Dil Göster/Sakla
Ali İmran (Ali Imran) suresi


Ali İmran (Ali Imran) suresi Kuranın 3. suresidir. Ali İmran suresi iniş sırasına göre ise 89. sıradadır.

Ali İmran suresi İmran Ailesi anlamına gelmektedir. Toplam da 200 ayet den oluşmaktadır. Ali Imran suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Surenin adı, İmran'ın "evi" veya ailesinin zikredildiği 33. ayetten alınmıştır. İmran, İsa nın annesi olan Meryem'in babasıdır. Sure, Meryem ve İsa'nın erken yaşamlarını, doğumlarını ve yaptığı mucizeleri anlatır. Medine de inen sûrelerinin ikinci veya üçüncü sûresi olduğuna inanılır.

Surede ayrıca Müslümanlar ile Mekkeliler arasındaki iki büyük savaş olan Uhud Savaşı ve Bedir Savaşı ile ilgili olaylar da yer almaktadır.

Sure, Allah'ın tek ilah olduğu, her şeye gücü yettiğinden ve Kuran'a inanılması gerektiğinden bahseder. Firavun ve kâfırlerin azabından bahsedilir.

Müslümanlar ve Yahudiler arasındaki ilişkiler ve bazı Yahudilerin nasıl yanlış yolu seçtikleri ve diğerlerinin nasıl doğru yolu izledikleri ve hak dinin emrettiği gibi yaşadıkları anlatılır.

Tefecilik yasaktır ve günahtır ve İslam başarı için Muhammed'e bağlı değildir. Önceki peygamberler azmin örnekleridir, savaş ganimetleri eşit ve dürüstçe paylaştırılmalıdır. Müminler nasıl sabırlı ve ısrarcı olmalıdır konuları işlenmiştir.

3:1
Elif, Lam, Mim.
Elif lam mim
الم
3:2
Allah... İlah yok O'ndan başka... Hayy'dır O, Kayyum'dur.
Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum
ٱلله لا إله إلا هو ٱلحي ٱلقيوم
3:3
O, sana Kitap'ı, önündekileri tasdikleyici olarak hak bir yoldan indirdi. Tevrat'ı ve İncil'i de indirmişti.
Nezzele aleykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi ve enzelet tevrate vel incıl
نزل عليك ٱلكتب بٱلحق مصدقا لما بين يديه وأنزل ٱلتورىة وٱلإنجيل
3:4
Daha önce insanlara bir yol gösterici olarak Furkan'ı da indirdi. Şu bir gerçek ki, Allah'ın ayetlerini örtüp inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. Ve Allah hem Aziz'dir hem intikam alıcı...
Min kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan innellezıne keferu bi ayatillahi lehüm azabün şedıd vallahü azızün züntikam
من قبل هدى للناس وأنزل ٱلفرقان إن ٱلذين كفروا بـايت ٱلله لهم عذاب شديد وٱلله عزيز ذو ٱنتقام
3:5
Allah... Gökte ve yerde hiçbir şey O'na gizli kalmaz.
İnnellahe la yahfa aleyhi şeyüm fil erdı ve la fis sema
إن ٱلله لا يخفى عليه شيء في ٱلأرض ولا في ٱلسماء
3:6
Rahimlerde sizi dilediğince şekillendiren O'dur. İlah yok O'ndan başka. Aziz'dir O, Hakim'dir.
Hüvellezı yüsavviruküm fil erhami keyfe yeşa la ilahe illa hüvel azızül hakım
هو ٱلذي يصوركم في ٱلأرحام كيف يشاء لا إله إلا هو ٱلعزيز ٱلحكيم
3:7
Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşabihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşabih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.
Hüvellezı enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne ümmül kitabi ve üharu müteşabihat fe emmellezıne fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae tevılih ve ma yalemü tevılehu illellah ver rasihune fil ılmi yekulune amenna bihı küllüm min ındi rabbina ve ma yezzekkeru illa ülül elbab
هو ٱلذي أنزل عليك ٱلكتب منه ءايت محكمت هن أم ٱلكتب وأخر متشبهت فأما ٱلذين في قلوبهم زيغ فيتبعون ما تشبه منه ٱبتغاء ٱلفتنة وٱبتغاء تأويلهۦ وما يعلم تأويلهۥ إلا ٱلله وٱلرـسخون في ٱلعلم يقولون ءامنا بهۦ كل من عند ربنا وما يذكر إلا أولوا ٱلألبب
3:8
Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla! Sen, yalnız sen Vahhab'sın, bol bol bağışta bulunansın.
Rabbena la tüzığ kulubena bade iz hedeytena veheb lena mil ledünke rahmeh inneke entel vehhab
ربنا لا تزغ قلوبنا بعد إذ هديتنا وهب لنا من لدنك رحمة إنك أنت ٱلوهاب
3:9
Ey Rabbimiz! Sen Cami'sin; insanları varlığında kuşku bulunmayan bir günde mutlaka toplayacaksın. Allah, sözünü yerine getireceği yer ve zamanı asla şaşırmaz.
Rabbena inneke camiun nasi li yevmil la raybe fıh innellahe la yuhlifül mıad
ربنا إنك جامع ٱلناس ليوم لا ريب فيه إن ٱلله لا يخلف ٱلميعاد
3:10
Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir yarar sağlamayacaktır. Onlar, işte onlar, ateşin yakıtıdırlar.
İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şeya ve ülaike hüm vekudün nar
إن ٱلذين كفروا لن تغني عنهم أمولهم ولا أولدهم من ٱلله شيـا وأولـئك هم وقود ٱلنار
3:11
Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin durumu gibi. Ayetlerimizi yalanlamışlardı da Allah, onları günahları yüzünden yakalamıştı. Allah, cezayı çok şiddetli vermektedir.
Kedebi ali firavne vellezıne min kablihim kezzebu bi ayatina fe ehazehümüllahü bi zünubihim vallahü şedıdül ıkab
كدأب ءال فرعون وٱلذين من قبلهم كذبوا بـايتنا فأخذهم ٱلله بذنوبهم وٱلله شديد ٱلعقاب
3:12
De o küfre sapanlara: "Yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz. Ne kötü döşektir o!"
Kul lillezıne keferu setuğlebune ve tuhşerune ila cehennem ve bisel mihad
قل للذين كفروا ستغلبون وتحشرون إلى جهنم وبئس ٱلمهاد
3:13
Yüz yüze gelen şu iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Biri Allah yolunda çarpışıyordu; ötekisi küfre batmıştı. Allah yolunda çarpışanları, kafa gözleriyle kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah, öz yardımıyla dilediğini destekler. İşte bunda, gözleri olanlar için gerçek bir ibret vardır.
Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata fietün tükatilü fı sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehüm misleyhim rayel ayn vallahü yüeyyidü bi nasrihı mey yeşa inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar
قد كان لكم ءاية في فئتين ٱلتقتا فئة تقتل في سبيل ٱلله وأخرى كافرة يرونهم مثليهم رأي ٱلعين وٱلله يؤيد بنصرهۦ من يشاء إن في ذلك لعبرة لأولي ٱلأبصر
3:14
Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır.
Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel enami vel hars zalike metaul hayatid dünya vallahü ındehu husnül meab
زين للناس حب ٱلشهوت من ٱلنساء وٱلبنين وٱلقنطير ٱلمقنطرة من ٱلذهب وٱلفضة وٱلخيل ٱلمسومة وٱلأنعم وٱلحرث ذلك متع ٱلحيوة ٱلدنيا وٱلله عندهۥ حسن ٱلمـاب
3:15
De ki: "Bu sayılanlardan daha iyisini size haber vereyim mi? Sakınıp korunanlar için, Rableri katında, altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları en iyi biçimde görmektedir."
Kul e ünebbiüküm bi hayrim min zaliküm lillezınettekav ınde rabbihim cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve ezvacüm mütahheratüv ve rıdvanüm minellah vallahü basıyrum bil ıbad
قل أؤنبئكم بخير من ذلكم للذين ٱتقوا عند ربهم جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها وأزوج مطهرة ورضون من ٱلله وٱلله بصير بٱلعباد
3:16
Kullar ki, şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi!"
Ellezıne yekulune rabbena innena amenna fağfir lena zünubena vekına azaben nar
ٱلذين يقولون ربنا إننا ءامنا فٱغفر لنا ذنوبنا وقنا عذاب ٱلنار
3:17
Kullar ki, sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahi huzurda duranlardır, nimet ve imkanlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır.
Essabirıne ves sadikıyne vel kanitıne vel münfikıyne vel müstağfirıne bil eshar
ٱلصـبرين وٱلصـدقين وٱلقنتين وٱلمنفقين وٱلمستغفرين بٱلأسحار
3:18
Allah, kendisinden başka tanrı olmadığına tanıktır. Meleklerle ilim sahipleri de adalet ölçüsüne sarılarak tanıklık etmişlerdir ki, o Aziz ve Hakim olandan başka hiçbir ilah yoktur.
Şehıdellahü ennehu la ilahe illa hüve vel melaiketü ve ülül ılmi kaimem bil kıst la ilahe illa hüvel azızül hakım
شهد ٱلله أنهۥ لا إله إلا هو وٱلملـئكة وأولوا ٱلعلم قائما بٱلقسط لا إله إلا هو ٱلعزيز ٱلحكيم
3:19
Allah katında din İslam'dır/barış ve esenlik için Allah'a teslim olmaktır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık/doymazlık/azgınlık/denge noktasından sapma/yalancılık/zulüm/kibir/zinakarlık yüzünden ihtilafa düştü. Kim Allah'ın ayetlerine nankörlük/Allah'ın ayetlerini inkar ederse, Allah, hesabı çabucak görecektir.
İnned dıne indellahil islam ve mahtelefellezıne utül kitabe illa mem badi ma caehümül ılmü bağyem beynehüm ve mey yekfür bi ayatillahi fe innellahe serıul hısab
إن ٱلدين عند ٱلله ٱلإسلم وما ٱختلف ٱلذين أوتوا ٱلكتب إلا من بعد ما جاءهم ٱلعلم بغيا بينهم ومن يكفر بـايت ٱلله فإن ٱلله سريع ٱلحساب
3:20
Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle söyle: "Ben yüzümü Allah'a teslim ettim. Bana uyanlar da." Kitap verilenlerle ümmilere de sor: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim olurlarsa doğruya ve güzele kılavuzlanmışlardır. Yüz çeviririlerse sana düşen sadece tebliğ etmektir. Allah, kullarını görmektedir.
Fe in haccuke fe kul eslemtü vechiye lillahi ve menittebean ve kul lillezıne utül kitabe vel ümmiyyıne e eslemtüm fe in eslemu fe kadihtedev ve in tevellev fe innema aleykel belağ vallahü besıyrum bil ıbad
فإن حاجوك فقل أسلمت وجهي لله ومن ٱتبعن وقل للذين أوتوا ٱلكتب وٱلأميـن ءأسلمتم فإن أسلموا فقد ٱهتدوا وإن تولوا فإنما عليك ٱلبلغ وٱلله بصير بٱلعباد
3:21
Allah'ın ayetlerini inkar edip haksız yere peygamberleri öldürenler ve insanlar içinden adaletle emredenlerin canına kıyanlar var ya, işte onlara korkunç bir azabı muştula.
İnnellezıne yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunen nebiyyıne bi ğayri hakkıv ve yaktülunellezıne yemürune bil kıstı minen nasi fe beşşirhüm bi azabin elım
إن ٱلذين يكفرون بـايت ٱلله ويقتلون ٱلنبيـن بغير حق ويقتلون ٱلذين يأمرون بٱلقسط من ٱلناس فبشرهم بعذاب أليم
3:22
Çalışıp ürettikleri hem dünyada hem de ahirette boşa çıkmıştır. Hiçbir yardımcıları da yoktur onların.
Ülaikellezıne habitat amalühüm fid dünya vel ahırah e ma lehüm min nasırın
أولـئك ٱلذين حبطت أعملهم في ٱلدنيا وٱلأخرة وما لهم من نـصرين
3:23
Şu kendilerine kitaptan bir pay verilmiş olanlara bak, aralarında hüküm vermesi için Allah'ın kitabına çağırılıyorlar da içlerinden bir zümre yüz çevirerek dönüp gidiyor.
