anlamına gelmektedir. Toplam da 99 ayet den oluşmaktadır. Al-Hijr suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Peygamberin Mekke'deki son yıllında Yusuf suresinden sonra indiğine inanılan eski bir Mekke suresidir. Bu sure, adını İslam öncesi bir arkeolojik alan olan ve aynı zamanda El-Hicr veya Hegra olarak adlandırılan Medain Salih'e atıfta bulunan 80. ayetten alır.

Allah, mesajı reddedenleri uyarıyor. Bu surede Lut Peygamberin kavminin, Semud kavminin ve diğer grupların mesajı inkar ettiklerinde karşılaştıkları akıbet bize hatırlatılmaktadır. 1-15. ayetler Hz. Muhammed ile alay eden ve onu dışlayan Mekkeli müşriklere seslenir, onlar O'na, doğruluğunu kanıtlamak için kendilerine bir melek getirmesi için meydan okurlar. Sure, Bu tepki ve alayların ardından kararlı ve dirayetli olunması gerektiğini anlatmak için indirilmiştir. Bu surede kendisine, kendisinden önce gelen peygamberler hatırlatılmakta, hatta müşrikleri, Âdem'le yüz yüze geldiğinde isyankâr olan İblis'e benzetmektedir.

Kâfırler bir gün kendilerinin de Müslüman olmalarını dileyeceklerdir. Her milletin bir lütuf günü vardır. Muhammed, kafirler tarafından şeytani mülkiyetle suçlanıyor. Kafirler, gerçek bir peygamberin bir melekler grubuyla gelmesi gerektiğini söylerler, ancak Melekler merakı tatmin etmek için değil, yargılama hizmeti vermek için gönderilir.

Kuran'ın yazarı ve koruyucusu Allah'tır. Eski peygamberler alay edildi ve hor görüldü. Allah göklerde ve yerde şerefini beyan eder, tabiatın her yerinde faaldir ve hayatın, ölümün ve yargının Allah'ıdır.

İblis, Adem'e boyun eğmeyi reddeden tek melekti ve bu yüzden İblis lanetlendi ve kıyamete kadar mühlet verildi. Bundan sonra Şeytan, amacının insanları baştan çıkarmak olduğunu Tanrı'ya açıkladı ve kendisine izin verildi. Cehennemin yedi kapısı, şeytanın takipçileri için açılacak ve gerçek müminler için Cennet sevinçleri hazırlanacaktır.

Daha sonraki ayetler de İbrahim ve Lut'un hikayesinden bahsedilir. Hacer'in alaycı halkı, mucizeler eşliğinde peygamberlerini reddediyor. Muhammed, kafirlerin refahını kıskanmaması konusunda uyarıldı. Allah'ın düşmanları mutlaka cezasını çekecektir.

15:1
Elif, Lam, Ra. İşte sana o Kitap'ın ve açık anlatımlı Kur'an'ın ayetleri.
Elif lam ra tilke ayatül kitabi ve kuranim mübın
الر تلك ءايـت ٱلكتـب وقرءان مبين
15:2
O küfre batmış olanlar zaman zaman, keşke Müslüman olsaydılar diye derin bir özlem duyarlar.
Rubema yeveddüllezıne keferu lev kanu müslimın
ربما يود ٱلذين كفروا لو كانوا مسلمين
15:3
Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.
Zerhüm yekülu ve yetemetteu ve yülhihimül emelü fe sevfe yalemun
ذرهم يأكلوا ويتمتعوا ويلههم ٱلأمل فسوف يعلمون
15:4
Biz hiçbir yurt ve medeniyeti, belirlenmiş bir yazgısı olmaksızın ortadan kaldırmadık.
Ve ma ehlekna min karyetin illa veleha kitabüm malum
وما أهلكنا من قرية إلا ولها كتاب معلوم
15:5
Hiçbir ümmet kendisi için belirlenen sürenin ne önüne geçebilir ne de o süreyi geriletebilir.
Ma tesbiku min ümmetin eceleha ve ma yestehırun
ما تسبق من أمة أجلها وما يستـخرون
15:6
Şöyle haykırdılar: "Hey! Kendisine o zikir/Kur'an indirilen! Sen gerçekten tam bir delisin."
