Dil Göster/Sakla
Vakia (Al-Waqi) suresi


Vakia (Al-Waqi) suresi Kuranın 56. suresidir. Vakia suresi iniş sırasına göre ise 46. sıradadır.

Vakia suresi Kaçınılmaz anlamına gelmektedir. Toplam da 96 ayet den oluşmaktadır. Al-Waqi suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de indirildiğine inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. Sure adını açılış ayetinden alır.

Ahiret, bu bölümde tartışılan ana konudur. Cennetin sevaplarını tartışan bir önceki Rahman suresinden hareketle, bu sure de onlardan bahsetmiş ve sonra onları cehennem azabı ile mukayese etmiştir.

İnananlar iki kısımdır: Öncüler ve inananlar. Öncüler, genellikle daha önceki topluluklardandırlar. vede en üst düzey oldukları bildirilmiştir. Bunlar genellikle Allaha en yakın olanlardan oluşmaktadır. Bunun dışındaki normal İnananlar ise ikinci gruptur, bu grup iyilik yapıp Allaha yönelenlerden oluşanlardır. Son grup ise inkar edip, kötülük yapanlardır ve Allah onları buna göre yargılayacaktır.

l-mashamati kelimesi "sol" olarak yanlış çevrilmiştir, ancak asıl anlamı "kendilerini kötülüğe kaptırmış" tır.

