Dil Göster/Sakla
Enfal (Al-Anfal) suresi


Enfal (Al-Anfal) suresi Kuranın 8. suresidir. Enfal suresi iniş sırasına göre ise 88. sıradadır.

Enfal suresi Savaş Ganimetleri anlamına gelmektedir. Toplam da 75 ayet den oluşmaktadır. Al-Anfal suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Sure adıni, Enfal suresinin ilk  ayetinden alınmaktadır. Bedir Savaşı'ndan sonra tamamlanan bir Medine sûresidir. Bir sonraki sure olan Tevbe ile bir birlik oluşturur. Bedir Savaşı, peygambere uyan müminler ile Kureyş kabilesi (peygamberin kendi kabilesi) arasındaki ilk savaştır.

Bedir savaşını sayıca çok az olmalarına rağmen kazanan Müslümanlar, ganimetlerin dağılımını sorgulamaya başladılar. Enfal Suresi onlara zaferi getirenin Allah olduğunu hatırlatmak için gönderilmiştir. Ayah 41, kazançların nasıl dağıtılacağını vurgulamaktadır. Surede ayrıca savaşlarda karşılaşılan bazı imtihanlar, savaş esirlerine ne yapılacağı anlatılmakta ve sahabeye rehberlik edilmektedir.

8:1
Sana harp ganimetlerini sorarlar. De ki: "Onlar Allah ve Resul içindir. O halde Allah'tan korkun ve aranızda barış ve esenliği kurun. Ve eğer müminler iseniz Allah'a ve O'nun Resulü'ne itaat edin!"
Yeseluneke anil enfal kulil enfalü lillahi ver rasul fettekullahe ve aslihu zate beyniküm ve etıyullahe ve rasulehu in küntüm müminın
يسـلونك عن ٱلأنفال قل ٱلأنفال لله وٱلرسول فٱتقوا ٱلله وأصلحوا ذات بينكم وأطيعوا ٱلله ورسولهۥ إن كنتم مؤمنين
8:2
İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar.
İnnemel müminunellezıne iza zükirallahü vecilet kulubühüm ve iza tüliyet aleyhim ayatühu zadethüm ımanev ve ala rabbihim yetevekkelun
إنما ٱلمؤمنون ٱلذين إذا ذكر ٱلله وجلت قلوبهم وإذا تليت عليهم ءايـتهۥ زادتهم إيمـنا وعلى ربهم يتوكلون
8:3
Namazı/duayı yerine getirirler onlar. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden dağıtırlar.
Ellezıne yükıymunes salate ve mimma razaknahüm yünfikun
ٱلذين يقيمون ٱلصلوة ومما رزقنـهم ينفقون
8:4
Gerçek anlamda müminler, işte bunlardır. Rableri katında dereceler, bağışlanma ve bol bir rızık var onlar için.
Ülaike hümül müminine hakka lehüm deracatün ınde rabbihim ve mağfiratüv ve rizkun kerım
أولـئك هم ٱلمؤمنون حقا لهم درجـت عند ربهم ومغفرة ورزق كريم
8:5
Bildiğin gibi, Rabbin seni hak uğruna, öz yurdundan çıkarmıştı. Ve müminlerden bir grup tamamen isteksizdi.
Kema ahraceke rabbüke mim beytike bil hakkı ve inne ferıkam minel müminıne le karihun
كما أخرجك ربك من بيتك بٱلحق وإن فريقا من ٱلمؤمنين لكـرهون
8:6
İş apaçık ortaya çıktıktan sonra bile, hak konusunda seninle çekişiyorlardı. Sanki onlar gözleri baka baka ölüme sürülüyorlardı.
Yücadiluneke fil hakkı bade ma tebeyyene keennema yüsakune ilel mevti ve hüm yenzurun
يجـدلونك فى ٱلحق بعد ما تبين كأنما يساقون إلى ٱلموت وهم ينظرون
8:7
O sırada Allah, iki gruptan birinin kesinlikle sizin olacağını vaat ediyordu. Ve siz, güçsüz ve silahsız olanın size düşmesini arzu ediyordunuz. Allah ise hakkı kendi kelimeleriyle tam bir biçimde ortaya koymayı ve küfre batmışların ardını-arkasını kesmeyi istiyordu.
Ve iz yeıdükümüllahü ıhdet taifeteyni enneha leküm ve teveddune enne ğayra zatiş şevketi tekunü leküm ve yürıdüllahü ey yühıkkal hakka bi kelimatihı ve yaktaa dabiral kafirın
وإذ يعدكم ٱلله إحدى ٱلطائفتين أنها لكم وتودون أن غير ذات ٱلشوكة تكون لكم ويريد ٱلله أن يحق ٱلحق بكلمـتهۦ ويقطع دابر ٱلكـفرين
8:8
Diliyordu ki, kötülüğü temsil edenler istemese de hakkı ayan-beyan gözler önüne koysun, saçma ve tutarsız olanı hükümsüz kılsın.
Li yühıkkal hakka ve yübtılel batıle ve lev kerihel mücrimun
ليحق ٱلحق ويبطل ٱلبـطل ولو كره ٱلمجرمون
8:9
Hani siz, Rabbinizden yardım ve destek diliyordunuz; O, sizin dileğinize şöyle cevap vermişti: "Hiç kuşkunuz olmasın, ben size, meleklerden birbiri ardınca bin tanesiyle yardım ulaştıracağım."
