Dil Göster/Sakla
Kaf (Qaf) suresi


Kaf (Qaf) suresi Kuranın 50. suresidir. Kaf suresi iniş sırasına göre ise 34. sıradadır.

Kaf suresi Kaf anlamına gelmektedir. Toplam da 45 ayet den oluşmaktadır. Qaf suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de indirildiğine inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. İsim, bölümü açan Kuran'daki gizemli harf qāf'tan alınmıştır.

Ana konu ve tema, yeniden diriliş ve Allah'a ve elçilerine inanan ve iman edenlerin nihai kurtuluşunun ne olduğu etrafındadır. Tanrı'nın işi, ölüleri diriltme gücünün bir kanıtıdır.

Kureyş, peygamberlerini yalanlayan önceki ümmetlerin akıbetiyle uyarıldı. Allah insana şah damarından daha yakındır. Melekler, tüm insan düşüncelerini ve eylemlerini kaydeder. Şeytanlar, cehennemde müşrikleri inkâr edecek ve cehennem inanmayanlarla dolu olacaktır. Evren altı günde yaratıldı. 

Muhammed insanları inanmaya zorlamak için gönderilmedi, sadece onları uyarmak için gönderdi.

50:1
Kaf. Şanı yüce, ilahi cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki,
Kaf vel kuranil mecid
ق وٱلقرءان ٱلمجيد
50:2
İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: "Acayip şey bu!"
Bel acibu en caehum munzirum minhum fe kalel kafirune haza şeyun acib
بل عجبوا أن جاءهم منذر منهم فقال ٱلكـفرون هـذا شىء عجيب
50:3
Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu."
E iza mitna ve kunna turaba zalike racum beıyd
أءذا متنا وكنا ترابا ذلك رجع بعيد
50:4
Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda.
Kad alimna ma tenkusul erdu minhum ve ındena kitabun hafıyz
قد علمنا ما تنقص ٱلأرض منهم وعندنا كتـب حفيظ
50:5
Hayır, hayır! Onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar. Şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler.
Bel kezzebu bil hakkı lemma caehum fe hum fi emrim meric
بل كذبوا بٱلحق لما جاءهم فهم فى أمر مريج
50:6
Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurduk onu, nasıl süsleyip nakışladık?! Yırtığı, çatlağı da yoktur onun.
E fe lem yenzuru iles semai fevkahum keyfe beneynaha ve zeyyennaha ve ma leha min furuc
أفلم ينظروا إلى ٱلسماء فوقهم كيف بنينـها وزينـها وما لها من فروج
50:7
Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik ona ve bitirdik onda, bakanları hayran bırakan her türlü çifti.
Vel erda medednaha ve elkayna fiha ravasiye ve embetna fiha min kulli zevcim behic
وٱلأرض مددنـها وألقينا فيها روسى وأنبتنا فيها من كل زوج بهيج
50:8
İbretle bakılası, gönüller açıcı şeyler olarak; hakka yönelen her kula öğüt olarak.
Tebsıratev ve zikra li kulli abdim munib
تبصرة وذكرى لكل عبد منيب
50:9
Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak daneler yetiştirdik.
Ve nezzelna mines semai maem mubaraken fe embetna bihi cennativ ve habbel hasıyd
ونزلنا من ٱلسماء ماء مبـركا فأنبتنا بهۦ جنـت وحب ٱلحصيد
50:10
Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların.
Ven nahle basikatil leha talun nedıyd
وٱلنخل باسقـت لها طلع نضيد
50:11
Kullara rızık olsun diye. Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış.
Rizkal lil ıbadi ve ahyeyna bihi beldetem meyta kezalikel huruc
رزقا للعباد وأحيينا بهۦ بلدة ميتا كذلك ٱلخروج