E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yüdavne ila kitabillahi li yahküme beynehüm sümme yetevella ferıkum minhüm ve hüm muridun
ألم تر إلى ٱلذين أوتوا نصيبا من ٱلكتب يدعون إلى كتب ٱلله ليحكم بينهم ثم يتولى فريق منهم وهم معرضون
3:24
Bunun sebebi onların, "Ateş bize sayılı birkaç gün dışında asla dokunmayacaktır" demeleridir. Uydurmuş oldukları yalanlar, dinlerinde kendilerini aldatmaktadır.
Zalike bi ennehüm kalu len temessenen naru illa eyyamem madudat ve ğarrahüm fı dınihim ma kanu yefterun
ذلك بأنهم قالوا لن تمسنا ٱلنار إلا أياما معدودت وغرهم في دينهم ما كانوا يفترون
3:25
Peki, o kendisinde kuşku bulunmayan günde, onları bir araya topladığımız vakit halleri nice olacak! O gün her benlik, kazandığının karşılığını tam almıştır. Onlar, hiçbir zulme uğratılmazlar.
Fe keyfe iza cemanahüm li yevmil la raybe fıhi ve vüffiyet küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yüzlemun
فكيف إذا جمعنهم ليوم لا ريب فيه ووفيت كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون
3:26
Şöyle yakar: "Ey mülkün/saltanatın Malik'i/sahibi olan Allahım! Sen mülkü/saltanatı dilediğine verir, mülkü/ saltanatı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkan, mal ve nimet senin elindedir. Sen, her şeye kadirsin."
Kulillahümme malikel mülki tütil mülke men teşaü ve tenziul mülke mimmen teşa ve tüızzü men teşaü ve tüzillü men teşa bi yedikel hayr inneke ala külli şeyin kadır
قل ٱللهم ملك ٱلملك تؤتي ٱلملك من تشاء وتنزع ٱلملك ممن تشاء وتعز من تشاء وتذل من تشاء بيدك ٱلخير إنك على كل شيء قدير
3:27
"Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü de gecenin içine sokarsın. Diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü diriden çıkarırsın. Dilediğini hesapsızca rızıklandırırsın."
Tulicül leyle fin nehari ve tulicün nehara fil leyl ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy ve terzüku men teşaü bi ğayri hısab
تولج ٱليل في ٱلنهار وتولج ٱلنهار في ٱليل وتخرج ٱلحي من ٱلميت وتخرج ٱلميت من ٱلحي وترزق من تشاء بغير حساب
3:28
Müminler, müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır.
La yettehızil müminunel kafirıne evliyae min dunil müminın ve mey yefal zalike fe leyse minallahi fı şeyin illa en tetteku minhüm tükah ve yühazzirukümüllahü nefseh ve ilellahil masıyr
لا يتخذ ٱلمؤمنون ٱلكفرين أولياء من دون ٱلمؤمنين ومن يفعل ذلك فليس من ٱلله في شيء إلا أن تتقوا منهم تقىة ويحذركم ٱلله نفسهۥ وإلى ٱلله ٱلمصير
3:29
De ki: "Göğüslerinizde olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerdekileri, yerdekileri de bilir. Allah her şeye Kadir'dir."
Kul in tuhfu ma fı suduriküm ev tübduhü yalemhüllah ve yalemü ma fis semavati ve ma fil ard vallahü ala külli şeyin kadır
قل إن تخفوا ما في صدوركم أو تبدوه يعلمه ٱلله ويعلم ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض وٱلله على كل شيء قدير
3:30
Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Rauf'tur, çok şefkatlidir.
Yevme tecidü küllü nefsim ma amilet min hayrim muhdarav ve ma amilet min su teveddü lev enne beyneha ve beynehu emedem beıyda ve yühazzirukümüllahü nefseh vallahü raufüm bil ıbad
يوم تجد كل نفس ما عملت من خير محضرا وما عملت من سوء تود لو أن بينها وبينهۥ أمدا بعيدا ويحذركم ٱلله نفسهۥ وٱلله رءوف بٱلعباد
3:31
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir."
Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünubeküm vallahü ğafurur rahıym
قل إن كنتم تحبون ٱلله فٱتبعوني يحببكم ٱلله ويغفر لكم ذنوبكم وٱلله غفور رحيم
3:32
Şunu da söyle: "Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez.
Kul etıyullahe ver rasul fe in tevellev fe innellahe le yühıbbül kafirın
قل أطيعوا ٱلله وٱلرسول فإن تولوا فإن ٱلله لا يحب ٱلكفرين
3:33
Allah; Adem'i, Nuh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek alemlere üstün kılmıştır;
İnnellahestafa ademe ve nuhav ve ale ibrahıme ve ale ımrane alel alemın
إن ٱلله ٱصطفى ءادم ونوحا وءال إبرهيم وءال عمرن على ٱلعلمين
3:34
Birbirinden gelen soylar halinde. Allah, hakkıyla işiten, gereğince bilendir.
Zürriyyetem baduha mim bad vallahü semıun alım
ذرية بعضها من بعض وٱلله سميع عليم
3:35
Hani, İmran'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et! Kuşkusuz,sen, evet sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!"
İz kaletimraetü ımrane rabbi innı nezertü leke ma fı batnı muharranan fe tekabbel minnı inneke entes semıul alım
إذ قالت ٱمرأت عمرن رب إني نذرت لك ما في بطني محررا فتقبل مني إنك أنت ٱلسميع ٱلعليم
3:36
Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana sığındırıyorum!"
Fe lemma vedaatha kalet rabbi innı vedatüha ünsa vallahü alemü bi ma vedaat ve leysez zekeru kel ünsa ve innı semmeytüha meryeme ve innı üıyzüha bike ve zürriyyeteha mineş şeytanir racım
فلما وضعتها قالت رب إني وضعتها أنثى وٱلله أعلم بما وضعت وليس ٱلذكر كٱلأنثى وإني سميتها مريم وإني أعيذها بك وذريتها من ٱلشيطن ٱلرجيم
3:37
Allah, onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi besleyip büyüttü. Onu, Zekeriyya'nın korumasına verdi. Zekeriyya, mihrapta onun yanına her girdiğinde, orada bir rızık bulur ve sorardı: "Meryem, bu sana nereden?" Meryem de "Bu, Allah katındandır; çünkü Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır." derdi.
Fe tekabbeleha rabbüha bi kabulin haseniv ve embeteha nebaten hasenev ve keffeleha zekeriyya küllema dehale aleyha zekeriyyel mıhrabe vecede ındeha rizka kale ya meryemü enna leki haza kalet hüve min ındillah innellahe yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab
فتقبلها ربها بقبول حسن وأنبتها نباتا حسنا وكفلها زكريا كلما دخل عليها زكريا ٱلمحراب وجد عندها رزقا قال يمريم أنى لك هذا قالت هو من عند ٱلله إن ٱلله يرزق من يشاء بغير حساب
3:38
Zekeriyya orada Rabbine yakarmıştı: "Rabbim, demişti, katından bana tertemiz bir soy bağışla!Sen yakarışı en iyi duyansın!"
Hünalike dea zekeriyya rabbeh kale rabbi heb lı mil ledünke zürriyyeten tayyibeh inneke semıud düa
هنالك دعا زكريا ربهۥ قال رب هب لي من لدنك ذرية طيبة إنك سميع ٱلدعاء
3:39
Zekeriyya mihrapta durmuş dua ederken/namaz kılarken, melekler ona şöyle çağırmıştı: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı bir efendi; nefsine egemen bir benlik, hayır ve barışı sevenlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor."
Fe nadethül melaiketü ve hüve kaimüy yüsallı fil mıhrabi ennellahe yübeşşiruke bi yahya müsaddikam bi kelimetim minellahi ve seyyidev ve hasurav ve nebiyyem mines salihıyn
فنادته ٱلملـئكة وهو قائم يصلي في ٱلمحراب أن ٱلله يبشرك بيحيى مصدقا بكلمة من ٱلله وسيدا وحصورا ونبيا من ٱلصـلحين
3:40
Dedi ki: "Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım ise kısır!" Allah cevap verdi: "Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar!"
Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kad beleğaniyel kiberu vemraetı akır kale kezalikellahü yefalü ma yeşa
قال رب أنى يكون لي غلم وقد بلغني ٱلكبر وٱمرأتي عاقر قال كذلك ٱلله يفعل ما يشاء
3:41
Zekeriyya dedi: "Rabbim,bana bir belirti ver!" Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et!"
Kale rabbical lı ayeh kale ayetüke ella tükellimen nase selasete eyyamin illa ramza vezkür rabbeke kesırav ve sebbıh bil aşiyyi vel ibkar
قال رب ٱجعل لي ءاية قال ءايتك ألا تكلم ٱلناس ثلثة أيام إلا رمزا وٱذكر ربك كثيرا وسبح بٱلعشي وٱلإبكر
3:42
Bir de melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni alemlerin kadınları üstüne yüceltti."
Ve iz kaletil melaiketü ya meryemü innellahestafaki ve tahheraki vastafaki ala nisail alemın
وإذ قالت ٱلملـئكة يمريم إن ٱلله ٱصطفىك وطهرك وٱصطفىك على نساء ٱلعلمين
3:43
"Ey Meryem, Rabbinin huzurunda saygıyla el bağla. Secdeye kapan ve rüku edenlerle birlikte rüku et!"
Ya meryemuknütı li rabbiki vescüdı verkeıy mear rakiıyn
يمريم ٱقنتي لربك وٱسجدي وٱركعي مع ٱلرـكعين
3:44
Bu, gayb haberlerindendir ki, sana vahyediyoruz. Onlar, Meryem'in bakımını kimin üstleneceğini belirlemek için kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Çekiştikleri sırada da yanlarında değildin.
Zalike min embail ğaybi nuhıyhi ileyk ve ma künte ledeyhim iz yülkune aklamehüm eyyühüm yekfülü meryeme ve ma künte ledeyhim iz yahtesımun
ذلك من أنباء ٱلغيب نوحيه إليك وما كنت لديهم إذ يلقون أقلمهم أيهم يكفل مريم وما كنت لديهم إذ يختصمون
3:45
Bir de, melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem'in oğlu İsa Mesih'tir.Dünya ve ahirette yüz akıdır.Allah'a yaklaştırılanlardandır."
İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruki bi kelimetim minhüm ismühül mesıhu ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın
إذ قالت ٱلملـئكة يمريم إن ٱلله يبشرك بكلمة منه ٱسمه ٱلمسيح عيسى ٱبن مريم وجيها في ٱلدنيا وٱلأخرة ومن ٱلمقربين
3:46
"Beşikte ve yetişkin çağında insanlarla konuşacaktır. Barışa ve hayra yönelik iş yapanlardandır."
Ve yükellimün nase fil mehdi ve kehlev ve mines salihıyn
ويكلم ٱلناس في ٱلمهد وكهلا ومن ٱلصـلحين
3:47
Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır! Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir."
Kalet rabbi enna yekunü lı veledüv ve lem yemsesnı beşer kale kezalikillahü yahlüku ma yeşa iza kada emran fe innema yekulü lehu kün fe yekun
قالت رب أنى يكون لي ولد ولم يمسسني بشر قال كذلك ٱلله يخلق ما يشاء إذا قضى أمرا فإنما يقول لهۥ كن فيكون
3:48
Ona Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.
Ve yüallimühül kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl
ويعلمه ٱلكتب وٱلحكمة وٱلتورىة وٱلإنجيل
3:49
Onu Beniisrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır."