İz testeğıysune rabbeküm festecabe leküm ennı mümiddüküm bi elfim minel melaiketi mürdifın
إذ تستغيثون ربكم فٱستجاب لكم أنى ممدكم بألف من ٱلملـئكة مردفين
8:10
Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve o sayede kalpleriniz huzur ve rahatlık bulsun diye yaptı. Yardım yalnız ve yalnız Allah katındandır. Hiç şüphesiz Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
Ve ma cealehüllahü illa büşra ve li tatmeinne bihı kulubüküm ve men nasru illa min ındillah innellahe azızün hakım
وما جعله ٱلله إلا بشرى ولتطمئن بهۦ قلوبكم وما ٱلنصر إلا من عند ٱلله إن ٱلله عزيز حكيم
8:11
O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu; sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak, ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten bir su indiriyordu.
İz yüğaşşikümün nüase emenetem minhü ve yünessilü aleyküm mines semai mael li yütahhiraküm bihı ve yüzhibe anküm riczeş şeytani ve li yerbita ala kulubiküm ve yüsebbite bihil akdam
إذ يغشيكم ٱلنعاس أمنة منه وينزل عليكم من ٱلسماء ماء ليطهركم بهۦ ويذهب عنكم رجز ٱلشيطـن وليربط على قلوبكم ويثبت به ٱلأقدام
8:12
Rabbin, meleklere şöyle vahyediyordu: "Ben sizinle beraberim. İmanı olanları sağlamlaştırın. İnkar edenlerin kalpleri içine korku salacağım; vurun boyunların üstüne, vurun onların her parmağına."
İz yuhıy rabbüke ilel melaiketi ennı meaküm fe sebbitüllezıne amenu seülkıy fı kulubillezıne keferur rube fadribu fevkal anakı vadribu minhüm külle benan
إذ يوحى ربك إلى ٱلملـئكة أنى معكم فثبتوا ٱلذين ءامنوا سألقى فى قلوب ٱلذين كفروا ٱلرعب فٱضربوا فوق ٱلأعناق وٱضربوا منهم كل بنان
8:13
Bu böyledir. Çünkü onlar Allah'a ve resulüne kafa tuttular. Kim Allah'a ve resulüne kafa tutarsa kuşkusuz ki, Allah'ın azabı şiddetli olur.
Zalike bi ennehüm şakkullahe ve rasuleh ve mey yüşakıkıllahe ve rasulehu fe innellahe şedıdül ıkab
ذلك بأنهم شاقوا ٱلله ورسولهۥ ومن يشاقق ٱلله ورسولهۥ فإن ٱلله شديد ٱلعقاب
8:14
İşte gördünüz! Hadi tadın onu! Küfre sapanlar için ateş azabı da var.
Zaliküm fe zukuhü ve enne lil kafirıne azaben nar
ذلكم فذوقوه وأن للكـفرين عذاب ٱلنار
8:15
Ey iman edenler! İnkar edenlerle savaşmak üzere karşılaştığınızda, sakın onlara arkalarınızı dönmeyin!
Ya eyyühellezıne amenu iza lekıytümüllezıne keferu zahfen fe la tüvelluhümül edbar
يـأيها ٱلذين ءامنوا إذا لقيتم ٱلذين كفروا زحفا فلا تولوهم ٱلأدبار
8:16
Her kim böyle bir günde, savaşmak için başka bir yer tutmak yahut başka bir birliğe katılmaya gitmek dışında onlara arkasını dönerse, Allah'tan bir gazaba çarpılmış olur. Varacağı yer cehennemdir onun. Ne kötü varış yeridir o!
Ve mey yüvellihim yevmeizin dübürahu illa müteharrifel li kıtalin ev mütehayyizen ila fietin fe kad bae bi ğadabim minellahi ve mevahü cehennem ve bisel mesıyr
ومن يولهم يومئذ دبرهۥ إلا متحرفا لقتال أو متحيزا إلى فئة فقد باء بغضب من ٱلله ومأوىه جهنم وبئس ٱلمصير
8:17
Siz öldürmediniz onları, Allah öldürdü onları. Attığın zaman da sen atmadın, Allah attı. İnananları kendisinden güzel bir imtihanla denemek için yaptı bunu. Allah; işitendir, bilendir.
Fe lem taktüluhüm ve lakinnellahe katelehüm ve ma rameyte iz rameyte ve lakinnellahe rama ve li yübliyel müminıne minhü belaen hasena innellahe semıun alım
فلم تقتلوهم ولـكن ٱلله قتلهم وما رميت إذ رميت ولـكن ٱلله رمى وليبلى ٱلمؤمنين منه بلاء حسنا إن ٱلله سميع عليم
8:18
Gördünüz ya, Allah küfre sapanların tuzağını fersiz bırakır.
Zaliküm ve ennellahe muhinü keydil kafirın
ذلكم وأن ٱلله موهن كيد ٱلكـفرين
8:19
Fetih istiyorsanız, fetih size geldi. Eğer vazgeçerseniz hakkınızda daha hayırlı olur. Eğer dönerseniz biz de döneriz. Cemaatiniz çok da olsa sizi her hangi bir şeyden asla müstağni kılamaz! Allah, inananlarla beraberdir.
İn testeftihu fekad caekümül feth ve in tentehu fe hüve hayrul leküm ve in teudu neud ve len tuğniye anküm fietüküm şeyev ve lev kesürat ve ennellahe meal müminın
إن تستفتحوا فقد جاءكم ٱلفتح وإن تنتهوا فهو خير لكم وإن تعودوا نعد ولن تغنى عنكم فئتكم شيـا ولو كثرت وأن ٱلله مع ٱلمؤمنين
8:20
Ey iman edenler! Allah'a ve resulüne itaat edin. İşitip durduğunuz halde ondan yüzünüzü çevirmeyin.
Ya eyyühellezıne amenu etıyullahe ve rasulehu vela tevellev anhü ve entüm tesmeun
يـأيها ٱلذين ءامنوا أطيعوا ٱلله ورسولهۥ ولا تولوا عنه وأنتم تسمعون
8:21
Hiç işitmedikleri halde, "İşittik!" diyenler gibi olmayın.
Ve la tekunu kellezıne kalu semına ve hüm la yesmeun
ولا تكونوا كٱلذين قالوا سمعنا وهم لا يسمعون
8:22
Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir.
İnne şerrad devabbi ındellahis summül bükmüllezıne la yakılun
إن شر ٱلدواب عند ٱلله ٱلصم ٱلبكم ٱلذين لا يعقلون
8:23
Allah kendilerinde bir hayır olduğunu bilseydi elbette onlara işittirirdi. Onlara işittirseydi bile mutlaka yüz çevirir, döner giderlerdi.
Ve lev alimellahü fıhim hayral le esmeahüm ve lev esmeahüm le tevellev ve hüm muridun
ولو علم ٱلله فيهم خيرا لأسمعهم ولو أسمعهم لتولوا وهم معرضون
8:24
Ey iman sahipleri! Sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında, Allah'a da resule de "Buyur deyin!" Şunu da bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Ve bilin ki, en son O'nun huzurunda haşredileceksiniz.
Ya eyyühellezıne amenüstecıbü lillahi v lir rasuli iza deaküm lima yühyıküm valemu ennellahe yehulü beynel meri ve kalbihı ve ennehu ileyhi tuhşerun
يـأيها ٱلذين ءامنوا ٱستجيبوا لله وللرسول إذا دعاكم لما يحييكم وٱعلموا أن ٱلله يحول بين ٱلمرء وقلبهۦ وأنهۥ إليه تحشرون
8:25
İçinizden sadece zulmedenlere çatmakla kalmayacak bir fitneden korkun. Bilin ki Allah'ın gazabı çok şiddetlidir.
Vetteku fitnetel la tüsıybennellezıne zalemu minküm hassah valemu ennellahe şedıdül ıkab
وٱتقوا فتنة لا تصيبن ٱلذين ظلموا منكم خاصة وٱعلموا أن ٱلله شديد ٱلعقاب
8:26
Düşünün ki, siz bir zamanlar yeryüzünde ezilip horlanan bir azınlıktınız. İnsanların sizi çarpıvereceğinden korkuyordunuz. Bu haldeyken Allah sizi barındırdı, yardımıyla sizi destekledi ve şükredersiniz ümidiyle sizi tertemiz nimetlerle rızıklandırdı.
Vesküru iz entüm kalılüm müstedafune fil erdı tehafune ey yetehattafekümün nasü fe avaküm ve eyyedeküm bi nasrihı ve razekaküm minet tayyibati lealleküm teşkürun
وٱذكروا إذ أنتم قليل مستضعفون فى ٱلأرض تخافون أن يتخطفكم ٱلناس فـاوىكم وأيدكم بنصرهۦ ورزقكم من ٱلطيبـت لعلكم تشكرون
8:27
Ey inananlar! Allah'a ve resule hıyanet etmeyin! Bilip durduğunuz halde, öz emanetlerinize hıyanet mi ediyorsunuz?
Ya eyyühellezıne amenu la tehunüllahe ver rasule ve tehunu emanatiküm ve entüm talemun
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تخونوا ٱلله وٱلرسول وتخونوا أمـنـتكم وأنتم تعلمون
8:28
Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihan aracıdır. Allah'a gelince, büyük ödül O'nun katındadır.
Valemu ennema emvalüküm ve evladüküm fitnetüv ve ennellahe ındehu ecrun azıym
وٱعلموا أنما أمولكم وأولـدكم فتنة وأن ٱلله عندهۥ أجر عظيم
8:29
Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla batılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun sahibidir.
Ya eyyühellezıne amenu in tettekullahe yecal leküm fürkanev ve yükeffir anküm seyyiatiküm ve yağfir leküm vallahü zül fadlil azıym
يـأيها ٱلذين ءامنوا إن تتقوا ٱلله يجعل لكم فرقانا ويكفر عنكم سيـاتكم ويغفر لكم وٱلله ذو ٱلفضل ٱلعظيم
8:30
Küfre sapanlar, seni tutup bağlamaları yahut öldürmeleri ya da yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. Ama Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Ve iz yemküru bikellezıne keferu li yüsbituke ev yaktüluke ev yuhricuk ve yemkürune ve yemkürullah vallahü hayrul makirın
وإذ يمكر بك ٱلذين كفروا ليثبتوك أو يقتلوك أو يخرجوك ويمكرون ويمكر ٱلله وٱلله خير ٱلمـكرين
8:31
Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: "Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!"