56:1
O beklenen müthiş olay olduğunda,
İza vekaatilvakiatu
إذا وقعت ٱلواقعة
56:2
Yoktur onun oluşunu yalanlayacak.
Leyse livakatiha kazibetun
ليس لوقعتها كاذبة
56:3
Kimini alçaltır, kimini yükseltir.
Hafıdatun rafitun
خافضة رافعة
56:4
Yerküre bir sarsılışla sarsıldığında,
İza ruccetilardu reccen
إذا رجت ٱلأرض رجا
56:5
Dağlar bir serpilişle serpildiğinde,
Ve bussetilcibalu bessen
وبست ٱلجبال بسا
56:6
Hepsi un-ufak olup dağılmıştır.
Ve fekanet hebaen munbessen
فكانت هباء منبثا
56:7
Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.
Ve kuntum ezvacen selaseten
وكنتم أزوجا ثلـثة
56:8
İşte uğur ve mutluluk yaranı. Nedir uğur ve mutluluk yaranı?
Feashabulmeymeneti ma ashaulmeymeneti
فأصحـب ٱلميمنة ما أصحـب ٱلميمنة
56:9
İşte şomluk ve bunalım yaranı. Nedir şomluk ve bunalım yaranı?
Ve ashabulmeşemeti ma ashabulmeşemeti
وأصحـب ٱلمشـمة ما أصحـب ٱلمشـمة
56:10
Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler...
Vessabikunessabikune
وٱلسـبقون ٱلسـبقون
56:11
İşte onlardır yaklaştırılanlar.
Ulaikelmukarrabune
أولـئك ٱلمقربون
56:12
Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.
Fiy cennatin naıymi
فى جنـت ٱلنعيم
56:13
Büyük kısmı öncekilerden,
Sulletun minelevveliyne
ثلة من ٱلأولين
56:14
Az bir kısmı da sonrakilerden.
Ve kaliylun minelahıriyne
وقليل من ٱلـاخرين
56:15
Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,
ala sururin medunetun
على سرر موضونة
56:16
Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.
Muttekiiyne aleyha mutekabiliyne
متكـين عليها متقـبلين
56:17
Gencecik uşaklar dolanır çevrelerinde. Sürekli hizmete adanmışlardır.
Yetufu aleyhim veldanun muhalledune
يطوف عليهم ولدن مخلدون
56:18
Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.
Biekvabin ve ebariyka ve kesin min maıynin
بأكواب وأباريق وكأس من معين
56:19
Ne başları döner ondan ne de akılları karışır.
La yusaddaune anha ve la yunzifune
لا يصدعون عنها ولا ينزفون
56:20
Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden.
Ve fakihetin mimma yetehayyerune
وفـكهة مما يتخيرون
56:21
Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden.
Ve lahmi tayrin mimma yeştehune
ولحم طير مما يشتهون
56:22
Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.
Ve hurun ıynun
وحور عين
56:23
Titizlikle korunan inciler misali;
Keemsalilluluilmeknuni
كأمثـل ٱللؤلؤ ٱلمكنون
56:24
Yaptıklarına karşılık olarak.
Cezaen bima kanu yamelune
جزاء بما كانوا يعملون
56:25
Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey.
La yesmeune fiyha lağven ve la tesiymen
لا يسمعون فيها لغوا ولا تأثيما
56:26
Sadece "Selam, selam!" denir.
İlla kıylen selamen selamen
إلا قيلا سلـما سلـما
56:27
Uğur ve mutluluk yaranı. Nedir uğur ve mutluluk yaranı?
Ve ashabulyemiyni ma ashabulyemiyni
وأصحـب ٱليمين ما أصحـب ٱليمين
56:28
Dikensiz kirazlar,
Fiy sidrin mahdudin
فى سدر مخضود
56:29
Meyve dizili muz ağaçları,
Ve talhın mendudin
وطلح منضود
56:30
Uzayan gölgeler,
Ve zıllin memdudin
وظل ممدود
56:31
Akıp dökülen sular,
Ve main meskubin
وماء مسكوب
56:32
Birçok meyveler arasındadırlar.
Ve fakihetin kesiyretin
وفـكهة كثيرة
56:33
Ne tükenir ne yasaklanır.
La maktuatin ve la memnuatin
لا مقطوعة ولا ممنوعة
56:34
Yükseğe yerleştirilmiş döşekler içinde.
Ve furuşin merfuatin
وفرش مرفوعة
56:35
Biz kadınları da güzel bir biçimde yeniden yaratmış,
İnna enşenahunne inşaen
إنا أنشأنـهن إنشاء
56:36
Hepsini bakireler yapmışızdır,
Fecealnahunne ebkaren
فجعلنـهن أبكارا
56:37
Yaşıt cilveli dilberler halinde,
Uruben etraben
عربا أترابا
56:38
Uğur ve mutluluk yaranı için.
Liashabilyemiyni
لأصحـب ٱليمين
56:39
Bir bölümü öncekilerden.
Sulletun minelevveliyne
ثلة من ٱلأولين
56:40
Bir bölümü de sonrakilerden.
Ve sulletun minelahiriyne
وثلة من ٱلـاخرين
56:41
Ve şomluk ve uğursuzluk yaranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yaranı?
Ve ashabuşşimali ma ishabuşşimali
وأصحـب ٱلشمال ما أصحـب ٱلشمال
56:42
İliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde,
Fiy semumin ve hamiymin
فى سموم وحميم
56:43
Simsiyah bir gölge altındadırlar.
Ve zıllin min yahmumin
وظل من يحموم
56:44
Ne serindir ne de cömert.
La baridin ve la keriymin
لا بارد ولا كريم
56:45
Çünkü şomluk yaranı, bundan önce servet ve refahla şımaranlardı.
İnnehum kanu kable zalike mutrefiyne
إنهم كانوا قبل ذلك مترفين
56:46
O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı.
Ve kanu yusırrune alelhınsilazıymi
وكانوا يصرون على ٱلحنث ٱلعظيم
56:47
Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?"
Ve kanu yekulune eiza mitna ve kunna turaben ve ızamen einne lemebusune
وكانوا يقولون أئذا متنا وكنا ترابا وعظـما أءنا لمبعوثون
56:48
"Önceki atalarımız da mı?"
Eve abaunelevvelune
أوءاباؤنا ٱلأولون
56:49
De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."
Kul innelevveliyne velahıriyne
قل إن ٱلأولين وٱلـاخرين
56:50
Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka bir araya getirileceklerdir.
Lemecmuune ila miykati yevmin malumin
لمجموعون إلى ميقـت يوم معلوم
56:51
Ve siz de ey sapık yalanlayıcılar!
Summe innekum eyyuheddallunelmukezzibune
ثم إنكم أيها ٱلضالون ٱلمكذبون
56:52
Zakkumdan bir ağaçtan mutlaka yiyeceksiniz/yiyecekler.
Leakilune min şecerin min zakkumin
لـاكلون من شجر من زقوم
56:53
Karınları dolduracaklar ondan,
Femaliune minhelbutune
فمالـون منها ٱلبطون
56:54
Üzerine içecekler kaynar sudan,
Feşaribune aleyhi minelhamiymi
