Dil Göster/Sakla
Nisa (An-Nisa) suresi


Nisa (An-Nisa) suresi Kuranın 4. suresidir. Nisa suresi iniş sırasına göre ise 92. sıradadır.

Nisa suresi Kadın anlamına gelmektedir. Toplam da 176 ayet den oluşmaktadır. An-Nisa suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Nisa suresi, Müslümanlarla Kureyş müşrikleri arasında meydana gelen Uhud savaşından sonra indirildiği olduğu için Medine suresi olduğuna inanılmaktadır. Savaşı kaybettikten sonra Medine'de müslümanlara karşı çıkan Yahudilerden bahsediyor. Sure, İsa'ya Allahın oğlu gibi ibadet etmeye başlayan Hıristiyanlardan da bahseder. Surenin başlığı, bölüm boyunca kadınlara çok sayıda atıfta bulunulmasından kaynaklanmaktadır.

Sure, Hristiyanlığın İsa'nın çarmıha gerilişini nasıl gördüğüne kıyasla İsa'nın başına gelenlere İslami bakış açısını ortaya koyar. Surede ayrıca evlilik şartları, miras, evlilik ilişkileri gibi kadınları ilgilendiren konular da ele alınmaktadır.

Sure, ağırlıklı olarak yeni oluşan Müslüman topluluklar için topluluk kurallarından bahseder. Arap geleneklerinden İslami kurallara geçisteki gerekli değişiklikler. Bu surenin başlangıç bölümü, yetim kızlara adil davranılmasından bahseder (4:2-4), yetim kızların mallarını almak için evlenmelerine ilişkin İslam öncesi Arap geleneğine değinilir.

Şirk (Allah'a eş koymak), küfürün en kötü şekli olarak kabul edilir ve Kuran'da Allah'ın affetmeyeceği tek günah olarak tanımlanır.

Tematik olarak "Nisa" sadece kadınlarla ilgili meselelere değinmez, aynı zamanda miras, evlilik hukuku, çocuklar ve yetimlerle nasıl başa çıkılacağı, hukuki uygulamalar, cihat, Müslüman topluluklar ve Kitap Ehli arasındaki ilişkiler, savaş ve rolü tartışır. Hıristiyanların iddia ettiği gibi İsa'nın Tanrı'nın oğlu değil, bir peygamber olması da anlatılmaktadır.

4:1
Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakib'dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir.
Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezı halekaküm min nefsiv vahıdetiv ve haleka minha zevcelna ve besse minhüma ricalen kesırav ve nisaa vettekullahellezı tesaelune bihı vel erham innellahe kane aleyküm rakıyba
يـأيها ٱلناس ٱتقوا ربكم ٱلذي خلقكم من نفس وحدة وخلق منها زوجها وبث منهما رجالا كثيرا ونساء وٱتقوا ٱلله ٱلذي تساءلون بهۦ وٱلأرحام إن ٱلله كان عليكم رقيبا
4:2
Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir.
Ve atül yetama emvalehüm ve la tetebeddelül habise bit tayyibi ve la tekülu emvalehüm ila emvaliküm innehu kane huben kebıra
وءاتوا ٱليتمى أمولهم ولا تتبدلوا ٱلخبيث بٱلطيب ولا تأكلوا أمولهم إلى أمولكم إنهۥ كان حوبا كبيرا
4:3
Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. İşte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.
Ve in hıftüm illa tuksitu fil yetama fenkihu ma tabe leküm minen nisai mesna ve sülase ve ruba fe in hıftüm ella tadilu fe vahıdeten ev ma leleket eymanüküm zalike edna ella teulu
وإن خفتم ألا تقسطوا في ٱليتمى فٱنكحوا ما طاب لكم من ٱلنساء مثنى وثلث وربع فإن خفتم ألا تعدلوا فوحدة أو ما ملكت أيمنكم ذلك أدنى ألا تعولوا
4:4
Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.
Ve antün nisae sadükatihinne nıhleh fe in tıbne leküm an şeyim minhü nefsen fe küluhü henıem merıa
وءاتوا ٱلنساء صدقتهن نحلة فإن طبن لكم عن شيء منه نفسا فكلوه هنيـا مريـا
4:5
Allah'ın sizin için ayakta durma aracı yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin.
Ve la tütüs süfehae emvalekümülletı cealellahü leküm kıyamev verzükuhüm fıha veksuhüm ve kulu lehüm kavlem marufa
ولا تؤتوا ٱلسفهاء أمولكم ٱلتي جعل ٱلله لكم قيما وٱرزقوهم فيها وٱكسوهم وقولوا لهم قولا معروفا
4:6
Yetimleri, nikah çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter.
Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikah fe in anestüm minhüm ruşden fedfeu ileyhim emvalehüm ve la teküluha israfev ve bidaran ey yekberu ve men kane ğaniyyen felyestafif ve men kane fekıyran felyekül bil maruf fe iza defatüm ileyhim emvalehüm fe eşhidu aleyhim ve kefa billahi hasıba
وٱبتلوا ٱليتمى حتى إذا بلغوا ٱلنكاح فإن ءانستم منهم رشدا فٱدفعوا إليهم أمولهم ولا تأكلوها إسرافا وبدارا أن يكبروا ومن كان غنيا فليستعفف ومن كان فقيرا فليأكل بٱلمعروف فإذا دفعتم إليهم أمولهم فأشهدوا عليهم وكفى بٱلله حسيبا
4:7
Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır. Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da- farz kılınmış bir nasip olarak kadınlara da bir pay vardır.
Lir ricali nasıybüm mimma terakel validani vel akrabune ve lin nisai nasıybüm mimma terakel validani vel akrabune mimma kalle minhü evkesür nasıybem mefruda
للرجال نصيب مما ترك ٱلولدان وٱلأقربون وللنساء نصيب مما ترك ٱلولدان وٱلأقربون مما قل منه أو كثر نصيبا مفروضا
4:8
Mirasın paylaştırılmasında hısım-akraba, yetimler, yoksul ve çaresizler de hazır bulunurlarsa, ondan onları da rızıklandırın ve onlara güzel ve hoş bir söz de söyleyin.
Ve iza hadaral kısmete ülül kurba vel yetama vel mesakınü ferzükuhüm minhü ve kulu lehüm kavlem marufa
وإذا حضر ٱلقسمة أولوا ٱلقربى وٱليتمى وٱلمسكين فٱرزقوهم منه وقولوا لهم قولا معروفا
4:9
Ürperip titresin o kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah'tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler.
Velyahşellezıne lev teraku min halfihim zürriyyeten dıafen hafu aleyhim felyettekullahe velyekulu kavlen sedıda
وليخش ٱلذين لو تركوا من خلفهم ذرية ضعفا خافوا عليهم فليتقوا ٱلله وليقولوا قولا سديدا
4:10
Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır.
İnnellezıne yekülune emvalel yetama zulmen innema yekülune fı bütunihim nara ve seyaslevne seıyra
إن ٱلذين يأكلون أمول ٱليتمى ظلما إنما يأكلون في بطونهم نارا وسيصلون سعيرا
4:11
Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan gelen bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
Yusıykümüllahü fı evladiküm lizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn fe in künne nisaen fevkasneteyni fe lehünne sülüsa ma terakv ve in kanet vahıdeten fe lene nısf ve li ebeveyhi li külli vahıdüm minhümes südüsü mimma terake in kane lehu veled fe il lem yekül lehu veledüv ve verisehu ebevahü fe li ümmihis sülüs fe in kane lehu ıhvetün fe li ümmihis südüs mim badi vesıyyetiy yusıy biha ev deyn abaüküm ve ebnaüküm la tedrune eyyühüm akrabü leküm nefa ferıdatem minellah innellahe kane alımen hakıma
يوصيكم ٱلله في أولدكم للذكر مثل حظ ٱلأنثيين فإن كن نساء فوق ٱثنتين فلهن ثلثا ما ترك وإن كانت وحدة فلها ٱلنصف ولأبويه لكل وحد منهما ٱلسدس مما ترك إن كان لهۥ ولد فإن لم يكن لهۥ ولد وورثهۥ أبواه فلأمه ٱلثلث فإن كان لهۥ إخوة فلأمه ٱلسدس من بعد وصية يوصي بها أو دين ءاباؤكم وأبناؤكم لا تدرون أيهم أقرب لكم نفعا فريضة من ٱلله إن ٱلله كان عليما حكيما
4:12
Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısı sizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyet ettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden herbirine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Alim'dir, Halim'dir.
Ve leküm nısfü ma terake ezvacüküm il lem yekül lehünne veled fe in kane lehünne veledün fe lekümür rubüu mimma terakne mim badi vesıyyetiy yusıyne biha ev deyn ve lehünner rübüu mimma teraktüm il lem yekül leküm veled fe in kane leküm veledün fe lehünnes sümünü mimma teraktüm mim ba7di vesıyyetin tusune biha ev deyn ve in kane racülüy yurasü kelaleten evimraetüv ve lehu ehun ev uhtün fe li külli vahıdim minhümes südüs fe in kanu eksera min zalike fe hüm şürakaü fis sülüsi mim badi vesıyyetiy yusa biha ev deynin ğayra mudarr vesıyyetem minellah vellahü alımün halım
ولكم نصف ما ترك أزوجكم إن لم يكن لهن ولد فإن كان لهن ولد فلكم ٱلربع مما تركن من بعد وصية يوصين بها أو دين ولهن ٱلربع مما تركتم إن لم يكن لكم ولد فإن كان لكم ولد فلهن ٱلثمن مما تركتم من بعد وصية توصون بها أو دين وإن كان رجل يورث كللة أو ٱمرأة ولهۥ أخ أو أخت فلكل وحد منهما ٱلسدس فإن كانوا أكثر من ذلك فهم شركاء في ٱلثلث من بعد وصية يوصى بها أو دين غير مضار وصية من ٱلله وٱلله عليم حليم
4:13
İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır.
Tilke hududüllah ve mey yütııllahe ve rasulehu yudhılhü cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıhav ve zalikel fevzül azıym
تلك حدود ٱلله ومن يطع ٱلله ورسولهۥ يدخله جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها وذلك ٱلفوز ٱلعظيم
4:14
Kim de Allah'a ve onun resulüne isyan eder, Allah'ın sınırlarını da aşarsa, Allah onu, içinde sürekli kalıcı olarak ateşe sokar. Artık onun için yere batırıcı bir azap vardır.
Ve mey yasıllahe ve rasulehu ve yeteadde hududehu yudhılhü naran haledn fıha ve lehu azabüm mühın
ومن يعص ٱلله ورسولهۥ ويتعد حدودهۥ يدخله نارا خلدا فيها ولهۥ عذاب مهين
4:15
Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
Vellatı yetınel fahışete min nisaiküm festeşhidu aleyhinne erbeatem minküm fe in şehidu fe emsikuhünne fil büyuti hatta yeteveffahünnel mevtü ev yecalellahü lehünne sebıla
وٱلـتي يأتين ٱلفحشة من نسائكم فٱستشهدوا عليهن أربعة منكم فإن شهدوا فأمسكوهن في ٱلبيوت حتى يتوفىهن ٱلموت أو يجعل ٱلله لهن سبيلا
4:16
Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvab'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahim'dir, merhametine sınır yoktur.
Vellezani yetiyaniha minküm fe azuhüma fe in taba ve asleha fe aridu anhüma innellahe kane tevvaber rahıyma
وٱلذان يأتينها منكم فـاذوهما فإن تابا وأصلحا فأعرضوا عنهما إن ٱلله كان توابا رحيما
4:17
Allah'ın, kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler içindir. Allah, işte böylelerinin tövbesini kabul eder. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
İnnemet tevbetü alellahi lillezıne yamelunes sue bi cehaletin sümme yetubune min karıbin fe ülaike yetubüllahü aleyhim ve kanellahü alımen hakıma
إنما ٱلتوبة على ٱلله للذين يعملون ٱلسوء بجهلة ثم يتوبون من قريب فأولـئك يتوب ٱلله عليهم وكان ٱلله عليما حكيما
4:18
Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, "işte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık.
Ve leysetit tevbetü lillezıne yamelunes seyyiat hatta iza hadara ehadehümül mevtü kale innı tübtül ane ve lellezıne yemutune ve hüm küffar ülaike atedna lehüm azaben elıma
وليست ٱلتوبة للذين يعملون ٱلسيـات حتى إذا حضر أحدهم ٱلموت قال إني تبت ٱلـن ولا ٱلذين يموتون وهم كفار أولـئك أعتدنا لهم عذابا أليما
4:19
Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı kullanarak mirasçı olmanız size helal olmaz. Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur.
Ya eyyühellezıne amenu la yehıllü leküm en terisün nisae kerha ve la taduluhünne li tezhebu bi badı ma ateytümuhünne illa ey yetıne bi fahışetim mübeyyineh ve aşiruhünne bil maruf fe in kerihtümuhünne fe asa en tekrahu şey7ev ve yecalellahü fıhi hayran kesıra
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا يحل لكم أن ترثوا ٱلنساء كرها ولا تعضلوهن لتذهبوا ببعض ما ءاتيتموهن إلا أن يأتين بفحشة مبينة وعاشروهن بٱلمعروف فإن كرهتموهن فعسى أن تكرهوا شيـا ويجعل ٱلله فيه خيرا كثيرا
4:20
Bir zevcenin yerine başka bir zevce almak istemişseniz onlardan birine yükler dolusu mal vermiş olsanız da o maldan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek, açık bir günah işleyerek mi geri alacaksınız onu?
Ve in eradtümüstibdale zevcim mekane zevciv ve ateytüm ıhdalünne kıntaran fe la tehuzu minhü şeya e tehuzunehu bühtanev ve ismem mübına
وإن أردتم ٱستبدال زوج مكان زوج وءاتيتم إحدىهن قنطارا فلا تأخذوا منه شيـا أتأخذونهۥ بهتنا وإثما مبينا
4:21
Hem o malı nasıl alırsınız ki? Daha önce birbirinizle derinden derine kaynaşmıştınız. Ve onlar sizden çok sağlam bir söz de almışlardı.
Ve keyfe tehuzunehu ve kad efda ba7duküm ila badıv ve ehazne minküm mısakan ğalıza
وكيف تأخذونهۥ وقد أفضى بعضكم إلى بعض وأخذن منكم ميثقا غليظا
4:22
Geçmişte kalanlar hariç, babalarınızın nikahlamış olduğu kadınlarla evlenmeyin. Böyle bir şey açık bir edepsizlik, nefret gerektiren bir kötülüktür. Çirkin bir yoldur bu.