Ve iza tütla alehim ayatüna kalu kad semına lev neşaü le kulna misle haza in haza illa esatıyrul evvelın
وإذا تتلى عليهم ءايـتنا قالوا قد سمعنا لو نشاء لقلنا مثل هـذا إن هـذا إلا أسـطير ٱلأولين
8:32
Şunu da söylemişlerdi: "Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et."
Ve iz kalüllahümme in kane haza hüvel hakka min ındike fe emtır aleyna hıcaratem mines semai evitina bi azabin elım
وإذ قالوا ٱللهم إن كان هـذا هو ٱلحق من عندك فأمطر علينا حجارة من ٱلسماء أو ٱئتنا بعذاب أليم
8:33
Oysaki, sen onların içinde iken Allah onlara azap etmeyecekti. Onlar, af dileyip dururken de Allah onlara azap etmezdi.
Ve ma kanellahü li yüazzibehüm ve ente fıhim ve ma kanellahü müazzibehüm ve hüm yestağfirun
وما كان ٱلله ليعذبهم وأنت فيهم وما كان ٱلله معذبهم وهم يستغفرون
8:34
Onlar Mescid-i Haram'dan geri çevirip dururken, Allah onlara neden azap etmeyecekmiş? Onlar onun dostları/koruyucuları da değillerdir. Onun dostları/koruyucuları takva sahiplerinden başkası değildir. Ama onların çokları bunu bilmezler.
Ve ma lehüm ella yüazzibehümüllahü ve hüm yesuddune anil mescidil harami ve ma kanu evliyaeh in evliyaühu illel müttekune ve lakinne ekserahüm la yalemun
وما لهم ألا يعذبهم ٱلله وهم يصدون عن ٱلمسجد ٱلحرام وما كانوا أولياءهۥ إن أولياؤهۥ إلا ٱلمتقون ولـكن أكثرهم لا يعلمون
8:35
Onların o evdeki namazı/duası; ıslık çalmak, el çırpmak/engel olmaktan başka bir şey değildir. O halde, inkar etmekte olduğunuz için tadın azabı.
Ve ma kane salatühüm ındel beyti illa mükaev ve tasdiyeh fe zukul azabe bi ma küntüm tekfürun
وما كان صلاتهم عند ٱلبيت إلا مكاء وتصدية فذوقوا ٱلعذاب بما كنتم تكفرون
8:36
O küfre sapanlar mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar, harcayacaklardır da. Sonunda bu kendileri için bir hasret olacak, sonra da mağlup edilecekler. Küfre sapanlar doğruca cehenneme sürülecekler.
İnnellezıne keferu yünfikune emvalehüm li yesuddu an sebılillah fe seyünfikuneha sümme tekunü aleyhim hasraten sümme yuğlebun vellezıne keferu ila cehenneme yuhşerun
إن ٱلذين كفروا ينفقون أمولهم ليصدوا عن سبيل ٱلله فسينفقونها ثم تكون عليهم حسرة ثم يغلبون وٱلذين كفروا إلى جهنم يحشرون
8:37
Böylece Allah, pisi temizden ayıracak, pis kısmı birbirleri üstüne yığıp hepsini bir yerde toplayarak tümünü cehenneme sokacak. Hüsrana uğrayanların da kendileridir bunlar.
Li yemizellahül habise minet tayyibi ve yecalel habıse badahu ala badın fe yerkümehu cemıan fe yecalehu fı cehennem ülaike hümül hasirun
ليميز ٱلله ٱلخبيث من ٱلطيب ويجعل ٱلخبيث بعضهۥ على بعض فيركمهۥ جميعا فيجعلهۥ فى جهنم أولـئك هم ٱلخـسرون
8:38
Küfre sapanlara söyle: "Eğer son verirlerse eskide kalmış olan, kendileri için affedilir. Eğer yeniden başlarlarsa, daha öncekilere uygulanan yol ve yöntem, eskisi gibi devam etmiş olacaktır."
Kul lillezıne keferu iy yentehu yuğfer lehüm ma kad selef ve iy yeudu fe kad medat sünnetül evvelın
قل للذين كفروا إن ينتهوا يغفر لهم ما قد سلف وإن يعودوا فقد مضت سنت ٱلأولين
8:39
Fitne kalmayıncaya ve din tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Vazgeçerlerse kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görecektir.
Ve katiluhüm hatta la tekune fitnetüv ve yekuned dınü küllühu lillah fe inintehev fe innellahe bi ma yamelune besıyr
وقـتلوهم حتى لا تكون فتنة ويكون ٱلدين كلهۥ لله فإن ٱنتهوا فإن ٱلله بما يعملون بصير
8:40
Eğer yüz çevirirlerse bilin ki, Allah sizin Mevla'nızdır. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel destekler; ne güzel Nasir'dir O, ne güzel yardım eder.
Ve in tevellev falemu ennellahe mevlaküm nımel mevla ve nımen nesıyr
وإن تولوا فٱعلموا أن ٱلله مولىكم نعم ٱلمولى ونعم ٱلنصير
8:41
Doğru ile yanlışın ayrılış günü, iki topluluğun karşılaştığı gün, kulumuza indirmiş olduğumuza inanıyorsanız şunu bilin: Ganimet/kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa aittir. Allah herşeye kadirdir.
Valemu ennema ğanimtüm min şeyin fe enne lillahi humüsehu ve lir rasuli ve lizil kurba vel yetama vel mesakıni vebnis sebıli in küntüm amentüm billahi ve ma enzelna ala abdina yevmel fürkani yevmel tekal ceman vallahü ala külli şeyin kadır
وٱعلموا أنما غنمتم من شىء فأن لله خمسهۥ وللرسول ولذى ٱلقربى وٱليتـمى وٱلمسـكين وٱبن ٱلسبيل إن كنتم ءامنتم بٱلله وما أنزلنا على عبدنا يوم ٱلفرقان يوم ٱلتقى ٱلجمعان وٱلله على كل شىء قدير
8:42
O vakit siz, vadinin beri yamacında idiniz, onlarsa öte yamacında idiler. Kervan sizden daha aşağıda idi. Sözleşmiş olsaydınız buluşma yer ve saatinde ayrılığa düşerdiniz. Ama Allah, olması kararlaştırılan işi yerine getirmek istiyordu. Ta ki, ölen beyyine üzerine ölsün, yaşayan da beyyine üzerine yaşasın. Allah elbette ki çok iyi işitir, çok iyi bilir.
İz entüm bil udvetid dünya ve hüm bil udvetil kusva ver rakbü esfele minküm ve lev tevaadtüm lahteleftüm fil mıadi ve lakil li yakdıyellahü emran kane mefulel li yehlike men heleke am beyyinetiv ve yahya men hayye am beyyineh ve innellahe le semıun alım
إذ أنتم بٱلعدوة ٱلدنيا وهم بٱلعدوة ٱلقصوى وٱلركب أسفل منكم ولو تواعدتم لٱختلفتم فى ٱلميعـد ولـكن ليقضى ٱلله أمرا كان مفعولا ليهلك من هلك عن بينة ويحيى من حى عن بينة وإن ٱلله لسميع عليم
8:43
Allah onları sana uykunda az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, yılgınlığa düşer, işi kotarmada çekişmeye başlardınız. Ama Allah, sizi selamete çıkardı. O, göğüslerin içindekini çok iyi bilir.
İz yürıkehümüllahü fı menamike kalıla ve lev erakehüm kesıral le feşiltüm ve le tenazatüm fil emri ve lainnellahe sellem innehu alımüm bi zatis sudur
إذ يريكهم ٱلله فى منامك قليلا ولو أرىكهم كثيرا لفشلتم ولتنـزعتم فى ٱلأمر ولـكن ٱلله سلم إنهۥ عليم بذات ٱلصدور
8:44
Karşılaştığınızda onları sizin gözlerinize az gösteriyordu. Sizi de onların gözünde azaltıyordu ki, yapılmasına karar verilen işi yürürlüğe koysun. Zaten bütün işler Allah'a döndürülür.
Ve iz yürıkümuhüm izil tekaytüm fı ayüniküm kalılev ve yükallilüküm fı ayünihim li yakdıyellahü emran kane mefula ve ilellahi türceul ümur
وإذ يريكموهم إذ ٱلتقيتم فى أعينكم قليلا ويقللكم فى أعينهم ليقضى ٱلله أمرا كان مفعولا وإلى ٱلله ترجع ٱلأمور
8:45
Ey inananlar! Bir düşman topluluğu ile karşılaştığınızda sebat edin. Allah'ı çok anın ki zafere ulaşabilesiniz.
Ya eyyühellezıne amenu iza lekıytüm fieten fesbütu veskürullahe kesıral lealleküm tüflihun
يـأيها ٱلذين ءامنوا إذا لقيتم فئة فٱثبتوا وٱذكروا ٱلله كثيرا لعلكم تفلحون
8:46
Allah'a ve resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; yoksa korkuya kapılırsınız, rüzgarınız kesilir. Sabredin; Allah sabredenlerle beraberdir.
Ve etıyullahe ve rasulehu ve la tenazeu fe tefşelu ve tezhebe rıhuküm vasbiru innellahe meas sabirın
وأطيعوا ٱلله ورسولهۥ ولا تنـزعوا فتفشلوا وتذهب ريحكم وٱصبروا إن ٱلله مع ٱلصـبرين
8:47
İnsanlara çalım satarak, gösteriş yaparak yurtlarından çıkan ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.
Ve la tekunu kellezıne haracu min diyarihim betarav ve riaen nasi ve yesuddune an sebılillah vallahü bi ma yamelune mühıyt
ولا تكونوا كٱلذين خرجوا من ديـرهم بطرا ورئاء ٱلناس ويصدون عن سبيل ٱلله وٱلله بما يعملون محيط
8:48
Şeytan onlara, yaptıklarını süslü gösterip şöyle demişti: "Bugün size galip gelecek kimse yok, ben yanınızdayım." Fakat iki topluluk yanyana gelince iki topuğu üstüne çark edip şöyle dedi: "Ben sizden uzağım. Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım. Allah'ın cezası çok şiddetlidir."