Ve kalu ya eyyühellezi nüzzile aleyhiz zikru inneke le mecnun
وقالوا يـأيها ٱلذى نزل عليه ٱلذكر إنك لمجنون
15:7
"Hadi getirsene bize o melekleri, eğer doğru sözlülerdensen!"
Lev ma tetına bilmelaiketi in künte mines sadikıyn
لو ما تأتينا بٱلملـئكة إن كنت من ٱلصـدقين
15:8
Biz o melekleri ancak ve ancak hak üzere, hak bir yolla indiririz. Ve o zaman inkarcılara göz açtırılmaz.
Ma nünezzilül melaikete illa bil hakkı ve ma kanu izem münzarin
ما ننزل ٱلملـئكة إلا بٱلحق وما كانوا إذا منظرين
15:9
Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.
İnna nahnü nezzelnez zikra ve inna lehu le hafizun
إنا نحن نزلنا ٱلذكر وإنا لهۥ لحـفظون
15:10
Yemin olsun ki, senden öncekilerin o ilk kümeleri içine de nebiler gönderdik biz!
Ve le kad erselna min kablike şiyeıl evvelin
ولقد أرسلنا من قبلك فى شيع ٱلأولين
15:11
Onlara bir Tanrı elçisi gelir gelmez, onunla mutlaka alay ederlerdi.
Ve ma yetıhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun
وما يأتيهم من رسول إلا كانوا بهۦ يستهزءون
15:12
Biz ona, günaha batmışların gönüllerinde böyle bir yol veririz.
Kezalike neslükühu fı kulubil mücrimin
كذلك نسلكهۥ فى قلوب ٱلمجرمين
15:13
Ona inanmazlar. Oysaki, öncekilerin yol ve yöntemleri gözlerinin önünden geçmiştir.
La yüminune bihı ve kad halet sünnetül evvelin
لا يؤمنون بهۦ وقد خلت سنة ٱلأولين
15:14
Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.
Ve lev fetahna aleyhim babem mines semai fe zallu fıhi yarucun
ولو فتحنا عليهم بابا من ٱلسماء فظلوا فيه يعرجون
15:15
Kesinlikle şöyle diyeceklerdi: "Bizim gözlerimiz döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarptırılmış bir toplumuz."
Le kalu innema sükkirat ebsaruna bel nahnü kavmün meshurun
لقالوا إنما سكرت أبصـرنا بل نحن قوم مسحورون
15:16
Yemin olsun, biz gökte burçlar oluşturduk ve onu/onları, seyredenler için süsledik.
Ve le kad cealna fis semai bürucev ve zeyyennaha lin nazırın
ولقد جعلنا فى ٱلسماء بروجا وزينـها للنـظرين
15:17
Ve onu/onları, her kovulup taşlanmış şeytandan koruduk.
Ve hafıznaha min külli şeytanir racım
وحفظنـها من كل شيطـن رجيم
15:18
Ancak kulak hırsızlığı eden olur; onun peşine de parlak bir ateş alevi düşer.
İlla menisterekas sema fe etbeahu şihabüm mübın
إلا من ٱسترق ٱلسمع فأتبعهۥ شهاب مبين
15:19
Yeri yayıp döşedik, ona kuvvetli dağlar diktik ve içinde ölçülü/ahenkli her şeyden bitirdik.
Vel erda medednaha ve elkayna fıha ravasiye ve embetna fıha min külli şeyim mevzun
وٱلأرض مددنـها وألقينا فيها روسى وأنبتنا فيها من كل شىء موزون
15:20
Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık.
Ve cealna leküm fıha meayişe ve mel lestüm lehu bi razikıyn
وجعلنا لكم فيها معـيش ومن لستم لهۥ برزقين
15:21
Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın. Ama biz onu ancak belirli bir ölçüde/bir kaderle indiririz.
Ve im min şeyin illa ındena hazinühu ve ma nünezzilühu illa bi kaderim malum
وإن من شىء إلا عندنا خزائنهۥ وما ننزلهۥ إلا بقدر معلوم
15:22
Rüzgarları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.
Ve erselner riyaha levakıha fe enzelna mines semai maen fe eskaynakümuh ve ma entüm lehu bi hazinın
وأرسلنا ٱلريـح لوقح فأنزلنا من ٱلسماء ماء فأسقينـكموه وما أنتم لهۥ بخـزنين
15:23
Biz, elbette biz,hayat veriyoruz; biz öldürüyoruz. Ve biziz Varis olanlar/mirasçı kalanlar.
