Dil Göster/Sakla
Hasr (Al-Hashr) suresi


Hasr (Al-Hashr) suresi Kuranın 59. suresidir. Hasr suresi iniş sırasına göre ise 101. sıradadır.

Hasr suresi sürgün anlamına gelmektedir. Toplam da 24 ayet den oluşmaktadır. Al-Hashr suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Medine'de indirildiğine inanıldığı için Medine suresi olduğu kabul edilir. 'Sürgün' veya 'uzaklaştırma' anlamına gelen bu surenin adı, Yahudi Banu Nadir kabilesinin yerleşim yerlerinden sürülmesini anlatan 2. ayette geçmektedir.

Bu surenin birinci bölümünde sürgün anlatılmaktadır. Daha sonraki bölümlerde, ganimetlerle ilgili kanunlar ve peygamberin danışmanı ve yakınlarının yararlandığı özel hükümler anlatılmaktadır.

Önemli bir ayette, eğer Kuran bir dağa indirilseydi, dağın Allah korkusundan eğilip yarılacağını anlatmaktadır.

59:1
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ı tespih etmiştir. Aziz'dir O, Hakim'dir.
Sebbeha lillahi ma fiyssemavati ve ma fiylarardı ve huvelaziyzulhakiymu
سبح لله ما فى ٱلسمـوت وما فى ٱلأرض وهو ٱلعزيز ٱلحكيم
59:2
Ehlikitap'tan küfre sapanları, ilk toplanma gününde yurtlarından O çıkardı. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız; onlarsa kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını zannetmişlerdi. Ama Allah onlara hiç ummadıkları yerden geldi, yüreklerine korku saldı; kendi evlerini kendi elleriyle ve iman sahiplerinin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık ibret alın, ey gözleri olanlar!
Huvelleziy ahrecelleziyne keferu min ehlilkitabi min diyarihim lievvelil haşri ma zanantum en yahrucu ve zannu ennehum maniatuhum husunuhum minallahi feetahumullahu min haysu lem yahtesibu ve kazefe fiy kulubihimurrube yuhribune buyutehum bieydiyhim ve eydiylmuminiyne fatebiru ya ulilebsari
هو ٱلذى أخرج ٱلذين كفروا من أهل ٱلكتـب من ديـرهم لأول ٱلحشر ما ظننتم أن يخرجوا وظنوا أنهم مانعتهم حصونهم من ٱلله فأتىهم ٱلله من حيث لم يحتسبوا وقذف فى قلوبهم ٱلرعب يخربون بيوتهم بأيديهم وأيدى ٱلمؤمنين فٱعتبروا يـأولى ٱلأبصـر
59:3
Eğer Allah onlar üzerine sürgünü yazmamış olsaydı, onlara mutlaka dünyada azap ederdi. Ahirette de onlara ateş azabı vardır.
Ve lev la en keteballahu aleyhimulcelae leazzebehum fiyddunya ve lehum fiylahıreti azabunnari
ولولا أن كتب ٱلله عليهم ٱلجلاء لعذبهم فى ٱلدنيا ولهم فى ٱلـاخرة عذاب ٱلنار
59:4
Çünkü onlar, Allah'a ve resulüne kafa tuttular. Kim Allah'a kafa tutarsa, bilsin ki Allah'ın azabı çok çetindir.
Zalike biennehum şakkullahe ve resulehu ve men yuşakkıllahe feinnallahe şediydulıkabi
ذلك بأنهم شاقوا ٱلله ورسولهۥ ومن يشاق ٱلله فإن ٱلله شديد ٱلعقاب
59:5
Bir hurma ağacını kestiniz, yahut onu kökleri üzerine dikili bıraktınızsa, bu Allah'ın izniyledir; yoldan çıkmışları rezil etmesi içindir.
Ma katatum min liynetin ev terektumuha kaimeten ala usuliha febiiznillahi ve liyuhziyelfasikıyne
ما قطعتم من لينة أو تركتموها قائمة على أصولها فبإذن ٱلله وليخزى ٱلفـسقين
59:6
Allah'ın onlardan resulüne aktardığı ganimetlere gelince, siz onun için ne at bindiniz ne deve sürdünüz; ama Allah, resullerini dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeyi yapmakta sonsuz kudret sahibidir.
Ve ma efaalahu ala resulihi minhum fema evceftum aleyhi min haylin ve la rikabin ve lakinnallahe yusellitu rusulehu ala men yeşau vallahu ala kulli şeyin kadiyrun
وما أفاء ٱلله على رسولهۦ منهم فما أوجفتم عليه من خيل ولا ركاب ولـكن ٱلله يسلط رسلهۥ على من يشاء وٱلله على كل شىء قدير
59:7