Ve rasulen illa benı israıle ennı kad citüküm bi ayetim mir rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke heyetit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayram bi iznillah ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah ve ünebbiüküm bi ma tekülune ve ma teddehırune fı büyutikum innefı zalike le ayetel leküm in küntüm müminın
ورسولا إلى بني إسرـءيل أني قد جئتكم بـاية من ربكم أني أخلق لكم من ٱلطين كهيـة ٱلطير فأنفخ فيه فيكون طيرا بإذن ٱلله وأبرئ ٱلأكمه وٱلأبرص وأحي ٱلموتى بإذن ٱلله وأنبئكم بما تأكلون وما تدخرون في بيوتكم إن في ذلك لأية لكم إن كنتم مؤمنين
3:50
"Tevrat'tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım. Size haram kılınmış olanın bir kısmını size helal yapacağım. Rabbinizden bir mucize getirdim size. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"
Ve müsaddikal lima beyne yedeyye minet tevrati ve li ühılle leküm badallezı hurrime aleyküm ve citüküm bi ayetim mir rabbiküm fettekullahe ve etıyun
ومصدقا لما بين يدي من ٱلتورىة ولأحل لكم بعض ٱلذي حرم عليكم وجئتكم بـاية من ربكم فٱتقوا ٱلله وأطيعون
3:51
"Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na kulluk edin!İşte bu, dosdoğru bir yoldur."
İnnellahe rabbı ve rabbüküm fabüduh haza sıratüm müstekıym
إن ٱلله ربي وربكم فٱعبدوه هذا صرط مستقيم
3:52
İsa onlardan inkarı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?" Havariler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız!Allah'a iman ettik biz!Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız."
Fe lemma ehasse ıysa minhümül küfra kale men ensarı ilellah kalel havariyyune nahnü ensarullah amenna billah veşhed bi enna müslimun
فلما أحس عيسى منهم ٱلكفر قال من أنصاري إلى ٱلله قال ٱلحواريون نحن أنصار ٱلله ءامنا بٱلله وٱشهد بأنا مسلمون
3:53
"Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!"
Rabbena amenna bi ma enzelte vettebaner rasüle fektübna meaş şahidın
ربنا ءامنا بما أنزلت وٱتبعنا ٱلرسول فٱكتبنا مع ٱلشـهدين
3:54
Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Ve mekeru ve mekerallah vallahü hayrul makirın
ومكروا ومكر ٱلله وٱلله خير ٱلمكرين
3:55
Allah şunu da demişti: "Ey İsa, senin canını alacağım, seni kendime yükselteceğim; seni, inkar edenlerden uzaklaştırıp arındıracağım. Ve sana uyanları, inkar edenlerin, kıyamete kadar üstünde tutacağım. Sonra bana olacak dönüşünüz; tartışıp durduğunuz şeyler hakkında aranızda ben hüküm vereceğim."
İz kalellahü ya ıysa innı müteveffıke ve rafiuke ileyye ve mütahhiruke minellezıne keferu ve caılüllezınettebeuke fevkallezıne keferu ila yevmil kıyameh sümme ileyye merciuküm fe ahkümü beyneküm fıma küntüm fıhi tahtelifun
إذ قال ٱلله يعيسى إني متوفيك ورافعك إلي ومطهرك من ٱلذين كفروا وجاعل ٱلذين ٱتبعوك فوق ٱلذين كفروا إلى يوم ٱلقيمة ثم إلي مرجعكم فأحكم بينكم فيما كنتم فيه تختلفون
3:56
"Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve ahirette şiddetle azap edeceğim. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların."
Fe emmellezıne keferu fe üazzibühüm azaben şedıden fid dünya vel ahırah ve ma lehüm min nasıriyn
فأما ٱلذين كفروا فأعذبهم عذابا شديدا في ٱلدنيا وٱلأخرة وما لهم من نـصرين
3:57
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez.
Ve emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm vallahü la yühıbbüz zalimın
وأما ٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحت فيوفيهم أجورهم وٱلله لا يحب ٱلظـلمين
3:58
İşte bu sana ayetlerden ve hikmetlerle dolu Zikir'den okuduğumuzdur.
Zalike netluhü aleyke minel ayati vez zikril hakım
ذلك نتلوه عليك من ٱلأيت وٱلذكر ٱلحكيم
3:59
Allah katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi.Artık o, olur.
İnne mesele ıysa ındellahi ke meseli adem halekahu min türabin sümme kale lehu kün fe yekun
إن مثل عيسى عند ٱلله كمثل ءادم خلقهۥ من تراب ثم قال لهۥ كن فيكون
3:60
Hak, Rabbindendir.O halde, kuşku duyanlardan olma.
Elhakku mir rabbike fe la teküm minel mümterın
ٱلحق من ربك فلا تكن من ٱلممترين
3:61
Sana ilimden bir nasip geldikten sonra, hak konusunda seninle tartışana de ki: "Gelin; oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi ve öz benliklerinizi çağıralım, mübahele edelim de Allah'ın lanetini yalancılar üzerine salalım."
Fe me hacceke fıhi mim badi ma caeke minel ılmi fe kul tealev nedu ebnaena ve ebnaeküm ve nisaena ve nisaeküm ve enfüsena ve enfüseküm sümme nebtehil fe necal lanetellahi alel kazibın
فمن حاجك فيه من بعد ما جاءك من ٱلعلم فقل تعالوا ندع أبناءنا وأبناءكم ونساءنا ونساءكم وأنفسنا وأنفسكم ثم نبتهل فنجعل لعنت ٱلله على ٱلكذبين
3:62
İşte, gerçek kıssanın ta kendisi budur. Allah'tan başka ilah yoktur. Ve Allah, elbette Aziz'dir, elbette Hakim'dir.
İnne haza lehüvel kasasul hakk ve ma min ilahin illellah ve innellahe le hüvel azızül hakım
إن هذا لهو ٱلقصص ٱلحق وما من إله إلا ٱلله وإن ٱلله لهو ٱلعزيز ٱلحكيم
3:63
Eğer yüz çevirirlerse, hiç kuşkusuz Allah, bozguncuları çok iyi bilmektedir.
Fe in tevellev fe innellahe alımüm bil müfsidın
فإن تولوا فإن ٱلله عليم بٱلمفسدين
3:64
De ki: "Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze gelin: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ın berisinden birbirimizi rabler edinmeyelim!" Eğer yüz çevirirlerse şöyle söyle: "Tanık olun, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!"
Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevaim beynena ve beyneküm ella nabüde ilellahe ve la nüşrike bihı şeyev ve la yettehıze baduna badan erbabem min dunillah fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun
قل يـأهل ٱلكتب تعالوا إلى كلمة سواء بيننا وبينكم ألا نعبد إلا ٱلله ولا نشرك بهۦ شيـا ولا يتخذ بعضنا بعضا أربابا من دون ٱلله فإن تولوا فقولوا ٱشهدوا بأنا مسلمون
3:65
Ey Ehlikitap! İbrahim hakkında neden çekişiyorsunuz? Tevrat da İncil de ondan sonra indirildi. Hala aklınızı işletmeyecek misiniz?
Ya ehlel kitabi lime tühaccune fı ibrahıme ve ma ünziletit tevratü vel incılü illa mim badih e fela takılun
يـأهل ٱلكتب لم تحاجون في إبرهيم وما أنزلت ٱلتورىة وٱلإنجيل إلا من بعدهۦ أفلا تعقلون
3:66
İşte siz böyle insanlarsınız! Hakkında biraz bilginiz olan şeyde çekişmeye girdiniz. Peki, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz? Allah bilir ama siz bilmezsiniz.
Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe lime tühaccune fıma leyse leküm bihı ılm vallahü yalemü ve entüm la talemun
هـأنتم هـؤلاء حججتم فيما لكم بهۦ علم فلم تحاجون فيما ليس لكم بهۦ علم وٱلله يعلم وأنتم لا تعلمون
3:67
İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanif bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi.
Ma kane ibrahımü yehuddiyyev ve la nasraniyyev ve lakin kane hanıfem müslima ve ma kane minel müşrikın
ما كان إبرهيم يهوديا ولا نصرانيا ولكن كان حنيفا مسلما وما كان من ٱلمشركين
3:68
Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Veli'sidir.
İnne evlen nasi bi ibrahıme lellezınettebeuhü ve hazen nebiyyü vellezıne amenu vallahü veliyyül müminın
إن أولى ٱلناس بإبرهيم للذين ٱتبعوه وهذا ٱلنبي وٱلذين ءامنوا وٱلله ولي ٱلمؤمنين
3:69
Kitap ehlinden bir zümre, sizi bir saptırabilseler diye arzu ettiler. Oysaki onlar, kendilerinden başkasını saptırmazlar. Ama bunu fark etmiyorlar.
Veddet taifetüm min ehlil kitabi lev yüdılluneküm ve ma yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yeşurun
ودت طائفة من أهل ٱلكتب لو يضلونكم وما يضلون إلا أنفسهم وما يشعرون
3:70
Ey Ehlikitap! Gerçeğe tanık olup durduğunuz halde, Allah'ın ayetlerini neden inkar ediyorsunuz/Allah'ın ayetlerine neden nankörlük ediyorsunuz?!
Ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi ve entüm teşhedun
يـأهل ٱلكتب لم تكفرون بـايت ٱلله وأنتم تشهدون
3:71
Ey Ehlikitap! Neden hakkı batılla kirletiyorsunuz ve bilip durduğunuz halde gerçeği gizliyorsunuz?
Ye ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka ve entüm talemun
يـأهل ٱلكتب لم تلبسون ٱلحق بٱلبطل وتكتمون ٱلحق وأنتم تعلمون
3:72
Ehlikitap'tan bir zümre şöyle dedi: "Şu iman edenlere indirilene günün başlangıcında inanın, günün sonunda karşı çıkın. Belki bu sayede geriye/eskiye dönerler.
Ve kalet taifetüm min ehlil kitabi aminu billezı ünzile alellezıne amenu vechen nehari vekfüru ahırahu leallehüm yarciun
وقالت طائفة من أهل ٱلكتب ءامنوا بٱلذي أنزل على ٱلذين ءامنوا وجه ٱلنهار وٱكفروا ءاخرهۥ لعلهم يرجعون
3:73
Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidayet, Allah'ın kılavuzlamasıdır.Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?" De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vasi'dir, varlığı sürekli genişletir; Alim'dir, her şeyi en iyi şekilde bilir."
Ve la tüminu illa li men tebia dıneküm kul innel hüda hüdellahi ey yüta ehadüm misle ma utıtüm ev yühaccuküm ınde rabbiküm kul innel fadle bi yedillah yütıhi mey yeşa vallahü vasiun alım
ولا تؤمنوا إلا لمن تبع دينكم قل إن ٱلهدى هدى ٱلله أن يؤتى أحد مثل ما أوتيتم أو يحاجوكم عند ربكم قل إن ٱلفضل بيد ٱلله يؤتيه من يشاء وٱلله وسع عليم
3:74
Rahmetini dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir.
Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa vallahü zül fadlil azıym
يختص برحمتهۦ من يشاء وٱلله ذو ٱلفضل ٱلعظيم
3:75
Ehlikitap'tan öylesi vardır ki, ona yüklerle emanet teslim etsen onu sana iade eder. Onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine çökmedikçe onu sana geri vermez. Bunun sebebi şudur: Onlar: "Ümmilerin, bizim aleyhimize yol bulmaları mümkün değildir." demişlerdir. Onlar, bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.
Ve min ehlil kitabi men intemenhü bi kıntariy yüeddihı ileyk ve minhüm men in temenhü bi dınaril la yüeddihı ileyke illa ma dümte aleyhi kaima zalike bi ennehüm kalu leyse aleyna fil ümmiyyıne sebıl ve yekulune alellahil kezibe ve hüm yalemun
ومن أهل ٱلكتب من إن تأمنه بقنطار يؤدهۦ إليك ومنهم من إن تأمنه بدينار لا يؤدهۦ إليك إلا ما دمت عليه قائما ذلك بأنهم قالوا ليس علينا في ٱلأميـن سبيل ويقولون على ٱلله ٱلكذب وهم يعلمون
3:76
İş öyle değil! Kim ahdine vefa eder, takvaya sarılırsa hiç kuşkusuz, Allah takvaya sarılanları sever.
Bela men evfa bi ahdihı vetteka fe innellahe yühıbbül müttekıyn
بلى من أوفى بعهدهۦ وٱتقى فإن ٱلله يحب ٱلمتقين
3:77
Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için ahirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır.
İnnellezıne yeşterune bi ahdillahi ve eymanihim semenen kalılen ülaike la halak lehüm fil ahırati ve la yükellimühümüllahü ve la yenzuru ileyhim yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim ve lehüm azabün elım
إن ٱلذين يشترون بعهد ٱلله وأيمنهم ثمنا قليلا أولـئك لا خلق لهم في ٱلأخرة ولا يكلمهم ٱلله ولا ينظر إليهم يوم ٱلقيمة ولا يزكيهم ولهم عذاب أليم
3:78
Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap'tan olmayan birşeyi siz Kitap'tan sanasınız diye, dillerini Kitap'la eğip bükerler. O, Allah katında olmadığı halde, "Bu, Allah katındandır." derler. Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.
Ve inne minhüm le ferıtkay yelvune elsinetehüm bil kitabi li tahsebuhü minel kitabi ve ma hüve minel kitab ve yekulune hüve min ındillahi ve ma hüve min ındillah ve yekulune alellahil kezibe ve hüm yalemun
وإن منهم لفريقا يلوۥن ألسنتهم بٱلكتب لتحسبوه من ٱلكتب وما هو من ٱلكتب ويقولون هو من عند ٱلله وما هو من عند ٱلله ويقولون على ٱلله ٱلكذب وهم يعلمون
3:79
Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara "Allah'ı bırakıp bana kullar olun" desin. O ancak şöyle der: "Öğrettiğiniz şu Kitap'a ve okuyup araştırdıklarınıza dayanarak benliklerini Allah'a adamış kullar/Rabbaniler olun!"
Ma kane li beşerin ey yütiyehüllahül kitabe vel hukme ven nübüvvete sümme yekule lin nasi kun ıbadel lı min dunillahi ve lakin kunu rabbaniyyıne bi ma küntüm tüallimunel kitabe ve bima küntüm tedrusun
ما كان لبشر أن يؤتيه ٱلله ٱلكتب وٱلحكم وٱلنبوة ثم يقول للناس كونوا عبادا لي من دون ٱلله ولكن كونوا ربـنيـن بما كنتم تعلمون ٱلكتب وبما كنتم تدرسون
3:80
Ve size melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez. Siz, müslümanlar haline geldikten sonra inkarı mı emreder size?
Ve la yemüraküm en tettehızül melaikete ve nebiyyıne erbaba e yemüruküm bil küfri bade iz entüm müslimun
ولا يأمركم أن تتخذوا ٱلملـئكة وٱلنبيـن أربابا أيأمركم بٱلكفر بعد إذ أنتم مسلمون
3:81
Ve unutma ki Allah, peygamberlerden misaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik." dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım." dedi.
Ve iz ehazellahü mısakan nebiyyıne lema ateytüküm min kitabiv ve hıkmetin sümme caeküm rasulüm müsaddikul lima meaküm le tüminünne bihı ve le tensurunneh kale e akrartüm ve ehaztüm ala zaliküm ısrı kalu akrarna kale feşhedu ve ene meaküm mineş şahidın
وإذ أخذ ٱلله ميثق ٱلنبيـن لما ءاتيتكم من كتب وحكمة ثم جاءكم رسول مصدق لما معكم لتؤمنن بهۦ ولتنصرنهۥ قال ءأقررتم وأخذتم على ذلكم إصري قالوا أقررنا قال فٱشهدوا وأنا معكم من ٱلشـهدين
3:82
Tüm bunlardan sonra yüz çevirenler, sapıkların ta kendileridir.
Fe men tevella bade zalike fe ülaike hümül fasikun
فمن تولى بعد ذلك فأولـئك هم ٱلفسقون
3:83
Hala Allah'ın dininden gayrısını mı arıyorlar? Oysaki, göklerdeki şuurlular da, yerdekiler de ister istemez O'na teslim olmuşlardır ve yalnız O'na döndürüleceklerdir.
E fe ğayra dınillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati vel erdı tavav ve kerhev ve ileyhi yürceun
أفغير دين ٱلله يبغون ولهۥ أسلم من في ٱلسموت وٱلأرض طوعا وكرها وإليه يرجعون
3:84
De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Musa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız."
Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve yakube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa ven nebiyyune mir rabbihim la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun
قل ءامنا بٱلله وما أنزل علينا وما أنزل على إبرهيم وإسمعيل وإسحق ويعقوب وٱلأسباط وما أوتي موسى وعيسى وٱلنبيون من ربهم لا نفرق بين أحد منهم ونحن لهۥ مسلمون
3:85
Kim İslam'dan/Allah'a teslim olmaktan gayrı bir din ararsa artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana düşenlerdendir.
Ve mey yebteğı ğayral islami dınen fe ley yukbele minh ve hüve fil ahırati minel hasirın
ومن يبتغ غير ٱلإسلم دينا فلن يقبل منه وهو في ٱلأخرة من ٱلخسرين
3:86
İmanlarından, resulün hak olduğuna tanıklık ettikten ve kendilerine ayan-beyan deliller geldikten sonra küfre sapmış bir topluluğa Allah nasıl kılavuzluk eder? Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.
Keyfe yehdillahü kavmen keferu bade ımanihim ve şehidu enner rasule hakkuv ve caehümül beyyinat vallahü la yehdil kavmez zalimın
كيف يهدي ٱلله قوما كفروا بعد إيمنهم وشهدوا أن ٱلرسول حق وجاءهم ٱلبينت وٱلله لا يهدي ٱلقوم ٱلظـلمين
3:87
İşte böylelerinin cezası: Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların laneti üzerlerine!
Ülaike cezaühüm enne aleyhim lanetellahi vel melaiketi ven nasi ecmeıyn
أولـئك جزاؤهم أن عليهم لعنة ٱلله وٱلملـئكة وٱلناس أجمعين
3:88
O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.
Halidıne fıha la yühaffefü anhümül azabü ve la hüm yünzarun
خلدين فيها لا يخفف عنهم ٱلعذاب ولا هم ينظرون
3:89
Ondan sonra tövbe edip hallerini düzeltenler müstesna. Hiç şüphesiz, Allah, çok affedici, çok merhametlidir.
İllellezıne tabu mim badi zalike ve aslehu fe innellahe ğafurur rahıym
إلا ٱلذين تابوا من بعد ذلك وأصلحوا فإن ٱلله غفور رحيم
3:90
İmanlarından sonra küfre sapmış, sonra da küfürde daha da azıtmış olanların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar, sapıkların ta kendileridir.
İnnellezıne keferu bade ımanihim sümmezdadu küfral len tukbele tevbetühüm ve ülaike hümüd dallun
إن ٱلذين كفروا بعد إيمنهم ثم ٱزدادوا كفرا لن تقبل توبتهم وأولـئك هم ٱلضالون
3:91
Gerçeği örtüp de küfre sapmış olarak ölenlere gelince, onların her biri kendini kurtarmak için dünya dolusu altın verse de asla kabul edilmeyecektir. Korkunç bir azap vardır onlar için. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır.
İnnellezıne keferu ve matu ve hüm küffarun fe ley yukbele min ehadihim milül erdı zehebev ve levfteda bih ülaike lehüm azabün elımüv ve ma lehüm min nasırın
إن ٱلذين كفروا وماتوا وهم كفار فلن يقبل من أحدهم ملء ٱلأرض ذهبا ولو ٱفتدى بهۦ أولـئك لهم عذاب أليم وما لهم من نـصرين
3:92
Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe hayırda erginliğe/dürüstlüğe asla ulaşamazsınız. İnfak etmekte olduğunuz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir.
Len tenalül birra hatta tünfiku mimma tühıbbun ve ma tünfiku min şeyin fe innellahe bihı alım
لن تنالوا ٱلبر حتى تنفقوا مما تحبون وما تنفقوا من شيء فإن ٱلله بهۦ عليم
3:93
Tevrat indirilmeden önce İsrail'in kendi nefsine haram kıldığı şeyler dışında tüm yiyecekler İsrailoğullarına helaldi. Onlara de ki: "Tevrat'ı ortaya getirin; doğru sözlü iseniz onu okuyun."
Küllüt taami kane hıllel li benı israıle illa ma harrame israılü ala nefsihı min kabli en tünezzelet tevrah kul fetu bit tevrati fetluha in küntüm sadikıyn
كل ٱلطعام كان حلا لبني إسرـءيل إلا ما حرم إسرـءيل على نفسهۦ من قبل أن تنزل ٱلتورىة قل فأتوا بٱلتورىة فٱتلوها إن كنتم صدقين
3:94
Artık bundan sonra kim yalan düzüp Allah'a iftira ederse böyleleri zalimlerin ta kendileridir.
Fe meniftera alellahil kezibe mim badi zalike fe ülaike hümüz zalimun
فمن ٱفترى على ٱلله ٱلكذب من بعد ذلك فأولـئك هم ٱلظـلمون
3:95
De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanif olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o."
Kul sadekallahü fettebiu millete ibrahıme hanıfa ve ma kane minel müşrikın
قل صدق ٱلله فٱتبعوا ملة إبرهيم حنيفا وما كان من ٱلمشركين
3:96
Şu bir gerçek ki, alemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir.
İnne evvele beytiv vüdıa linnasi lellezı bi bekkete mübarakev ve hüdel lil alemın
إن أول بيت وضع للناس للذي ببكة مباركا وهدى للعلمين
3:97
Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır orada. Oraya giren, güvene ermiş olur. Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün alemlere muhtaç olmayacak bir Gani'dir.
Fıhi ayatüm beyyinatüm mekamü ibrahım ve men dehalehu kane amina ve lillahi alen nasi hıccül beyti menistetaa ileyhi sebıla ve men kefera fe innellahe ğaniyyün anil alemın
فيه ءايت بينت مقام إبرهيم ومن دخلهۥ كان ءامنا ولله على ٱلناس حج ٱلبيت من ٱستطاع إليه سبيلا ومن كفر فإن ٱلله غني عن ٱلعلمين
3:98
De ki: "Ey Ehlikitap! Allah, yaptıklarınıza tanıklık ederken, Allah'ın ayetlerini neden inkar ediyorsunuz?"
Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi vallahü şehıdün ala ma tamelun
قل يـأهل ٱلكتب لم تكفرون بـايت ٱلله وٱلله شهيد على ما تعملون
3:99
Şunu da söyle: "Ey Ehlikitap! Neden iman edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz? Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden çarpıtmak istiyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir."
Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men amene tebğuneha ıvecev ve entüm şüheda vemallahü bi ğafilin amma tamelun
قل يـأهل ٱلكتب لم تصدون عن سبيل ٱلله من ءامن تبغونها عوجا وأنتم شهداء وما ٱلله بغفل عما تعملون
3:100
Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye boyun eğerseniz sizi, imanınızdan sonra kafirler haline getirirler.
Ya eyyühellezıne amenu in tütıyu ferıkam minellezıne utül kitabe yerudduküm bade ımaniküm kafirın
يـأيها ٱلذين ءامنوا إن تطيعوا فريقا من ٱلذين أوتوا ٱلكتب يردوكم بعد إيمنكم كفرين
3:101
Allah'ın ayetleri size okunuyor, Resulü de aranızda; peki, nasıl küfre sapıyorsunuz? Kim Allah'a sarılırsa dosdoğru yola iletilmiştir o...
Ve keyfe tekfürune ve entüm tütla aleyküm ayatüllahi ve fıküm rasulüh ve mey yatesım billahi fe kad hüdiye ila sıratım müstekıym
وكيف تكفرون وأنتم تتلى عليكم ءايت ٱلله وفيكم رسولهۥ ومن يعتصم بٱلله فقد هدي إلى صرط مستقيم
3:102
Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmanın/Allah'a teslim olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin.