فشـربون عليه من ٱلحميم
56:55
Susuzluktan çıkmış develerin içişi gibi içecekler.
Feşaribune şurbelhiymi
فشـربون شرب ٱلهيم
56:56
Din gününde ağırlanışları böyledir.
Haza nuzuluhum yevmeddiyni
هـذا نزلهم يوم ٱلدين
56:57
Sizi biz yarattık, biz! Tasdik etseydiniz olmaz mıydı?
Nahnu halaknakum felevla tusaddikune
نحن خلقنـكم فلولا تصدقون
56:58
Akıttığınız meniyi gördünüz mü?
Efereeytum ma tumnune
أفرءيتم ما تمنون
56:59
Siz mi yaratıyorsunuz onu, yoksa yaratıcılar bizler miyiz?
Eentum tahlukunehu em nahnulhalikune
ءأنتم تخلقونهۥ أم نحن ٱلخـلقون
56:60
Ölümü aranızda biz takdir ettik. Biz önüne geçilecekler değiliz.
Nahnu kadderna beynekumulmevte ve ma nahnu bimesbukıyne
نحن قدرنا بينكم ٱلموت وما نحن بمسبوقين
56:61
Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğiz ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağız.
Ala en nubeddile emsalekum ve nunşiekum fiy ma la talemune
على أن نبدل أمثـلكم وننشئكم فى ما لا تعلمون
56:62
Yemin olsun, ilk yaratışı/yaratılışı bildiniz. Peki düşünüp ibret alsanız olmaz mı?
Ve lekad alimtumunneşetelula felevla tezekkerune
ولقد علمتم ٱلنشأة ٱلأولى فلولا تذكرون
56:63
Ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?
Efereeytum ma tahrusune
أفرءيتم ما تحرثون
56:64
Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa bitirenler bizler miyiz?
Eeentum tezreunehu em nahnuzzariune
ءأنتم تزرعونهۥ أم نحن ٱلزرعون
56:65
Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:
Lev neşau lecealnahu hutamen fezaltum tefekkehune
لو نشاء لجعلنـه حطـما فظلتم تفكهون
56:66
"Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık."
İnna lemuğremune
إنا لمغرمون
56:67
"Doğrusu mahrum bırakıldık biz."
Bel nahnu mahrumune
بل نحن محرومون
56:68
Şu içmekte olduğunuz suya baktınız mı?
Efereeytumulmaelleziy teşrebune
أفرءيتم ٱلماء ٱلذى تشربون
56:69
Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indirenler bizler miyiz?
Eentum enzeltumuhu minelmizni em nahnulmunzilune
ءأنتم أنزلتموه من ٱلمزن أم نحن ٱلمنزلون
56:70
Dileseydik, onu tuzlu yapıverirdik. Peki şükretmeniz gerekmez mi?
Lev neşau cealnahu ucacen felevla teşkurune
لو نشاء جعلنـه أجاجا فلولا تشكرون
56:71
Çakıp çakıp çıkardığınız o ateşi gördünüz mü?
Efereeytumunnarelletiy turune
أفرءيتم ٱلنار ٱلتى تورون
56:72
Onun ağacını siz mi yarattınız yoksa yaratıp oluşturan bizler miyiz?
Eentum enşetum şecereteha em nahnul munşiune
ءأنتم أنشأتم شجرتها أم نحن ٱلمنشـون
56:73
Biz onu hem bir ibret hem de çöl yolcularına bir nimet kıldık.
Nahnu cealnaha tezkireten ve metaan lilmukviyne
نحن جعلنـها تذكرة ومتـعا للمقوين
56:74
O halde o yüce Rabbinin adını tespih et!
Fesibbıh bismi rabbikelazıymi
فسبح بٱسم ربك ٱلعظيم
56:75
İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum.
Fela uksimu bimevakıınnnucumi
فلا أقسم بموقع ٱلنجوم
56:76
Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu.
Ve innehu lekasemun lev talemune azıymun
وإنهۥ لقسم لو تعلمون عظيم
56:77
O, kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır.
İnnehu lekuranun keriymun
إنهۥ لقرءان كريم
56:78
Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır.
Fiy kitamin meknunin
فى كتـب مكنون
56:79
Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz.
Lya yemessuhu illelmutahherune
لا يمسهۥ إلا ٱلمطهرون
56:80
Alemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.
Tenziylun min rabbilalemiyne
تنزيل من رب ٱلعـلمين
56:81
Şimdi siz, bu sözü mü kirletip küçümseyeceksiniz/bu sözle mi alttan alıp gevşek davranacaksınız/bu sözle mi yağcılık edeceksiniz?
Efebihazelhadiysi entum mudhinune
أفبهـذا ٱلحديث أنتم مدهنون
56:82
Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
Ve tecalune rizkakum ennekum tukezzibune
وتجعلون رزقكم أنكم تكذبون
56:83
Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!
Felevla iza beleğatilhulkume
فلولا إذا بلغت ٱلحلقوم
56:84
İşte o zaman siz bakakalırsınız!
Ve entum hıyneizin tenzurune
وأنتم حينئذ تنظرون
56:85
Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz.
Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lakin la tubsırune
ونحن أقرب إليه منكم ولـكن لا تبصرون
56:86
Madem ceza görmeyecek kişilersiniz,
Felevla in kuntum ğayre mediyniyne
فلولا إن كنتم غير مدينين
56:87
Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.
Terciuneha in kuntum sadikıyne
ترجعونها إن كنتم صـدقين
56:88
Eğer o, yaklaştırılanlardan ise;
Feemma in kane minelmukarrebiyne
فأما إن كان من ٱلمقربين
56:89
Rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle dolu cennet var ona.
Feravhun ve reyhanun ve cennetu naıymin
فروح وريحان وجنت نعيم
56:90
Eğer kutlu, uğurlu kişilerdense,
Ve emma in kane min ashabilyemiyni
وأما إن كان من أصحـب ٱليمين
56:91
"Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!" denir ona.
Feselamun leke min ashabilyemiyni
فسلـم لك من أصحـب ٱليمين
56:92
Eğer yalanlayan sapıklardansa;
Ve emma in kane minelmukezzibiyneddalliyne
وأما إن كان من ٱلمكذبين ٱلضالين
56:93
Kaynar sudan bir ziyafet,
Fenuzulun min hamiymin
فنزل من حميم
56:94
Ve cehenneme salıverilme var ona.
Ve tasliyetu cahıymin
وتصلية جحيم
56:95
İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek!
İnne haza lehuve hakkulyakıyni
إن هـذا لهو حق ٱليقين
56:96
Artık, o yüce Rabbinin adını tespih et!
Fesebbih bismi rabbikelazıymi
فسبح بٱسم ربك ٱلعظيم
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.