Allah'ın, kentler halkından resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar içindir: Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar. Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın. Resul size ne verdiyse onu alın; sizi neden yasakladıysa ona son verin ve Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Ma efaallahu ala resulihi min ehlilkura felillahi ve lirresuli ve liziylkurba velyetama velmesakiyni vebnissebiyli key la yekune duleten beynelağniyai minkum ve ma atakumurresulu fehuzuhu ve ma nehakum anhu fentehu vettekullahe innallahe şediydulıkabi
ما أفاء ٱلله على رسولهۦ من أهل ٱلقرى فلله وللرسول ولذى ٱلقربى وٱليتـمى وٱلمسـكين وٱبن ٱلسبيل كى لا يكون دولة بين ٱلأغنياء منكم وما ءاتىكم ٱلرسول فخذوه وما نهىكم عنه فٱنتهوا وٱتقوا ٱلله إن ٱلله شديد ٱلعقاب
59:8
Sözü edilen o mallar, göçmen yoksullar içindir. Onlar ki, yurtlarından çıkarılıp mallarından yoksun bırakılmışlardır; Allah'tan bir lütuf ve bir hoşnutluk peşindedirler; Allah'a ve resulüne yardım ederler. İşte onlardır, özü-sözü doğru olanlar.
Lelfukarailmuhaciriynelleziyne uhricu min diyarihim ve emvalihim yebteğune fadlen minallahi ve rıdvanen ve yensurunallahe ve resulehu ulaike humussadikune
للفقراء ٱلمهـجرين ٱلذين أخرجوا من ديـرهم وأمولهم يبتغون فضلا من ٱلله ورضونا وينصرون ٱلله ورسولهۥ أولـئك هم ٱلصـدقون
59:9
Onlardan önce yurda konmuş ve imana sarılmış olanlar, kendilerine hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa bile, ötekileri kendi nefslerine tercih ederler. Nefsinin cimriliğinden/doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Velleziyne tebevveuddare veliymane min kablihim yuhıbbune men hacere ileyhim ve la yecidune fiy sudurihim haceten mimma utu ve yusirune ala enfusihim ve lev kane bihim hasasatun ve men yuka şuhha nefsihi feulaike humulmuflihune
وٱلذين تبوءو ٱلدار وٱلإيمـن من قبلهم يحبون من هاجر إليهم ولا يجدون فى صدورهم حاجة مما أوتوا ويؤثرون على أنفسهم ولو كان بهم خصاصة ومن يوق شح نفسهۦ فأولـئك هم ٱلمفلحون
59:10
Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!"
Velleziyne cau min badihim yekulune rabbenağfir lena ve liıhvaninelleziyne sebekuna biliymani ve la tecal fiy kulubina ğullen lilleziyne amenu rabbena inneke raufun rahıymun
وٱلذين جاءو من بعدهم يقولون ربنا ٱغفر لنا ولإخوننا ٱلذين سبقونا بٱلإيمـن ولا تجعل فى قلوبنا غلا للذين ءامنوا ربنا إنك رءوف رحيم
59:11
Görmedin mi o ikiyüzlülüğe sapanları ki, Ehlikitap'tan inkara giden dostlarına şöyle diyorlar: "Eğer toprağınızdan çıkarılırsanız, yemin olsun sizinle birlikte biz de çıkacağız. Sizinle ilgili olarak hiçbir zaman kimseye boyun eğmeyeceğiz. Eğer sizinle savaşılırsa mutlaka size yardım edeceğiz." Allah tanıktır ki onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Elem tere ilelleziyne nafeku yekulune liıhvanihimulleziyne keferu min ehlilkitabi lein uhrictum lenahrucenne meakum ve la nutıyu fiykum ehaden ebeden ve in kutiltum lenensurennekum vallahu yeşhedu innehum lekazibune
ألم تر إلى ٱلذين نافقوا يقولون لإخونهم ٱلذين كفروا من أهل ٱلكتـب لئن أخرجتم لنخرجن معكم ولا نطيع فيكم أحدا أبدا وإن قوتلتم لننصرنكم وٱلله يشهد إنهم لكـذبون
59:12
Eğer çıkarılsalar onlarla beraber çıkmazlar; eğer savaşa maruz bırakılsalar onlara yardım etmezler; yardım etmeye kalksalar da mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar. Sonunda kendilerine de yardım edilmez.
Lein uhricu la yahrucune meahum ve lein kutilu la yensurunehum ve lein nesaruhum leyuvelluneledbare summe la yunsarune
لئن أخرجوا لا يخرجون معهم ولئن قوتلوا لا ينصرونهم ولئن نصروهم ليولن ٱلأدبـر ثم لا ينصرون
59:13
Onların gönüllerinde, korku bakımından siz, Allah'tan daha zorlusunuz. Bu böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.
Leentum eşeddu rehbeten fiy sudurihim minallahi zalike biennehum kavmun la yefkahune
لأنتم أشد رهبة فى صدورهم من ٱلله ذلك بأنهم قوم لا يفقهون
59:14