Ya eyyühellezıne amenüttekullahe hakka tükatihı ve la temutünne illa ve entüm müslimun
يـأيها ٱلذين ءامنوا ٱتقوا ٱلله حق تقاتهۦ ولا تموتن إلا وأنتم مسلمون
3:103
Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
Vatesumu bi hablillahi cemıav ve la teferraku vezküru nımetellahi aleyküm iz küntüm adaen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nımetihı ıhvana ve küntüm ala şefahufratim minen nari fe enkazeküm minha kezalike yübeyyinüllahü le küm ayatihı lealleküm tehtedun
وٱعتصموا بحبل ٱلله جميعا ولا تفرقوا وٱذكروا نعمت ٱلله عليكم إذ كنتم أعداء فألف بين قلوبكم فأصبحتم بنعمتهۦ إخونا وكنتم على شفا حفرة من ٱلنار فأنقذكم منها كذلك يبين ٱلله لكم ءايتهۦ لعلكم تهتدون
3:104
İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
Velteküm minküm ümmetüy yedune ilel hayri ve yemürune bil marufi ve yenhevne anil münker ve ülaike hümül müflihun
ولتكن منكم أمة يدعون إلى ٱلخير ويأمرون بٱلمعروف وينهون عن ٱلمنكر وأولـئك هم ٱلمفلحون
3:105
Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır.
Ve la tekunu kellezıne teferraku vahtelefu mim badi ma caehümül beyyinat ve ülaike lehüm azabün azıym
ولا تكونوا كٱلذين تفرقوا وٱختلفوا من بعد ما جاءهم ٱلبينت وأولـئك لهم عذاب عظيم
3:106
Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz? Hadi, saptığınız küfür yüzünden tadın azabı!"
Yevme tebyaddu vücuhüv ve tesveddü vücuh fe emmellezınesveddet vücuhühüm e kefartüm bade ımaniküm fe zukul azabe bima küntüm tekfürun
يوم تبيض وجوه وتسود وجوه فأما ٱلذين ٱسودت وجوههم أكفرتم بعد إيمنكم فذوقوا ٱلعذاب بما كنتم تكفرون
3:107
Yüzleri ağaranlara gelince, onlar, Allah'ın rahmeti içindedirler. Sürekli ondadır onlar.
Ve emmellezınebyaddat vücuhühüm fe fı rahmetillah hüm fıha halidun
وأما ٱلذين ٱبيضت وجوههم ففي رحمة ٱلله هم فيها خلدون
3:108
Bunlar sana Allah'ın ayetleri. Hak olarak okuyoruz sana onları. Allah, alemlere zulüm istemiyor.
Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk vemallahü yürıdü zulmel lil alemın
تلك ءايت ٱلله نتلوها عليك بٱلحق وما ٱلله يريد ظلما للعلمين
3:109
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. İş ve oluşlar Allah'a döndürülür.
Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve ilellahi türceul ümur
ولله ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض وإلى ٱلله ترجع ٱلأمور
3:110
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir.
Küntüm hayra ümmetin uhricet lin nasi temürune bil marufi ve tenhevne anil münkeri ve tüminune billah ve lev amene ehlül kitabi le kane hayral lehüm minhümül müminune ve ekseruhümül fasikun
كنتم خير أمة أخرجت للناس تأمرون بٱلمعروف وتنهون عن ٱلمنكر وتؤمنون بٱلله ولو ءامن أهل ٱلكتب لكان خيرا لهم منهم ٱلمؤمنون وأكثرهم ٱلفسقون
3:111
Biraz eziyet dışında size asla zarar veremezler. Sizinle savaşırlarsa size sırtlarını dönerler. Sonra onlara yardım da edilmez.
Ley yedurruküm illa eza ve iy yükatiluküm yüvellukümül edbara sümme la yünsarun
لن يضروكم إلا أذى وإن يقتلوكم يولوكم ٱلأدبار ثم لا ينصرون
3:112
Allah'tan bir ipe ve insanlardan bir ipe tutunmaları dışında, nerede bulunsalar üzerlerine zillet damgası vurulur. Allah'ın hışmına uğramışlardır. Üzerlerine miskinlik damgası vurulmuştur. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerine küfrediyor, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı; isyan etmişlerdi, zulüm ve azgınlık sergiliyorlardı.
Duribet aleyhimüz zilletü eyne ma sükıfu illa bi hablim minellahi ve hablim minen nasi ve bau bi ğadabim minellahi ve duribet aleyhimül meskeneh zalike bi ennehüm kanu yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunel embiyae bi ğayri hakk zalike bi ma asav ve kanu yatedun
ضربت عليهم ٱلذلة أين ما ثقفوا إلا بحبل من ٱلله وحبل من ٱلناس وباءو بغضب من ٱلله وضربت عليهم ٱلمسكنة ذلك بأنهم كانوا يكفرون بـايت ٱلله ويقتلون ٱلأنبياء بغير حق ذلك بما عصوا وكانوا يعتدون
3:113
Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar.
Leysu sevaa min ehlil kitabi ümmetün kaimetüy yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yecüdun
ليسوا سواء من أهل ٱلكتب أمة قائمة يتلون ءايت ٱلله ءاناء ٱليل وهم يسجدون
3:114
Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir.
Yüminune billahi vel yevmil ahıri ve yemürune bil marufi ve yenhevne anil münkeri ve yüsariune fil hayrat ve ülaike mines salihıyn
يؤمنون بٱلله وٱليوم ٱلأخر ويأمرون بٱلمعروف وينهون عن ٱلمنكر ويسرعون في ٱلخيرت وأولـئك من ٱلصـلحين
3:115
Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır, nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir.
Ve ma yefalu min hayrin fe ley yükferuh vallahü alımüm bil müttekıyn
وما يفعلوا من خير فلن يكفروه وٱلله عليم بٱلمتقين
3:116
Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da kendilerine Allah'a karşı bir yarar asla sağlamayacaktır. Ateşin dostlarıdır onlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.
İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şeya ve ülaike ashabün nar hüm fıha halidun
إن ٱلذين كفروا لن تغني عنهم أمولهم ولا أولدهم من ٱلله شيـا وأولـئك أصحب ٱلنار هم فيها خلدون
3:117
Bu dünya hayatında harcamakta olduklarının durumu, bir rüzgar örneğine benzer: Onda kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir toplululuğun ekinine değmiş de onu mahvetmiştir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Meselü ma yünfikune fı hazihil hayatid dünya ke meseli rıhın fıha sırrun esebet harse kavmin zalemu enfüsehüm fe ehleketh ve ma zalemehümüllahü ve lakin enfüsehüm yazlimun
مثل ما ينفقون في هذه ٱلحيوة ٱلدنيا كمثل ريح فيها صر أصابت حرث قوم ظلموا أنفسهم فأهلكته وما ظلمهم ٱلله ولكن أنفسهم يظلمون
3:118
Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden/seviyenizin altındakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin.Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.
Ya eyyühellezıne amenu la tettehızu bitanetem min duniküm la yeluneküm habala veddu ma anittüm kad bedetil bağdaü min efvahihim ve ma tuhfı suduruhüm ekber kad beyyenna lekümül ayati in küntüm takılun
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تتخذوا بطانة من دونكم لا يألونكم خبالا ودوا ما عنتم قد بدت ٱلبغضاء من أفوههم وما تخفي صدورهم أكبر قد بينا لكم ٱلأيت إن كنتم تعقلون
3:119
Siz öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız. Onlar ise sizinle karşılaştıklarında "İnandık!" derler; başbaşa kaldıklarında ise size öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle geberin!" Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir.
Ha entüm ülai tühıbbunehüm ve la yühıbbuneküm ve tüminune bil kitabi küllih ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz kul mutu bi ğayzıküm innellahe alımüm bizatis sudur
هـأنتم أولاء تحبونهم ولا يحبونكم وتؤمنون بٱلكتب كلهۦ وإذا لقوكم قالوا ءامنا وإذا خلوا عضوا عليكم ٱلأنامل من ٱلغيظ قل موتوا بغيظكم إن ٱلله عليم بذات ٱلصدور
3:120
Size bir iyilik dokunsa bu onları rahatsız eder. Size bir kötülük dokunsa bununla sevinir, ferahlarlar. Eğer sabreder, sakınır/korunursanız onların tuzakları size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah Muhit'tir, yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.
İn temsesküm hasenetün tesühüm ve in tüsıbküm seyyietüy yefrahu biha ve in tasbiru ve tetteku la yedurruküm keydühüm şeya innellahe bi ma yamelune mühıyt
إن تمسسكم حسنة تسؤهم وإن تصبكم سيئة يفرحوا بها وإن تصبروا وتتقوا لا يضركم كيدهم شيـا إن ٱلله بما يعملون محيط
3:121
Hani, sen ailenden erkenden ayrılmıştın da müminleri savaş için tutulması gereken noktalara yerleştiriyordun. Allah her şeyi çok iyi duyar, çok iyi bilir.
Ve iz ğadevte min ehlike tübevviül müminıne mekaıde lil kıtal vallahü semıun alım
وإذ غدوت من أهلك تبوئ ٱلمؤمنين مقعد للقتال وٱلله سميع عليم
3:122
Sizden iki takım, korku ile bozulmak üzereydi. Halbuki Allah onların Veli'siydi. Müminler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar.
İz hemmet taifetani minküm en tefşela vallahü veliyyühüma ve alellahi fel yetevekkelil müminun
إذ همت طائفتان منكم أن تفشلا وٱلله وليهما وعلى ٱلله فليتوكل ٱلمؤمنون
3:123
Yemin olsun ki, ezik-boynu bükük olduğunuz bir sırada Allah size Bedir'de de yardım etmişti.O halde Allah'tan korkun ki, şükredebilesiniz.
Ve le kad nesarekümüllahü bi bedriv ve entüm ezilleh fettekullahe lealleküm teşkürun
ولقد نصركم ٱلله ببدر وأنتم أذلة فٱتقوا ٱلله لعلكم تشكرون
3:124
O sırada sen, müminlere şöyle diyordun: "Rabbinizin, indirilmiş üçbin melekle destek vermesi, size yetmiyor mu?"
İz tekulü lil müminıne eley yekfiyeküm ey yümiddeküm rabbüküm bi selaseti alafim minel melaiketi münzelın
إذ تقول للمؤمنين ألن يكفيكم أن يمدكم ربكم بثلثة ءالف من ٱلملـئكة منزلين
3:125
İş, sanıldığı gibi değildir. Onlar, hemen şu anda üstünüze gelseler bile, eğer siz sabreder ve korunursanız, Rabbiniz sizi, üzerlerine nişan vurulmuş beş bin melekle destekler.
Bela in tasbiru ve tetteku ve yetuküm min fevrihim haza yümdidküm rabbüküm bi hamseti alafim minel melaiketi müsevvimın
بلى إن تصبروا وتتقوا ويأتوكم من فورهم هذا يمددكم ربكم بخمسة ءالف من ٱلملـئكة مسومين
3:126
Allah, bunu, size bir müjde olması ve onunla kalplerinizi yatıştırması dışında hiçbir şey yapmamıştır.Yardım, Aziz ve Hakim olan Allah katından başka hiçbir yerden gelmez.
Ve ma cealehüllahü illa büşra leküm ve li tatmeinne kulubüküm bih ve men nasru illa min ındillahil azızil hakım
وما جعله ٱلله إلا بشرى لكم ولتطمئن قلوبكم بهۦ وما ٱلنصر إلا من عند ٱلله ٱلعزيز ٱلحكيم
3:127
Allah bunu yaptı ki, küfre sapanlardan bir kısmını bölüp ayırsın veya onları zelil etsin de yıkık ve ürkek bir halde dönüp gitsinler.
Li yaktaa tarafem minellezıne keferu ev yekbitehüm fe yenkalibu haibın
ليقطع طرفا من ٱلذين كفروا أو يكبتهم فينقلبوا خائبين
3:128
İş ve hüküm konusunda sana düşen bir şey yoktur.Allah ya tövbelerini kabul ederek onları bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder.
Leyse leke minel emri şeyün ev yetube aleyhim ev yüazzibehüm fe innehüm zalimun
ليس لك من ٱلأمر شيء أو يتوب عليهم أو يعذبهم فإنهم ظلمون
3:129
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini/dileyeni affeder; dilediğine/dileyene azap eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa vallahü ğafurur rahıym
ولله ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض يغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء وٱلله غفور رحيم
3:130
Ey iman sahipleri! Ribayı öyle kat kat katlayarak yemeyin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz.
