Dil Göster/Sakla
Furkan (Al-Furqan) suresi


Furkan (Al-Furqan) suresi Kuranın 25. suresidir. Furkan suresi iniş sırasına göre ise 42. sıradadır.

Furkan suresi kriterler anlamına gelmektedir. Toplam da 77 ayet den oluşmaktadır. Al-Furqan suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de nazil olduğuna inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. Al-Furqan veya "Kriter" adı, Kuran'ın kendisini iyi ve kötü arasındaki belirleyici faktör olarak ifade etmesinden gelir. Bu sure, 1. ayet de geçen kelimeden dolayı Furkan adını almıştır.

Furkan, Tevrat'a da atıfta bulunur (35). Allah'ın gönderdiği bütün kitapların, bizzat kitapların tartıştığı konuların doğruyu ve yanlışı gösteren kıstası olduğunu kabul etmek mümkündür.

Furkan Suresi, Kuran'ı ve İslam'ın mesajını reddeden kafirlerin bazı itirazlarına değinir. Her itiraza uygun cevaplar verilmiş ve insanlar Hakikati inkar etmenin sonuçları konusunda uyarılmıştır.

Bu sure, inanmayanların, özellikle de Kureyş'in neden Muhammed'i bir Peygamber olarak kabul etmedikleri konusunda sahip oldukları yaygın anlaşmazlıkları çürüten şeyler sunar. Geçmişten gelen eski efsaneleri geri döndürmek, Muhammed'in nasıl sadece bir insan olduğu, Kuran'ın neden tek bir kitap olarak indirilmediği ve onun yerine bölüm bölüm indirildiği gibi soruları yanıtlar vermektedir.

68-70. ayetler, samimiyetle tövbe edilirse, iman edilirse ve iyilik için çalışılırsa, ne kadar büyük olursa olsun affedilmeyecek hiçbir günah olmadığını vurgulamaktadır. Kuran, hak ile batılı birbirinden ayırmanın kaidesidir, ölçütüdür. Kâfirler, Kıyamet günü gelince, Hak yolu seçmediklerine pişman olacaklardır.

25:1
Şanı yücedir o kudretin ki, hakla batılı ayıran o Furkan'ı, bütün alemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi.
Tebarakellezı nezzelel fürkane ala abdihı li yekune lil alemıne nezıra
تبارك ٱلذى نزل ٱلفرقان على عبدهۦ ليكون للعـلمين نذيرا
25:2
Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir.
Ellezı lehu mülküs semavati vel erdı ve lem yettehız veledev ve lem yekül lehu şerıkün fil mülki ve haleka külle şeyin fe kadderahu takdira
ٱلذى لهۥ ملك ٱلسمـوت وٱلأرض ولم يتخذ ولدا ولم يكن لهۥ شريك فى ٱلملك وخلق كل شىء فقدرهۥ تقديرا
25:3
Böyleyken O'nun dışında bir takım ilahlar edindiler. Hiçbir şey yaratamaz bunlar. Kendileri yaratılmışlardır zaten... Kendi benlikleri için bile ne bir zarara güç yetirebilirler ne bir yarara. Ne bir ölüme güçleri yeter ne bir dirime ne de kabirden çıkarıp hesap sormaya.
Vettehazu min dunihı alihetel la yahlükune şeyev ve hüm yuhlekune ve la yemlikune li enfüsihim darrav ve la nefav ve la yemlikune mevtev ve la hayatev ve la nüşura
وٱتخذوا من دونهۦ ءالهة لا يخلقون شيـا وهم يخلقون ولا يملكون لأنفسهم ضرا ولا نفعا ولا يملكون موتا ولا حيوة ولا نشورا
25:4
Küfre batanlar dediler ki: "Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir." Yemin olsun ki, bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir.
Ve kalellezıne kefer in haza ila ifkünifterahü ve eanehu aleyhi kavmün aharune fe kad cau zulmev vezura
وقال ٱلذين كفروا إن هـذا إلا إفك ٱفترىه وأعانهۥ عليه قوم ءاخرون فقد جاءو ظلما وزورا
25:5
Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah-akşam birileri tarafından yazdırılıyor."
