Dil Göster/Sakla
Muminun (Al-Muminun) suresi


Muminun (Al-Muminun) suresi Kuranın 23. suresidir. Muminun suresi iniş sırasına göre ise 74. sıradadır.

Muminun suresi inananlar anlamına gelmektedir. Toplam da 118 ayet den oluşmaktadır. Al-Muminun suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de erken dönemlerde nazil olduğuna inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. Sure, inananların erdemlerinin ve karakterinin anlatılmasıyla başlar. İyi insanlar olmaya çalışmak için bize bir hedef verir. Bu sure, insanları Peygamberlerin mesajlarını kabul etmeye ve takip etmeye davet eder.

Sure, iman, elçilik, diriliş ve Allah'ın yargısı gibi önemli konulardan bahseder. Surede insanın anne karnında farklı aşamalardan yaratılışı, evrenin yaratılışı, yağmurun nasıl meydana geldiği ve insanlara çeşitli faydaları olan bitki ve hayvanı nasıl büyüttüğü gibi bilimsel örnekler verilmektedir. Bütün bunlar döngünün nasıl çalıştığını gösterir.

Sure, Muhammed, Nuh, Hud, Musa ve İsa gibi birçok peygamberden ve hepsinin aynı tek tanrı mesajını nasıl ilettiklerinden, ancak insanlar tarafından reddedilip karşı çıktıklarından ve Allah'ın hepsine nasıl yardım edip onları kurtardığından bahseder.

Sure, Kıyamet ve hesap gününe atıfta bulunarak ve hiç kimsenin hatalarını ve günahlarını düzeltmek için ikinci bir şansı olmayacağına işaret ederek sona erer. 1-10. âyetler gerçek inananların nasıl olması gerektiğini anlatmakta ve devamında onların nasıl mükâfatını alacaklarını anlatmaktadır.

23:1
Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler.
Kad eflehal müminun
قد أفلح ٱلمؤمنون
23:2
Namazlarında/dualarında huşu sahipleridir onlar.
Ellezıne hüm fı salatihim haşiun
ٱلذين هم فى صلاتهم خـشعون
23:3
Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar.
Vellezıne hüm anil lağvi muridun
وٱلذين هم عن ٱللغو معرضون
23:4
Zekatı vermek için faaliyettedir onlar.
Vellezıne hüm liz zekati faılun
وٱلذين هم للزكوة فـعلون
23:5
Cinsiyet organlarını/ırzlarını koruyanlardır onlar.
Vellezıne hüm li fürucihim hafizun
وٱلذين هم لفروجهم حـفظون
23:6
Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar.
İlla ala ezvacihim ev ma meleket eymanühüm fe innehüm ğayru melumın
إلا على أزوجهم أو ما ملكت أيمـنهم فإنهم غير ملومين
23:7
Kim bundan ötesini isterse, işte onlar, sınırı aşanlardır.
Fe menibteğa verae zalike fe ülaike hümül adun
فمن ٱبتغى وراء ذلك فأولـئك هم ٱلعادون
23:8
O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır.
Vellezıne hüm li emanatihim ve ahdihim raun
وٱلذين هم لأمـنـتهم وعهدهم رعون
23:9
Namazlarını/dualarını korumaya devam ederler onlar.
Vellezıne hüm ala salevatihim yühafizun
وٱلذين هم على صلوتهم يحافظون
23:10
İşte bunlardır mirasçı olanlar;
Ülaike hümül varisun
أولـئك هم ٱلورثون
23:11
Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sürekli kalırlar.
Ellezıne yerisunel firdevs hüm fıha halidun
ٱلذين يرثون ٱلفردوس هم فيها خـلدون
23:12
Yemin olsun ki, biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık.
Ve le kad halaknel insane min sülaletim min tıyn
ولقد خلقنا ٱلإنسـن من سلـلة من طين
23:13
Sonra onu çok dayanaklı bir karargahta bir damlacık yaptık.
Sümme cealnahü nutfeten fı kararim mekın
ثم جعلنـه نطفة فى قرار مكين
23:14
Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!
Sümme halaknen nutfete alekaten fe halaknel alekate mudğaten fe halaknel mudğate ızamen fe kesevnel ızame lahmen sümme enşenahü halkan ahar fe tebarakellahü ahsenül halikıyn
ثم خلقنا ٱلنطفة علقة فخلقنا ٱلعلقة مضغة فخلقنا ٱلمضغة عظـما فكسونا ٱلعظـم لحما ثم أنشأنـه خلقا ءاخر فتبارك ٱلله أحسن ٱلخـلقين
23:15
Sonra, siz bütün bunların ardından mutlaka öleceksiniz.
Sümme inneküm bade zalike le meyyitun
ثم إنكم بعد ذلك لميتون
23:16
Sonra, siz kıyamet gününde yeniden diriltileceksiniz.
Sümme inneküm yevmel kıyameti tübasun
ثم إنكم يوم ٱلقيـمة تبعثون
23:17
Yemin olsun, biz sizin üstünüzde yedi yol yarattık! Ve biz yaratılıştan/yaratılmışlardan gafil de değiliz.
Ve le kad halakna fevkaküm seba taraika ve ma künna anil halkı ğafilın
ولقد خلقنا فوقكم سبع طرائق وما كنا عن ٱلخلق غـفلين
23:18
Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk. Elbette ki biz, onu gidermeye de gücü yetenleriz!
Ve enzelna mines semai maem bi kaderin fe eskennahü fil erdı ve inna ala zehabim bihı le kadirun
وأنزلنا من ٱلسماء ماء بقدر فأسكنـه فى ٱلأرض وإنا على ذهاب بهۦ لقـدرون
23:19
Onunla size hurmalardan ve üzümlerden bahçeler yetiştirdik, onlarda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyorsunuz.
Fe enşena leküm bihı cennatim min nehıyliv ve anab leküm fıha fevakihü kesıratüv ve minha tekülun
فأنشأنا لكم بهۦ جنـت من نخيل وأعنـب لكم فيها فوكه كثيرة ومنها تأكلون
23:20
Ve bir ağaç da yetiştirdik ki, Tur-i Sina'dan çıkar, yağlı olarak biter; yiyenlere katıktır.
Ve şeceraten tahrucü min turi seynae tembütü bid dühni ve sıbğil lil akilın
وشجرة تخرج من طور سيناء تنبت بٱلدهن وصبغ للـاكلين
23:21
Davarlarda da sizin için elbette bir ibret vardır! Onların karınlarındakilerden size içiriyoruz. Onlarda sizin için birçok yarar var. Onlardan yiyorsunuz da.
Ve inne leküm fil enami le ıbrah nüskıyküm mimma fı bütuniha ve leküm fıha menafiu kesıratüv ve minha tekülun
وإن لكم فى ٱلأنعـم لعبرة نسقيكم مما فى بطونها ولكم فيها منـفع كثيرة ومنها تأكلون
23:22
Hem onlar üzerinde hem de gemiler üzerinde taşınıyorsunuz.
Ve aleyha ve alel fülki tuhmelun
وعليها وعلى ٱلفلك تحملون
23:23
Yemin olsun, Nuh'u toplumuna resul olarak gönderdik de o şöyle dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk/ibadet edin! O'ndan başka tanrınız yok sizin. Hala sakınmayacak mısınız?"
Ve le kad erselna nuhan ila kavmihı fe kale ya kavmıbüdüllahe mal leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun
ولقد أرسلنا نوحا إلى قومهۦ فقال يـقوم ٱعبدوا ٱلله ما لكم من إلـه غيرهۥ أفلا تتقون
23:24
Toplumu içinden inkarcı kodaman grup şöyle dedi: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız arasında böyle bir şey duymadık."
Fe kalel meleüllezıne keferu min kavmihı ma haza illa beşerum mislüküm yürıdü ey yetefeddale aleyküm ve lev şaellahü le enzele melaikeh ma semına bi haza fı abainel evvelın
فقال ٱلملؤا ٱلذين كفروا من قومهۦ ما هـذا إلا بشر مثلكم يريد أن يتفضل عليكم ولو شاء ٱلله لأنزل ملـئكة ما سمعنا بهـذا فى ءابائنا ٱلأولين
23:25
"Cinnet getirmiş bir adamdan başkası değildir o. Belli bir süreye kadar göz altında tutun onu."
İn hüve illa racülüm bihı cinnetün fe terabbesu bihı hatta hıyn
إن هو إلا رجل بهۦ جنة فتربصوا بهۦ حتى حين
23:26
Nuh şöyle yakardı: "Rabbim, beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!"
Kale rabbinsurnı bima kezzebun
قال رب ٱنصرنى بما كذبون
23:27
Bunun üzerine biz, Nuh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır."
Fe evhayna ileyhi enisnaıl fülke bi ayünina ve vahyina fe iza cae emruna ve farat tennuru feslük fıha min küllin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlü minhüm ve la tühatıbnı fillezıne zalemu innehüm muğrakun
فأوحينا إليه أن ٱصنع ٱلفلك بأعيننا ووحينا فإذا جاء أمرنا وفار ٱلتنور فٱسلك فيها من كل زوجين ٱثنين وأهلك إلا من سبق عليه ٱلقول منهم ولا تخـطبنى فى ٱلذين ظلموا إنهم مغرقون
23:28
Sen, yanındakilerle birlikte geminin üzerine çıktığında şöyle de: "Zalimler topluluğundan bizi kurtaran Allah'a hamt olsun!"
Fe izesteveyte ente ve mem meake alel fülki fe kulil hamdü lillahillezı neccana minel kavmiz zalimın
فإذا ٱستويت أنت ومن معك على ٱلفلك فقل ٱلحمد لله ٱلذى نجىنا من ٱلقوم ٱلظـلمين
23:29
Şunu da söyle: "Rabbim, beni bereketli bir yere indir! Sen, konuk ağırlayanların en hayırlısısın."
Ve kur rabbi enzilnı münzelem mübarakev ve ente hayrul münzilın
وقل رب أنزلنى منزلا مباركا وأنت خير ٱلمنزلين
23:30
Biz onları imtihan ediyor idiysek de bunda elbette ibretler vardır!
İnne fı zalike le ayativ ve in künna le mübtelın
إن فى ذلك لـايـت وإن كنا لمبتلين
23:31
Sonra onların ardından başka bir nesil oluşturduk.
Sümme enşena mim badihim karnen aharın
ثم أنشأنا من بعدهم قرنا ءاخرين
23:32
Onlara da içlerinden şu yolda tebliğde bulunan bir resul gönderdik: Allah'a kulluk/ibadet edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Hala ürpermiyor musunuz?
Fe erselna fıhim rasulem minhüm enıbüdüllahe ma leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun
فأرسلنا فيهم رسولا منهم أن ٱعبدوا ٱلله ما لكم من إلـه غيرهۥ أفلا تتقون
23:33
Toplumunun, dünya hayatında servet ve refaha ulaştırdığımız halde inkara sapıp ahiretteki buluşmayı yalanlayan kodaman takımı şöyle dedi: "Bu adam, sadece sizin gibi bir insan; yemekte olduğunuzdan yiyor, içmekte olduğunuzdan içiyor."
Ve kalel meleü min kavmihillezıne keferu ve kezzebu bi likail ahırati ve etrafnahüm fil hayatid dünya ma haza illa beşerum mislüküm yekülü mimma tekülune minhü ve yeşrabü mimma teşrabun
وقال ٱلملأ من قومه ٱلذين كفروا وكذبوا بلقاء ٱلـاخرة وأترفنـهم فى ٱلحيوة ٱلدنيا ما هـذا إلا بشر مثلكم يأكل مما تأكلون منه ويشرب مما تشربون
23:34
"Kendiniz gibi bir insana itaat ederseniz, o takdirde mutlaka hüsrana uğrayanlar olursunuz."
Ve lein etatüm beşeram misleküm inneküm izel lehasirun
ولئن أطعتم بشرا مثلكم إنكم إذا لخـسرون
23:35
"Size, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra tekrar meydana çıkarılacağınızı mı vaat ediyor?"
E yeıdüküm enneküm iza mittüm ve küntüm türabev ve ızamen enneküm muhracun
أيعدكم أنكم إذا متم وكنتم ترابا وعظـما أنكم مخرجون
23:36
"Heyhat! Size vaat edilen o şey ne kadar uzak!"
Heyhate heyhate lima tuadun
هيهات هيهات لما توعدون
23:37
"Hayat, şu dünya hayatımızdan başkası değildir. Ölürüz, yaşarız ama biz tekrar diriltilecek değiliz."
İn hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma nahnü bi mebusın
إن هى إلا حياتنا ٱلدنيا نموت ونحيا وما نحن بمبعوثين
23:38
"O, yalan düzüp Allah'a iftira eden bir adamdan başkası değil. Biz ona inanmıyoruz."
İn hüve illa racülüniftera alellahi kezibev ve ma nahnü lehu bi müminın
إن هو إلا رجل ٱفترى على ٱلله كذبا وما نحن لهۥ بمؤمنين
23:39
O peygamber şöyle yakardı: "Rabbim, beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!"