Ya eyyühellezıne amenu la tekülür riba adafem müdaafetev vettekullahe lealleküm tüflihun
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تأكلوا ٱلربوا أضعفا مضعفة وٱتقوا ٱلله لعلكم تفلحون
3:131
Kafirler için hazırlanmış ateşten korkun.
Vettekun naralletı üıddet lil kafirın
وٱتقوا ٱلنار ٱلتي أعدت للكفرين
3:132
Allah'a ve resule itaat edin ki, merhamet görebilesiniz.
Ve etıyullahe ver rasule lealleküm türhamun
وأطيعوا ٱلله وٱلرسول لعلكم ترحمون
3:133
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan cennete doğru yarışır gibi koşuşun. O, takva sahipleri için hazırlanmıştır.
Ve sariu ila mağfiratim mir rabbiküm ve cennetin arduhes semavatü vel erdu üıddet lil müttekıyn
وسارعوا إلى مغفرة من ربكم وجنة عرضها ٱلسموت وٱلأرض أعدت للمتقين
3:134
Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.
Ellezıne yünfikune fis serrai ved darrai vel kazımınel ğayza vel afıne anin nas vallahü yühıbbül muhsinın
ٱلذين ينفقون في ٱلسراء وٱلضراء وٱلكظمين ٱلغيظ وٱلعافين عن ٱلناس وٱلله يحب ٱلمحسنين
3:135
Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlarlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.
Vellezıne iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim ve mey yağfiruz zünube illellah ve lem yüsırru ala ma fealu ve hüm yalemun
وٱلذين إذا فعلوا فحشة أو ظلموا أنفسهم ذكروا ٱلله فٱستغفروا لذنوبهم ومن يغفر ٱلذنوب إلا ٱلله ولم يصروا على ما فعلوا وهم يعلمون
3:136
İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir!
Ülaike cezaühüm mağfiratüm mir rabbihim ve cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve nıme ecrul amilın
أولـئك جزاؤهم مغفرة من ربهم وجنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها ونعم أجر ٱلعملين
3:137
Sizden önce de yollar-yöntemler gelip geçmiştir. O halde yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nice olmuştur görün.
Kad halet mim kabliküm sünenün fe sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül mükezzibın
قد خلت من قبلكم سنن فسيروا في ٱلأرض فٱنظروا كيف كان عقبة ٱلمكذبين
3:138
Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur.
Haza beyanül linnasi ve hüdev ve mevızatül lil müttekıyn
هذا بيان للناس وهدى وموعظة للمتقين
3:139
Gevşemeyin, tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz.
Ve la tehinu ve la tahzenu ve entümül alevne in küntüm müminın
ولا تهنوا ولا تحزنوا وأنتم ٱلأعلون إن كنتم مؤمنين
3:140
Size bir yara değiyorsa, o topluma da benzeri bir yara mutlaka değmiştir. Bak işte günler! Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar/şehitler edinecektir. Allah zulme sapanları sevmez.
İy yemsesküm karhun fe kad messel kavme karhum mislüh ve tilkel eyyamü nüdavilüha beynen nas ve li yalemellahüllezıne amenu ve yettehıze minküm şüheda vallahü la yühıbbüz zalimın
إن يمسسكم قرح فقد مس ٱلقوم قرح مثلهۥ وتلك ٱلأيام نداولها بين ٱلناس وليعلم ٱلله ٱلذين ءامنوا ويتخذ منكم شهداء وٱلله لا يحب ٱلظـلمين
3:141
Tüm bunlar, Allah iman edenleri iyice seçip arındırsın ve küfre sapanları mahvetsin diyedir.
Ve li yümehhısallahüllezıne amenu ve yemhakal kafirın
وليمحص ٱلله ٱلذين ءامنوا ويمحق ٱلكفرين
3:142
Yoksa siz, Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma yalemillahüllezıne cahedu minküm ve yalemes sabirın
أم حسبتم أن تدخلوا ٱلجنة ولما يعلم ٱلله ٱلذين جهدوا منكم ويعلم ٱلصـبرين
3:143
Yemin olsun ki siz, onunla karşılaşmadan önce ölümü arzuluyordunuz. İşte gördünüz onu ve bakıp duruyorsunuz.
Ve le kad küntüm temennevnel mevte min kabli en telkavhü fe kad raeytümuhü ve entüm tenzurun
ولقد كنتم تمنون ٱلموت من قبل أن تلقوه فقد رأيتموه وأنتم تنظرون
3:144
Muhammed bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölse yahut öldürülse ökçeleriniz üzerine gerisin geri mi döneceksiniz! İki ökçesi üzerine geri dönen, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, şükredenleri ödüllendirecektir.
Ve ma muhammedün illa rasul kad halet min kablihir rusül e fe im mate ev kutilenkalebtüm ala akabiküm ve mey yenkalib ala akıbeyhi fe ley yedurrallahe şeya ve seyeczillahüş şakirın
وما محمد إلا رسول قد خلت من قبله ٱلرسل أفإين مات أو قتل ٱنقلبتم على أعقبكم ومن ينقلب على عقبيه فلن يضر ٱلله شيـا وسيجزي ٱلله ٱلشـكرين
3:145
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişi ölmez. Vakti belirlenmiş bir yazıdır o. Dünya çıkarını gözetene ondan veririz; ahiret yararını gözetene de ondan veririz. Şükredenleri ödüllendireceğiz biz.
Ve ma kane li nefsin en temute illa bi iznillahi kitabem müeccela ve mey yürid sevabed dünya nütihı minha ve mey yürid sevabel ahırati nütihı minha ve senecziş şakirın
وما كان لنفس أن تموت إلا بإذن ٱلله كتبا مؤجلا ومن يرد ثواب ٱلدنيا نؤتهۦ منها ومن يرد ثواب ٱلأخرة نؤتهۦ منها وسنجزي ٱلشـكرين
3:146
Nice peygamber, beraberinde kendisini Rabb'e adayan birçok kişi bulunduğu halde savaşmıştır. Onlar, Allah yolunda kendilerine gelip çatan zorluklar yüzünden gevşememiş, zayıflık göstermemiş, susup pusmamışlardır. Allah sabredenleri sever.
Ve keeyyim min nebiyyin katele meahu ribbiyyune kesır fe ma vehenu li ma esabehüm fı sebılillahi ve ma daufu ve mestekanu vallahü yühıbbüs sabirın
وكأين من نبي قتل معهۥ ربيون كثير فما وهنوا لما أصابهم في سبيل ٱلله وما ضعفوا وما ٱستكانوا وٱلله يحب ٱلصـبرين
3:147
Sözleri yalnız şu olmuştur: "Ey Rabbimiz! Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı!"
Ve ma kane kavlehüm illa en kalu rabbenağfir lena zünubena ve israfena fı emrina ve sevvit akdamena vensurna alel kavmil kafirın
وما كان قولهم إلا أن قالوا ربنا ٱغفر لنا ذنوبنا وإسرافنا في أمرنا وثبت أقدامنا وٱنصرنا على ٱلقوم ٱلكفرين
3:148
Allah da onlara, hem dünya nimetini verdi hem de ahiret sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever.
Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahırah vallahü yühıbbül muhsinın
فـاتىهم ٱلله ثواب ٱلدنيا وحسن ثواب ٱلأخرة وٱلله يحب ٱلمحسنين
3:149
Ey iman edenler! Eğer küfre sapanlara boyun eğerseniz sizi ökçeleriniz üstüne gerisin geri çevirirler de hüsrana uğrayanlar haline gelirsiniz.
Ya eyyühellezıne amenu in tütıyullezıne keferu yerudduküm ala akabiküm fe tenkalibu hasirın
يـأيها ٱلذين ءامنوا إن تطيعوا ٱلذين كفروا يردوكم على أعقبكم فتنقلبوا خسرين
3:150
Hayır, hayır! Sizin Mevla'nız Allah'tır. Ve O, yardımcıların en hayırlısıdır.
Belillahü mevlaküm ve hüve hayrum nasırın
بل ٱلله مولىكم وهو خير ٱلنـصرين
3:151
Allah'ın, kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştukları için, küfre sapanların kalplerine korku salacağız. Barınakları ateştir onların. Ne kötüdür o zalimlerin varacakları yer!
Senülkıy fı kulubillezıne keferur rube bi ma eşraku billahi ma lem yünezzil bihı sültana ve mevahümün nar ve bise mesvez zalimın
سنلقي في قلوب ٱلذين كفروا ٱلرعب بما أشركوا بٱلله ما لم ينزل بهۦ سلطنا ومأوىهم ٱلنار وبئس مثوى ٱلظـلمين
3:152
Yemin olsun ki, siz onları Allah'ın izniyle öldürmekteyken, Allah size vaadini doğrulamıştı. Nihayet,siz korkuya kapıldınız, yapılacak iş hususunda çekiştiniz. Ve Allah, sevdiğiniz şeyi size gösterdikten sonra isyan ettiniz. İçinizden bir kısmı dünyayı istiyordu, bir kısmınız ise ahireti istiyordu. Sonra sizi imtihan etmek için onlardan uzaklaştırdı. Yemin olsun, sizi affetmişti. Allah, müminlere karşı lütuf sahibidir.
Ve le kad sadekakümüllahü vadehu iz tehussunehüm bi iznih hatta iza feşiytüm ve tenazatüm fil emri ve asaytüm mim badi ma eraküm ma tühıbbun minküm mey yürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahırah sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm ve le kad afa anküm vallahü zu fadlin alel müminın
ولقد صدقكم ٱلله وعدهۥ إذ تحسونهم بإذنهۦ حتى إذا فشلتم وتنزعتم في ٱلأمر وعصيتم من بعد ما أرىكم ما تحبون منكم من يريد ٱلدنيا ومنكم من يريد ٱلأخرة ثم صرفكم عنهم ليبتليكم ولقد عفا عنكم وٱلله ذو فضل على ٱلمؤمنين
3:153
Siz şaşkınlıkla sağa-sola kaçıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Resul ise arkanızdan sizi çağırıyordu. Böylece Allah size keder üstüne keder verdi ki, elinizden uçup gidene de size isabet edene de üzülmeyesiniz. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
İz tusıdune ve la telvune ala ehadiv ver rasulü yeduküm fı uhraküm fe esabeküm ğammem bi ğammil li keyla tahzenu ala ma fateküm ve la ma esabeküm vallahü habırum bima tamelun
إذ تصعدون ولا تلوۥن على أحد وٱلرسول يدعوكم في أخرىكم فأثبكم غما بغم لكيلا تحزنوا على ما فاتكم ولا ما أصبكم وٱلله خبير بما تعملون
3:154
Sonra bu kederin ardından üzerinize, içinizden bir grubu sarıp kuşatan, güven verici bir uyku indirdi. Bir grup da -gerçekten onlar kendi canlarının derdine düşmüştü- Allah hakkında gerçek dışı sanılara, cahiliye düşüncelerine kapılıyordu. "Şu işten bize bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Emir/iş ve oluş tümüyle Allah'ındır." Öz benliklerinde, sana açıklamaz oldukları şeyler saklıyorlar. Diyorlar ki: "Bu işten bizim lehimize bir şey olsaydı, şuracıkta öldürülmezdik." Söyle onlara: "Evlerinizde kalsaydınız bile, üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, uzanacakları yerleri muhakkak boylayacaklardı." Bu, Allah, göğüslerinizdekini denesin, kalplerinizdekini ortaya çıkarsın diyedir. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir.