Ve kalu esatıyrul evvelinektetebeha fe hiye tümla aleyhi bükratev ve esıyla
وقالوا أسـطير ٱلأولين ٱكتتبها فهى تملى عليه بكرة وأصيلا
25:6
Şöyle söyle: "Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Kuşkusuz O, Gafur'dur, Rahim'dir."
Kul enzelehüllezı yalemüs sirra fis semavati vel ard innehu kane ğafurar rahıyma
قل أنزله ٱلذى يعلم ٱلسر فى ٱلسمـوت وٱلأرض إنهۥ كان غفورا رحيما
25:7
Şunu da söylemişlerdir: "Ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli, beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?"
Ve kalu mali hazer rasuli yekülüt taame ve yemşi fil esvak lev la ünzile ileyhi melekün fe yekune meahu nezıra
وقالوا مال هـذا ٱلرسول يأكل ٱلطعام ويمشى فى ٱلأسواق لولا أنزل إليه ملك فيكون معهۥ نذيرا
25:8
"Yahut ona bir hazine gönderilmeli, yahut ürününden yediği bir bahçesi olmalı değil miydi?" O zalimler şunu da söylediler: "Sizler büyülenmiş bir adamdan başkasının ardı sıra gitmiyorsunuz."
Ev yülka ileyhi kenzün ev tekunü lehu cennetüy yekülü minha ve kalez zalimune in tettebiune illa racülem meshura
أو يلقى إليه كنز أو تكون لهۥ جنة يأكل منها وقال ٱلظـلمون إن تتبعون إلا رجلا مسحورا
25:9
Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar.
Ünzur keyfe darabu lekel emsale fe dallu fe la yestetıyune sebıla
ٱنظر كيف ضربوا لك ٱلأمثـل فضلوا فلا يستطيعون سبيلا
25:10
Şanı yücedir o kudretin ki, dilerse sana ondan daha hayırlısını, altından nehirler akan bahçeleri verir ve senin için köşkler de yapar.
Tebarakellezı in şae ceale leke hayram min zalike cennatin tecrı min tahtihel enharu ve yecal leke kusura
تبارك ٱلذى إن شاء جعل لك خيرا من ذلك جنـت تجرى من تحتها ٱلأنهـر ويجعل لك قصورا
25:11
İş onların söyledikleri gibi değil. Onlar o kıyamet saatini yalanladılar. Ve biz, kıyamet saatini yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlamışızdır.
Bel kezzebu bis saati ve atedna li men kezzebe bis saati seıyra
بل كذبوا بٱلساعة وأعتدنا لمن كذب بٱلساعة سعيرا
25:12
O, onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar onun kaynayan öfkesini ve uğultusunu işitirler.
İza raethüm mim mekanim beıydin semiu leha teğayyuzav ve zefıra
إذا رأتهم من مكان بعيد سمعوا لها تغيظا وزفيرا
25:13
Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıklarında, orada haykırırlar: "Nerdesin ey ölüm!"
Ve iza ülku minha mekanen dayyikam mükarranıne deav hünalike sübura
وإذا ألقوا منها مكانا ضيقا مقرنين دعوا هنالك ثبورا
25:14
Bugün bir ölüm çağırmayın, birçok ölümü davet edin.
La tedul yevme süburav vahıdev vedu süburan kesıra
لا تدعوا ٱليوم ثبورا وحدا وٱدعوا ثبورا كثيرا
25:15
De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sürekli cennet mi? O cennet de bu korunanların ödülü ve dönüş yeridir."
Kul e zalike hayrun em cennetül huldilletı vüıdel müttekun kanet lehüm cezaev ve mesıyra
قل أذلك خير أم جنة ٱلخلد ٱلتى وعد ٱلمتقون كانت لهم جزاء ومصيرا
25:16
Onlar için orada, diledikleri herşey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir.
Lehüm fıha ma yeşaune halidın kane ala rabbike vadem mesula
لهم فيها ما يشاءون خـلدين كان على ربك وعدا مسـولا
25:17
Onları ve Allah dışındaki taptıklarını haşredeceği gün şöyle sorar: "Şu kullarımı siz mi saptırdınız yoksa onlar mı yoldan çıktılar?"