Ve inna le nahnü nuhyı ve nümıtü ve nahnül varisun
وإنا لنحن نحىۦ ونميت ونحن ٱلورثون
15:24
Yemin olsun, sizin önden gidenlerinizi bilmişizdir; yemin olsun, geriye kalanları da bilmişizdir.
Ve le kad alimnel müstakdimıne minküm ve le kad alimnel müstehırın
ولقد علمنا ٱلمستقدمين منكم ولقد علمنا ٱلمستـخرين
15:25
Hiç kuşkusuz, Rabbindir, evet O'dur onları haşredecek olan. Hakimdir O, Alim'dir.
Ve inne rabbeke hüve yahşüruhüm innehu hakımün alım
وإن ربك هو يحشرهم إنهۥ حكيم عليم
15:26
Yemin olsun, biz insanı; kuru çamurdan, değişken-cıvık bir balçıktan yarattık.
Ve le kad halaknel insane min salsalim min hameim mesnun
ولقد خلقنا ٱلإنسـن من صلصـل من حمإ مسنون
15:27
Cini/İblis'i de daha önce kavurucu ateşten yaratmıştık.
Vel canne halaknahü min kablü min naris semum
وٱلجان خلقنـه من قبل من نار ٱلسموم
15:28
Hatırla o zamanı ki Rabbin meleklere, "Ben, kupkuru bir çamurdan, değişken, cıvık balçıktan bir insan yaratacağım." demişti.
Ve iz kale rabbüke lil melaiketi innı haliküm beşeram min salsalim min hameim mesnun
وإذ قال ربك للملـئكة إنى خـلق بشرا من صلصـل من حمإ مسنون
15:29
"Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın."
Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi mir ruhıy fekau lehu sacidın
فإذا سويتهۥ ونفخت فيه من روحى فقعوا لهۥ سـجدين
15:30
Meleklerin tümü, toplu halde secde ettiler.
Fe secedel melaiketü küllühüm ecmeun
فسجد ٱلملـئكة كلهم أجمعون
15:31
İblis müstesna. O, secde edenlerle beraber olmaya karşı çıktı.
İlla iblıs eba ey yekune meas sacidın
إلا إبليس أبى أن يكون مع ٱلسـجدين
15:32
Allah dedi: "Ey İblis! Sana ne oluyor da secde edenlerle beraber olmuyorsun?"
Kale ya iblısü ma leke ella tekune meas sacidın
قال يـإبليس ما لك ألا تكون مع ٱلسـجدين
15:33
Dedi: "Kuru bir çamurdan, değişken-cıvık bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmek için var olmadım."
Kale lem ekül li escüde li beşerin halaktehu min salsalim min hameim mesnun
قال لم أكن لأسجد لبشر خلقتهۥ من صلصـل من حمإ مسنون
15:34
Buyurdu: "Öyleyse çık oradan, çünkü kovuldun."
Kale fahruc minha fe inneke racım
قال فٱخرج منها فإنك رجيم
15:35
"Din gününe kadar üzerinde lanet var."
Ve inne aleykel lanete ila yevmid dın
وإن عليك ٱللعنة إلى يوم ٱلدين
15:36
Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
Kale rabbi fe enzırnı ila yevmi yübasun
قال رب فأنظرنى إلى يوم يبعثون
15:37
Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin."
Kale fe inneke minel münzarın
قال فإنك من ٱلمنظرين
15:38
"Bilinen vaktin gününe kadar..."
İla yevmil vaktil malum
إلى يوم ٱلوقت ٱلمعلوم
15:39
Dedi: "Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım."
Kale rabbi bima ağveytenı le üzeyyinenne lehüm fil erdı ve le uğviyennehüm ecmeıyn
قال رب بما أغويتنى لأزينن لهم فى ٱلأرض ولأغوينهم أجمعين
15:40
"İçlerinden riyaya sapmamış, samimi kulların müstesna."
İlla ıbadeke minhümül muhlesıyn
إلا عبادك منهم ٱلمخلصين
15:41
Buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur."
