ف ر ض (fā rā ḍād) arapça kök kelime anlamı.

Bu kök den türemiş 18 kelime Kuran da geçmektedir.

dokuz kez I fiil faraḍa (فَرَضَ)
altı kez farīḍat (فَرِيضَة) ismi
fāriḍ (فَارِض) aktif sıfatı ile 1 kez
pasif sıfatı mafrūḍ (مَّفْرُوض) ile 2 defa

yükümlülük, kanun koymak, emretmek, emretmek, kanunlaştırmak, yerleştirmek, düzeltmek, onaylamak, atamak, bir gözlem veya itaat emri vermek, yaptırım uygulamak, atamak, yaşlanmak. faridzun - yaşlı inek. faridzatun - nizamname, sulh, mukabil kısım, müşterek şart. mafrudz - tayin edilmiş, belirlenmiş, yerleşmiş, tahsis edilmiş.

ف ر ض kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler

Kelime	Anlam	Arapça
(2:68:15) fāriḍun	eskimiş old	فَارِضٌ
(2:197:5) faraḍa	üstlenir undertakes	فَرَضَ
(2:236:11) tafriḍū	belirttiğin you specified	تَفْرِضُوا
(2:236:13) farīḍatan	bir yükümlülük çeyizi an obligation (dower)	فَرِيضَةً
(2:237:8) faraḍtum	belirttin you have specified	فَرَضْتُمْ
(2:237:10) farīḍatan	bir yükümlülük çeyizi an obligation (dower)	فَرِيضَةً
(2:237:13) faraḍtum	belirttin you have specified	فَرَضْتُمْ
(4:7:19) mafrūḍan	zorunlu obligatory	مَفْرُوضًا
(4:11:64) farīḍatan	Bir zorunluluk An obligation	فَرِيضَةً
(4:24:28) farīḍatan	bir yükümlülük olarak (as) an obligation	فَرِيضَةً
(4:24:37) l-farīḍati	zorunluluk the obligation	الْفَرِيضَةِ
(4:118:8) mafrūḍan	görevlendirilmiş appointed	مَفْرُوضًا
(9:60:17) farīḍatan	bir zorunluluk an obligation	فَرِيضَةً
(24:1:3) wafaraḍnāhā	ve biz onu zorunlu kıldık and We (have) made it obligatory	وَفَرَضْنَاهَا
(28:85:3) faraḍa	emredilmiş ordained	فَرَضَ
(33:38:8) faraḍa	empoze etti has imposed	فَرَضَ
(33:50:47) faraḍnā	zorunlu hale getirdik We have made obligatory	فَرَضْنَا
(66:2:2) faraḍa	emretti has ordained	فَرَضَ