Ve yemve yahşüruhüm ve ma yabüdune min dunillahi fe yekulü e entüm adleltüm ıbadı haülai em hüm dallüs sebıl
ويوم يحشرهم وما يعبدون من دون ٱلله فيقول ءأنتم أضللتم عبادى هـؤلاء أم هم ضلوا ٱلسبيل
25:18
Derler ki: "Tespih ederiz seni; seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmazdı. Ama sen onları ve atalarını öylesine nimetlendirdin ki, zikiri/Kur'an'ı unuttular ve helake giden bir topluluk oldular."
Kalu sübhaneke ma kane yembeğıy lena en nettehıze min dunike min evliyae ve lakim mettatehüm ve abaehüm hatta nesüz zikr ve kanu kavmen bura
قالوا سبحـنك ما كان ينبغى لنا أن نتخذ من دونك من أولياء ولـكن متعتهم وءاباءهم حتى نسوا ٱلذكر وكانوا قوما بورا
25:19
İşte,haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı bulabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap tattıracağız.
Fe kad kezzebuküm bima tekulune fe ma testetıyune sarfev ve la nasra ve mey yazlim minküm nüzıkhü azaben kebıra
فقد كذبوكم بما تقولون فما تستطيعون صرفا ولا نصرا ومن يظلم منكم نذقه عذابا كبيرا
25:20
Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir.
Ve ma erselna kableke minel murselıne illa innehüm le yekülunet taame ve yemşune fil esvak ve cealna badaküm li badın fitneh e tasbirun ve kane rabbüke besıyra
وما أرسلنا قبلك من ٱلمرسلين إلا إنهم ليأكلون ٱلطعام ويمشون فى ٱلأسواق وجعلنا بعضكم لبعض فتنة أتصبرون وكان ربك بصيرا
25:21
Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: "Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.
Ve kalellezıne la yercune likaena lev la ünzile aleynel melaiketü ev nera rabbena le kadistekberu fı enfüsihim ve atev utüvven kebıra
وقال ٱلذين لا يرجون لقاءنا لولا أنزل علينا ٱلملـئكة أو نرى ربنا لقد ٱستكبروا فى أنفسهم وعتو عتوا كبيرا
25:22
Melekleri görecekleri günde, o günahkarlara hiçbir müjde yoktur. Şöyle diyecekler: "Yasaktır, yasaklanmıştır!"
Yevme yeravnel melaikete la büşra yevmeizil lil mücrimıne ve yekulune hıcram mahcura
يوم يرون ٱلملـئكة لا بشرى يومئذ للمجرمين ويقولون حجرا محجورا
25:23
Yaptıkları her işin önüne geçmiş, onu un-ufak hale getirip silmişizdir.
Ve kadimna ila ma amilu min amelin fe cealnahü hebaem mensura
وقدمنا إلى ما عملوا من عمل فجعلنـه هباء منثورا
25:24
O gün, konakladıkları yer çok hayırlı, dinlenip eğlendikleri yer çok güzel olanlar, cennet halkıdır.
Ashabül cenneti yemeizin hayrum müstekarrav ve ahsenü mekıyla
أصحـب ٱلجنة يومئذ خير مستقرا وأحسن مقيلا
25:25
Gün olur, gök, bulutlarla yarılır ve melekler ardarda indirilir.
Ve yevme teşekkakus semaü bil ğamami ve nüzzilel melaiketü tenzıla
ويوم تشقق ٱلسماء بٱلغمـم ونزل ٱلملـئكة تنزيلا
25:26
O gün gerçek mülk/yönetim Rahman'ındır. Ve o, kafirler için çok zorlu bir gündür.
Elmülkü yevmeizinil hakku lir rahman ve kane yevmen alel kafirıne asıra
ٱلملك يومئذ ٱلحق للرحمـن وكان يوما على ٱلكـفرين عسيرا
25:27
O gün, zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım!"
Ve yevme yeadduz zalimü ala yedeyhi yekulü ya leytenit tehaztü mear rasuli sebıla
ويوم يعض ٱلظالم على يديه يقول يـليتنى ٱتخذت مع ٱلرسول سبيلا
25:28
"Ah, ne olurdu, falancayı dost edinmeseydim!"
