cause, reason, way/path/road, necessity, means of access, responsibility, method/manner, plea to allege.fi sabil Allah - in the way of Allah, in the cause of Allah, to carry the message of Allah.ibn al-sabil - traveller, way farer, forlorn traveller.salsabil - It is made up of two words: sal (ask, enquire about) & sabil (way), salsala - easy, sweet, rapid flowing water. As if it meant 'Inquiring ask your Lord the way to that sweet, easy palatable and rapid flowing fountain'. It is the name of a fountain of heaven.
sebep, sebep, yol veya yol veya yol, zaruret, erişim vasıtası, sorumluluk, yöntem veya usul, mazeret.fi sebil Allah - Allah yolunda, Allah yolunda, Allah'ın mesajını taşımak.ibn al-sabil - gezgin, yol yolcusu, kimsesiz gezgin.salsabil - İki kelimeden oluşur: sal (sor, sor) ve sabil (yol), salsala - kolay, tatlı, hızlı akan su. Sanki 'Sormak Rabbine sor o tatlı, lezzetli ve hızlı akan pınarın yolunu' demekmiş gibi. Cennet çeşmesinin adıdır.
س ب ل kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler