To deprive from, harden, hide, resist, forbid, prevent, hinder, prohibit access (to a place). To prevent/hinder/debar/withhold/restrain from a person or thing, prohibit/forbid/inhibit/interdict, to make boundary or enclose a thing, burn a mark around the eye of a camel or beast, to surround, make a thing unlawful or unallowable to a person, to be emboldened or encouraged, to slaughter by cutting the throat. hajar - a rock/stone or mass of rock.
(Bir yerden) mahrum bırakmak, sertleştirmek, gizlemek, direnmek, yasaklamak, engellemek, mani olmak, (bir yere) erişimi engellemek. Bir kişiyi veya şeyi önlemek veya engellemek veya alıkoymak veya alıkoymak veya alıkoymak, yasaklamak veya yasaklamak veya engellemek veya men etmek, bir şeyi sınırlamak veya çevrelemek, bir deve veya hayvanın gözünün çevresine işaret yakmak, çevrelemek, bir şey yapmak kişinin boğazını keserek öldürmesi, cesaretlendirilmesi veya teşvik edilmesi yasadışı veya caiz değildir. hajar - bir kaya veya taş veya kaya kütlesi.
ح ج ر kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler