Dil Göster/Sakla

ض ل ل (Dad-Lam-Lam) arapça kök kelime anlamı.


Bu kök den türemiş 191 kelime Kuran da geçmektedir.


Erred, yoldan saptı veya yoldan çıktı. Doğru yoldan veya yoldan sapmış. Doğru yolu kaçırdı veya kaybetti. Bir şey kaybetti ama yerini bilmiyor. Kafası karışmış veya kafası karışmış ve doğru yolu göremiyor.

ض ل ل kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler


KelimeAnlamArapça
(1:7:9) l-ḍālīna yoldan sapanlardan
الضَّالِّينَ
(2:16:4) l-ḍalālata yoldan sapan
الضَّلَالَةَ
(2:26:29) yuḍillu O yoldan çıkmasına izin verir
يُضِلُّ
(2:26:36) yuḍillu O yoldan çıkmasına izin verir
يُضِلُّ
(2:108:16) ḍalla o yoldan saptı
ضَلَّ
(2:175:4) l-ḍalālata [the] yoldan sapan
الضَّلَالَةَ
(2:198:26) l-ḍālīna yoldan çıkanlar
الضَّالِّينَ
(2:282:67) taḍilla [o] hata
تَضِلَّ
(3:69:7) yuḍillūnakum seni yoldan çıkarabilirler
يُضِلُّونَكُمْ
(3:69:9) yuḍillūna yoldan çıkarırlar
يُضِلُّونَ
(3:90:14) l-ḍālūna yoldan çıkanlar mı
الضَّالُّونَ
(3:164:24) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(4:44:10) l-ḍalālata [hata
الضَّلَالَةَ
(4:44:13) taḍillū sen başıboş
تَضِلُّوا
(4:60:28) yuḍillahum onları yanıltmak
يُضِلَّهُمْ
(4:60:29) ḍalālan yoldan çıkmak
ضَلَالًا
(4:88:14) aḍalla yoldan çıkmasına izin verdi
أَضَلَّ
(4:88:17) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(4:113:10) yuḍillūka seni yanıltmak
يُضِلُّوكَ
(4:113:12) yuḍillūna yanıltıyorlar
يُضِلُّونَ
(4:116:18) ḍalla o yolu kaybetti
ضَلَّ
(4:116:19) ḍalālan başıboş
ضَلَالًا
(4:119:1) wala-uḍillannahum Ve kesinlikle onları yanıltacağım
وَلَأُضِلَّنَّهُمْ
(4:136:26) ḍalla o yolu kaybetti
ضَلَّ
(4:136:27) ḍalālan başıboş
ضَلَالًا
(4:143:11) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(4:167:9) ḍallū onlar yoldan çıktılar
ضَلُّوا
(4:167:10) ḍalālan başıboş
ضَلَالًا
(4:176:46) taḍillū yoldan saparsın
تَضِلُّوا
(5:12:43) ḍalla o yoldan saptı
ضَلَّ
(5:60:24) wa-aḍallu ve en sapık
وَأَضَلُّ
(5:77:15) ḍallū kim yoldan çıktı
ضَلُّوا
(5:77:18) wa-aḍallū ve yanılttılar
وَأَضَلُّوا
(5:77:20) waḍallū ve yoldan çıktılar
وَضَلُّوا
(5:105:9) ḍalla yoldan çıktı
ضَلَّ
(6:24:6) waḍalla Ve kayıp
وَضَلَّ
(6:39:11) yuḍ'lil'hu Onun yoldan çıkmasına izin verir
يُضْلِلْهُ
(6:56:16) ḍalaltu yoldan sapardım
ضَلَلْتُ
(6:74:13) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(6:77:18) l-ḍālīna kim yoldan çıktı
الضَّالِّينَ
(6:94:25) waḍalla ve kayıp
وَضَلَّ
(6:116:7) yuḍillūka seni yanıltacaklar
يُضِلُّوكَ
(6:117:6) yaḍillu başıboş
يَضِلُّ
(6:119:22) layuḍillūna kesinlikle yoldan çıkar
لَيُضِلُّونَ
(6:125:12) yuḍillahu Onun yoldan çıkmasına izin verir
يُضِلَّهُ
(6:140:17) ḍallū yoldan çıktılar
ضَلُّوا
(6:144:31) liyuḍilla yanıltmak için
لِيُضِلَّ
(7:30:6) l-ḍalālatu yoldan sapan
الضَّلَالَةُ
(7:37:30) ḍallū yoldan çıktılar
ضَلُّوا
(7:38:29) aḍallūnā bizi yanılttı
أَضَلُّونَا
(7:53:34) waḍalla ve başıboş
وَضَلَّ
(7:60:8) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(7:61:5) ḍalālatun hata
ضَلَالَةٌ
(7:149:8) ḍallū yoldan çıktı
ضَلُّوا
(7:155:27) tuḍillu yoldan çıkmasına izin verdin
تُضِلُّ
(7:178:7) yuḍ'lil O yoldan çıkmasına izin verir
يُضْلِلْ
(7:179:27) aḍallu daha sapık
أَضَلُّ
(7:186:2) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(9:37:6) yuḍallu yoldan çıkar