Kale haza sıratun aleyye müstekıym
قال هـذا صرط على مستقيم
15:42
"Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınların seni izleyenleri müstesna."
İnne ıbadı leyse leke aleyhim sültanün illa menittebeake minel ğavın
إن عبادى ليس لك عليهم سلطـن إلا من ٱتبعك من ٱلغاوين
15:43
Cehennem onların tümünün şaşmaz buluşma yeridir.
Ve inne cehenneme le mevıdühüm ecmeıyn
وإن جهنم لموعدهم أجمعين
15:44
Yedi kapısı vardır onun. Her kapıya onlardan bir bölük ayrılmıştır.
Leha sebatü ebvab likülli babim minhüm cüzüm maksum
لها سبعة أبوب لكل باب منهم جزء مقسوم
15:45
Sakınılması gereken şeylerden sakınanlar ise cennetlerde pınarlar içindedir.
İnnel müttekıyne fı cennativ ve uyun
إن ٱلمتقين فى جنـت وعيون
15:46
"Güvene kavuşmuş olarak selamla girin oraya."
Üdhuluha bi selamin aminın
ٱدخلوها بسلـم ءامنين
15:47
Göğüslerindeki düşmanlığı çekip almışızdır. Köşkler/divanlar üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır.
Ve nezana ma fı sudurihim min ğıllin ıhvanen ala sürurim mütekabilın
ونزعنا ما فى صدورهم من غل إخونا على سرر متقـبلين
15:48
Orada kendilerine zahmet/yorgunluk dokunmaz. Oradan çıkarılmazlar da.
La yemessühüm fıha nesabüv ve ma hüm minha bi muhracın
لا يمسهم فيها نصب وما هم منها بمخرجين
15:49
Haber ver kullarıma: Hiç kuşkusuz benim, evet benim, Gafur ve Rahim.
Nebbi ıbadı ennı enel ğafurur rahıym
نبئ عبادى أنى أنا ٱلغفور ٱلرحيم
15:50
Ama acıklı azabın ta kendisidir benim azabım.
Ve enne azabı hüvel azabül elım
وأن عذابى هو ٱلعذاب ٱلأليم
15:51
Onlara İbrahim'in misafirlerinden bahset.
Ve nebbihüm an dayfi ibrahım
ونبئهم عن ضيف إبرهيم
15:52
Hani onun yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. O da "Biz sizden korkuyoruz." diye konuşmuştu.
İz dehalu aleyhi fe kalu selama kale inna minküm vecilun
إذ دخلوا عليه فقالوا سلـما قال إنا منكم وجلون
15:53
"Korkma! Biz sana bilgin bir oğlan müjdeliyoruz." dediler.
Kalu la tevcel inna nübeşşiruke bi ğulamin alım
قالوا لا توجل إنا نبشرك بغلـم عليم
15:54
Dedi: "İhtiyarlık yakama yapıştıktan sonra mı bana müjde veriyorsunuz! Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?"
Kale e beşşertümunı ala em messeniyel kiberu fe bime tübeşşirun
قال أبشرتمونى على أن مسنى ٱلكبر فبم تبشرون
15:55
Dediler: "Hakk'a dayanarak müjdeledik sana, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma."
Kalu beşşernake bil hakkı fe la teküm minel kanitıyn
قالوا بشرنـك بٱلحق فلا تكن من ٱلقـنطين
15:56
Dedi: "Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!"
Kale ve mey yaknetu mir rahmeti rabbihı illed dallun
قال ومن يقنط من رحمة ربهۦ إلا ٱلضالون
15:57
"Amacınız nedir ey elçiler?" diye sordu.
Kale fe ma hatbuküm eyyühel murselun
قال فما خطبكم أيها ٱلمرسلون
15:58
Dediler: "Biz günahkar bir topluluğa gönderildik."
Kalu inna ürsilna ila kavmim mücrimın
قالوا إنا أرسلنا إلى قوم مجرمين
15:59
"Yalnız Lut'un ailesi suçlu değildir. Biz onların hepsini kurtaracağız."
İlla ale lut inna le müneccuhüm ecmeıyn
إلا ءال لوط إنا لمنجوهم أجمعين
15:60
"Lut'un karısı hariç. O günahkarlarla geride kalacaktır. Öyle takdir ettik."
İllemraetehu kadderna inneha le minel ğabirın
إلا ٱمرأتهۥ قدرنا إنها لمن ٱلغـبرين
15:61
Elçiler Lut ailesine geldiklerinde,
Felemma cae ale lutnil murselun
فلما جاء ءال لوط ٱلمرسلون
15:62
Lut: "Siz tanınmayan kimselersiniz." dedi.
Kale inneküm kavmümü münkerun
قال إنكم قوم منكرون
15:63
Dediler: "Sana öyle bir şey getirdik ki,onun hakkında kuşkulanıp duruyorlardı."
Kalu bel cinake bima kanu fıhi yemterun
قالوا بل جئنـك بما كانوا فيه يمترون
15:64
"Sana gerçeği getirdik. Biz, özü-sözü doğru olanlarız."
Ve eteynake bil hakkı ve inna le sadikun
وأتينـك بٱلحق وإنا لصـدقون
15:65
"Gecenin bir yerinde aileni yola çıkar. Sen de arkalarından onları izle. Hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere kadar gidin."
Fe esri bi ehlike bi kıtım minel leyli vettebı edbarahüm ve la yeltefit minküm ehadüv vemdu haysü tümerun
فأسر بأهلك بقطع من ٱليل وٱتبع أدبـرهم ولا يلتفت منكم أحد وٱمضوا حيث تؤمرون
15:66
Ona şu emri bir hüküm olarak ilettik: Şunlar, kökleri kesilmiş olarak sabahlayacaklardır.
Ve kadayna ileyhi zalikel emra enne dabira haülai maktuum musbihıyn
وقضينا إليه ذلك ٱلأمر أن دابر هـؤلاء مقطوع مصبحين
15:67
Şehir halkı geldi. Muştulanmış olmanın sevincini yaşıyorlardı.
Ve cae ehlül medıneti yestebşirun
وجاء أهل ٱلمدينة يستبشرون
15:68
Lut dedi: "Bunlar benim konuklarımdır, aman beni utandırmayın!"
Kale inne haülai dayfı fe la tefdahun
قال إن هـؤلاء ضيفى فلا تفضحون
15:69
"Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin."
Vettekullahe ve la tuhzun
وٱتقوا ٱلله ولا تخزون
15:70
Dediler: "Seni elalemin işiyle uğraşmaktan men etmemiş miydik?"
Kalu e ve lem nenheke anil alemın
قالوا أولم ننهك عن ٱلعـلمين
15:71
Lut dedi: "Eğer bir şey yapacaksanız, işte kızlarım!"
Kale haülai benatı in küntüm faılın
قال هـؤلاء بناتى إن كنتم فـعلين
15:72
Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı.
Le amruke innehüm le fı sekratihim yamehun
لعمرك إنهم لفى سكرتهم يعمهون
15:73
Nihayet o korkunç titreşimli ses, onları güneş doğarken yakaladı.
Fe ehazethümüs sayhatü müşrikıyn
فأخذتهم ٱلصيحة مشرقين
15:74
O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
Fe cealna aliyeha safileha ve emtarna aleyhim hıcaratem min siccıl
فجعلنا عـليها سافلها وأمطرنا عليهم حجارة من سجيل
15:75
Hiç kuşkusuz, bunda, işaretlerden anlam çıkaranlar için ibretler vardır.
İnne fı zalike le ayatil lil mütevessimın
إن فى ذلك لـايـت للمتوسمين
15:76
O kentin izleri/işaretleri, hala işleyen bir yol üzerindedir.
Ve inneha le bisebılim mükıyn
وإنها لبسبيل مقيم
15:77
İnananlar için bunda elbette bir ibret vardır.
İnne fı zalike le ayatel lil müminın
إن فى ذلك لـاية للمؤمنين
15:78
Eyke halkı da gerçekten zalim insanlardı.
Ve in kane ashabül eyketi le zalimın
وإن كان أصحـب ٱلأيكة لظـلمين
15:79
Onlardan intikam aldık. Her ikisi önde, belirgin bir biçimde durmaktadır.
Fentekamna minhüm ve innehüma le bi imamim mübın
فٱنتقمنا منهم وإنهما لبإمام مبين
15:80
Yemin olsun, Hicr halkı da gönderilen elçileri yalanladı.