Kale rabbinsurnı bima kezzebun
قال رب ٱنصرنى بما كذبون
23:40
Allah buyurdu: "Biraz sonra kesinlikle pişman olacaklar."
Kale amma kalılil le yusbihunne nadimın
قال عما قليل ليصبحن نـدمين
23:41
Nihayet, o korkunç titreşimli ses onları tam bir biçimde yakaladı da hepsini sel süprüntüsü haline getirdik. Dönmeze gitsin o zalimler topluluğu!
Fe ehazethümüs sayhatü bil hakkı fe cealnahüm ğussa fe budel lil kavmiz zalimın
فأخذتهم ٱلصيحة بٱلحق فجعلنـهم غثاء فبعدا للقوم ٱلظـلمين
23:42
Sonra onların arkasından başka nesiller oluşturduk.
Sümme enşena mim badihim kurunen aharın
ثم أنشأنا من بعدهم قرونا ءاخرين
23:43
Hiçbir ümmet ne süresinden ileri geçebilir ne de geri kalır.
Ma tesbiku min ümmetin eceleha ve ma yestehırun
ما تسبق من أمة أجلها وما يستـخرون
23:44
Sonra, resullerimizi art arda gönderdik. Hangi ümmete resulü geldiyse onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardınca yuvarladık ve hepsini birer efsane yaptık. Dönmeze gitsin iman etmeyen bir topluluk!
Sümme erselna rusülena tetra küllema cae ümmeter rasulüha kezzebuhü fe etbana badahüm badav ve cealnahüm ehadıs fe budel li kavmil la yüminun
ثم أرسلنا رسلنا تترا كل ما جاء أمة رسولها كذبوه فأتبعنا بعضهم بعضا وجعلنـهم أحاديث فبعدا لقوم لا يؤمنون
23:45
Sonra, Musa ile kardeşi Harun'u mucizelerimizle, açık bir kanıtla gönderdik;
Sümme erselna musa ve ehahü harune bi ayatina ve sültanim mübın
ثم أرسلنا موسى وأخاه هـرون بـايـتنا وسلطـن مبين
23:46
Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.
İla firavne ve meleihı festekberu ve kanu kavmen alın
إلى فرعون وملإيهۦ فٱستكبروا وكانوا قوما عالين
23:47
Şöyle dediler: "Kendilerine bağlı toplum bize kulluk-kölelik ederken, biz kalkıp bizim gibi iki insan olan şu adamlara mı inanacağız?"
Fe kalu enüminü li beşerayni mislina ve kavmühüma lena abidun
فقالوا أنؤمن لبشرين مثلنا وقومهما لنا عـبدون
23:48
İkisini de yalanladılar, böylece helak edilenler arasına katıldılar.
Fe kezzebuhüma fe kanu minel mühlekın
فكذبوهما فكانوا من ٱلمهلكين
23:49
Yemin olsun, Musa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler.
Ve le kad ateyna musel kitabe leallehüm yehtedun
ولقد ءاتينا موسى ٱلكتـب لعلهم يهتدون
23:50
Meryem'in oğluyla annesini birer ayet kıldık ve onları oturmaya uygun pınarlı bir tepeye yerleştirdik.
Ve cealnebne meryeme ve ümmehu ayetev ve aveynahüma ila rabvetin zati karariv ve meıyn
وجعلنا ٱبن مريم وأمهۥ ءاية وءاوينـهما إلى ربوة ذات قرار ومعين
23:51
Ey resuller! Güzel ve temiz şeylerden yiyin ve barışa, hayra yönelik iş yapın! Çünkü ben, yapmakta olduğuklarınızı çok iyi bilmekteyim.
Ya eyyüher rusülü külu minet tayyibati vamelu saliha innı bima tamelune alım
يـأيها ٱلرسل كلوا من ٱلطيبـت وٱعملوا صـلحا إنى بما تعملون عليم
23:52
İşte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ve ben de sizin Rabbinizim; o halde benden sakının!
Ve inne hazihı ümmetüküm ümmetev vahıdetev ve ene rabbüküm fettekun
وإن هـذهۦ أمتكم أمة وحدة وأنا ربكم فٱتقون
23:53
Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırılmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir.
Fetekkatau emrahüm beynehüm zübüra küllü hızbim bima ledeyhim ferihun
فتقطعوا أمرهم بينهم زبرا كل حزب بما لديهم فرحون
23:54
Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Fezerhüm fı ğamratihim hatta hıyn
فذرهم فى غمرتهم حتى حين
23:55
Sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve oğullarla güçlendiriyoruz onları,
E yahsebune ennema nümiddühüm bihı mim maliv ve benın
أيحسبون أنما نمدهم بهۦ من مال وبنين
23:56
Ve iyiliklerine koşuyoruz. Hayır, farkında olmuyorlar.