50:12
Onlardan önce Nuh kavmi, Ress halkı, Semud kavmi yalanlamıştı.
Kezzebet kablehum kavmu nuhıv ve ashabur rassi ve semud
كذبت قبلهم قوم نوح وأصحـب ٱلرس وثمود
50:13
Ad, Firavun ve Lut'un halkı da...
Ve aduv ve firavnu ve ıhvanu lut
وعاد وفرعون وإخون لوط
50:14
Eykeliler, Tübba' kavmi de. Hepsi resulleri yalanladı da duyurulan azap hak oldu.
Ve ashahub eyketi ve kavmu tubba kulun kezzeber rusule fe hakka veıyd
وأصحـب ٱلأيكة وقوم تبع كل كذب ٱلرسل فحق وعيد
50:15
İlk yaratıştan aciz kalıp yorulmuş muyduk? Hayır, yeni bir yaratıştan kuşku içinde olan onlardır.
E fe ayına bil halkıl evvel bel hum fi lebsim min halkın cedid
أفعيينا بٱلخلق ٱلأول بل هم فى لبس من خلق جديد
50:16
Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biiriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.
Ve le kad halaknel insane ve nalemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid
ولقد خلقنا ٱلإنسـن ونعلم ما توسوس بهۦ نفسهۥ ونحن أقرب إليه من حبل ٱلوريد
50:17
Sağında ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt yapmaktadır.
İz yetelekkal mutelekkıyani anil yemini ve aniş şimali kaıyd
إذ يتلقى ٱلمتلقيان عن ٱليمين وعن ٱلشمال قعيد
50:18
Bir söz sarfetmeye dursun, yanındaki gözcü hemen zaptediverir.
Ma yelfizu min kavlin illa ledeyhi rakıybun atid
ما يلفظ من قول إلا لديه رقيب عتيد
50:19
Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir.
Ve caet sekratul mevti bil hakk zalike ma kunte minhu tehıyd
وجاءت سكرة ٱلموت بٱلحق ذلك ما كنت منه تحيد
50:20
Ve sura üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür.
Ve nufiha fis sur zalike yevmul veıyd
ونفخ فى ٱلصور ذلك يوم ٱلوعيد
50:21
Her benlik, yanında bir güdücü, bir de tanık olduğu halde gelir.
Ve caet kullu nefsim meaha saikuv ve şehid
وجاءت كل نفس معها سائق وشهيد
50:22
Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin.
Le kad kunte fi ğafletim min haza fe keşefna anke ğıtaeke fe besarukel yevme hadid
لقد كنت فى غفلة من هـذا فكشفنا عنك غطاءك فبصرك ٱليوم حديد
50:23
Yoldaşı şöyle der: "İşte yanımdaki, hazır!"
Ve kale karinuhu haza ma ledeyye atid
وقال قرينهۥ هـذا ما لدى عتيد
50:24
Siz, ikiniz! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın!
Elkıya gı cehenneme kulle keffarin anid
ألقيا فى جهنم كل كفار عنيد
50:25
Durmadan hayrı engelleyeni, azgını, işkilciyi...
Mennaıl lil hayri muteim murib
مناع للخير معتد مريب
50:26
O ki, Allah'ın yanına başka bir ilah koydu. Artık atın onu, o şiddetli azabın içine!
Ellezi ceale meallahi ilahen ahar fe elkiyahu fil azabiş şedid
ٱلذى جعل مع ٱلله إلـها ءاخر فألقياه فى ٱلعذاب ٱلشديد
50:27
Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi."
Kale karinuhu rabbena ma atğaytuhu ve lakin kane fi dalalim beıyd
قال قرينهۥ ربنا ما أطغيتهۥ ولـكن كان فى ضلـل بعيد
50:28
Allah buyurdu: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim."
Kale la tahtesımu ledeyye ve kad kaddemtu ileykum bil veıyd
قال لا تختصموا لدى وقد قدمت إليكم بٱلوعيد
50:29
"Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem."
Ma yubeddelul kavlu ledeyye ve ma enen bi zallamil lil abid
ما يبدل ٱلقول لدى وما أنا بظلـم للعبيد
50:30