يُضَلُّ
(9:115:4) liyuḍilla yoldan çıkmasına izin verdiğini
لِيُضِلَّ
(10:30:12) waḍalla ve kaybolacak
وَضَلَّ
(10:32:9) l-ḍalālu hata
الضَّلَالُ
(10:88:14) liyuḍillū Onlar yoldan sapabilirler
لِيُضِلُّوا
(10:108:15) ḍalla yoldan sapar
ضَلَّ
(10:108:17) yaḍillu o başıboş
يَضِلُّ
(11:21:5) waḍalla ve kayıp
وَضَلَّ
(12:8:14) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(12:30:17) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(12:95:5) ḍalālika senin hatan
ضَلَالِكَ
(13:14:27) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(13:27:13) yuḍillu hadi yoldan sapalım
يُضِلُّ
(13:33:34) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(14:3:15) ḍalālin yoldan sapmışlar
ضَلَالٍ
(14:4:10) fayuḍillu O zaman yoldan gidelim
فَيُضِلُّ
(14:18:21) l-ḍalālu başıboş mu
الضَّلَالُ
(14:27:12) wayuḍillu Ve yoldan gidelim
وَيُضِلُّ
(14:30:4) liyuḍillū yanıltsınlar diye
لِيُضِلُّوا
(14:36:3) aḍlalna yoldan çıkardı
أَضْلَلْنَ
(15:56:8) l-ḍālūna yoldan sapanlar
الضَّالُّونَ
(16:25:9) yuḍillūnahum [onları] yanılttılar
يُضِلُّونَهُمْ
(16:36:20) l-ḍalālatu başıboş
الضَّلَالَةُ
(16:37:10) yuḍillu O yoldan çıkmasına izin verir
يُضِلُّ
(16:87:6) waḍalla ve kayıp
وَضَلَّ
(16:93:8) yuḍillu O yoldan çıkmasına izin verir
يُضِلُّ
(16:125:17) ḍalla sapmış
ضَلَّ
(17:15:7) ḍalla yoldan sapar
ضَلَّ
(17:15:9) yaḍillu yoldan sapar
يَضِلُّ
(17:48:6) faḍallū ama onlar yoldan çıktılar
فَضَلُّوا
(17:67:6) ḍalla kayıp
ضَلَّ
(17:72:10) wa-aḍallu ve daha sapık
وَأَضَلُّ
(17:97:7) yuḍ'lil O yoldan çıkmasına izin verir
يُضْلِلْ
(18:17:29) yuḍ'lil O yoldan çıkmasına izin verir
يُضْلِلْ
(18:51:12) l-muḍilīna yanıltıcılar
الْمُضِلِّينَ
(18:104:2) ḍalla kayıp
ضَلَّ
(19:38:10) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(19:75:5) l-ḍalālati [hata
الضَّلَالَةِ
(20:52:8) yaḍillu hatalar
يَضِلُّ
(20:79:1) wa-aḍalla Ve yoldan çıkardı
وَأَضَلَّ
(20:85:8) wa-aḍallahumu ve onları yoldan çıkardı
وَأَضَلَّهُمُ
(20:92:7) ḍallū yoldan çıkmak
ضَلُّوا
(20:123:16) yaḍillu yoldan sapacak
يَضِلُّ
(21:54:7) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(22:4:7) yuḍilluhu onu yanlış yönlendirecek
يُضِلُّهُ
(22:9:3) liyuḍilla yanıltmak için
لِيُضِلَّ
(22:12:13) l-ḍalālu başıboş mu
الضَّلَالُ
(23:106:8) ḍāllīna yoldan çıkmak
ضَالِّينَ
(25:9:6) faḍallū ama onlar yoldan çıktılar
فَضَلُّوا
(25:17:10) aḍlaltum [sen] yanıltmak
أَضْلَلْتُمْ
(25:17:15) ḍallū yoldan çıktı
ضَلُّوا
(25:29:2) aḍallanī beni yoldan çıkardı
أَضَلَّنِي
(25:34:10) wa-aḍallu ve çoğu sapık
وَأَضَلُّ
(25:42:3) layuḍillunā [elbette] bizi yanılttı
لَيُضِلُّنَا
(25:42:16) aḍallu daha sapık
أَضَلُّ
(25:44:14) aḍallu daha sapık
أَضَلُّ
(26:20:6) l-ḍālīna yoldan sapanlar
الضَّالِّينَ
(26:86:6) l-ḍālīna yoldan çıkanlar
الضَّالِّينَ
(26:97:5) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(26:99:2) aḍallanā bizi yanlış yönlendirdi
أَضَلَّنَا
(27:81:6) ḍalālatihim onların hatası
ضَلَالَتِهِمْ
(27:92:10) ḍalla yoldan sapar
ضَلَّ
(28:15:37) muḍillun yanıltan biri
مُضِلٌّ
(28:50:10) aḍallu daha sapık
أَضَلُّ
(28:75:13) waḍalla ve kaybolacak
وَضَلَّ
(28:85:18) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(30:29:11) aḍalla yoldan çıkmasına izin verdi
أَضَلَّ
(30:53:6) ḍalālatihim onların hatası
