Dil Göster/Sakla
Mearic (Al-Ma’arij) suresi


Mearic (Al-Ma’arij) suresi Kuranın 70. suresidir. Mearic suresi iniş sırasına göre ise 79. sıradadır.

Mearic suresi Yükselen Merdivenler anlamına gelmektedir. Toplam da 44 ayet den oluşmaktadır. Al-Ma’arij suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de indirildiğine inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. Sure adını üçüncü ayetdeki kelimeden alır.

Bu sure ağırlıklı olarak Kıyamet gününe odaklanır. İnsanlar aceleci varlıklar olarak yaratılmışlardır ve her şeyin çabuk olmasını isterler. Kıyamet günü gelecektir ama kendi vaktinde gelecektir. O gelince kâfirleri hiçbir şey kurtaramaz, kendi çocuklarını fidye vermek isteseler de bundan kaçış yoktur.

Sure, cehennemin özelliklerini ve inkar edenleri neler beklediğini açıklamaktadır. Müminlerin gerçek özelliklerinden de bahseder. Sure, peygambere, yakında cezalandırılacakları için kafirleri serbest bırakmasını söylemekle sona erer.

70:1
Soran birisi, geleceği kuşkusuz azabı sordu.
Seele sailun biazabin vakıın
سأل سآئل بعذاب واقع
70:2
Küfre sapanlar içindir o. Yoktur onu savacak.
Lilkafirne leyse lehu dafiun
للكـفرين ليس لهۥ دافع
70:3
Yükselme boyutlarının/derecelerinin sahibi Allah'tandır o.
Minallahi ziylmearici
من ٱلله ذى ٱلمعارج
70:4
Melekler ve Ruh, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselirler O'na.
Taruculmelaiketu verruhu ileyhi fiy yevmin kane mikdaruhu hamsiyne elfe senetin
تعرج ٱلملـئكة وٱلروح إليه فى يوم كان مقدارهۥ خمسين ألف سنة
70:5
Artık güzel bir sabırla sabret!
Fasbir sabren cemiylen
فٱصبر صبرا جميلا
70:6
Onlar onu çok uzak görüyorlar.
İnnehum yerevnehu beıyden
إنهم يرونهۥ بعيدا
70:7
Biz ise onu çok yakın görüyoruz.
Ve nerahu kariyben
ونرىه قريبا
70:8
O gün gök, erimiş bir maden gibi olur.
Yevme tekunussemau kelmuhli
يوم تكون ٱلسماء كٱلمهل
70:9
Dağlar, atılmış, renkli yün gibi olur.
Ve tekunulcibalu kelıhni
وتكون ٱلجبال كٱلعهن
70:10
En yakın dostlar birbirlerinin halini sormaz/bir dost bir dostundan bir şey isteyemez.
Ve la yeselu hamiymun hamiymen
ولا يسـل حميم حميما
70:11
Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye vermeyi bile ister.
Yubassarunehum yeveddulmucrimu lev yeftediy min azabi yevmeizin bibeniyhi
يبصرونهم يود ٱلمجرم لو يفتدى من عذاب يومئذ ببنيه
70:12
Eşini, kardeşini,
Ve sahıbetihi ve ehıyhi
وصـحبتهۦ وأخيه
70:13
Kendisini kucaklayıp barındıran ailesini.
Ve fasıyletihilletiy tuviyhi
وفصيلته ٱلتى تـويه
70:14
Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.
Ve men fiylardı cemiyan summe yunciyhi
ومن فى ٱلأرض جميعا ثم ينجيه
70:15
Hayır, hayır! O, alevlenen bir ateştir.
Kella inneha leza
كلا إنها لظى
70:16
Yakar-kavurur deriyi/koparıp götürür kolu-bacağı.
Nezzaaten lişşeva
نزاعة للشوى
70:17
Çağırır, sırtını dönüp uzaklaşanı,
Tedu men edbere ve tevella
تدعوا من أدبر وتولى
70:18
Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.
Ve cemaa feeva
وجمع فأوعى
70:19
İşin gereği şu ki insan; aceleci/hırslı/sabırsız/ tahammülsüz yaratılmıştır.
İnnelinsane hulika heluan
إن ٱلإنسـن خلق هلوعا
70:20
Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.
İza messehuşşerru cezuan
إذا مسه ٱلشر جزوعا
70:21
Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur.
Ve iza messehulhayru menuan
وإذا مسه ٱلخير منوعا
70:22
Namazlarını/dualarını yerine getirenler müstesna.
