Dil Göster/Sakla
Yasin (Ya-Sin) suresi


Yasin (Ya-Sin) suresi Kuranın 36. suresidir. Yasin suresi iniş sırasına göre ise 41. sıradadır.

Yasin suresi Yasin anlamına gelmektedir. Toplam da 83 ayet den oluşmaktadır. Ya-Sin suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Mekke'de indirildiğine inanıldığı için Mekke suresi olarak kabul edilir. Surenin adı, aynı zamanda surenin açılış ayeti olan “Ya” ve “sin” harflerinin birleşiminden oluşmaktadır. Surenin adının anlamı bilinmemekle birlikte yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Kuranda geçen bu harflere gizemli harfler denir.

Kuran'ı ilahi bir kaynak olarak göstermeye odaklanan sure, Allah'ın ayetleriyle alay eden ve inat edenlerin akıbetine karşı uyarır. Surede, geçmiş nesillerdeki inkarcıların başına gelen azaplar, şimdiki ve gelecek nesillere bir uyarı niteliğinde anlatılmaktadır. Ayrıca sure, tabiattan gelen işaretler aracılığıyla Allah'ın yarattıklarının örneklediği şekilde Allah'ın egemenliğini yineler. Sure, Kıyamet'in varlığı ve Allah'ın egemen gücü lehine argümanlarla sona erer.

Bazı insanlar bu sureyi Kuran'ın kalbi olarak kabul eder. Ancak bunun Kuran'da hiçbir dayanağı yoktur ve hiçbir somut delil olmaksızın sözde hadise dayanmaktadır. Sure, Allah'ın hükümranlığı, yarattıklarının örnek aldığı Allah'ın sınırsız gücü, cennet, kâfirlerin nihai azabı, yeniden diriliş, inananların inanmayanlar ve  ikiyüzlilerle mücadelesini ve inananların da doğru yolda olduğunu anlatmaktadır.

36:1
Ya, Sin.
Yasın
يس
36:2
Yemin olsun o hikmetlerle dolu Kur'an'a ki,
Vel kuranil hakiym
وٱلقرءان ٱلحكيم
36:3
Hiç kuşkusuz, sen, gönderilen elçilerdensin;
İnneke le minel murseliyn
إنك لمن ٱلمرسلين
36:4
Dosdoğru bir yol üzerindesin.
Ala sıratım müstekıym
على صرط مستقيم
36:5
Aziz ve Rahim'in indirdiği üzeresin.
Tenziylel aziyzir rahıym
تنزيل ٱلعزيز ٱلرحيم
36:6
Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.
Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun
لتنذر قوما ما أنذر ءاباؤهم فهم غـفلون
36:7
Yemin olsun ki, onların çoğuna söz hak olmuştur, artık onlar iman etmezler.
Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yüminun
لقد حق ٱلقول على أكثرهم فهم لا يؤمنون
36:8
Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.
İnna cealna fı anakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun
إنا جعلنا فى أعنـقهم أغلـلا فهى إلى ٱلأذقان فهم مقمحون
36:9
Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler.
Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun
وجعلنا من بين أيديهم سدا ومن خلفهم سدا فأغشينـهم فهم لا يبصرون
36:10
Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar.
Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yüminun
وسواء عليهم ءأنذرتهم أم لم تنذرهم لا يؤمنون
36:11
Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele!
İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım
إنما تنذر من ٱتبع ٱلذكر وخشى ٱلرحمـن بٱلغيب فبشره بمغفرة وأجر كريم
36:12
Biz, yalnız biz, ölüleri diriltiriz ve onların önden gönderdiklerini de eserlerini de yazarız! Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntılı olarak kaydetmişizdir.
İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şeyin ahsaynahü fı imamim mübiyn
إنا نحن نحى ٱلموتى ونكتب ما قدموا وءاثـرهم وكل شىء أحصينـه فى إمام مبين
36:13
Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, elçiler gelmişti oraya.
Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun
وٱضرب لهم مثلا أصحـب ٱلقرية إذ جاءها ٱلمرسلون
36:14
Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!"
İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun
إذ أرسلنا إليهم ٱثنين فكذبوهما فعززنا بثالث فقالوا إنا إليكم مرسلون
36:15
Kent halkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."
Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şeyin in entüm illa tekzibun
قالوا ما أنتم إلا بشر مثلنا وما أنزل ٱلرحمـن من شىء إن أنتم إلا تكذبون
36:16
Dediler: "Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderilmiş elçileriz."