Ve la tenkihu ma nekeha abaüküm minen nisai illa ma kad selefv innehu kane fahışetev ve makta ve sae sebıla
ولا تنكحوا ما نكح ءاباؤكم من ٱلنساء إلا ما قد سلف إنهۥ كان فحشة ومقتا وساء سبيلا
4:23
Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Hurrimet aleyküm ümmehatüküm ve benatüküm ve ehavatüküm ve ammatüküm ve halatüküm ve benatül ehı ve benatül uhti ve ümmehatükümüllatı erdaneküm ve ehavatüküm miner radaati ve ümmehatü nisaiküm ve rabaibükümüllatı fı hucuriküm min nisaikümüllatı dehatüm bihınne fe il lem tekunu dehaltüm bihinne fe la cünaha aleyküm ve halailü ebnaikümül lezıne min aslabiküm ve ne tecmeu beynel uhteyni illa ma kad selef innellahe kane ğafurar rahıyma
حرمت عليكم أمهتكم وبناتكم وأخوتكم وعمـتكم وخلتكم وبنات ٱلأخ وبنات ٱلأخت وأمهتكم ٱلـتي أرضعنكم وأخوتكم من ٱلرضعة وأمهت نسائكم وربـئبكم ٱلـتي في حجوركم من نسائكم ٱلـتي دخلتم بهن فإن لم تكونوا دخلتم بهن فلا جناح عليكم وحلـئل أبنائكم ٱلذين من أصلبكم وأن تجمعوا بين ٱلأختين إلا ما قد سلف إن ٱلله كان غفورا رحيما
4:24
Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikahlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
Vel muhsanatü minen nisai illa ma meleket eymanüküm kitabellahi aleyküm ve ühılle leküm ma verae zaliküm en tebteğu bi emvaliküm muhsıniyne ğayra müsafihıyn femestemtatüm bihı minhünne fe atuhünne ücurahünne ferıdah ve la cünaha aleyküm fıma teradaytüm bihı mim badil ferıdah innellahe kane alımen hakıma
وٱلمحصنت من ٱلنساء إلا ما ملكت أيمنكم كتب ٱلله عليكم وأحل لكم ما وراء ذلكم أن تبتغوا بأمولكم محصنين غير مسفحين فما ٱستمتعتم بهۦ منهن فـاتوهن أجورهن فريضة ولا جناح عليكم فيما ترضيتم بهۦ من بعد ٱلفريضة إن ٱلله كان عليما حكيما
4:25
İnanmış hür kadınları nikahlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlardan biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikahlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Ve mel lem yestetı minküm tavlen ey yenkihal muhsanatil müminati fe mim ma meleket eymaüküm min feteyatikümül müminat vellahü alemü bi ımaniküm baduküm mim bad fenkihuhünne bi izni ehlihinne ve atuhünne ücurahünne bil marufi muhsanatin ğayra müsafihativ ve la müttehızati ahdan fe iza uhsınne fe in eteyne bi fahışetin fe aleyhinne nısfü ma alel muhsanati minel azab zalike li men haşiyel anete minküm ve en tasbiru harul leküm vellahü ğafurur rahıym
ومن لم يستطع منكم طولا أن ينكح ٱلمحصنت ٱلمؤمنت فمن ما ملكت أيمنكم من فتيتكم ٱلمؤمنت وٱلله أعلم بإيمنكم بعضكم من بعض فٱنكحوهن بإذن أهلهن وءاتوهن أجورهن بٱلمعروف محصنت غير مسفحت ولا متخذت أخدان فإذا أحصن فإن أتين بفحشة فعليهن نصف ما على ٱلمحصنت من ٱلعذاب ذلك لمن خشي ٱلعنت منكم وأن تصبروا خير لكم وٱلله غفور رحيم
4:26
Allah size açık-seçik bildirmek istiyor. Sizi, sizden öncekilerin yol ve yöntemlerinden haberdar ediyor. Size tövbe nasip ediyor. Allah her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
Yürıdüllahü li yübeyyine leküm ve yehdiyeküm sünenellezıne min kabliküm ve yetube aleyküm vellahü alımün hakım
يريد ٱلله ليبين لكم ويهديكم سنن ٱلذين من قبلكم ويتوب عليكم وٱلله عليم حكيم
4:27
Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla sapmanızı isterler.
Vallahü yürıdü ey yetube aleyküm ve yürıdüllezıne yettebiuneş şehevati en temılu meylen azıyma
وٱلله يريد أن يتوب عليكم ويريد ٱلذين يتبعون ٱلشهوت أن تميلوا ميلا عظيما
4:28
Allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf yaratılmıştır.
Yürıdüllahü ey yuhaffife anküm ve hulikal insanü daıyfa
يريد ٱلله أن يخفف عنكم وخلق ٱلإنسن ضعيفا
4:29
Ey inananlar! Mallarınızı aranızda batıl bir yolla/tutarsız bahanelerle yemeyin. Kendi hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok merhametlidir.
Ya eyyühellezıne amenu la tekülu emvaleküm beyneküm bil batıli illa en tekune ticaraten an teradım minküm ve la taktülu enfüseküm innellahe kane biküm rahıyma
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تأكلوا أمولكم بينكم بٱلبطل إلا أن تكون تجرة عن تراض منكم ولا تقتلوا أنفسكم إن ٱلله كان بكم رحيما
4:30
Kim düşmanlık ve zulümle intihar günahını işlerse onu ateşe sokacağız. Bu, Allah için çok da kolaydır.
Ve mey yefal zalike udvanev ve zulmen fe sevfe nuslıhi nara ve kane zalike alellahi yesıra
ومن يفعل ذلك عدونا وظلما فسوف نصليه نارا وكان ذلك على ٱلله يسيرا
4:31
Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız.
İn tectenibu kebaira ma tünhevne anhü nükeffir anküm seyyiatiküm ve nüdhılküm müdhalen kerıma
إن تجتنبوا كبائر ما تنهون عنه نكفر عنكم سيـاتكم وندخلكم مدخلا كريما
4:32
Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir.
Ve la tetemennev ma faddalelelahü bihı badaküm ala bad lir ricali nasıybüm mimmektesebu ve lin nisai nasıybüm mimmektesebn veselüllahe min fadlih innellahe kane bi külli şeyin alıma
ولا تتمنوا ما فضل ٱلله بهۦ بعضكم على بعض للرجال نصيب مما ٱكتسبوا وللنساء نصيب مما ٱكتسبن وسـلوا ٱلله من فضلهۦ إن ٱلله كان بكل شيء عليما
4:33
Ana-babanın ve akrabanın geriye bıraktıkları malların hepsi için mirasçılar belirledik. Yeminlerinizin/anlaşmalarınızın akde bağladığı kimselere gelince, onların paylarını da kendilerine verin! Allah her şeyi dikkatli bir tanık olarak gözetlemektedir.
Ve li küllin cealna mevaliye mimma terakel validani vel akrabun vellezıne akadet eymanüküm fe atuhüm nasıybehüm innellahe kane ala külli şeyin şehıda
ولكل جعلنا مولي مما ترك ٱلولدان وٱلأقربون وٱلذين عقدت أيمنكم فـاتوهم نصيبهم إن ٱلله كان على كل شيء شهيدا
4:34
Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.
Er ricalü kavvamune alen nisai bi ma faddalellahü badahüm ala badıv ve bi ma enfeku min emvalihim fes salihatü kanitatün hafizatül lil ğaybi bi ma hafızallah vellatı tehafune nüşüzehünne fe ızuhünne vehcüruhünne fil medaciı vadribuhünn fe in etaneküm fe la tebğu aleyhinne sebıla innellahe kane aliyyen kebıra
ٱلرجال قوـمون على ٱلنساء بما فضل ٱلله بعضهم على بعض وبما أنفقوا من أمولهم فٱلصـلحت قنتت حفظت للغيب بما حفظ ٱلله وٱلـتي تخافون نشوزهن فعظوهن وٱهجروهن في ٱلمضاجع وٱضربوهن فإن أطعنكم فلا تبغوا عليهن سبيلا إن ٱلله كان عليا كبيرا
4:35
Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından endişe ederseniz, bir hakem erkek tarafından, bir hakem de kadın tarafından gönderin. Bunlar, barıştırmak isterlerse Allah, kadınla erkeğin aralarını düzeltmede onları başarılı kılacaktır. Allah Alim'dir, her şeyi bilir; Habir'dir, her şeyden haberdardır.
Ve in hıftüm şikaka beynihima febasu hakemem min ehlihı ve hakemem min ehliha iy yürıda ıslahay yüveffikıllahü beynehüma innellahe kane alımen habıra
وإن خفتم شقاق بينهما فٱبعثوا حكما من أهلهۦ وحكما من أهلها إن يريدا إصلحا يوفق ٱلله بينهما إن ٱلله كان عليما خبيرا
4:36
Allah'a ibadet edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez.
Vabüdüllahe ve la tüşriku bihı şeyev ve bil valideyni ıhsanev ve bizil kurba vel yetama vel mesakıni vel cari zil kurba vel caril cünübi ves sahıbi vil cembi vebnis sebıli ve ma meleket eymanüküm innellahe la yühıbbü men kane muhtalen fehura
وٱعبدوا ٱلله ولا تشركوا بهۦ شيـا وبٱلولدين إحسنا وبذي ٱلقربى وٱليتمى وٱلمسكين وٱلجار ذي ٱلقربى وٱلجار ٱلجنب وٱلصاحب بٱلجنب وٱبن ٱلسبيل وما ملكت أيمنكم إن ٱلله لا يحب من كان مختالا فخورا
4:37
Böyleleri cimriliğe saparlar, insanlara cimriliği emrederler ve Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği şeyi saklarlar. Nankörler için biz, rezil edici bir azap hazırladık.
Ellezıne yebhalune ve yemürunen nase bil buhli ve yektümune ma atahümüllahü min fadlih ve atedna lil kafirıne azabem mühına
ٱلذين يبخلون ويأمرون ٱلناس بٱلبخل ويكتمون ما ءاتىهم ٱلله من فضلهۦ وأعتدنا للكفرين عذابا مهينا
4:38
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe inanmazlar da halka gösteriş olsun diye mallarını dağıtırlar. Arkadaşı şeytan olan için ne kötü arkadaştır o.
Vellezıne yünfikune emvalehüm riaen nasi ve la yüminune billahi ve la bil yevmil ahır ve mey yeküniş şeytanü lehu karınen fe sae karına
وٱلذين ينفقون أمولهم رئاء ٱلناس ولا يؤمنون بٱلله ولا بٱليوم ٱلأخر ومن يكن ٱلشيطن لهۥ قرينا فساء قرينا
4:39
Ne olurdu onlara, Allah'a ve ahiret gününe inanıp da Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan öyle dağıtsalardı! Allah onları bilmekteydi.
Ve maza aleyhim lev amenu billahi vel yevmil ahıri ve enfeku mimma razekahümüllah ve kanellahü bihim alıma
وماذا عليهم لو ءامنوا بٱلله وٱليوم ٱلأخر وأنفقوا مما رزقهم ٱلله وكان ٱلله بهم عليما
4:40
Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir.
İnnellahe la yazlimü miskale zerrah ve in tekü hasenetey yüdaıfha ve yüti mil ledünhü ecran azıyma
إن ٱلله لا يظلم مثقال ذرة وإن تك حسنة يضعفها ويؤت من لدنه أجرا عظيما
4:41
Her ümmetten bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak diktiğimizde iş nice olacak?!
Fe keyfe iza cina min külli ümmetim bi şehıdiv ve cinabike ala haülai şehıda
فكيف إذا جئنا من كل أمة بشهيد وجئنا بك على هـؤلاء شهيدا
4:42
Bir gündür ki o, küfre sapıp resule isyan edenler toprağa karışıp gitmeyi isteyecekler ve Allah'tan hiçbir sözü gizleyemeyecekler.
Yevmeiziy yeveddüllezıne keferu ve asavür rasule lev tüsevva bihimül ard ve la yüktümunellahe hadısa
يومئذ يود ٱلذين كفروا وعصوا ٱلرسول لو تسوى بهم ٱلأرض ولا يكتمون ٱلله حديثا
4:43
Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza/duaya yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafur'dur, hataları bağışlar.
Ya eyyühellezıne amenu la takrabus salate ve entüm sükara hatta talemu ma tekulune ve la cünüben illa abirı sebılin hatta tağtesiluv ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadüm minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıyden tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm innellahe kane afüvven ğafura
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تقربوا ٱلصلوة وأنتم سكرى حتى تعلموا ما تقولون ولا جنبا إلا عابري سبيل حتى تغتسلوا وإن كنتم مرضى أو على سفر أو جاء أحد منكم من ٱلغائط أو لمستم ٱلنساء فلم تجدوا ماء فتيمموا صعيدا طيبا فٱمسحوا بوجوهكم وأيديكم إن ٱلله كان عفوا غفورا
4:44
Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar da istiyorlar ki, siz de yolu şaşırasınız.
E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yeşteruned dalalete ve yürıdune en tedıllüs sebıl
ألم تر إلى ٱلذين أوتوا نصيبا من ٱلكتب يشترون ٱلضللة ويريدون أن تضلوا ٱلسبيل
4:45
Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter.
Vallahü a7lemü bi adaiküm ve kefa billahi veliyyev ve kefa billahi nasıyra
وٱلله أعلم بأعدائكم وكفى بٱلله وليا وكفى بٱلله نصيرا
4:46
Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip-bükerek: "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı hariç, iman etmezler.
Minellezıne hadu yüharrifunel kelime am mevadııhı ve yekulune semına ve asayna vesma ğayra müsmeıv ve raına leyyem bi elinetihim ve tanen fid dın ve lev ennehüm kalu semına ve etana vesma venzurna leane hayral lehüm ve akveme ve lakil leanehümüllahü bi küfrihim fe la yüminune illa kalıla
من ٱلذين هادوا يحرفون ٱلكلم عن مواضعهۦ ويقولون سمعنا وعصينا وٱسمع غير مسمع ورعنا ليا بألسنتهم وطعنا في ٱلدين ولو أنهم قالوا سمعنا وأطعنا وٱسمع وٱنظرنا لكان خيرا لهم وأقوم ولكن لعنهم ٱلله بكفرهم فلا يؤمنون إلا قليلا
4:47
Ey kendilerine kitap verilenler! Biz bir takım yüzleri silip arkalarına çevirmeden, yahut Cumartesi Ashabı'nı lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden önce, yanınızda bulunanı tasdikleyici olarak indirdiğimize inanın. Allah'ın emri yerine getirilmiş olacaktır.
Ya eyyühellezıne utül kitabe aminu bi ma nezzelna müsaddikal li ma meaküm min kabli en natmise vücuhen fe neruddeha ala edbariha ev nelanehüm ke ma leanna ashabes sebt ve kane emrullahi mefula
يـأيها ٱلذين أوتوا ٱلكتب ءامنوا بما نزلنا مصدقا لما معكم من قبل أن نطمس وجوها فنردها على أدبارها أو نلعنهم كما لعنا أصحب ٱلسبت وكان أمر ٱلله مفعولا
4:48
Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir.
İnnellahe la yağfiru eyyüşrake bihı ve yağfiru ma dune zalike li mey yeşa ve mey yüşrik billahi fe kadiftera ismen azıyma
إن ٱلله لا يغفر أن يشرك بهۦ ويغفر ما دون ذلك لمن يشاء ومن يشرك بٱلله فقد ٱفترى إثما عظيما
4:49
Bakmaz mısın, şu benliklerini ak-berrak gösterip duranlara! Hayır! İş, sandıkları gibi değil. Ancak Allah, dilediğini temizleyip aklar. Ve bir hurma lifi kadar zulme uğratılmazlar.
E lem tera ilellezıne yüzekkune enfüsehüm belillahü yüzekkı mey yeşaü ve la yüzlemune fetıla
ألم تر إلى ٱلذين يزكون أنفسهم بل ٱلله يزكي من يشاء ولا يظلمون فتيلا
4:50
Bir bak, nasıl yalan düzüp iftira ediyorlar Allah'a! Açık günah olarak bu yeter.
Ünzur keyfe yefterune alellahül kezib ve kefa bihı ismem mübına
ٱنظر كيف يفترون على ٱلله ٱلكذب وكفى بهۦ إثما مبينا
4:51
Görmedin mi şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş olanları? Puta, tağuta inanıyorlar; küfre batmışlar için, "Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır!" diyorlar.
E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yüminune bil cibti vet tağuti ve yekulune lillizıne keferu haülai ehda minellezıne amenu sebıla
ألم تر إلى ٱلذين أوتوا نصيبا من ٱلكتب يؤمنون بٱلجبت وٱلطـغوت ويقولون للذين كفروا هـؤلاء أهدى من ٱلذين ءامنوا سبيلا
4:52
İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet ettiği. Allah'ın lanetlediği kişi için bir yardımcı asla bulamazsın.