Sümme enzele aleyküm mim badil ğammi emeneten nüasey yağşa taifetem minküm ve taifetün kad ehemmethüm enfüsühüm yezunnune billahi ğayral hakkı zannel cahiliyyeh yekulune hel lena minel emri min şey kul innel emra küllehu lillah yuhfune fı enfüsihim ma la yübdune lek yekulune lev kane lena minel emri şeyüm ma kutilna hahüna kul lev küntüm fı büyutiküm le berazellezıne kütibe aleyhimül katlü ila medaciıhim ve li yebteliyellahü ma fı suduriküm ve li yümehhısa ma fı kulubiküm vallahü alımüm bi zatis sudur
ثم أنزل عليكم من بعد ٱلغم أمنة نعاسا يغشى طائفة منكم وطائفة قد أهمتهم أنفسهم يظنون بٱلله غير ٱلحق ظن ٱلجهلية يقولون هل لنا من ٱلأمر من شيء قل إن ٱلأمر كلهۥ لله يخفون في أنفسهم ما لا يبدون لك يقولون لو كان لنا من ٱلأمر شيء ما قتلنا ههنا قل لو كنتم في بيوتكم لبرز ٱلذين كتب عليهم ٱلقتل إلى مضاجعهم وليبتلي ٱلله ما في صدوركم وليمحص ما في قلوبكم وٱلله عليم بذات ٱلصدور
3:155
İki topluluğun karşılaştığı gün geri dönüp gidenleriniz var ya, yaptıkları bazı işler yüzünden şeytan onların ayağını kaydırmak istemişti.Yemin olsun, Allah onları yine de affetti. Allah Gafur'dur, Halim'dir.
İnnellezıne tevellev minküm yevmel tekal cemani innemestezellehümüş şeytanü bi badı ma kesebu ve le kad afallahü anhüm innellahe ğafurunhalım
إن ٱلذين تولوا منكم يوم ٱلتقى ٱلجمعان إنما ٱستزلهم ٱلشيطن ببعض ما كسبوا ولقد عفا ٱلله عنهم إن ٱلله غفور حليم
3:156
Ey iman sahipleri! Yeryüzünde dolaşan yahut gazaya çıkan kardeşleri için şöyle diyen inkarcılar gibi olmayın: "Yanımızda olsaydılar ölmezlerdi, öldürülmezlerdi." Allah bunu onların kalplerinde bir özlem yapacaktır. Allah, diriltir de öldürür de. Allah, yapıp ettiklerinizi en iyi şekilde görmektedir.
Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne keferu ve kalu li ıhvanihim iza daru fil erdı ev kanu ğuzzel lev kanu ındena ma matu ve ma kutilu li yecalellahü zalike hasraten fı kulubihim vallahü yuhyı ve yümıt vallahü bi ma tamelune basıyr
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تكونوا كٱلذين كفروا وقالوا لإخونهم إذا ضربوا في ٱلأرض أو كانوا غزى لو كانوا عندنا ما ماتوا وما قتلوا ليجعل ٱلله ذلك حسرة في قلوبهم وٱلله يحيۦ ويميت وٱلله بما تعملون بصير
3:157
Allah yolunda öldürülür yahut ölürseniz, Allah'tan bir bağışlanma ve bir merhamet/bir sevgi onların derleyip topladıklarından çok daha iyidir.
Ve lein kutiltüm fı sebılillahi ev müttüm le mağfiratüm minellahi ve rahmetün hayrum mimma yecmeun
ولئن قتلتم في سبيل ٱلله أو متم لمغفرة من ٱلله ورحمة خير مما يجمعون
3:158
Ölür yahut öldürülürseniz elbette ki Allah'a götürüleceksiniz.
Ve leim müttüm ev kutiltüm le ilellahi tuhşerun
ولئن متم أو قتلتم لإلى ٱلله تحشرون
3:159
Allah'tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla şuraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan!Allah, tevekkül edenleri sever.
Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehüm ve lev künte fezzan ğalızal kalbi lenfeddu min havlike fafü anhüm vestağfir lehüm ve şavirhüm fil emr fe iza azemte fe tevekkel alellah innellahe yühıbbül mütevekkilın
فبما رحمة من ٱلله لنت لهم ولو كنت فظا غليظ ٱلقلب لٱنفضوا من حولك فٱعف عنهم وٱستغفر لهم وشاورهم في ٱلأمر فإذا عزمت فتوكل على ٱلله إن ٱلله يحب ٱلمتوكلين
3:160
Allah size yardım ederse hiç kimse size galip gelemez. Eğer sizi yüzüstü bırakırsa O'ndan başka size kim yardım edebilir? Artık müminler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar.
İy yensurkümüllahü fe la ğalibe leküm ve iy yahzülküm fe min zellezı yensuruküm mim badih ve alellahi felyetevekkelil müminun
إن ينصركم ٱلله فلا غالب لكم وإن يخذلكم فمن ذا ٱلذي ينصركم من بعدهۦ وعلى ٱلله فليتوكل ٱلمؤمنون
3:161
Bir peygamberin emanete hıyanet etmesi/kamu malından aşırması olacak şey değildir. Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir. Sonra her benliğe; kazandığı tam olarak ödenir. Hiç birine zulmedilmez.
Ve ma kane li nebiyyin ey yeğull ve mey yağlül yeti bi ma ğalle yevmel kıyameh sümme tüveffa küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yuzlemun
وما كان لنبي أن يغل ومن يغلل يأت بما غل يوم ٱلقيمة ثم توفى كل نفس ما كسبت وهم لا يظلمون
3:162
Allah'ın hoşnutluğunu izleyen kişi, Allah'ın gazabına uğrayan ve barınağı cehennem olan kişiyle aynı mıdır? Ne kötü varış yeridir o!
E fe menittebea rıdvanellahi ke mem bae bi sehatım minellahi ve mevahü cehennem ve bisel mesıyr
أفمن ٱتبع رضون ٱلله كمن باء بسخط من ٱلله ومأوىه جهنم وبئس ٱلمصير
3:163
Onlar, Allah katında derece derecedirler. Allah, yapmakta olduklarını iyice görmektedir.
Hüm deracatün ındellah vallahü besıyrum bi ma yamelun
هم درجت عند ٱلله وٱلله بصير بما يعملون
3:164
Yemin olsun ki, Allah müminlere lütufta bulunup onları minnettar bırakmıştır: Kendi içlerinde onlara öyle bir resul gönderdi ki, onlara Allah'ın ayetlerini okuyor, onları temizleyip arındırıyor, onlara Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor. Oysaki onlar, bundan önce açık bir sapıklığın tam içindeydiler.
Le kad mennellahü alel müminıne iz bease fıhim rasulem min enfüsihim yetlu aleyhim ayatihı ve yüzekkıhim ve yüallimühümül kitabe vel hıkmeh ve in kanu min kablü le fı dalalim mübın
لقد من ٱلله على ٱلمؤمنين إذ بعث فيهم رسولا من أنفسهم يتلوا عليهم ءايتهۦ ويزكيهم ويعلمهم ٱلكتب وٱلحكمة وإن كانوا من قبل لفي ضلل مبين
3:165
Size, başkalarına iki katını dokundurduğumuz bir musibet dokununca: "Bu da nereden!" mi dediniz? De ki: "O, sizin öz benliklerinizdendir." Allah, her şeye Kadir'dir.
E ve lemma esabetküm müsıybetün kad esabtüm misleyha kultüm enna haza kul hüve min ındi enfüsiküm innellahe ala külli şeyin kadır
أولما أصبتكم مصيبة قد أصبتم مثليها قلتم أنى هذا قل هو من عند أنفسكم إن ٱلله على كل شيء قدير
3:166
İki topluluğun karşılaştığı gün sizin başınıza gelen, Allah'ın izniyledir ve Allah, müminleri bilsin diyedir.
Ve ma esabeküm yevmeltekal cemani fe bi iznillahi ve li yalemel mü7minın
وما أصبكم يوم ٱلتقى ٱلجمعان فبإذن ٱلله وليعلم ٱلمؤمنين
3:167
Ve ikiyüzlülük yapan münafıkları bilsin diye. Onlara, "Hadi gelin, Allah yolunda çarpışın yahut savunma yapın!" dendiğinde: "Savaştan haberimiz olsaydı sizi elbette izlerdik." dediler. O gün onlar, imandan çok küfre yakın idiler. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlar. Allah, onların gizlemekte oldukları şeyi çok iyi bilmektedir.
Ve li yalemellezıne nefeku ve kıyle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu kalu lev nalemü kıtalel lettebanaküm hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim vallahü alemü bima yektümun
وليعلم ٱلذين نافقوا وقيل لهم تعالوا قتلوا في سبيل ٱلله أو ٱدفعوا قالوا لو نعلم قتالا لٱتبعنكم هم للكفر يومئذ أقرب منهم للإيمن يقولون بأفوههم ما ليس في قلوبهم وٱلله أعلم بما يكتمون
3:168
Yerlerinde oturup da kardeşleri için, "Bizi dinlemiş olsalardı öldürülmeyeceklerdi." diyenlere şöyle söyle: "Eğer doğru sözlüler iseniz, kendi benliklerinizden uzaklaştırın ölümü!"
Ellezıne kalu li ıhvanihim ve kaadu lev etauna ma kutilu kul fedrau an enfüsekümül mevte in küntüm sadikıyn
ٱلذين قالوا لإخونهم وقعدوا لو أطاعونا ما قتلوا قل فٱدرءوا عن أنفسكم ٱلموت إن كنتم صدقين
3:169
Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar.
Ve la tahsebennellezıne kutilu fı sebılillahi emvate bel ahyaün ınde rabbihim yürzekun
ولا تحسبن ٱلذين قتلوا في سبيل ٱلله أموتا بل أحياء عند ربهم يرزقون
3:170
Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır onlar.
Ferihıyne bi ma atahümüllahü min fadlihı ve yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım ella havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
فرحين بما ءاتىهم ٱلله من فضلهۦ ويستبشرون بٱلذين لم يلحقوا بهم من خلفهم ألا خوف عليهم ولا هم يحزنون
3:171
Allah'tan bir nimeti, bir lütfu ve Allah'ın müminlerin ödülünü vermezlik etmeyeceğini de müjdelerler.
Yestebşirune bi nımetim minellahi ve fadliv ve ennellahe la yüdıyu ecral müminın
يستبشرون بنعمة من ٱلله وفضل وأن ٱلله لا يضيع أجر ٱلمؤمنين
3:172
O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır.
Ellezınestecabu lillahi ver rasuli mim badi ma esabehümül karhu lillezıne ahsenu minhüm vettekav ecrun azıym
ٱلذين ٱستجابوا لله وٱلرسول من بعد ما أصابهم ٱلقرح للذين أحسنوا منهم وٱتقوا أجر عظيم
3:173
O müminler ki, insanlar kendilerine, "Halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan!" dediklerinde, bu onların imanını artırdı da şöyle söylediler: "Allah bize yeter. Ne güzel Vekil'dir O!"
Ellezıne kale lehümün nasü innen nase kad cemeu leküm fahşevhüm fe zadehüm ımana ve kalu hasbünellahü ve nımel vekıl
ٱلذين قال لهم ٱلناس إن ٱلناس قد جمعوا لكم فٱخشوهم فزادهم إيمنا وقالوا حسبنا ٱلله ونعم ٱلوكيل
3:174
Böyle olduğu içindir ki, Allah'tan bir nimet ve lütufla geri döndüler, hiçbir kötülük dokunmamıştı onlara. Allah'ın rızasını izlediler. Allah çok büyük bir lütfun sahibidir.
Fenkalebu bi nımetim minellahi ve fadlil lem yemseshüm suüv vettebeu rıdvanellah vallahü zu fadlin azıym
فٱنقلبوا بنعمة من ٱلله وفضل لم يمسسهم سوء وٱتبعوا رضون ٱلله وٱلله ذو فضل عظيم
3:175
İşte size şeytan. O yalnız kendi dostlarını korkutur. Eğer inananlarsanız onlardan korkmayın, benden korkun.
İnnema zalikümüş şeytanü yühavvifü evliyaehu fe la tehafuhüm ve hafuni in küntüm müminın
إنما ذلكم ٱلشيطن يخوف أولياءهۥ فلا تخافوهم وخافون إن كنتم مؤمنين
3:176
Küfür içinde koşuşanlar sana üzüntü vermesin. Şu bir gerçek ki, onlar Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah, onlara ahirette bir nasip vermemeyi istemektedir. Onlar için çok büyük bir azap öngörülmüştür.
Ve la yahzünkellezıne yüsariune fil küfr innehüm ley yedurullahe şeya yürıdüllahü ella yecale lehüm hazzan fil ahırah ve le hüm azabün azıym
ولا يحزنك ٱلذين يسرعون في ٱلكفر إنهم لن يضروا ٱلله شيـا يريد ٱلله ألا يجعل لهم حظا في ٱلأخرة ولهم عذاب عظيم
3:177
İman karşılığında küfrü satın alanlar, Allah'a herhangi bir biçimde asla zarar veremezler. Korkunç bir azap vardır onlar için.
İnnellezıneşteravül küfra bil ımani ley yedururlahe şeya ve lehüm azabün elım
إن ٱلذين ٱشتروا ٱلكفر بٱلإيمن لن يضروا ٱلله شيـا ولهم عذاب أليم
3:178
Küfre sapanlar, onlara süre tanımamızın kendileri için hayırlı olduğunu asla düşünmesinler. Onlara, biraz daha günah işlesinler diye süre veriyoruz. Yere geçirecek bir azap var onlar için.
Ve la yahsebennelezıne keferu ennema nümlı lehüm hayrul li enfüsihimv innema nümlı lehüm li yezdadu isma ve lehüm azabüm mühın
ولا يحسبن ٱلذين كفروا أنما نملي لهم خير لأنفسهم إنما نملي لهم ليزدادوا إثما ولهم عذاب مهين
3:179
Allah, müminleri şu üzerinde bulunduğunuz halde bırakmayacaktır. Sonuçta pisi temizden ayıracaktır. Allah sizi gaybı bilir duruma da getirmeyecektir. Şu var ki Allah, resullerinden dilediğini seçer. O halde Allah'a ve resullerine inanın. Eğer inanır, korunursanız sizin için büyük bir ödül vardır.
Ma kanellahü li yezeral müminıne ala ma entüm aleyhi hatta yemızel habıse minet tayyib ve am kanellahü li yutliaküm alel ğaybi ve lakinnellahe yectebı mir rusülihı mey yeşaü fe aminu billahi ve rusülih ve in tüminu ve tetteku fe le küm ecrun azıym
ما كان ٱلله ليذر ٱلمؤمنين على ما أنتم عليه حتى يميز ٱلخبيث من ٱلطيب وما كان ٱلله ليطلعكم على ٱلغيب ولكن ٱلله يجتبي من رسلهۦ من يشاء فـامنوا بٱلله ورسلهۦ وإن تؤمنوا وتتقوا فلكم أجر عظيم
3:180
Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği şeyde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Tam aksine bu onlar için bir şerdir. O cimrilik konusu yaptıkları şey, kıyamet günü bir tasma gibi boyunlarına dolandırılacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min fadlihı hüve hayral lehüm bel hüve şerrul lehüm seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh ve lillah mırasüs semavati vel ard vallahü bi ma tamelune habır
ولا يحسبن ٱلذين يبخلون بما ءاتىهم ٱلله من فضلهۦ هو خيرا لهم بل هو شر لهم سيطوقون ما بخلوا بهۦ يوم ٱلقيمة ولله ميرث ٱلسموت وٱلأرض وٱلله بما تعملون خبير
3:181
Yemin olsun ki, Allah, "Allah yoksuldur, bizler zenginleriz!" diyenlerin sözünü işitti. Dediklerini de yazacağız, haksız yere peygamberleri öldürmelerini de. Ve şöyle diyeceğiz: "Tadın, yakıp pişiren azabı!"
Le kad semiallahü kavlellezıne kalu innellahe fekıyruv ve nahnü ağniya senektübü ma kalu ve katlehümül embiyae bi ğayri hakkıv ve nekulü zuku azabel harıyk
لقد سمع ٱلله قول ٱلذين قالوا إن ٱلله فقير ونحن أغنياء سنكتب ما قالوا وقتلهم ٱلأنبياء بغير حق ونقول ذوقوا عذاب ٱلحريق
3:182
Bu, kendi, ellerinizin üretip önden gönderdiği yüzündendir. Allah, kullara asla zulmedici değildir.
Zalike bi ma kaddemet eydıküm ve ennellahe leyse bi zallamil lil abıd
ذلك بما قدمت أيديكم وأن ٱلله ليس بظلام للعبيد
3:183
Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?"
Ellezıne kalu innellahe ahide ileyna ella nümine li rasulin hatta yetiyena bi kurbanin tekülühün nar kul kad caeküm rusülüm min kablı bil beyyinati ve billezı kultüm fe lime kateltümuhüm in küntüm sadikıyn
ٱلذين قالوا إن ٱلله عهد إلينا ألا نؤمن لرسول حتى يأتينا بقربان تأكله ٱلنار قل قد جاءكم رسل من قبلي بٱلبينت وبٱلذي قلتم فلم قتلتموهم إن كنتم صدقين
3:184
Seni yalanladılarsa, senden önce de resuller yalanlandı. Açık-seçik deliller, kutsal sayfalar ve aydınlatıcı kitabı getirmişlerdi onlar.
Fe in kezzebuke fe kad küzzibe rusülüm min kablike cau bil beyyinati vez zübüri vel kitabil münır
فإن كذبوك فقد كذب رسل من قبلك جاءو بٱلبينت وٱلزبر وٱلكتب ٱلمنير
3:185
Her benlik ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir.
Küllü nefsin zaikatül mevt ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur
كل نفس ذائقة ٱلموت وإنما توفون أجوركم يوم ٱلقيمة فمن زحزح عن ٱلنار وأدخل ٱلجنة فقد فاز وما ٱلحيوة ٱلدنيا إلا متع ٱلغرور
3:186
Yemin olsun ki, mallarınızda da canlarınızda da imtihan edileceksiniz. Ve yemin olsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden de şirke batanlardan da incitici çok şey dinleyeceksiniz. Sabreder,sakınıp korunursanız işte bu, iş ve oluşların en zorlularındandır.
Le tüblevünne fı emvaliküm ve enfüsiküm ve le tesmeunne minellezıne utül kitabe min kabliküm ve minellezıne eşraku ezen kesira ve in tasbiru ve tetteku fe inne zalike min azmil ümur
لتبلون في أمولكم وأنفسكم ولتسمعن من ٱلذين أوتوا ٱلكتب من قبلكم ومن ٱلذين أشركوا أذى كثيرا وإن تصبروا وتتقوا فإن ذلك من عزم ٱلأمور
3:187
Allah, kendilerine kitap verilenlerden şu yolda misak almıştı: "Onu insanlara mutlaka açık-seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız." Ama onlar Kitap'ı sırtlarının gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar. Ne kötü şey satın alıyorlar!
Ve iz ehazellahü mısakallezıne utül kitabe le tübeyyinünnehu lin nasi ve la tektümuneh fe nebezuhü verae zuhurihim veşterav bihı semenen kalıla fe bise ma yeşterun
وإذ أخذ ٱلله ميثق ٱلذين أوتوا ٱلكتب لتبيننهۥ للناس ولا تكتمونهۥ فنبذوه وراء ظهورهم وٱشتروا بهۦ ثمنا قليلا فبئس ما يشترون
3:188
O ettikleriyle zevklenen, yapmadıkları şeylerle övünmeyi seven kişileri bir şey sanma. Artık, onları azaptan kurtulmuş da sanma. Korkunç bir azap vardır onlar için.
La tahsebennellezıne yefrahune bi ma etev ve yühıbbune ey yuhmedu bi ma lem yefalu fe la tahsebennehüm bi mefazitem minel azab ve lehüm azabün elım
لا تحسبن ٱلذين يفرحون بما أتوا ويحبون أن يحمدوا بما لم يفعلوا فلا تحسبنهم بمفازة من ٱلعذاب ولهم عذاب أليم
3:189
Göklerin de yerin de mülkü/yönetimi Allah'ındır. Allah Kadir'dir, her şeye gücü yeter.
Ve lillahi mülküs semavati vel ard vallahü ala külli şeyin kadır
ولله ملك ٱلسموت وٱلأرض وٱلله على كل شيء قدير
3:190
Şu bir gerçek ki, göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akıllarını/gönüllerini işletenler için çok ibretler vardır.
İnne fı halkıs semavati vel erdı vahtilafil leyli ven nehari le ayatil li ülil elbab
إن في خلق ٱلسموت وٱلأرض وٱختلف ٱليل وٱلنهار لأيت لأولي ٱلألبب
3:191
Onlar o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin!Ateş azabından koru bizi!"
Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard rabbena ma halakte haza batıla sübhaneke fekına azaben nar
ٱلذين يذكرون ٱلله قيما وقعودا وعلى جنوبهم ويتفكرون في خلق ٱلسموت وٱلأرض ربنا ما خلقت هذا بطلا سبحنك فقنا عذاب ٱلنار
3:192
"Ey Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin, yardımcıları olmayacaktır."
Rabbena inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh ve ma liz zalimıne min ensar
ربنا إنك من تدخل ٱلنار فقد أخزيتهۥ وما للظـلمين من أنصار
3:193
"Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."
Rabbena innena semına münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar
ربنا إننا سمعنا مناديا ينادي للإيمن أن ءامنوا بربكم فـامنا ربنا فٱغفر لنا ذنوبنا وكفر عنا سيـاتنا وتوفنا مع ٱلأبرار
3:194
"Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver; kıyamet günü bizi rezil etme!Sen, vaadine asla ters düşmezsin."
Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kıyameh inneke la tuhlifül mıad
ربنا وءاتنا ما وعدتنا على رسلك ولا تخزنا يوم ٱلقيمة إنك لا تخلف ٱلميعاد
3:195
Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli.
Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıyu amele amilim minküm min zekerin ev ünsa baduküm min bad fellezıne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar sevabem min ındillah vallahü ındehu husnüs sevab
فٱستجاب لهم ربهم أني لا أضيع عمل عمل منكم من ذكر أو أنثى بعضكم من بعض فٱلذين هاجروا وأخرجوا من ديرهم وأوذوا في سبيلي وقتلوا وقتلوا لأكفرن عنهم سيـاتهم ولأدخلنهم جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر ثوابا من عند ٱلله وٱلله عندهۥ حسن ٱلثواب
3:196
Küfre sapanların öyle belde belde dolaşmaları seni sakın aldatmasın.
La yeğurranneke tekallübüllezıne keferu fil bilad
لا يغرنك تقلب ٱلذين كفروا في ٱلبلد
3:197
Azıcık bir nimetlenmedir o. Sonra onların varacağı yer cehennem olacaktır. Ne kötü yataktır o!
Metaun kalılün sümme mevahüm cehennem ve bisel mihad
متع قليل ثم مأوىهم جهنم وبئس ٱلمهاد
3:198
Ama Rablerinden sakınanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler var. Allah katından bir konukseverlikle sürekli kalıcıdırlar orada. Allah katındaki ödüller iyiler için daha hayırlıdır.
Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha nüzülem min ındillah ve ma ındellahi hayrul lil ebrar
لكن ٱلذين ٱتقوا ربهم لهم جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها نزلا من عند ٱلله وما عند ٱلله خير للأبرار
3:199
Ehlikitap'tan öyleleri var ki, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar. Allah karşısında ürperirler; Allah'ın ayetlerini basit bir ücret karşılığı satmazlar. İşte bunlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. Allah, hesabı, çabucak görüverir.
Ve inne min ehlil kitabi le mey yüminü billahi ve ma ünzile ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıyne lillahi la yeşterune bi ayatillahi semenen kalıla ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim innellahe serıul hısab
وإن من أهل ٱلكتب لمن يؤمن بٱلله وما أنزل إليكم وما أنزل إليهم خشعين لله لا يشترون بـايت ٱلله ثمنا قليلا أولـئك لهم أجرهم عند ربهم إن ٱلله سريع ٱلحساب
3:200
Ey iman sahipleri! Sabredin, sabır yarışı yapın, nöbet tutarak savaşa hazırlıklı bulunun ve Allah'tan sakının ki, kurtuluşa erebilesiniz.
Ya eyyühellezıne amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe lealleküm tüflihun
يـأيها ٱلذين ءامنوا ٱصبروا وصابروا ورابطوا وٱتقوا ٱلله لعلكم تفلحون
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.