İllelmusalliyne
إلا ٱلمصلين
70:23
Bunlar, namazlarında/dualarında süreklidirler.
Elleziynehum ala salatihim daimune
ٱلذين هم على صلاتهم دائمون
70:24
Bunların mallarında belirli bir hak vardır:
Velleziyne fiy emvalihim hakkun malumun
وٱلذين فى أمولهم حق معلوم
70:25
Yoksul ve yoksun için.
Lissaili velmahrumi
للسائل وٱلمحروم
70:26
Bunlar, din gününü içtenlikle doğrularlar.
Velleziyne yusaddikune biyevmiddiyni
وٱلذين يصدقون بيوم ٱلدين
70:27
Bunlar, yalnız Rablerinin azabından ürperirler.
Velleziyne hum min azabi rabbihim muşrikune
وٱلذين هم من عذاب ربهم مشفقون
70:28
Gerçekten de Rablerinin azabı emin olunmayacak bir azaptır.
İnne azabe rabbihim ğayru memunin
إن عذاب ربهم غير مأمون
70:29
Bunlar, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar.
Velleziyne hum lifurucihim hafizune
وٱلذين هم لفروجهم حـفظون
70:30
Ancak onlar, eşleriyle, akitlerinin sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar.
İlla ala ezvacihim ev ma meleket eymanuhum feinnehum ğayru melumiyne
إلا على أزوجهم أو ما ملكت أيمـنهم فإنهم غير ملومين
70:31
Kim bunun ötesini isterse, işte böyleleri sınırı aşanların ta kendileridir.
Femenibteğa verae zalike feulaike humuladune
فمن ٱبتغى وراء ذلك فأولـئك هم ٱلعادون
70:32
Bunlar, kendilerindeki emanetlere ve ahitlerine sadık kalırlar.
Velleziyne hum liemanatihim ve ahdihim raune
وٱلذين هم لأمـنـتهم وعهدهم رعون
70:33
Bunlar, tanıklıklarını tam yaparlar.
Velleziyne hum bişehadatihim kaimune
وٱلذين هم بشهـدتهم قائمون
70:34
Ve bunlar, namazlarını/dualarını korurlar.
Velleziyne hum ala salatihim yuhafizune
وٱلذين هم على صلاتهم يحافظون
70:35
İşte bunlar cennetlerde ikram göreceklerdir.
Ulaike fiy cennatin mukremune
أولـئك فى جنـت مكرمون
70:36
O nankörlere ne oluyor ki, sana doğru, o yandan, bu yandan boyunlarını uzatarak geliyorlar;
Femalilleziyne keferu kıbeleke muhtııyne
فمال ٱلذين كفروا قبلك مهطعين
70:37
Sağdan ve soldan parçalar halinde.
Anilyemiyni ve anişşimali ıziyne
عن ٱليمين وعن ٱلشمال عزين
70:38
Onlardan herbiri nimet bahçesine konulacağını mı umuyor?
Eyatmeu kullumriin minhum en yudhale cennete naıymin
أيطمع كل ٱمرئ منهم أن يدخل جنة نعيم
70:39
Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık.
Kella inna halaknahum mimma yalemune
كلا إنا خلقنـهم مما يعلمون
70:40
İş, onların sandığı gibi değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun ki, biz gerçeketen gücü yetenleriz;
Fela uksimu birabbilmeşarikı velmeğaribi inna likadirune
فلا أقسم برب ٱلمشـرق وٱلمغـرب إنا لقـدرون
70:41
Onları kendilerinden daha üstün olanlarla değiştirmeye... Ve biz önüne geçilebilecekler değiliz.
Ala en nubeddile hayren minhum ve ma nahnu bimesbukıyne
على أن نبدل خيرا منهم وما نحن بمسبوقين
70:42
Bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar.
Fezerhum yehudu ve yeladune
فذرهم يخوضوا ويلعبوا حتى يلـقوا يومهم ٱلذى يوعدون
70:43
O gün, kabirlerden fırlayarak çıkarlar. Dikilmiş putlara doğru akın akın gider gibidirler.
Yevme yahrucune minelecdasi siraan keennehum ila nusubin yufidune
يوم يخرجون من ٱلأجداث سراعا كأنهم إلى نصب يوفضون
70:44
Gözleri yere eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür onlara vaat edilmiş olan.
Haşiaten ebsaruhum terhekuhum zilletun zalikelyevmulleziy kanu yuadune
خـشعة أبصـرهم ترهقهم ذلة ذلك ٱليوم ٱلذى كانوا يوعدون
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.