Nüsariu lehüm fil hayrat bel la yeşurun
نسارع لهم فى ٱلخيرت بل لا يشعرون
23:57
Onlar ki, Rablerine saygıdan titrerler,
İnnellezıne hüm min haşyeti rabbihim müşfikun
إن ٱلذين هم من خشية ربهم مشفقون
23:58
Onlar ki, Rablerinin ayetlerine iman ederler,
Vellezıne hüm bi ayati rabbihim yüminun
وٱلذين هم بـايـت ربهم يؤمنون
23:59
Onlar ki, Rablerine ortak koşmazlar,
Vellezıne hüm bi rabbihim la yüşrikun
وٱلذين هم بربهم لا يشركون
23:60
Onlar ki, verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler;
Vellezıne yütune ma atev ve kulubühüm veciletün ennehüm ila rabbihim raciun
وٱلذين يؤتون ما ءاتوا وقلوبهم وجلة أنهم إلى ربهم رجعون
23:61
İşte bunlar, hayırlarda yarışırlar. Ve hayırlarda önde gidenler de onlardır.
Ülaike yüsariune fil hayrati ve hüm leha sabikun
أولـئك يسـرعون فى ٱلخيرت وهم لها سـبقون
23:62
Biz, hiçbir benliğe gücünün yeteceğinden daha azını yüklemenin dışında bir teklifte bulunmayız. Bizim katımızda, hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara haksızlık edilmez.
Ve la nükellifü nefsen illa vüsaha ve ledeyna kitabüy yentıku bil hakkı ve hüm la yuzlemun
ولا نكلف نفسا إلا وسعها ولدينا كتـب ينطق بٱلحق وهم لا يظلمون
23:63
Fakat onların kalpleri bundan gaflet içindedir. Onların bundan başka da işleri vardır ki, hep o işler için çalışmaktadırlar.
Vel kulubühüm fı ğamratim min haza ve lehüm amalüm min duni zalike hüm leha amilun
بل قلوبهم فى غمرة من هـذا ولهم أعمـل من دون ذلك هم لها عـملون
23:64
Sonunda, servet ve refahla şımarmışlarını azapla yakaladığımızda, hemen bağırıp dövünmeye başlarlar.
Hatta iza ehazna mütrafıhim bil azabi iza hüm yecerun
حتى إذا أخذنا مترفيهم بٱلعذاب إذا هم يجـرون
23:65
"Bağırıp dövünmeyin bugün, bizim karşımızda kimseden yardım göremezsiniz."
La tecerul yevme inneküm minna la tünsarun
لا تجـروا ٱليوم إنكم منا لا تنصرون
23:66
"Ayetlerimiz size okunuyordu da siz ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz."
Kad kanet ayatı tütla aleyküm fe küntüm ala akabiküm tenkisun
قد كانت ءايـتى تتلى عليكم فكنتم على أعقـبكم تنكصون
23:67
"Ona karşı büyüklük taslayarak, gece boyunca hezeyanlar savuruyordunuz."
Müstekbirıne bihı samiran tehcürun
مستكبرين بهۦ سـمرا تهجرون
23:68
Sözü gereğince düşünmediler de ondan mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi?
E fe lem yeddebberul kavle em caehüm ma lem yeti abaehümül evvelın
أفلم يدبروا ٱلقول أم جاءهم ما لم يأت ءاباءهم ٱلأولين
23:69
Yoksa resullerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkar ediyorlar?
Em lem yarifu rasulehüm fe hüm lehu münkirun
أم لم يعرفوا رسولهم فهم لهۥ منكرون
23:70
Yoksa, "Onda bir cinnet mi var" diyorlar! Hayır, o kendilerine hakkı getirdi ama onların çoğu haktan tiksinen kişilerdir.
Em yekulune bihı cinneh bel caehüm bil hakkı ve ekseruhüm lil hakkı karihun
أم يقولون بهۦ جنة بل جاءهم بٱلحق وأكثرهم للحق كـرهون
23:71
Eğer hak onların keyiflerine uysaydı, gökler de yer de bunların içindekiler de kesinlikle fesada uğrardı. Hayır, biz onlara zikirlerini/Kur'anlarını getirdik ama onlar zikirlerinden/Kur'anlarından yüz çeviriyorlar.