Ya veyleta leytenı lem ettehız fülanen halıla
يـويلتى ليتنى لم أتخذ فلانا خليلا
25:29
"Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."
Le kad edallenı aniz zikri bade iz caenı ve kaneş şeytanü lil insani hazula
لقد أضلنى عن ٱلذكر بعد إذ جاءنى وكان ٱلشيطـن للإنسـن خذولا
25:30
Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."
Ve kaler rasulü ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kurane mehcura
وقال ٱلرسول يـرب إن قومى ٱتخذوا هـذا ٱلقرءان مهجورا
25:31
Biz böylece her peygambere, suçlulardan bir düşman musallat ettik. Kılavuz ve yardımcı olarak Rabbin yeter.
Ve kezalike cealna li külli nebiyyin adüvvem minel mücrimın ve kefa bi rabbike hadiyev ve nesıyra
وكذلك جعلنا لكل نبى عدوا من ٱلمجرمين وكفى بربك هاديا ونصيرا
25:32
Gerçeği örten nankörler/inkarcılar dediler ki: "Kur'an ona toptan, bir kerede indirilsedi ya!" Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça/ayet ayet okuduk.
Ve kalellezıne keferu lev la nüzzile aleyhil kuranü cümletev vahıdeh kezalike li nüsebbite bihı füadeke ve rattelnahü tertıla
وقال ٱلذين كفروا لولا نزل عليه ٱلقرءان جملة وحدة كذلك لنثبت بهۦ فؤادك ورتلنـه ترتيلا
25:33
Onlar sana bir mesel getirdikçe,biz sana hakkı ve en güzel yorumu getiririz.
Ve la yetuneke bi meselin illa cinake bil hakkı ve ahsene tefsıra
ولا يأتونك بمثل إلا جئنـك بٱلحق وأحسن تفسيرا
25:34
O yüzleri üstü cehenneme sevk edilecek olanlar, mekan bakımından en şerli, yol bakımından en sapık kişilerdir.
Ellezıne yuhşerune ala vücuhihim ila cehenneme ülaike şerrum mekanev ve edallü sebıla
ٱلذين يحشرون على وجوههم إلى جهنم أولـئك شر مكانا وأضل سبيلا
25:35
Yemin olsun ki, biz Musa'ya Kitap verdik. Kardeşi Harun'u da onun yanında vezir yaptık.
Ve le kad ateyna musel kitabe ve cealna meahu ehahü harune vezıra
ولقد ءاتينا موسى ٱلكتـب وجعلنا معهۥ أخاه هـرون وزيرا
25:36
Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
Fe kulnezheba ilel kavmillezıne kezzebu bi ayatina fe demmernahüm tedmıra
فقلنا ٱذهبا إلى ٱلقوم ٱلذين كذبوا بـايـتنا فدمرنـهم تدميرا
25:37
Ve Nuh kavmi... Resulleri yalanladıklarında hepsini boğup, insanlara bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir azap hazırladık.
Ve kavme nuhıl lemma kezzebür rusüle ağraknahüm ve cealnahüm lin nasi ayeh ve atedna liz zalimıne azaben elıma
وقوم نوح لما كذبوا ٱلرسل أغرقنـهم وجعلنـهم للناس ءاية وأعتدنا للظـلمين عذابا أليما
25:38
Ad'ı, Semud'u, Ress, halkını ve bunlar arasında birçok nesilleri yere batırdık.
Ve adev ve semude ve ashaber rassi ve kurunem beyne zalike kesıra
وعادا وثمودا وأصحـب ٱلرس وقرونا بين ذلك كثيرا
25:39
Bunların her birine türlü türlü örnekler verdik. Ve bunların hepsini perişan edip batırdık.
Ve küllen darabna lehül emsale ve küllen tebberna tetbıra
وكلا ضربنا له ٱلأمثـل وكلا تبرنا تتبيرا
25:40
Yemin olsun, onlar o kötülük yağmuruna tutulan kente vardılar. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilip hesap vermeyi ummuyorlardı.
Ve le kad etev alel karyetilletı ümtırat metaras se e fe lem yekunu yeravneha bel kanu la yercune nüşura
ولقد أتوا على ٱلقرية ٱلتى أمطرت مطر ٱلسوء أفلم يكونوا يرونها بل كانوا لا يرجون نشورا
25:41
Seni gördüklerinde, şu şekilde alaya almaktan başka şey yapmazlar: "Allah, resul olarak şunu mu gönderdi?!"