Onlar sizinle toplu halde değil ancak müstahkem kaleler içinde yahut duvarlar arasından savaşabilirler. Onların kendi aralarındaki problemleri/çıkmazları çetindir/ciddidir. Sen onları birlik/beraberlik halinde sanıyorsun, oysaki onların kalpleri darmadağınık/parça parçadır. Böyledir; çünkü onlar akıllarını işletmeyen bir topluluktur.
La yukatilunekum cemiyan illa iy kuran muhassenetin ev min verai cudurin besuhum beynehum şediydun tahsebuhum cemiyan ve kulubuhum şetta zalike biennehum kavmun la yakılune
لا يقـتلونكم جميعا إلا فى قرى محصنة أو من وراء جدر بأسهم بينهم شديد تحسبهم جميعا وقلوبهم شتى ذلك بأنهم قوم لا يعقلون
59:15
Kendilerinden biraz önce günahlarının vebalini tadanlara benziyorlar. Acı bir azap var onlara...
Kemeselilleziyne min kablihim kariyben zaku vebule emrihim ve lehum azabun eliymun
كمثل ٱلذين من قبلهم قريبا ذاقوا وبال أمرهم ولهم عذاب أليم
59:16
Durumları, şeytanın durumuna benziyor. Hani, şeytan insana, "Küfret/inkar et!" der, insan küfür ve inkara sapınca da şöyle konuşur: "Vallahi ben senden uzağım; ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!"
Kemeselişşeytani iz kale lilinsanikfur felemma kefere kale inniy beriyun minke inniy ehafullahe rabbelalemiyne
كمثل ٱلشيطـن إذ قال للإنسـن ٱكفر فلما كفر قال إنى برىء منك إنى أخاف ٱلله رب ٱلعـلمين
59:17
Bu yüzden ikisinin de sonu, içinde sürekli kalacakları ateşe girmek oldu. Zalimlerin cezası işte budur.
Fekane akıbetehuma ennehuma fiynari halideyni fiyha ve zalike cezauzzalimiyne
فكان عـقبتهما أنهما فى ٱلنار خـلدين فيها وذلك جزؤا ٱلظـلمين
59:18
Ey iman edenler! Allah'tan korkun! Ve her benlik, yarın için önden ne gönderdiğine bir baksın. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet liğadin vettekullahe innallahe habiyrun bima tamelune
يـأيها ٱلذين ءامنوا ٱتقوا ٱلله ولتنظر نفس ما قدمت لغد وٱتقوا ٱلله إن ٱلله خبير بما تعملون
59:19
O kimseler gibi olmayın ki, Allah'ı unuttular da Allah da onlara öz benliklerini unutturdu. Yoldan çıkmışların ta kendileridir onlar.
Ve la tekunu kelleziyne nesullahe feensahum enfusehum ulaike humulfasikune
ولا تكونوا كٱلذين نسوا ٱلله فأنسىهم أنفسهم أولـئك هم ٱلفـسقون
59:20
Ateşin dostlarıyla cennetin dostları bir olmaz. Cennetin dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir.
La yesteviy ashabunnari ve ashabulcenneti ashabulcenneti humulfaizune
لا يستوى أصحـب ٱلنار وأصحـب ٱلجنة أصحـب ٱلجنة هم ٱلفائزون
59:21
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşu ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.
Lev enzelna hazelkurane ala cebelin lereeytehu haşian mutesaddi an min haşyetillahi ve tilkelemsalu nadribuha linnasi leallehum yetefekkerune
لو أنزلنا هـذا ٱلقرءان على جبل لرأيتهۥ خـشعا متصدعا من خشية ٱلله وتلك ٱلأمثـل نضربها للناس لعلهم يتفكرون
59:22
Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen alemi de bilen O! Rahman O, Rahim O.
Huvallahulleziy la ilahe illa huve alimulğaybi veşşehadeti huverrahmanurrahıymu
هو ٱلله ٱلذى لا إلـه إلا هو عـلم ٱلغيب وٱلشهـدة هو ٱلرحمـن ٱلرحيم
59:23
Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddus, Selam, Mümin, Müheymin, Aziz, Cebbar, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından yücedir, arınmıştır.
Huvallahulleziy la ilahe illa huve elmelikulkuddususselamul muminul muheyminul aziyzul cebbarul mutekebbiru subhanallahi amma yuşrikune
هو ٱلله ٱلذى لا إلـه إلا هو ٱلملك ٱلقدوس ٱلسلـم ٱلمؤمن ٱلمهيمن ٱلعزيز ٱلجبار ٱلمتكبر سبحـن ٱلله عما يشركون
59:24
Allah'tır O! Haalik, Bari', Musavvir'dir O! En güzel isimler/Esmaül Hüsna O'nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nu tespih eder. Aziz'dir O, Hakim'dir.
Huvallahul halikul bariyulmusavviru lehumesma ulhusna yusebbihu lehu ma fiyssemavati velardı Ve huvelaziyzulhakiymu
هو ٱلله ٱلخـلق ٱلبارئ ٱلمصور له ٱلأسماء ٱلحسنى يسبح لهۥ ما فى ٱلسمـوت وٱلأرض وهو ٱلعزيز ٱلحكيم
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.