Ülaikellezıne leanehümüllah ve mey yelanillahü fe len tecide lehu nesıyra
أولـئك ٱلذين لعنهم ٱلله ومن يلعن ٱلله فلن تجد لهۥ نصيرا
4:53
Yoksa mülkten/yönetimden bir nasipleri mi var? Eğer öyle olsa, insanlara bir çekirdek bile vermezler.
Em lehüm nesıybüm minel mülki fe izel la yütunen nase nekıyra
أم لهم نصيب من ٱلملك فإذا لا يؤتون ٱلناس نقيرا
4:54
Yoksa insanları, Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de kitabı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik.
Em yahsüdunen nase ala ma atahümüllahü min fadlih fe kad ateyna ale ibrahımel kitabe vel hıkmete ve ateynahüm mülken azıyma
أم يحسدون ٱلناس على ما ءاتىهم ٱلله من فضلهۦ فقد ءاتينا ءال إبرهيم ٱلكتب وٱلحكمة وءاتينهم ملكا عظيما
4:55
Onlardan bir kısmı ona inanmıştır; bir kısmı da ondan alıkoymaktadır. Böylesine, çılgın alevli cehennem yeter.
Fe minhüm men amene bihı ve minhüm men saddeanh ve kefa bi cehenneme seıyra
فمنهم من ءامن بهۦ ومنهم من صد عنه وكفى بجهنم سعيرا
4:56
Ayetlerimizi inkar edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Aziz ve Hakim'dir.
İnnellezıne keferu bi ayatina sevfe nuslıhim nara küllema nedıcet cüludühüm beddelnahüm cüluden ğayraha li yezukul azab innellahe kane azızen hakıma
إن ٱلذين كفروا بـايتنا سوف نصليهم نارا كلما نضجت جلودهم بدلنهم جلودا غيرها ليذوقوا ٱلعذاب إن ٱلله كان عزيزا حكيما
4:57
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Hep orada kalacaklardır.Orada kendileri için tertemiz eşler de olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten bir gölgeye kavuşturacağız.
Vellezine amenu ve amilus salihati senüdhılühüm cennatin tecri min tahtihel enharu halidıne fıha ebeda lehüm fıha ezvacüm mütühheratüv ve nüdhılühüm zıllen zalıla
وٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحت سندخلهم جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها أبدا لهم فيها أزوج مطهرة وندخلهم ظلا ظليلا
4:58
Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semi'dir, çok iyi duyar; Basir'dir, çok iyi görür.
İnnellahe yemüruküm en tüeddül emanati ila ehliha ve iza hakemtüm beynen nasi en tahkümü bil adlv innellahe niımma yeızuküm bih innellahe kane semıam basıyra
إن ٱلله يأمركم أن تؤدوا ٱلأمنت إلى أهلها وإذا حكمتم بين ٱلناس أن تحكموا بٱلعدل إن ٱلله نعما يعظكم بهۦ إن ٱلله كان سميعا بصيرا
4:59
Ey iman sahipleri! Allah'a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir.
Ya eyyühellezıne amenu etıyullahe ve etıyur rasule ve ülil emri minküm fe in tenazetüm fı şeyin fe rudduhü ilellahi ves rasuli in küntüm tüminune billahi vel yevmil ahırv zalike hayruv ve ahsenü tevıla
يـأيها ٱلذين ءامنوا أطيعوا ٱلله وأطيعوا ٱلرسول وأولي ٱلأمر منكم فإن تنزعتم في شيء فردوه إلى ٱلله وٱلرسول إن كنتم تؤمنون بٱلله وٱليوم ٱلأخر ذلك خير وأحسن تأويلا
4:60
Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkar etmekle emrolundukları tağutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor.
Elem tera ilellezıne yezumune ennehüm amenu bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kablike yürıdune ey yetehakemu ilet tağuti ve kad ümiru ey yekfüru bih ve yürıdüş şeytanü ey yüdıllehüm dalalem beıyda
ألم تر إلى ٱلذين يزعمون أنهم ءامنوا بما أنزل إليك وما أنزل من قبلك يريدون أن يتحاكموا إلى ٱلطـغوت وقد أمروا أن يكفروا بهۦ ويريد ٱلشيطن أن يضلهم ضللا بعيدا
4:61
Kendilerine, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz çevirdiklerini görürsün.
Ve iza kıyle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve iler rasuli raeytel münafikıyne yesuddune anke sududa
وإذا قيل لهم تعالوا إلى ما أنزل ٱلله وإلى ٱلرسول رأيت ٱلمنفقين يصدون عنك صدودا
4:62
Peki, nasıl oluyor da ellerinin hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet çöktüğünde, sana gelip, "Biz sadece iyilik yapmak, barıştırmak istedik!" diye Allah'a yeminler ediyorlar!
Fe keyfe iza esabethüm müsıybetüm bi ma kaddemet eydıhim sümme cauke yahlifune billahi in eradna illa ıhsanev ve etvfıka
فكيف إذا أصبتهم مصيبة بما قدمت أيديهم ثم جاءوك يحلفون بٱلله إن أردنا إلا إحسنا وتوفيقا
4:63
Allah bunların kalplerindekini biliyor. Artık aldırma onlara; öğüt ver kendilerine ve öz benlikleri hakkında etkili sözler söyle onlara.
Ülaikellezıne yalemüllahü ma fı kulubihim fe arıd anhüm veızhüm ve kul lehüm fı enfüsihim kavlem belığa
أولـئك ٱلذين يعلم ٱلله ما في قلوبهم فأعرض عنهم وعظهم وقل لهم في أنفسهم قولا بليغا
4:64
Biz hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah'ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahim olarak bulacaklardı.
Ve ma erselna mir rasulin illa li yütaa bi iznillah ve lev ennehüm iz zalemu enfüsehüm cauke festağferullahe vestağfera lehümür rasulü le vecedüllahe tevvaber rahıyma
وما أرسلنا من رسول إلا ليطاع بإذن ٱلله ولو أنهم إذ ظلموا أنفسهم جاءوك فٱستغفروا ٱلله وٱستغفر لهم ٱلرسول لوجدوا ٱلله توابا رحيما
4:65
Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların sandığı gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar.
Fe la ve rabbike la yüminune hatta yühakkimuke fıma şecera beynehüm sümme la yecidu fı enfüsihim haracem mimma kadayte ve yüsellimu teslıma
فلا وربك لا يؤمنون حتى يحكموك فيما شجر بينهم ثم لا يجدوا في أنفسهم حرجا مما قضيت ويسلموا تسليما
4:66
Eğer onlar üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları bakımından daha yarayışlı.
Ve lev enna ketebna aleyhim enıktülu enfüseküm evıhrucu min diyariküm ma fealuhü illa kalılüm minhümv ve lev ennehüm fealu ma yuazune bihı lekane hayran lehüm ve eşedde tesbita
ولو أنا كتبنا عليهم أن ٱقتلوا أنفسكم أو ٱخرجوا من ديركم ما فعلوه إلا قليل منهم ولو أنهم فعلوا ما يوعظون بهۦ لكان خيرا لهم وأشد تثبيتا
4:67
O takdirde kendilerine katımızdan büyük bir ödül elbette verirdik.
Ve izel le ateynahüm mil ledünna ecran azıyma
وإذا لأتينهم من لدنا أجرا عظيما
4:68
Ve onları dosdoğru bir yolla elbette kılavuzlardık.
Ve le hedeynahüm sıratam müstekıyma
ولهدينهم صرطا مستقيما
4:69
Allah'a ve resule itaat eden kişilere gelince, bunlar, Allah'ın kendilerine nimet verdikleriyle beraberdirler. Peygamberlerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle. Ne güzel dosttur bunlar!
Ve mey yütıılahe ver rasule fe ülaike meallezıne enamellahü alehim minen nebiyyıne ves sıddıkıyne veş şühedai ves salihıyn ve hasüne ülaike rafıka
ومن يطع ٱلله وٱلرسول فأولـئك مع ٱلذين أنعم ٱلله عليهم من ٱلنبيـن وٱلصديقين وٱلشهداء وٱلصـلحين وحسن أولـئك رفيقا
4:70
Böylesi bir beraberlik Allah'ın lütfudur. Herşeyi bilici olarak Allah yeter.
Zalikel fadlü minellah ve kefa billahi alıma
ذلك ٱلفضل من ٱلله وكفى بٱلله عليما
4:71
Ey inananlar! Savunma tedbirlerinizi alın. Gerektiğinde de bölükler halinde harekete geçin yahut toplu halde savaşa çıkın.
Ya eyyühellezıne amenu huzu hızraküm fenfiru sübatin evinfiru cemıa
يـأيها ٱلذين ءامنوا خذوا حذركم فٱنفروا ثبات أو ٱنفروا جميعا
4:72
İçinizden öylesi de var ki, ne olursa olsun ağırdan alır. Size bir musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir: "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. Allah bana lütufta bulundu."
Ve inne minküm le mel leyübettıenn fe in esabetküm müsıybetün kale kad enamellahü aleyye iz lem eküm meahüm şehıda
وإن منكم لمن ليبطئن فإن أصبتكم مصيبة قال قد أنعم ٱلله علي إذ لم أكن معهم شهيدا
4:73
Eğer size Allah'tan bir lütuf erişirse o -sizinle kendisi arasında hiçbir sevgi yokmuş gibi- şöyle diyecektir: "Keşke ben de onlarla olsaydım da büyük bir başarı kazansaydım!"
Ve lein esabeküm fadlüm minellahi le yekulenne ke el lem teküm beyneküm ve beynehu meveddetüy ya leytenı küntü meahüm fe efuze fevzen azıyma
ولئن أصبكم فضل من ٱلله ليقولن كأن لم تكن بينكم وبينهۥ مودة يليتني كنت معهم فأفوز فوزا عظيما
4:74
İğreti hayatı ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz.
Fel yükatil fı sebılillahillezıne yeşrunel hayated dünya bil ahırah ve mey yükatil fı sebılillahi fe yuktel ev yağlib fe sevfe nütıhi ecran azıyma
فليقتل في سبيل ٱلله ٱلذين يشرون ٱلحيوة ٱلدنيا بٱلأخرة ومن يقتل في سبيل ٱلله فيقتل أو يغلب فسوف نؤتيه أجرا عظيما
4:75
Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz!
Ve ma leküm la tükatilune fı sebılillahi vel müstadafıne miner ricali ven nisai vel vildanillezıne yekulune rabbena ahricna min hazihil rayetiz zalimi ehlüha vecal lena mil ledünke veliyya vecal lena mil ledünke nesıyra
وما لكم لا تقتلون في سبيل ٱلله وٱلمستضعفين من ٱلرجال وٱلنساء وٱلولدن ٱلذين يقولون ربنا أخرجنا من هذه ٱلقرية ٱلظالم أهلها وٱجعل لنا من لدنك وليا وٱجعل لنا من لدنك نصيرا
4:76
İman edenler Allah yolunda savaşırlar; küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır.
Ellezıne amenu yükatilune fı sebılillah vellezıne keferu yükatilune fı sebılit tağuti fe katilu evliyaeş şeytan inne keydeş şeytani kane daıyfa
ٱلذين ءامنوا يقتلون في سبيل ٱلله وٱلذين كفروا يقتلون في سبيل ٱلطـغوت فقتلوا أولياء ٱلشيطن إن كيد ٱلشيطن كان ضعيفا
4:77
Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı/duayı yerine getirin,zekatı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için ahiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız."
E lem tera ilellezıne kıyle lehüm küffu eydiyeküm ve ekıymüs salet ve atüz zekah fe lemma kütibe aleyhimül kıtalü iza ferıkum minhüm yahşevnen nase ke haşyetillahi ev eşedde haşyeh ve kalu rabbena lime ketebte aleynel kıtal lev la ehhartena ila ecelin karıb kul metaud dünya kalıl vel ahıratü hayrul li menitteka ve la tuzlemune fetıla
ألم تر إلى ٱلذين قيل لهم كفوا أيديكم وأقيموا ٱلصلوة وءاتوا ٱلزكوة فلما كتب عليهم ٱلقتال إذا فريق منهم يخشون ٱلناس كخشية ٱلله أو أشد خشية وقالوا ربنا لم كتبت علينا ٱلقتال لولا أخرتنا إلى أجل قريب قل متع ٱلدنيا قليل وٱلأخرة خير لمن ٱتقى ولا تظلمون فتيلا
4:78
Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalayacaktır. Titizlikle korunan muhteşem kulelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik isabet ettiğinde, "Bu, Allah katındandır!" derler. Ama kendilerine bir kötülük dokunduğunda, "Bu senin yüzündendir." derler. De ki: "Hepsi, Allah katındandır." Şu topluluğa ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!
Eyne ma tekunu yüdrikümül mevtü ve lev küntüm fı burucim müşeyyedeh ve in tüsıbhüm hasenetüy yekulu hazihı min ındillah ve in tüsıbhüm seyyetüy yekulu hazihı min ındik kul küllüm min ındillah fe mali haülail kavmi la yekadune yefkahune hadısa
أينما تكونوا يدرككم ٱلموت ولو كنتم في بروج مشيدة وإن تصبهم حسنة يقولوا هذهۦ من عند ٱلله وإن تصبهم سيئة يقولوا هذهۦ من عندك قل كل من عند ٱلله فمال هـؤلاء ٱلقوم لا يكادون يفقهون حديثا
4:79
İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter.
Ma esabeke min hasenetin fe minellah ve ma esabeke min seyyietin fe min nefsik ve erselnake lin nasi rasula ve kefa billahi şehıda
ما أصابك من حسنة فمن ٱلله وما أصابك من سيئة فمن نفسك وأرسلنك للناس رسولا وكفى بٱلله شهيدا
4:80
Resule itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik.
Mey yütıır rasule fe kad etaallah ve men tevella fe ma erselnake aleyhim hafıyza
من يطع ٱلرسول فقد أطاع ٱلله ومن تولى فما أرسلنك عليهم حفيظا
4:81
"Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil et. Vekil olarak Allah yeter.
Ve yekulune taatün fe iza berazu min ındike beyyete taifetüm minhüm ğayrallezı tekul vallahü yektübü ma yübeyyitun fe arıd anhüm ve tevekkel alellah ve kefa billahi vekıla
ويقولون طاعة فإذا برزوا من عندك بيت طائفة منهم غير ٱلذي تقول وٱلله يكتب ما يبيتون فأعرض عنهم وتوكل على ٱلله وكفى بٱلله وكيلا
4:82
Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.
E fe la yetedebberunel kuran ve lev kane min ındi ğayrullahi le vcedu fıhıhtilafen kesıra
أفلا يتدبرون ٱلقرءان ولو كان من عند غير ٱلله لوجدوا فيه ٱختلفا كثيرا
4:83
Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az işiniz hariç şeytanın ardısıra giderdiniz.
Ve iza caehüm emrum minel emni evil havfi ezau bih ve lev radduhü iler rasuli ve ila ülil emri minhüm lealimehüllezıne yesmebitunehu minhüm ve lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu lettebatümüş şeytane illa kalıla
وإذا جاءهم أمر من ٱلأمن أو ٱلخوف أذاعوا بهۦ ولو ردوه إلى ٱلرسول وإلى أولي ٱلأمر منهم لعلمه ٱلذين يستنبطونهۥ منهم ولولا فضل ٱلله عليكم ورحمتهۥ لٱتبعتم ٱلشيطن إلا قليلا
4:84
Allah yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. İnananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür.