Ve iza raevke iy yettehızuneke illa hüzüva e hazellezı beasellahü rasula
وإذا رأوك إن يتخذونك إلا هزوا أهـذا ٱلذى بعث ٱلله رسولا
25:42
"Eğer biz kendilerine bağlılıkta sabırlı olmasaydık, bu bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı gördüklerinde, yolca kimin daha sapık olduğunu bilecekler.
İn kade le yüdıllüna an alihetina lev la en saberna aleyha ve sevfe yalemune hıyne yeravnel azabe men edallü sebıla
إن كاد ليضلنا عن ءالهتنا لولا أن صبرنا عليها وسوف يعلمون حين يرون ٱلعذاب من أضل سبيلا
25:43
İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?
E raeyte menit tehaze ilahehu hevah e fe ente tekunü aleyhi vekıla
أرءيت من ٱتخذ إلـههۥ هوىه أفأنت تكون عليه وكيلا
25:44
Yoksa sen bunların çoğunun işittiklerini, aklettiklerini mi sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da şaşkındırlar.
Em tahsebü enne ekserahüm yesmeune ev yakılun in hüm illa kel enami bel hüm edallü sebıla
أم تحسب أن أكثرهم يسمعون أو يعقلون إن هم إلا كٱلأنعـم بل هم أضل سبيلا
25:45
Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız!
E lem tera ila rabbike keyfe meddez zıll ve lev şae le cealehu sakina sümme cealneş şemse aleyhi delıla
ألم تر إلى ربك كيف مد ٱلظل ولو شاء لجعلهۥ ساكنا ثم جعلنا ٱلشمس عليه دليلا
25:46
Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz!
Sümme kabadnahü ileyna kabday yesıra
ثم قبضنـه إلينا قبضا يسيرا
25:47
O'dur sizin için geceyi elbise, uykuyu dinlence yapan. Gündüzü, dağılıp yayılma zamanı yapan da O'dur.
Ve hüvellezı ceale lekümül leyle libasev ven nevme sübatev ve cealen nehar nüşura
وهو ٱلذى جعل لكم ٱليل لباسا وٱلنوم سباتا وجعل ٱلنهار نشورا
25:48
O gönderdi rüzgarı bir müjde olarak rahmetinin önünden. Biz indirdik gökten tertemiz bir su.
Ve hüvellezı erseler riyaha büşram beyne yedey rahmetih ve enzelna menis semai maen tahura
وهو ٱلذى أرسل ٱلريـح بشرا بين يدى رحمتهۦ وأنزلنا من ٱلسماء ماء طهورا
25:49
Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım.
Li nuhyiye bihı beldetem meytev ve nüskıyehu mimma halakna enamev ve enasiyye kesıra
لنحـى بهۦ بلدة ميتا ونسقيهۥ مما خلقنا أنعـما وأناسى كثيرا
25:50
Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir.
Ve le kad sarrafnahü beynehüm li yezzekkeru fe eba ekserun nasi illa küfura
ولقد صرفنـه بينهم ليذكروا فأبى أكثر ٱلناس إلا كفورا
25:51
Eğer dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Ve lev şina le beasna fı külli karyetin nezıra
ولو شئنا لبعثنا فى كل قرية نذيرا
25:52
Artık inkarcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile zorlu bir cihat aç.
Fe la tütııl kafirıne ve cahıdhüm bihı cihaden kebıra
فلا تطع ٱلكـفرين وجـهدهم بهۦ جهادا كبيرا
25:53
İki denizi birbiri üstüne salan O'dur. Bu, tatlı ve yürek ferahlatıcı; şu, tuzlu ve acı. Ve ikisinin arasında bir berzah, geçişi engelleyen bir perde koymuştur.
Ve hüvellezı meracel bahreyni haza azbün füratüv ve haza milhun ücac ve ceale beynehüma berzehav ve hıcram mahcura
وهو ٱلذى مرج ٱلبحرين هـذا عذب فرات وهـذا ملح أجاج وجعل بينهما برزخا وحجرا محجورا
25:54
Sudan bir insan yaratıp, onu nesep ve sıhriyet akrabaları halinde oluşturan O'dur. Rabbin çok güçlüdür.