Ve levittebeal hakku ehvaehüm le fesedetis semavatü vel erdu ve men fıhinn bel eteynahüm bi zekrihim fe hüm an zikrihim muridun
ولو ٱتبع ٱلحق أهواءهم لفسدت ٱلسمـوت وٱلأرض ومن فيهن بل أتينـهم بذكرهم فهم عن ذكرهم معرضون
23:72
Yoksa onlardan bir vergi mi istiyorsun? Rabbinin vereceği daha hayırlıdır. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O.
Em teselühüm harcen fe haracü rabbike hayruv ve hüve hayrur razikıyn
أم تسـلهم خرجا فخراج ربك خير وهو خير ٱلرزقين
23:73
Şu bir gerçek ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.
Ve inneke le teduhüm ila sıratım müstekıym
وإنك لتدعوهم إلى صرط مستقيم
23:74
Ama ahirete inanmayanlar, o yoldan hep yan çiziyorlar.
Ve innellezıne la yüminune bil ahırati anis sıratı lenakibun
وإن ٱلذين لا يؤمنون بٱلـاخرة عن ٱلصرط لنـكبون
23:75
Eğer biz onlara acıyıp da üstlerindeki sıkıntıyı kaldırsaydık, azgınlıkları içinde sersem sersem bocalamaya devam edeceklerdi.
Ve lev rahımnahüm ve keşefna ma bihim min durril leleccu fı tuğyanihim yamehun
ولو رحمنـهم وكشفنا ما بهم من ضر للجوا فى طغيـنهم يعمهون
23:76
Yemin olsun, biz onları azapla yakaladık. Ama yine de Rablerine boyun eğmediler. Sığınıp yakarmıyorlar.
Ve le kad ehaznahüm bil azabi fe mestekanu li rabbihim ve ma yetedarraun
ولقد أخذنـهم بٱلعذاب فما ٱستكانوا لربهم وما يتضرعون
23:77
Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler.
Hatta iza fetahna aleyhim baben za azabin şedıdin iza hüm fıhi müblisun
حتى إذا فتحنا عليهم بابا ذا عذاب شديد إذا هم فيه مبلسون
23:78
Allah odur ki; sizin için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!
Ve hüvellezı enşee lekümüs sema vel ebsara vel efideh kalılem ma teşkürun
وهو ٱلذى أنشأ لكم ٱلسمع وٱلأبصـر وٱلأفـدة قليلا ما تشكرون
23:79
Sizi yeryüzünde yaratıp yayan da O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz.
Ve hüvellezı zeraeküm fil erdı ve ileyhi tuhşerun
وهو ٱلذى ذرأكم فى ٱلأرض وإليه تحشرون
23:80
O hayat veriyor, O öldürüyor. Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişi O'nun için. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?
Ve hüvellezı yuhyı ve yümiytü ve lehuhtilafül leyli ven nehar e fe la takılun
وهو ٱلذى يحىۦ ويميت وله ٱختلـف ٱليل وٱلنهار أفلا تعقلون
23:81
İşin doğrusu şu: Onlar da öncekilerin söylediği gibi söylediler.
Bel kalu misle ma kalel evvelun
بل قالوا مثل ما قال ٱلأولون
23:82
Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, gerçekten o zaman mı diriltileceğiz?"
Kalu e iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le mebusun
قالوا أءذا متنا وكنا ترابا وعظـما أءنا لمبعوثون
23:83
"Yemin olsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Öncekilerin masallarından başka bir şey değil bu!"
Le kad vüıdna nahnü ve abaüna haza min kablü in haza illa esatıyrul evvelın
لقد وعدنا نحن وءاباؤنا هـذا من قبل إن هـذا إلا أسـطير ٱلأولين
23:84
De ki: "Eğer biliyorsanız, yeryüzü ve içindekiler kimindir?"
Kul li menil erdu ve men fıha in küntüm talemun
قل لمن ٱلأرض ومن فيها إن كنتم تعلمون
23:85
"Allah'ındır!" diyecekler. De ki: "Hala düşünüp ibret almıyor musunuz?"
Seyekulune lillah kul efela tezekkerun
سيقولون لله قل أفلا تذكرون
23:86
Sor: "Yedi göklerin Rabbi ve o büyük arşın Rabbi kimdir?"
Kul mer rabbüs semavatis sebı ve rabbul arşil azıym
قل من رب ٱلسمـوت ٱلسبع ورب ٱلعرش ٱلعظيم
23:87
"Allah'tır!" diyecekler. De ki: "Hala benden sakınmıyor musunuz?"