Ve iz zeyyene lehümüş şeytanü amalehüm ve kale la ğalibe lekümül yevme minen nasi ve innı carul leküm felemma teraetil fietani nekesa ala akıbeyhi ve kale innı berıüm minküm innı era ma la teravne innı ehafüllah vallahü şedıdül ıkab
وإذ زين لهم ٱلشيطـن أعمـلهم وقال لا غالب لكم ٱليوم من ٱلناس وإنى جار لكم فلما تراءت ٱلفئتان نكص على عقبيه وقال إنى برىء منكم إنى أرى ما لا ترون إنى أخاف ٱلله وٱلله شديد ٱلعقاب
8:49
İkiyüzlülerle kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: "Bunları, dinleri aldatmış." Oysa Allah'a güvenip dayanan bilir ki, Allah Aziz ve Hakim'dir.
İz yekulül münafikune vellezıne fı kulubihim meradun ğarra haülai dınühüm ve mey yetevekkel alellahi fe innellahe azızün hakım
إذ يقول ٱلمنـفقون وٱلذين فى قلوبهم مرض غر هـؤلاء دينهم ومن يتوكل على ٱلله فإن ٱلله عزيز حكيم
8:50
Bir görseydin o küfre sapanları! Melekler canlarını alırken onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlardı: "Yangın azabını tadın."
Ve lev tera iz yeteveffellezıne keferul melaiketü yadribune vücuhehüm ve edbarahüm ve zuku azabel harıyk
ولو ترى إذ يتوفى ٱلذين كفروا ٱلملـئكة يضربون وجوههم وأدبـرهم وذوقوا عذاب ٱلحريق
8:51
"İşte bu, ellerinizin önden gönderdiği şeyler yüzündendir. Allah, kullara asla zulmetmez."
Zalike bima kaddemet eydıküm ve ennellahe leysi bi zallamil lil abıd
ذلك بما قدمت أيديكم وأن ٱلله ليس بظلـم للعبيد
8:52
Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin gidişi gibi. Allah'ın ayetlerini inkar ettiler de Allah onları günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah Kavidir, çok güçlüdür; azabı çok şiddetli yapandır O.
Kedebi ali firavne vellezıne min kablihim keferu bi ayatillahi fe ehazehümüllahü bi zünubihim innellahe kaviyyün şedıdül ıkab
كدأب ءال فرعون وٱلذين من قبلهم كفروا بـايـت ٱلله فأخذهم ٱلله بذنوبهم إن ٱلله قوى شديد ٱلعقاب
8:53
Bu böyledir. Çünkü Allah bir topluma lütfettiği nimeti, o toplum birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmemiştir. Ve Allah, iyice işiten, gereğince bilendir.
Zalike bi ennellahe lem yekü müğayyiran nımeten enameha ala kavmin hatta yüğayyiru ma bi enfüsihim ve ennellahe semıun alım
ذلك بأن ٱلله لم يك مغيرا نعمة أنعمها على قوم حتى يغيروا ما بأنفسهم وأن ٱلله سميع عليم
8:54
Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin tavırları gibi. Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı. Biz de onları günahları yüzünden mahvettik. Firavun hanedanını da boğmuştuk. Bunların tümü zulme sapanlardı.
Kedebi ali firavne vellezıne min kablihim kezzebu bi ayati rabbihim fe ehleknahüm bi zünubihim ve ağrakna ale firavn ve küllün kanu zalimın
كدأب ءال فرعون وٱلذين من قبلهم كذبوا بـايـت ربهم فأهلكنـهم بذنوبهم وأغرقنا ءال فرعون وكل كانوا ظـلمين
8:55
Allah katında canlıların en kötüsü, gerçeği örten nankörler/inkarcılardır. Bunlar iman etmezler.
İnne şerrad devabbi ındellahillezıne keferu fehüm la yüminun
إن شر ٱلدواب عند ٱلله ٱلذين كفروا فهم لا يؤمنون
8:56
Bunlar, kendileriyle antlaşma yaptığın kişilerdir. Ama her defasında antlaşmalarını bozarlar. Hiç çekinmez ki bunlar...
Ellezıne ahedte minhüm sümme yenkudune ahdehüm fı külli merrativ ve hüm la yettekun
ٱلذين عـهدت منهم ثم ينقضون عهدهم فى كل مرة وهم لا يتقون
8:57
Eğer onları harpte ele geçirirsen, onlarla birlikte arkalarındakileri de ürkütüp dağıt ki, ders alabilsinler.
Fe imma teskafennehüm fil harbi fe şerrid bihim men halfehüm leallehüm yezzekkerun
فإما تثقفنهم فى ٱلحرب فشرد بهم من خلفهم لعلهم يذكرون
8:58
Eğer bir topluluktan hıyanet kuşkusu duyarsan, antlaşmaya bağlı kalmayacağını aynı şekilde sen de onlara bildir. Allah, hainlik edenleri sevmez.