ضَلَالَتِهِمْ
(31:6:7) liyuḍilla yanıltmak için
لِيُضِلَّ
(31:11:13) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(32:10:3) ḍalalnā kaybolduk
ضَلَلْنَا
(33:36:22) ḍalla o yoldan çıktı
ضَلَّ
(33:36:23) ḍalālan hataya düşmek
ضَلَالًا
(33:67:7) fa-aḍallūnā ve bizi yanılttılar
فَأَضَلُّونَا
(34:8:15) wal-ḍalāli ve hata
وَالضَّلَالِ
(34:24:16) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(34:50:3) ḍalaltu ben hata
ضَلَلْتُ
(34:50:5) aḍillu hata yapacağım
أَضِلُّ
(35:8:10) yuḍillu hadi yoldan sapalım
يُضِلُّ
(36:24:4) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(36:47:23) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(36:62:2) aḍalla yoldan çıkardı
أَضَلَّ
(37:69:4) ḍāllīna yoldan çıkmak
ضَالِّينَ
(37:71:2) ḍalla yoldan çıktı
ضَلَّ
(38:26:14) fayuḍillaka çünkü seni yoldan çıkaracak
فَيُضِلَّكَ
(38:26:20) yaḍillūna yoldan çıkmak
يَضِلُّونَ
(39:8:24) liyuḍilla yanıltmak için
لِيُضِلَّ
(39:22:19) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(39:23:29) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(39:36:10) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(39:37:7) muḍillin yanıltıcı
مُضِلٍّ
(39:41:11) ḍalla yoldan sapar
ضَلَّ
(39:41:13) yaḍillu o başıboş
يَضِلُّ
(40:25:19) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(40:33:11) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(40:34:25) yuḍillu hadi yoldan sapalım
يُضِلُّ
(40:50:16) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(40:74:5) ḍallū ayrıldılar
ضَلُّوا
(40:74:15) yuḍillu hadi yoldan sapalım
يُضِلُّ
(41:29:7) aḍallānā bizi yanılttı
أَضَلَّانَا
(41:48:1) waḍalla Ve kayıp
وَضَلَّ
(41:52:12) aḍallu daha sapık
أَضَلُّ
(42:18:21) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(42:44:2) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(42:46:11) yuḍ'lili hadi yoldan sapalım
يُضْلِلِ
(43:40:10) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(45:23:6) wa-aḍallahu ve onun yoldan çıkmasına izin verir
وَأَضَلَّهُ
(46:5:2) aḍallu daha sapık
أَضَلُّ
(46:28:11) ḍallū kayboldular
ضَلُّوا
(46:32:17) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(47:1:7) aḍalla Kaybolmasına neden olacak
أَضَلَّ
(47:4:37) yuḍilla Kaybolmasına neden olacak
يُضِلَّ
(47:8:5) wa-aḍalla ve kaybolmasına neden olacak
وَأَضَلَّ
(50:27:9) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(53:2:2) ḍalla sapmış
ضَلَّ
(53:30:10) ḍalla başıboş
ضَلَّ
(54:24:9) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(54:47:4) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(56:51:4) l-ḍālūna yoldan çıkmak
الضَّالُّونَ
(56:92:6) l-ḍālīna sapık
الضَّالِّينَ
(60:1:46) ḍalla o yoldan çıktı
ضَلَّ
(62:2:20) ḍalālin bir hata
ضَلَالٍ
(67:9:17) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(67:29:12) ḍalālin hata
ضَلَالٍ
(68:7:6) ḍalla sapmış
ضَلَّ
(68:26:5) laḍāllūna kesinlikle kayıp
لَضَالُّونَ
(71:24:2) aḍallū yoldan çıkardılar
أَضَلُّوا
(71:24:8) ḍalālan hatalı
ضَلَالًا
(71:27:4) yuḍillū yanıltacaklar
يُضِلُّوا
(74:31:40) yuḍillu yoldan çıkmasına izin verir mi
يُضِلُّ
(83:32:6) laḍāllūna kesinlikle yoldan çıktı
لَضَالُّونَ
(93:7:2) ḍāllan kayıp
ضَالًّا
(105:2:5) taḍlīlin yoldan çıkmak
تَضْلِيلٍ
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.