Ve le kad kezzebe ashabül hıcril murselın
ولقد كذب أصحـب ٱلحجر ٱلمرسلين
15:81
Ayetlerimizi onlara verdik ama onlardan yüz çeviriyorlardı.
Ve ateynahüm ayatina fe kanu anha muridıyn
وءاتينـهم ءايـتنا فكانوا عنها معرضين
15:82
Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı.
Ve kanu yenhıtune minel cibali büyuten aminın
وكانوا ينحتون من ٱلجبال بيوتا ءامنين
15:83
Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.
Fe ehazethümüs sayhatü musbihıyn
فأخذتهم ٱلصيحة مصبحين
15:84
Kazanıp durdukları şeylerin kendilerine hiçbir yararı olmadı.
Fe ma ağna anhüm ma kanu yeksibun
فما أغنى عنهم ما كانوا يكسبون
15:85
Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri tut, güzel davran.
Ve ma halaknes semavati vel erda ve ma beynehüma illa bil hakk ve innes saate le atiyetün fasfehıs safhal cemıl
وما خلقنا ٱلسمـوت وٱلأرض وما بينهما إلا بٱلحق وإن ٱلساعة لـاتية فٱصفح ٱلصفح ٱلجميل
15:86
Kuşkusuz senin Rabbin, evet o, Hallak'tır, hiç durmadan yaratır; en iyi şekilde bilir.
İnne rabbeke hüvel hallakul alım
إن ربك هو ٱلخلـق ٱلعليم
15:87
Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar halindeki çift manalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.
Ve le kad ateynake sebam minel mesanı vel kuranel azıym
ولقد ءاتينـك سبعا من ٱلمثانى وٱلقرءان ٱلعظيم
15:88
Sakın, onlardan bazı çiftlere verdiğimiz nimet ve zevklere gözlerini dikme. Onlar için tasalanma da. Müminler için kanadını indir sen!
La temüddenne ayneyke ila ma mettana bihı ezvacem minhüm ve la tahzen aleyhim vahfıd cenahake lil müminın
لا تمدن عينيك إلى ما متعنا بهۦ أزوجا منهم ولا تحزن عليهم وٱخفض جناحك للمؤمنين
15:89
Ve de ki: "Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!"
Ve kul innı enen nezırul mübın
وقل إنى أنا ٱلنذير ٱلمبين
15:90
Aynı şekilde, o bölücülere/yemin edip duranlara da beyyineler indirmiştik.
Kema enzelna alel muktesimın
كما أنزلنا على ٱلمقتسمين
15:91
Onlar ki Kur'an'ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar.
Ellezıne cealül kurane ıdıyn
ٱلذين جعلوا ٱلقرءان عضين
15:92
Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;
Fe ve rabbike le neselennehüm ecmeıyn
فوربك لنسـلنهم أجمعين
15:93
Yapıp ettiklerinden...
Amma kanu yamelun
عما كانوا يعملون
15:94
Emrolunduğun şeyi, kafalarını çatlatırcasına tebliğ et; şirke bulaşmışlara aldırma.
Fasdoabima tümeru ve arıd anil müşrikın
فٱصدع بما تؤمر وأعرض عن ٱلمشركين
15:95
Alay edip eğlenenlere karşı biz sana yeteriz.
İnna kefeynakel müstehziın
إنا كفينـك ٱلمستهزءين
15:96
Allah ile beraber başka tanrılar benimseyenler yakında bilecekler.
Ellezıne yecalune meallahi ilahen ahar fe sevfe yalemun
ٱلذين يجعلون مع ٱلله إلـها ءاخر فسوف يعلمون
15:97
Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden senin göğsünün daraldığını biliyoruz.
Ve le kad nalemü enneke yedıyku sadruke bima yekulun
ولقد نعلم أنك يضيق صدرك بما يقولون
15:98
Şimdi sen, Rabbine hamt ile tespih et ve secde edenlerden ol!
Fe sebbıh bi hamdi rabbike ve küm mines sacidın
فسبح بحمد ربك وكن من ٱلسـجدين
15:99
Sana şaşmaz ve kesin bilgi gelinceye kadar Rabbine ibadet et!
Vebüd rabbeke hatta yetiyekel yekıyn
وٱعبد ربك حتى يأتيك ٱليقين
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.