Fe katil fı sebılillah la tükellefü illa nefseke ve harridıl müminınv asellahü ey yeküffe besellezıne keferu vallahü eşddü besev ve eşeddü tenkıla
فقتل في سبيل ٱلله لا تكلف إلا نفسك وحرض ٱلمؤمنين عسى ٱلله أن يكف بأس ٱلذين كفروا وٱلله أشد بأسا وأشد تنكيلا
4:85
Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona bir pay vardır. Allah herşeye, herkese gıda ulaştırır, Mukit'tir.
Mey yeşfaşefaaten hasenetey yekül lehu nesiybüm minha ve mey yeşfaşefaaten seyyietey yekül lehu kiflüm minha ve kanellahü ala külli şeyim mükıyta
من يشفع شفعة حسنة يكن لهۥ نصيب منها ومن يشفع شفعة سيئة يكن لهۥ كفل منها وكان ٱلله على كل شيء مقيتا
4:86
Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz Allah Hasib'dir, herşeyi güzelce hesaplamaktadır.
Ve iza huyyıtüm bi tehıyyetin fe hayyu bi ahsene minha ev rudduha innellahe kane ala külli şeyin hasıba
وإذا حييتم بتحية فحيوا بأحسن منها أو ردوها إن ٱلله كان على كل شيء حسيبا
4:87
Allah'tır O, ilah yoktur O'ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz bakımından, Allah'tan daha sadık kim olabilir?
Allahü la ilahe illa hu le yecmeanneküm ila yevmil kıyameti la raybe fıh ve men asdeku minellahi hadısa
ٱلله لا إله إلا هو ليجمعنكم إلى يوم ٱلقيمة لا ريب فيه ومن أصدق من ٱلله حديثا
4:88
Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.
Fe ma leküm fil münafikıyne fieteyni vallahü erkesehüm bi ma kesebu e türıdune en tehdu men edallellah ve mey yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla
فما لكم في ٱلمنفقين فئتين وٱلله أركسهم بما كسبوا أتريدون أن تهدوا من أضل ٱلله ومن يضلل ٱلله فلن تجد لهۥ سبيلا
4:89
Onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin küfre saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. O halde, Allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı.
Veddu lev tekfürune kema keferu fe tekunune sevaen fe la tettehızu minhüm evliyae hatta yühaciru fı sebılillah fe in tevellev fe huzuhüm vaktüluhüm haysü vecedtümuhüm ve la tettehızu minhüm veliyyev ve la nesıyra
ودوا لو تكفرون كما كفروا فتكونون سواء فلا تتخذوا منهم أولياء حتى يهاجروا في سبيل ٱلله فإن تولوا فخذوهم وٱقتلوهم حيث وجدتموهم ولا تتخذوا منهم وليا ولا نصيرا
4:90
Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.
İlillezıne yesılune ila kavmim beyneküm ve beynehüm mısakun ev cauküm hasırat suduruhüm ey yükatiluküm ev yükatilu kavmehüm ve lev şaellahü le selletahüm aleyküm fe le kateluküm fe inıtezeluküm fe lem yükatiluküm ve elkav ileykümüs selem fe ma cealelahü leküm aleyhim sebıla
إلا ٱلذين يصلون إلى قوم بينكم وبينهم ميثق أو جاءوكم حصرت صدورهم أن يقتلوكم أو يقتلوا قومهم ولو شاء ٱلله لسلطهم عليكم فلقتلوكم فإن ٱعتزلوكم فلم يقتلوكم وألقوا إليكم ٱلسلم فما جعل ٱلله لكم عليهم سبيلا
4:91
Diğer bazılarını da bulacaksınız ki, hem sizden emin olmak hem de kendi toplumlarından emin olmak isterler. Ama fitneyle yüz yüze getirildiklerinde başaşağı içine dalarlar. Bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barışa gitmezler ve ellerini sizden çekmezlerse onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün. İşte böylelerinin üstüne gitmeniz için size açık bir izin ve kuvvet verilmiştir.
Setecidune aharıne yürıdune ey yemenuküm ev yemenu kavmehüm küllema ruddu ilel fitneti ürkisu fıha fe il lem yateziluküm ve yulku ileykümüs selem ve yeküffu eydiyehüm fe huzuhüm vaktüluhüm haysü sekftümuhüm ve ülaiküm cealna leküm aleyhim sültanem mübına
ستجدون ءاخرين يريدون أن يأمنوكم ويأمنوا قومهم كل ما ردوا إلى ٱلفتنة أركسوا فيها فإن لم يعتزلوكم ويلقوا إليكم ٱلسلم ويكفوا أيديهم فخذوهم وٱقتلوهم حيث ثقفتموهم وأولـئكم جعلنا لكم عليهم سلطنا مبينا
4:92
Yanlışlık hali müstesna, bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Yanlışlıkla bir mümini öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir mümini özgürlüğüne kavuşturması, ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak tatmin edici bir diyet vermesi gerekir. Varislerin, diyeti bağışlaması hali müstesna. Eğer öldürülen, mümin olmakla birlikte size düşman bir topluluktan ise o zaman öldürenin, özgürlüğünden yoksun bir mümini özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Öldürülen, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o durumda, öldürülenin ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında, hürriyetinden yoksun bir mümini hürriyetine kavuşturmak da gerekli olur. Bunlara imkan bulamayan, Allah'a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti sonsuzdur.
Ve ma kane li müminin ey yaktüle müminen illa hataa ve men katele mümine hataen fe tahrıru rakabetim müminetiv ve diyetüm müsellemetün ila ehlihı illa ey yessaddeku fe in kane min kavmin adüvvil leküm ve hüve müminün fe tahrıru rakabetim mümineh ve in kane mni kavmim beyneküm ve beynehüm mısakun fediyetüm müsellemetün ila ehlihı ve tahrıru rakabetim mümineh fe mel lem yecid fe sıyamü şehrayni mütetabiayni tevbetem minellah ve kanellahü alımen hakıma
وما كان لمؤمن أن يقتل مؤمنا إلا خطـا ومن قتل مؤمنا خطـا فتحرير رقبة مؤمنة ودية مسلمة إلى أهلهۦ إلا أن يصدقوا فإن كان من قوم عدو لكم وهو مؤمن فتحرير رقبة مؤمنة وإن كان من قوم بينكم وبينهم ميثق فدية مسلمة إلى أهلهۦ وتحرير رقبة مؤمنة فمن لم يجد فصيام شهرين متتابعين توبة من ٱلله وكان ٱلله عليما حكيما
4:93
Bir mümini kasten öldürene gelince, onun cezası,içinde uzun süre kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu; çok büyük bir azap hazırlamıştır ona.
Ve mey yaktül müminem müteammiden fe cezaühu cehnnemü haliden fıha ve ğadıbellahü aleyhi ve leanehu ve eadde lehu azaben azıyma
ومن يقتل مؤمنا متعمدا فجزاؤهۥ جهنم خلدا فيها وغضب ٱلله عليه ولعنهۥ وأعد لهۥ عذابا عظيما
4:94
Ey iman edenler! Allah yolunda gaza için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size selam verene/barış teklifi sunana "Sen mümin değilsin!" demeyin. İğreti hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size lütufta bulundu. O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Ya eyyühellezıne amenu iza darabtüm fı sebılillahi fe tebeyyenu ve la tekulu li men elka ileykümüs selame leste mümina tebteğune aradal hayatid dünya fe ındellahi meğanimü kesırah kezalike küntüm min kablü fe mennellahü aleyküm fe tebeyyenu innellahe kane bi ma tamelune habıra
يـأيها ٱلذين ءامنوا إذا ضربتم في سبيل ٱلله فتبينوا ولا تقولوا لمن ألقى إليكم ٱلسلم لست مؤمنا تبتغون عرض ٱلحيوة ٱلدنيا فعند ٱلله مغانم كثيرة كذلك كنتم من قبل فمن ٱلله عليكم فتبينوا إن ٱلله كان بما تعملون خبيرا
4:95
İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla yoğun gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama yoğun gayret gösterenleri,çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır.