Ve hüvellezı haleka minel mai beşeran fe cealehu nesebev ve sıhra ve kane rabbüke kadıra
وهو ٱلذى خلق من ٱلماء بشرا فجعلهۥ نسبا وصهرا وكان ربك قديرا
25:55
Allah'ın berisinden, kendisine yarar sağlamayacak, zarar da veremeyecek şeylere ibadet/kulluk ediyorlar. İnkarcı, Rabbi aleyhine başkalarına arka çıkar.
Ve yabüdune min dunillahi ma la yenfeuhüm ve la yedurruhüm ve kanel kafiru ala rabbihi zahıra
ويعبدون من دون ٱلله ما لا ينفعهم ولا يضرهم وكان ٱلكافر على ربهۦ ظهيرا
25:56
Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ve ma erselnake illa mübeşşirav ve nezıra
وما أرسلنـك إلا مبشرا ونذيرا
25:57
De ki: "Onun karşılığında sizden bir ücret istemiyorum; ancak Rabbine varmak için bir yol tutmayı dileyenler istiyorum."
Kul ma eselüküm aleyhi min ecrin illa men şae ey yettehıze ila rabbihı sebıla
قل ما أسـلكم عليه من أجر إلا من شاء أن يتخذ إلى ربهۦ سبيلا
25:58
O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana dayanıp güven, O'nu överek tespih et! Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter!
Ve tevekkel alel hayyillezı la yemutü ve sebbıh bi hamdih ve kefa bihı bi zünubi ıbadihı habıra
وتوكل على ٱلحى ٱلذى لا يموت وسبح بحمدهۦ وكفى بهۦ بذنوب عبادهۦ خبيرا
25:59
Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur. Rahman'dır O. Haberdar olana sor O'nu.
Ellezı halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fı sitteti eyyamin sümmesteva alel arşir rahmanü fesel bihı habıra
ٱلذى خلق ٱلسمـوت وٱلأرض وما بينهما فى ستة أيام ثم ٱستوى على ٱلعرش ٱلرحمـن فسـل بهۦ خبيرا
25:60
Onlara, "Rahman'a secde edin!" dendiğinde şöyle derler: "Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?" Ve bu söz onların nefretini artırdı.
Ve iza kıyle lehümüscüdu lir rahmani kalu ve mer rahmanü e nescüdü li ma temüruna ve zadehüm nüfura
وإذا قيل لهم ٱسجدوا للرحمـن قالوا وما ٱلرحمـن أنسجد لما تأمرنا وزادهم نفورا
25:61
Şanı yücedir o kudretin ki; gökte burçlar yarattı, orada bir kandil ve ışık yansıtıcı bir ay oluşturdu.
Tebarakellezı ceale fis semai bürucev ve ceale fıha siracev ve kameram münıra
تبارك ٱلذى جعل فى ٱلسماء بروجا وجعل فيها سرجا وقمرا منيرا
25:62
Geceyle gündüzü, öğüt almak isteyenlerle şükretmek isteyenler için, birbirini izler hale getiren O'dur.
Ve hüvellezı cealel leyle ven nehara hılfetel li men erade ey yezzekkera ev erade şükura
وهو ٱلذى جعل ٱليل وٱلنهار خلفة لمن أراد أن يذكر أو أراد شكورا
25:63
Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "Selam!" derler.
Ve ıbadür rahmanillezıne yemşune alel erdı hevnev ve iza hatabehümül cahilune kalu selama
وعباد ٱلرحمـن ٱلذين يمشون على ٱلأرض هونا وإذا خاطبهم ٱلجـهلون قالوا سلـما
25:64
Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek, ayakta durarak geçirirler.
Vellezıne yebıtune li rabbihim süccedev ve kıyama
وٱلذين يبيتون لربهم سجدا وقيـما
25:65
Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut! Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır."
Vellezıne yekulune rabbenasrif anna azabe cehenneme inne azabeha kane ğaram
وٱلذين يقولون ربنا ٱصرف عنا عذاب جهنم إن عذابها كان غراما
25:66
Ne kötü bir durak yeridir o, ne kötü bir dinlenme yeri!