Ve imma tehafenne min kavmin hıyaneten fembiz ileyhim ala seva innellahe la yühıbbül hainın
وإما تخافن من قوم خيانة فٱنبذ إليهم على سواء إن ٱلله لا يحب ٱلخائنين
8:59
Küfre sapanlar sakın öne geçtiklerini düşünmesinler. Onlar bizi aciz bırakamazlar.
Ve la yahsebennellezıne keferu sebeku innehüm la yucizun
ولا يحسبن ٱلذين كفروا سبقوا إنهم لا يعجزون
8:60
Onlara karşı, gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın. Ordugahlarda atlar besleyin. Böylece hem Allah'ın düşmanını hem kendi düşmanınızı hem de bunlardan başkalarını korkutabilirsiniz. Siz onları bilmezsiniz ama Allah hepsini bilir. Allah yolunda harcadığınız herşey size tam olarak ödenir; hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız.
Ve eıddu lehüm mestetatüm min kuvvetiv ve mir ribatıl hayli türhibune bihı adüvvellahi ve adüvveküm ve aharıne min dunihim la talemunehüm allahü yalemühüm ve ma tünfiku min şeyin fı sebılillahi yüveffe ileyküm ve entüm la tuzlemun
وأعدوا لهم ما ٱستطعتم من قوة ومن رباط ٱلخيل ترهبون بهۦ عدو ٱلله وعدوكم وءاخرين من دونهم لا تعلمونهم ٱلله يعلمهم وما تنفقوا من شىء فى سبيل ٱلله يوف إليكم وأنتم لا تظلمون
8:61
Eğer barışa eğilim gösterirlerse sen de buna yanaş ve Allah'a tevekkül et. Çünkü O, en iyi işitenin, en iyi bilenin ta kendisidir.
Ve in cenehu lis selmi fecnah leha ve tevekkel alellah innehu hüves semıul alım
وإن جنحوا للسلم فٱجنح لها وتوكل على ٱلله إنهۥ هو ٱلسميع ٱلعليم
8:62
Eğer sana hile-oyun yapmak isterlerse Allah sana yeter. Yardımıyla ve müminlerle seni destekleyen O'dur.
Ve iy yürıdu ey yahdeuke fe inne hasbekellah hüvellezı eyyedeke bi nasrihı ve bil müminın
وإن يريدوا أن يخدعوك فإن حسبك ٱلله هو ٱلذى أيدك بنصرهۦ وبٱلمؤمنين
8:63
Onların kalplerini kaynaştıran da O'dur. Sen, yeryüzündeki herşeyi bağışlasaydın, onların kalplerini yine de kaynaştıramazdın; ama Allah onları birbirine ısıtıp yaklaştırmıştır. O'dur Aziz ve Hakim.
Ve ellefe beyne kulubihim lev enfakte ma fil erdı cemıam ma ellefte beyne kulubihim ve lakinnellahe ellefe beynehüm innehu azızün hakım
وألف بين قلوبهم لو أنفقت ما فى ٱلأرض جميعا ما ألفت بين قلوبهم ولـكن ٱلله ألف بينهم إنهۥ عزيز حكيم
8:64
Ey Peygamber! Allah ve inanananlardan seni izleyenler sana yeter/Allah, sana da seni izleyen müminlere de yeter!
Ya eyyühen nebiyyü hasbükellahü ve menittebeake minel müminın
يـأيها ٱلنبى حسبك ٱلله ومن ٱتبعك من ٱلمؤمنين
8:65
Ey Peygamber! Müminleri çarpışmaya teşvik et! Sizden sabırlı yirmi kişi olsa, küfre sapanların iki yüzüne galip gelir; sizden yüz kişi olsa, onların binine galebe çalar. Çünkü onlar gereğince anlamayan bir topluluktur.
Ya eyyühen nebiyyü harridıl müminıne alel kıtal iy yeküm minküm işrune sabirune yağlibu mieteyn ve iy yeküm minküm mietüy yağlibu elfem minellezıne keferu bi ennehüm kavmül la yefkahun
يـأيها ٱلنبى حرض ٱلمؤمنين على ٱلقتال إن يكن منكم عشرون صـبرون يغلبوا مائتين وإن يكن منكم مائة يغلبوا ألفا من ٱلذين كفروا بأنهم قوم لا يفقهون
8:66
Şimdi, Allah yükünüzü hafifletti. Bilmiştir ki, sizde bir zaaf var. İçinizden sabırlı yüz kişi olsa, iki yüz kişiye galip gelir; sizden bin kişi olsa, Allah'ın izniyle iki bin kişiye galebe çalar. Allah, sabredenlerle beraberdir!
El ane haffefellahü anküm ve alime enne fıküm dafa fe iy yeküm minküm mietün sabiratüy yağlibu mieteyn ve iy yeküm minküm elfüy yağlibu elfeyni bi iznillah vallahü meas sabirın
ٱلــن خفف ٱلله عنكم وعلم أن فيكم ضعفا فإن يكن منكم مائة صابرة يغلبوا مائتين وإن يكن منكم ألف يغلبوا ألفين بإذن ٱلله وٱلله مع ٱلصـبرين
8:67
Hiçbir peygamber için, yeryüzünde ağır basmadıkça, esirlere sahip olmak uygun değildir. Siz şu iğreti dünyanın nimetini istiyorsunuz; Allah ise ahireti istiyor. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
Ma kane li nebiyyin ey yekune lehu esra hatta yüshıne fil ard türıdune aradad dünya vallahü yürıdül ahırah vallahü azızün hakım
ما كان لنبى أن يكون لهۥ أسرى حتى يثخن فى ٱلأرض تريدون عرض ٱلدنيا وٱلله يريد ٱلـاخرة وٱلله عزيز حكيم
8:68
Eğer Allah'tan bir yazı önden gelmemiş olsaydı, aldığınız fidyeden ötürü size büyük bir azap dokunurdu.
Lev la kitabüm minellahi sebeka lemesseküm fıma ehaztüm azabün azıym
لولا كتـب من ٱلله سبق لمسكم فيما أخذتم عذاب عظيم
8:69
Artık kazanç olarak elde ettiklerinizden/ elde ettiğiniz ganimetlerden helal ve temiz olarak yiyin; Allah'tan sakının! Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Fe külu mimma ğanimtüm halalen teyyibev vettekullah innellahe ğafurur rahıym
فكلوا مما غنمتم حلـلا طيبا وٱتقوا ٱلله إن ٱلله غفور رحيم
8:70
Ey Peygamber! Elinizde esir olarak bulunanlara de ki: "Eğer Allah, kalplerinizde bir hayır olduğunu bilirse size, sizden alınandan daha değerlisini verir ve sizi affeder. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir."
Ya eyyühen nebiyyü kul limen fı eydıküm minel esra iy yalemillahü fı kulubiküm hayray yütiküm hayram mimma ühıze minküm ve yağfir leküm vallahü ğafurur rahıym
يـأيها ٱلنبى قل لمن فى أيديكم من ٱلأسرى إن يعلم ٱلله فى قلوبكم خيرا يؤتكم خيرا مما أخذ منكم ويغفر لكم وٱلله غفور رحيم
8:71
Sana hıyanet etmek isterlerse kesin olan şu ki, daha önce Allah'a hıyanet ettiler de Allah, aleyhlerine bir imkan yarattı. Allah herşeyi bilen, her hikmete sahip olandır.
Ve iy yürıdu hıyaneteke fe kad hanüllahe min kablü fe emkene minhüm vallahü alımün hakım
وإن يريدوا خيانتك فقد خانوا ٱلله من قبل فأمكن منهم وٱلله عليم حكيم
8:72
Onlar ki, inanıp hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihat ettiler; onlar ki hicret edenleri barındırdılar, onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret edecekleri vakte kadar size onların yönetiminden bir şey düşmüyor. Ama sizden dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.
İnnelezıne amenu ve haceru ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillahi vellezıne avev ve nesaru ülaike baduhüm evliyaü bad vellezıne amenu ve lem yühaciru ma leküm miv velayetihim min şeyin hatta yühaciru ve inistensaruküm fid dıni fe aleykümün nasru illa ala kavmim beyneküm ve beynehüm mısak vallahü bi ma tamelune besıyr
إن ٱلذين ءامنوا وهاجروا وجـهدوا بأمولهم وأنفسهم فى سبيل ٱلله وٱلذين ءاووا ونصروا أولـئك بعضهم أولياء بعض وٱلذين ءامنوا ولم يهاجروا ما لكم من ولـيتهم من شىء حتى يهاجروا وإن ٱستنصروكم فى ٱلدين فعليكم ٱلنصر إلا على قوم بينكم وبينهم ميثـق وٱلله بما تعملون بصير
8:73
Küfre sapanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer şu dikkat çekilenleri yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar.
Vellezıne keferu baduhüm evliyaü bad illa tefaluhü tekün fitnetün fel erdı ve fesadün kebır
وٱلذين كفروا بعضهم أولياء بعض إلا تفعلوه تكن فتنة فى ٱلأرض وفساد كبير
8:74
O inanıp hicret edenler, Allah yolunda cihat edenler, o barındırıp yardımcı olanlar var ya, gerçek müminler işte onlardır! Bir bağışlanma var onlar için, bol bir rızık var.
Vellezıne amenu ve haceru ve cahedu fı sebilillahi vellezıne avev ve nesaru ülaike hümül müminune hakka lehüm mağfiratüv ve rizkun kerım
وٱلذين ءامنوا وهاجروا وجـهدوا فى سبيل ٱلله وٱلذين ءاووا ونصروا أولـئك هم ٱلمؤمنون حقا لهم مغفرة ورزق كريم
8:75
Sonradan inanarak hicret edip de sizinle birlikte cihada katılanlar da sizdendir. Kan akrabaları ise, Allah'ın Kitabı'na göre birbirlerine daha yakın dostturlar. Allah herşeyi bilir.
Vellezıne amenu mim badü ve haceru ve cahedu meaküm fe ülaike minküm ve ülül erhami baduhüm evla bi badın fı kitabillah innellahe bi külli şeyin alım
وٱلذين ءامنوا من بعد وهاجروا وجـهدوا معكم فأولـئك منكم وأولوا ٱلأرحام بعضهم أولى ببعض فى كتـب ٱلله إن ٱلله بكل شىء عليم
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.