Seyekulune lillah kul e fe la tettekun
سيقولون لله قل أفلا تتقون
23:88
Şunu da sor: "Eğer biliyorsanız söyleyin. Kimdir o, her şeyin melekutu/aslı-esası elinde olan? O koruyup gözeten ama korunup gözetilmeyen?"
Kul mem bi yedihı melekutü külli şeyiv ve hüve yuciru ve la yücaru aleyhi in küntüm talemun
قل من بيدهۦ ملكوت كل شىء وهو يجير ولا يجار عليه إن كنتم تعلمون
23:89
"Allah'tır!" diyecekler. De ki: "Nasıl oluyor da büyüleniyorsunuz?"
Seyekulune lillah kul fe enna tüsharu
سيقولون لله قل فأنى تسحرون
23:90
Hayır, hayır! Biz onlara hakkı getirdik ama onlar tam anlamıyla yalancıdırlar.
Bel eteynüham bil hakkı ve innehüm le kazibun
بل أتينـهم بٱلحق وإنهم لكـذبون
23:91
Allah, çocuk edinmemiştir. O'nunla beraber herhangi bir ilah da yoktur. Eğer böyle olsaydı, her ilah kendi yarattığını yok ederdi ve mutlaka biri ötekine üstün gelmeye çalışırdı. Allah'ın şanı onların nitelendirmelerinden yücedir, arınmıştır.
Mettehazellahü miv velediv ve ma kane meahu min ilahin izel le zehebe küllü ilahüm bima haleka ve leala baduhüm ala bad sübhanellahi amma yasıfun
ما ٱتخذ ٱلله من ولد وما كان معهۥ من إلـه إذا لذهب كل إلـه بما خلق ولعلا بعضهم على بعض سبحـن ٱلله عما يصفون
23:92
Gözle görülmeyeni de görüleni de bilendir O. Uzaktır onların ortak koştuklarından.
Alimil ğaybi veş şehadeti fe teala amma yüşrikun
عـلم ٱلغيب وٱلشهـدة فتعـلى عما يشركون
23:93
De ki: "Rabbim, tehdit edildikleri şeyi bana mutlaka göstereceksen,
Kur rabbi imma türiyennı ma yuadun
قل رب إما ترينى ما يوعدون
23:94
Beni o zalimler topluluğunun içinde tutma Rabbim!"
Rabbi fe la tecalnı fil kavmiz zalimın
رب فلا تجعلنى فى ٱلقوم ٱلظـلمين
23:95
Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kadiriz.
Ve inna ala en nüriyeke ma neıdühüm lekadirun
وإنا على أن نريك ما نعدهم لقـدرون
23:96
En güzel olan neyse onunla sav kötülüğü. Onların nasıl nitelendirme yaptıklarını biz daha iyi biliriz.
İdfa billetı hiye ahsenüs seyyieh nahnü alemü bi ma yasıfun
ٱدفع بٱلتى هى أحسن ٱلسيئة نحن أعلم بما يصفون
23:97
Ve de ki: "Rabbim, şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım!"
Ve kur rabbi euzü bike min hemezatiş şeyatıyn
وقل رب أعوذ بك من همزت ٱلشيـطين
23:98
"Onların, başıma üşüşmelerinden de sana sığınırım Rabbim!"
Ve euzü bike rabbi ey yahdurun
وأعوذ بك رب أن يحضرون
23:99
Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: "Rabbim, beni geri döndürün;
Hatta iza cae ehadehümül mevtü kale rabbirciun
حتى إذا جاء أحدهم ٱلموت قال رب ٱرجعون
23:100
Döndürün ki, o arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım." Hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu. Ötelerinde, dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
Leallı amelü salihan fıma teraktü kella inneha kelimetün hüve kailüha ve miv veraihim berzehun ila yevmi yübasun
لعلى أعمل صـلحا فيما تركت كلا إنها كلمة هو قائلها ومن ورائهم برزخ إلى يوم يبعثون
23:101
Sura üfürüldüğünde, aralarında artık soy-sop/şuna-buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da.
Fe iza nüfiha fis suri fe la ensabe beynehüm yevmeiziv ve la yetesaelun
فإذا نفخ فى ٱلصور فلا أنساب بينهم يومئذ ولا يتساءلون
23:102
Artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır.