İnneha saet müstekarrav ve mükama
إنها ساءت مستقرا ومقاما
25:67
Onlar harcama yaptıkları zaman ne savurganlığa saparlar ne de cimrilik ederler. O ikisi arasında bir dengededir bu!
Vellezıne iza enfeku lem yüsrifu ve lem yaktüru ve kane beyne zalike kavama 60 Ayet secde ayetidir
وٱلذين إذا أنفقوا لم يسرفوا ولم يقتروا وكان بين ذلك قواما
25:68
Onlar Allah'ın yanında bir başka ilaha yakarmazlar/davet etmezler. Allah'ın saygıya layık kıldığı canı haksız yere almazlar. Zina etmezler. Bunları yapan, cezaya çarpılır.
Vellezıne la yedune meallahi ilahen ahara ve la yaktülunen nefselletı harramellahü illa bil hakkı ve la yeznun ve mey yefal zalike yelka esama
وٱلذين لا يدعون مع ٱلله إلـها ءاخر ولا يقتلون ٱلنفس ٱلتى حرم ٱلله إلا بٱلحق ولا يزنون ومن يفعل ذلك يلق أثاما
25:69
Kıyamet günü azap kendisi için kat kat artırılır da hor ve ezik halde onun içinde uzun süre kalır.
Yüdaaf lehül azabü yevmel kıyameti ve yahlüd fıhı mühana
يضـعف له ٱلعذاب يوم ٱلقيـمة ويخلد فيهۦ مهانا
25:70
Tövbe ederek inanan ve hayra/barışa yönelik bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
İlla men tabe ve amene ve amile amelen salihan fe ülaike yübeddilüllahü seyyiatihim hasenat ve kanellahü ğafurar rahıyma
إلا من تاب وءامن وعمل عملا صـلحا فأولـئك يبدل ٱلله سيـاتهم حسنـت وكان ٱلله غفورا رحيما
25:71
Kim tövbe edip hayra ve barışa yönelik iş yaparsa, hiç kuşkusuz tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner.
Ve men tabe ve amile salihan fe innehu yetubü ilellahi metaba
ومن تاب وعمل صـلحا فإنهۥ يتوب إلى ٱلله متابا
25:72
Onlar yalana tanıklık etmezler/yalan söze kulak vermezler. Boş lakırdıya rastladıklarında soylu bir tavırla geçip giderler.
Vellezıne la yeşhedunez zura ve iza merru bil lağvi merru kiram
وٱلذين لا يشهدون ٱلزور وإذا مروا بٱللغو مروا كراما
25:73
Rablerinin ayetleri kendilerine hatırladıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar.
Vellezine iza zükkiru bi ayati rabbihim lem yehırru aleyha summev ve umyana
وٱلذين إذا ذكروا بـايـت ربهم لم يخروا عليها صما وعميانا
25:74
Onlar şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder kıl."
Vellezıne yekulune rabbena heb lena min ezvacina va zürriyyatina kurrate ayüniv vecalna lil müttekıyne imama
وٱلذين يقولون ربنا هب لنا من أزوجنا وذريـتنا قرة أعين وٱجعلنا للمتقين إماما
25:75
İşte bunlar, sabretmiş olmalarına karşılık yüksek konaklarla ödüllendirilirler. Ve o konaklarda sağlık dileğiyle ve selamla karşılanırlar.
Ülaike yüczevnel ğurfete bi ma saberu ve yülekkavne fıha tehıyyetev ve selam
أولـئك يجزون ٱلغرفة بما صبروا ويلقون فيها تحية وسلـما
25:76
Orada sürekli kalacaklardır. Ne güzel konak yeri, ne güzel dinlenme yeri!"
Halidıne fıha hasünet müstekarrav ve mükama
خـلدين فيها حسنت مستقرا ومقاما
25:77
De ki: "Duanız/davetiniz yoksa, Rabbim sizi ne yapsın? Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz olacaktır."
Kul ma yabeü bi küm rabbı lev la düaüküm fe kad kezzebtüm fe sevfe yekunü lizama
قل ما يعبؤا بكم ربى لولا دعاؤكم فقد كذبتم فسوف يكون لزاما
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.