Kalu rabbüna yalemü inna ileyküm le murselun
قالوا ربنا يعلم إنا إليكم لمرسلون
36:17
"Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."
Ve ma aleyna illel belağul mübın
وما علينا إلا ٱلبلـغ ٱلمبين
36:18
Dediler: "Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşılaştık/biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinlikle dokunacaktır."
Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym
قالوا إنا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمسنكم منا عذاب أليم
36:19
Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa, aşırılığa sapmış bir topluluksunuz."
Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun
قالوا طـئركم معكم أئن ذكرتم بل أنتم قوم مسرفون
36:20
Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
Ve cae min aksal medıneti racülüy yesa kale ya kavmittebiul murseliyn
وجاء من أقصا ٱلمدينة رجل يسعى قال يـقوم ٱتبعوا ٱلمرسلين
36:21
"Sizden herhangi bir ücret istemeyelere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."
İttebiu mel la yeselüküm ecrav vehüm mühtedun
ٱتبعوا من لا يسـلكم أجرا وهم مهتدون
36:22
"Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O'na döndürüleceksiniz."
Ve ma liye la abüdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun
وما لى لا أعبد ٱلذى فطرنى وإليه ترجعون
36:23
"O'ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar."
E ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şeyev ve la yünkızun
ءأتخذ من دونهۦ ءالهة إن يردن ٱلرحمـن بضر لا تغن عنى شفـعتهم شيـا ولا ينقذون
36:24
"Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."
İnnı izel le fı dalalim mübın
إنى إذا لفى ضلـل مبين
36:25
"Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"
İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun
إنى ءامنت بربكم فٱسمعون
36:26
"Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi?
Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı yalemun
قيل ٱدخل ٱلجنة قال يـليت قومى يعلمون
36:27
Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı."
Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn
بما غفر لى ربى وجعلنى من ٱلمكرمين
36:28
Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.
Ve ma enzelna ala kavmihı mim badihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn
وما أنزلنا على قومهۦ من بعدهۦ من جند من ٱلسماء وما كنا منزلين
36:29
Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.
İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun
إن كانت إلا صيحة وحدة فإذا هم خـمدون
36:30
Yazık şu kullara! Kendilerine gelen her resulle mutlaka alay ederlerdi.
Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun
يـحسرة على ٱلعباد ما يأتيهم من رسول إلا كانوا بهۦ يستهزءون
36:31
Görmediler mi, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik! Onlar artık bir daha bunlara dönmeyecekler.
Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun
ألم يروا كم أهلكنا قبلهم من ٱلقرون أنهم إليهم لا يرجعون
36:32
Ancak herkes toplandığında, onlar da huzurumuzda hazır bulundurulacaklar.
Ve in küllül lemma cemiyul ledeyna muhdarun
وإن كل لما جميع لدينا محضرون
36:33
Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dane çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.
Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü yekülun
وءاية لهم ٱلأرض ٱلميتة أحيينـها وأخرجنا منها حبا فمنه يأكلون
36:34
Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık;
Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve anabiv ve feccerna fiyha minel uyun
وجعلنا فيها جنـت من نخيل وأعنـب وفجرنا فيها من ٱلعيون
36:35
Ki onun ürününden ve ellerinin yapıp ettiğinden yesinler. Hala şükretmiyorlar mı?
Li yekülu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun
ليأكلوا من ثمرهۦ وما عملته أيديهم أفلا يشكرون
36:36
Şanı yücedir o Allah'ın ki toprağın bitirdiklerinden, onların öz benliklerinden ve nice bilmediklerinden bütün çiftleri yaratmıştır.
Sübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la yalemun
سبحـن ٱلذى خلق ٱلأزوج كلها مما تنبت ٱلأرض ومن أنفسهم ومما لا يعلمون
36:37
Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler.
Ve ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimun
وءاية لهم ٱليل نسلخ منه ٱلنهار فإذا هم مظلمون
36:38
Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Aziz, Alim olanın takdiridir bu.
Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym
وٱلشمس تجرى لمستقر لها ذلك تقدير ٱلعزيز ٱلعليم
36:39
Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.
Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym
وٱلقمر قدرنـه منازل حتى عاد كٱلعرجون ٱلقديم
36:40
Güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun
لا ٱلشمس ينبغى لها أن تدرك ٱلقمر ولا ٱليل سابق ٱلنهار وكل فى فلك يسبحون
36:41
Zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamız da onlar için bir ayettir.
Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun
وءاية لهم أنا حملنا ذريتهم فى ٱلفلك ٱلمشحون
36:42
Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.
Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun
وخلقنا لهم من مثلهۦ ما يركبون
36:43
Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.
Ve in neşe nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun
وإن نشأ نغرقهم فلا صريخ لهم ولا هم ينقذون
36:44
Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar daha nimetlensinler diye kurtarılırlar.
İlla rahmetem minna ve metaan ila hıyn
إلا رحمة منا ومتـعا إلى حين
36:45
Onlara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet edilebilsin!" denildiğinde, hiç aldırmazlar.
Ve iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamun
وإذا قيل لهم ٱتقوا ما بين أيديكم وما خلفكم لعلكم ترحمون
36:46
Çünkü Rablerinin ayetlerinden kendilerine bir ayet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.
Ve ma tetiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha muridıyn
وما تأتيهم من ءاية من ءايـت ربهم إلا كانوا عنها معرضين
36:47
Onlara, "Allah'ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın!" dendiğinde, nankörlüğe sapanlar, iman edenlere şöyle derler: "Allah'ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıklık içindesiniz, hepsi bu."
Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nutımü mel lev yeşaüllahü atamehu in entüm illa fı dalalim mübın
وإذا قيل لهم أنفقوا مما رزقكم ٱلله قال ٱلذين كفروا للذين ءامنوا أنطعم من لو يشاء ٱلله أطعمهۥ إن أنتم إلا فى ضلـل مبين
36:48
Bir de şöyle derler: "Eğer doğru sözlüler iseniz, bu tehdit ne zaman?"
Ve yekulune meta hazel vadü in küntüm sadikıyn
ويقولون متى هـذا ٱلوعد إن كنتم صـدقين
36:49
Sadece korkunç titreşimli bir sesi bekliyorlar. Onlar çekişip dururlarken, o ses kendilerini enseleyecektir.
Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten tehuzühüm vehüm yehıssımun
ما ينظرون إلا صيحة وحدة تأخذهم وهم يخصمون
36:50
O zaman ne bir tavsiyede bulunmaya güçleri yetecek ne de ailelerine dönebilecekler.
Fela yestetıyune tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciun
فلا يستطيعون توصية ولا إلى أهلهم يرجعون
36:51
Sura üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.
Ve nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilun
ونفخ فى ٱلصور فإذا هم من ٱلأجداث إلى ربهم ينسلون
36:52
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler."
Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselun
قالوا يـويلنا من بعثنا من مرقدنا هـذا ما وعد ٱلرحمـن وصدق ٱلمرسلون
36:53
Topu topu korkunç titreşimli bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.
İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiyul ledeyna muhdarun
إن كانت إلا صيحة وحدة فإذا هم جميع لدينا محضرون
36:54
O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız.
Fel yevme la tuzlemü nefsün şeyev vela tüczevne illa ma küntüm tamelun
فٱليوم لا تظلم نفس شيـا ولا تجزون إلا ما كنتم تعملون
36:55
O gün cennet halkı bir uğraş içinde eğlenip ferahlamaktadır.
İnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihun
إن أصحـب ٱلجنة ٱليوم فى شغل فـكهون
36:56
Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, koltuklar üzerinde yaslanmışlardır.
Hüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiun
هم وأزوجهم فى ظلـل على ٱلأرائك متكـون
36:57
Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.
Lehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeun
لهم فيها فـكهة ولهم ما يدعون
36:58
Rahim Rab'den bir de sözlü selam!
Selamün kavlem mir rabbir rahıym
سلـم قولا من رب رحيم
36:59
Ey günahkarlar! Bugün şöyle ayrılın!
Vemtazül yevme eyyühel mücrimun
وٱمتـزوا ٱليوم أيها ٱلمجرمون
36:60
Ey ademoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
Elem ahed ileyküm ya benı ademe el la tabüdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn
ألم أعهد إليكم يـبنى ءادم أن لا تعبدوا ٱلشيطـن إنهۥ لكم عدو مبين
36:61
"Bana ibadet edin, dosdoğru yol budur!" demedim mi?
Ve enıbüduni haza sıratum müstekıym
وأن ٱعبدونى هـذا صرط مستقيم
36:62
Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz?
Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu takılun
ولقد أضل منكم جبلا كثيرا أفلم تكونوا تعقلون
36:63
Alın size, tehdit edildiğiniz cehennem!
Hazihı cehennemülletı küntüm tuadun
هـذهۦ جهنم ٱلتى كنتم توعدون
36:64
İnkar edip durmanız yüzünden dalın oraya bugün!
Islevhel yevme bima küntüm tekfürun
ٱصلوها ٱليوم بما كنتم تكفرون
36:65
O gün, ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak, ayakları da kazanmış olduklarına tanıklık edecek.
El yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun
ٱليوم نختم على أفوههم وتكلمنا أيديهم وتشهد أرجلهم بما كانوا يكسبون
36:66
Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler?
Velev neşaü letamesna ala ayünihim festebekus sırata fe enna yübsırun
ولو نشاء لطمسنا على أعينهم فٱستبقوا ٱلصرط فأنى يبصرون
36:67
Dilesek, onları oldukları yerde hayvana çeviririz. O zaman ne ileri gitmeye güçleri yeter ne de geri dönebilirler.
Velev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciun
ولو نشاء لمسخنـهم على مكانتهم فما ٱستطـعوا مضيا ولا يرجعون
36:68
Kimi uzun ömürlü kılarsak, onu yaratılışta gerisin geri çeviririz. Hala akıllarını işletmiyorlar mı?
Ve men nüammirhü nünekkishü fil halk efela yakılun
ومن نعمره ننكسه فى ٱلخلق أفلا يعقلون
36:69
Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;
Ve ma alemnahüş şıra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kuranüm mübiyn
وما علمنـه ٱلشعر وما ينبغى لهۥ إن هو إلا ذكر وقرءان مبين
36:70
Diri olanı uyarsın ve gerçeği örten nankörler/inkarcılar aleyhine söz hak olsun diye indirilmiştir.
Li yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirın
لينذر من كان حيا ويحق ٱلقول على ٱلكـفرين
36:71
Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettiklerinden, kendileri için nice hayvanlar yarattık da onlar, bu hayvanlara sahip oluyorlar.
E ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına enamen fehüm leha malikun
أولم يروا أنا خلقنا لهم مما عملت أيدينا أنعـما فهم لها مـلكون
36:72
O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar.
Ve zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha yekülun
وذللنـها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون
36:73
O hayvanlarda bunlar için birçok yararlar var, içecekler var. Hala şükretmiyorlar mı?
Ve lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürun
ولهم فيها منـفع ومشارب أفلا يشكرون
36:74
Kendilerine yardım edilir ümidiyle Allah'tan başka ilahlar edindiler.
Vettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarun
وٱتخذوا من دون ٱلله ءالهة لعلهم ينصرون
36:75
Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezler. Tam aksine, bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır.
La yestetıyune nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarun
لا يستطيعون نصرهم وهم لهم جند محضرون
36:76
Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onların sır olarak tuttuklarını da açıkladıklarını da biliyoruz.
Fela yahzünke kavlühüm inna nalemü ma yüsirrune ve ma yulinun
فلا يحزنك قولهم إنا نعلم ما يسرون وما يعلنون
36:77
Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o.
Evelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübın
أولم ير ٱلإنسـن أنا خلقنـه من نطفة فإذا هو خصيم مبين
36:78
Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?"
Ve darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramım
وضرب لنا مثلا ونسى خلقهۥ قال من يحى ٱلعظـم وهى رميم
36:79
De ki: "Onlara hayat verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışları/her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir."
Kul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alım
قل يحييها ٱلذى أنشأها أول مرة وهو بكل خلق عليم
36:80
O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun
ٱلذى جعل لكم من ٱلشجر ٱلأخضر نارا فإذا أنتم منه توقدون
36:81
Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alim, sürekli yaratan Hallak O'dur.
Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım
أوليس ٱلذى خلق ٱلسمـوت وٱلأرض بقـدر على أن يخلق مثلهم بلى وهو ٱلخلـق ٱلعليم
36:82
O, bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir.
İnnema emruhu iza erade şeyen ey yekule lehu kün fe yekun
إنما أمرهۥ إذا أراد شيـا أن يقول لهۥ كن فيكون
36:83
Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz.
Fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şeyiv ve ileyhi türceun
فسبحـن ٱلذى بيدهۦ ملكوت كل شىء وإليه ترجعون
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.