Shining, gleaming or glistening (e.g. the dawn, a sword)LightningThreatening or menacingA female beautifying and adorning herself or showing and presenting herself and/or exhibiting her beautyA star rising or a constellation (e.g. Pleiades)Eyes/sight glistening, fixedly open (e.g. by reason of fright), sights confused, astonished, stupefied or dazzled, sight becoming weak, opening eyes and looking hard, intently or sharplyDecorating or adorning (e.g. a place)Journeying farRugged ground in which stones, sand and earth are mixed together (the stones being of mixed/varied colors on whitish earth)A mountain mixed with sandLocusts with variegated colorsA certain type of beast the apostle rode on the ascension to heaven called so because of the hue, brightness and quickness of motion it had akin to lightningA certain kind of plant camels feed on in times of necessityAnything having blackness and whiteness togetherAn ewer having a long slender spout and a handleA bow with different colorsSilk brocade closely woven with gold or closely woven cloth of thick silkThickness
Parlayan, parıldayan veya parıldayan (örneğin şafak, bir kılıç) YıldırımTehdit eden veya tehdit eden Güzelleşen ve süsleyen veya kendini gösteren ve takdim eden ve / veya güzelliğini sergileyen bir yükselen yıldız veya bir takımyıldız (örn. korku nedeniyle), manzaraların şaşkınlığı, şaşkınlığı, sersemliği veya gözleri kamaşması, görmenin zayıflaması, gözleri açma ve sert, dikkatle veya keskin bir şekilde bakma Süsleme veya süsleme (örneğin bir yer) Uzaklara yolculuk Taşların, kumun ve toprağın birbirine karıştığı engebeli zemin ( taşların beyazımsı toprak üzerinde karışık veya çeşitli renklerde olması)Kumla karışık bir dağ Alacalı renklerde çekirgeler Havarinin bindiği belirli bir hayvan türü, şimşeklere benzeyen renk tonu, parlaklığı ve hareket hızı nedeniyle cennete yükseliş olarak adlandırıldıBelli bir tür Siyah ve beyazın bir arada olduğu her şey uzun ince ağızlı ve kulplu ibrikFarklı c'li yay olorsİpek brokar, altınla yakından dokunmuş veya kalın ipekten yakından dokunmuş kumaşKalınlık
All words derived from bā rā qāf root word