O gün cehenneme: "Doldun mu?" deriz. O ise: "Daha yok mu?" der.
Yevme nekulu li cehenneme helimteleti ve tekulu hel mim mezid
يوم نقول لجهنم هل ٱمتلأت وتقول هل من مزيد
50:31
Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir.
Ve uzlifetil cennetu lil muttekıyne ğayra beıyd
وأزلفت ٱلجنة للمتقين غير بعيد
50:32
İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...
Haza ma tuadune li kulli evvabin hafıyz
هـذا ما توعدون لكل أواب حفيظ
50:33
Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese...
Men haşiyer rahmane bil ğaybi ve cae bi kalbim munib
من خشى ٱلرحمـن بٱلغيب وجاء بقلب منيب
50:34
Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu.
Udhuluha bi selam zalike yevmul hulud
ٱدخلوها بسلـم ذلك يوم ٱلخلود
50:35
Orada onlar için istedikleri her şey var. Katımızda ise dahası da var.
Lehum ma yeşaune fiha ve ledeyna mezid
لهم ما يشاءون فيها ولدينا مزيد
50:36
Onlardan önce nice nesilleri helak ettik ki, vuruş ve tutuşları bunlardan daha zorluydu. Ülkelerde delikler açmışlardı/beldelerde kaçacak delik aradılar/beldeleri boydan boya dolaştılar. Var mı bir kaçacak yer?
Ve kem ehlekna kablehum min karnin hum eşeddu minhum batşen fe nekkabu fil bilad hel mim mehıys
وكم أهلكنا قبلهم من قرن هم أشد منهم بطشا فنقبوا فى ٱلبلـد هل من محيص
50:37
Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren için mutlak bir öğüt vardır.
İnne fi zalike le zikra li men kane lehu kalbun ev elkas sema ve huve şehid
إن فى ذلك لذكرى لمن كان لهۥ قلب أو ألقى ٱلسمع وهو شهيد
50:38
Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.
Ve le kad halaknes semavati vel erda ve ma beynehuma fi sitteti eyyamiv ve ma messena mil luğub
ولقد خلقنا ٱلسمـوت وٱلأرض وما بينهما فى ستة أيام وما مسنا من لغوب
50:39
Artık onların söylediklerine sabret ve Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdiyle tespih et!
Fasbr ala ma yekulune ve sebbıh bi hamdi rabbike kable tuluış şemsi ve kablel ğurub
فٱصبر على ما يقولون وسبح بحمد ربك قبل طلوع ٱلشمس وقبل ٱلغروب
50:40
Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkalarından O'nu tespih et!
Ve minel leyli fe sebbıhhu ve edbaras sucud
ومن ٱليل فسبحه وأدبـر ٱلسجود
50:41
Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle!
Vestemıyevme yunadil munadi mim mekanin karib
وٱستمع يوم يناد ٱلمناد من مكان قريب
50:42
O gün o müthiş sesi hak olarak dinleyecekler. Ortaya çıkış/diriliş günüdür bu.
Yevme yesmeunes sayhate bil hakk zalike yevmul huruc
يوم يسمعون ٱلصيحة بٱلحق ذلك يوم ٱلخروج
50:43
Biz, evet biz hayat veriyoruz, biz öldürüyoruz. Ve dönüş yalnız bizedir.
İnna nahnu nuhyi ve numitu ve ileynel mesıyr
إنا نحن نحىۦ ونميت وإلينا ٱلمصير
50:44
O gün, yer çatır çatır yarılıp onlardan çabucak uzaklaşır. Bu yalnız bizim için kolay olan bir haşretmedir.
Yevme teşekkalul erdu anhum siraa zalike haşrun aleyna yesir
يوم تشقق ٱلأرض عنهم سراعا ذلك حشر علينا يسير
50:45
Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver.
Nahnu alemu bi ma yekulune ve ma ente aleyhim bi cebbarin fe zekkir bil kurani mey yehafu veıyd
نحن أعلم بما يقولون وما أنت عليهم بجبار فذكر بٱلقرءان من يخاف وعيد
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.