Fe men sekulet mevazinühu fe ülaike hümül müflihun
فمن ثقلت موزينهۥ فأولـئك هم ٱلمفلحون
23:103
Tartıları hafif gelenler ise kendilerini kayba uğratanlar, uzun süre cehennemde kalanlar olacaklardır.
Ve men haffet mevazınühu fe ülaikellezıne hasiru enfüsehüm fı cehenneme halidun
ومن خفت موزينهۥ فأولـئك ٱلذين خسروا أنفسهم فى جهنم خـلدون
23:104
Ateş, yüzlerini yalar. Ve onlar da içinde sırıtıp kalacaklar.
Telfehu vücuhehümün naru ve hüm fıha kalihun
تلفح وجوههم ٱلنار وهم فيها كـلحون
23:105
"Ayetlerim size okunmadı mı?" Ve siz onları yalanlamıyor muydunuz?"
E lem tekün ayatı tütla aleyküm fe küntüm biha tükezzibun
ألم تكن ءايـتى تتلى عليكم فكنتم بها تكذبون
23:106
Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."
Kalu rabbena ğalebet aleyna şıkvetüna ve künna kavmen dallın
قالوا ربنا غلبت علينا شقوتنا وكنا قوما ضالين
23:107
"Rabbimiz, çıkar bizi oradan. Eğer bir daha aynısını yaparsak, gerçekten zalimler olacağız."
Rabbena ahricna minha fe in udna fe inna zalimun
ربنا أخرجنا منها فإن عدنا فإنا ظـلمون
23:108
Buyurur: "Yıkılıp gidin oraya, konuşmayın benimle!"
Kalahşeu fıha ve la tükellimun
قال ٱخسـوا فيها ولا تكلمون
23:109
Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken,
İnnehu kane ferıkum min ıbadı yekulune rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahımın
إنهۥ كان فريق من عبادى يقولون ربنا ءامنا فٱغفر لنا وٱرحمنا وأنت خير ٱلرحمين
23:110
Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz.
Fettehaz tümuhüm sıhriyyen hatta ensevküm zikrı ve küntüm minhüm tadhakun
فٱتخذتموهم سخريا حتى أنسوكم ذكرى وكنتم منهم تضحكون
23:111
Bugün onlara ben, sabretmiş olmalarının karşılığını verdim. Başarıya erip kurtulanlar, onlardır.
İnnı cezeytühümül yevme bima saberu ennehüm hümül faizun
إنى جزيتهم ٱليوم بما صبروا أنهم هم ٱلفائزون
23:112
Buyurur: "Yeryüzünde yıllar sayısıyla ne kadar kaldınız?"
Kale kem lebistüm fil erdı adede sinın
قـل كم لبثتم فى ٱلأرض عدد سنين
23:113
Derler: "Bir gün yahut günün bir kısmı kadar; sayanlara sor."
Kalu lebisna yevmen ev bada yevmin feselil addın
قالوا لبثنا يوما أو بعض يوم فسـل ٱلعادين
23:114
Buyurdu: "Sadece birazcık kaldınız. Keşke biliyor olsaydınız."
Kale il lebistüm illa kalılel lev enneküm küntüm talemun
قـل إن لبثتم إلا قليلا لو أنكم كنتم تعلمونspan
23:115
"Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?"
E fe hasibtüm ennema halaknaküm abesev ve enneküm ileyna la türceun
أفحسبتم أنما خلقنـكم عبثا وأنكم إلينا لا ترجعون
23:116
Yücelerden yücedir, o hak padişah olan Allah! İlah yok O'ndan başka. O şanlı arşın Rabbidir O!
Fe teallellahül melikül hakk la ilahe illa hu rabbül arşil kerım
فتعـلى ٱلله ٱلملك ٱلحق لا إلـه إلا هو رب ٱلعرش ٱلكريم
23:117
Kim Allah'ın yanında, hakkında hiçbir kanıt olmayan bir başka ilaha yakarır/davet ederse, onun hesabı rabbi katındadır. Hiç kuşkusuz, küfre sapanlar iflah etmezler.
Ve mey yedu meallahi ilahen ahara la bürhane lehu bihı fe innema hısabühu ınde rabbih innehu la yüflihul kafirun
ومن يدع مع ٱلله إلـها ءاخر لا برهـن لهۥ بهۦ فإنما حسابهۥ عند ربهۦ إنهۥ لا يفلح ٱلكـفرون
23:118
Şöyle yakar: "Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!"
Ve kur rabbığfir verham ve ente hayrur rahımın
وقل رب ٱغفر وٱرحم وأنت خير ٱلرحمين
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.