La yestevil kaıdune minel müminıne ğayru ülid darari vel mücahidune fı sebılillahi bi emvalihim ve enfüsihim feddalellahül mücahidıne bi emvalihim ve enfüsihim alel kaıdıne deraceh ve küllev veadellahül husna ve feddalellahül mücahidıne alel kaıdıne ecran azıyma
لا يستوي ٱلقعدون من ٱلمؤمنين غير أولي ٱلضرر وٱلمجهدون في سبيل ٱلله بأمولهم وأنفسهم فضل ٱلله ٱلمجهدين بأمولهم وأنفسهم على ٱلقعدين درجة وكلا وعد ٱلله ٱلحسنى وفضل ٱلله ٱلمجهدين على ٱلقعدين أجرا عظيما
4:96
Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir.
Deracatim minhü ve mağfiratev ve rahmehv ve kanellahü ğafurar rahıyma
درجت منه ومغفرة ورحمة وكان ٱلله غفورا رحيما
4:97
Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler: "Neredeydiniz siz?" Cevap verdiler: "Yeryüzünde ezilip horlananlardandık biz." Melekler dediler ki: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi? Orada bir yerden bir yere göçseydiniz ya!" İşte böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o!
İnnellezıne teveffahümül melaiketü zalimı enfüsihim kalu fıme küntüm kalu künna müstadafıne fil ard kalu e lem tekün erdullahi vasiaten fe tühaciru fıha fe ülaike mevahüm cehennem ve saet mesıyra
إن ٱلذين توفىهم ٱلملـئكة ظالمي أنفسهم قالوا فيم كنتم قالوا كنا مستضعفين في ٱلأرض قالوا ألم تكن أرض ٱلله وسعة فتهاجروا فيها فأولـئك مأوىهم جهنم وساءت مصيرا
4:98
Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen, hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır.
İllel müstadafıne miner ricali ven nisai vel vildani la yestetıyune hıyletev ve la yehtedune sebıla
إلا ٱلمستضعفين من ٱلرجال وٱلنساء وٱلولدن لا يستطيعون حيلة ولا يهتدون سبيلا
4:99
Bunların, Allah tarafından affedilmeleri umulur. Allah affedicidir, günahları bağışlayıcıdır.
Fe ülaike asellahü ey yafüve anhüm ve kanellahü afüvven ğafura
فأولـئك عسى ٱلله أن يعفو عنهم وكان ٱلله عفوا غفورا
4:100
Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkan da bulur. Ve her kim, evinden Allah'a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü vermek Allah'a düşer. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Ve mey yühacir fı sebılillahi yecid fil erdı mürağamen kesırav veseah ve mey yahruc mim beytihı mühaciran ilellahi ve rasulihı sümme yüdrikhül mevtü fe ad vekaa ercuhu alellah ve kanellahü ğafurar rahıyma
ومن يهاجر في سبيل ٱلله يجد في ٱلأرض مرغما كثيرا وسعة ومن يخرج من بيتهۦ مهاجرا إلى ٱلله ورسولهۦ ثم يدركه ٱلموت فقد وقع أجرهۥ على ٱلله وكان ٱلله غفورا رحيما
4:101
Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı/duayı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki,inkarcı nanakörler sizin için açık bir düşmandırlar.
Ve iza darabtüm fil erdı fe leyse aleyküm cünahun en taksuru mines salah in hıftüm ey yeftinekümüllezıne keferu innel kafirune kanu leküm adüvvem mübına
وإذا ضربتم في ٱلأرض فليس عليكم جناح أن تقصروا من ٱلصلوة إن خفتم أن يفتنكم ٱلذين كفروا إن ٱلكفرين كانوا لكم عدوا مبينا
4:102
Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış/dua etmemiş olan diğer grup gelip seninle birlikte namaz kılsınlar/dua etsinler. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kafirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kafirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.
Ve iza künte fıhim fe ekamte lehümüs salate feltekum taifetüm minhüm meake vel yehuzu eslihatehümv fe iza secedu felyekunu miv veraikümv velteti taifetün uhra lem yüsallu fel yüsallu meake vel yehuzu hızrahüm ve eslihatehüm veddellezıne keferu lev tağfülune an eslihatiküm ve emtiatiküm fe yemılune aleyküm meyletev vahıdehv ve la cünüha aleyküm in kane bi küm ezem mim metarin ev küntüm merda en tedau eslihateküm ve huzu hızrakümv innellahe eadde lil kafirıne azabem mühına
وإذا كنت فيهم فأقمت لهم ٱلصلوة فلتقم طائفة منهم معك وليأخذوا أسلحتهم فإذا سجدوا فليكونوا من ورائكم ولتأت طائفة أخرى لم يصلوا فليصلوا معك وليأخذوا حذرهم وأسلحتهم ود ٱلذين كفروا لو تغفلون عن أسلحتكم وأمتعتكم فيميلون عليكم ميلة وحدة ولا جناح عليكم إن كان بكم أذى من مطر أو كنتم مرضى أن تضعوا أسلحتكم وخذوا حذركم إن ٱلله أعد للكفرين عذابا مهينا
4:103
Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükunet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
Fe iza kadaytümüs salate fezkürullahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubiküm fe izatmenentüm fe ekıymüs salah innes salate kanet alel müminıne kitabem mevkuta
فإذا قضيتم ٱلصلوة فٱذكروا ٱلله قيما وقعودا وعلى جنوبكم فإذا ٱطمأننتم فأقيموا ٱلصلوة إن ٱلصلوة كانت على ٱلمؤمنين كتبا موقوتا
4:104
Düşman topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz sıkıntıya düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı sizin gibi onlar da sıkıntıya düşüyorlar; ama siz, Allah'tan onların umamayacağı şeyleri umuyorsunuz. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Ve la tahinu fibtiğail kavm in tekunu telemune fe innehüm yelemune kema telemune ve tercune minellahi mala yercun ve kanellahi alımen hakıma
ولا تهنوا في ٱبتغاء ٱلقوم إن تكونوا تألمون فإنهم يألمون كما تألمون وترجون من ٱلله ما لا يرجون وكان ٱلله عليما حكيما
4:105
Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma!
İnna enzelna ileykel kitabe bil hakkı li tahküme beynen nasi bima erakellah ve la tekül lil hainıne hasıyma
إنا أنزلنا إليك ٱلكتب بٱلحق لتحكم بين ٱلناس بما أرىك ٱلله ولا تكن للخائنين خصيما
4:106
Allah'tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Vestağfirillah innellahe kane ğafurar rahıyma
وٱستغفر ٱلله إن ٱلله كان غفورا رحيما
4:107
Öz benliklerine hainlik edenler için didinip durma. Çünkü Allah, sürekli hainlik eden günahkarı sevmez.
Ve la tücadil anillezıne yahtanune enfüsehümv innellahe la yühıbbü men kane havvanen esıma
ولا تجدل عن ٱلذين يختانون أنفسهم إن ٱلله لا يحب من كان خوانا أثيما
4:108
İnsanlardan gizleniyorlar/gizliyorlar da Allah'tan gizlenmiyorlar/gizlemiyorlar. Oysaki O, O'nun hoşlanmadığı sözü gece boyu sarfederlerken onlarla beraberdir. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.
Yestahfune minen nasi ve la yestahfune minellahi ve hüve meahüm iz yübeyyitune ma la yerda minel kavl ve kanellahü bi ma yamelune mühıyta
يستخفون من ٱلناس ولا يستخفون من ٱلله وهو معهم إذ يبيتون ما لا يرضى من ٱلقول وكان ٱلله بما يعملون محيطا
4:109
Diyelim, siz onlar için dünya hayatında mücadele verdiniz. Peki, kıyamet günü Allah'a karşı onlar için kim mücadele verir, onlar hakkında kim vekillik yapar?
Ha entüm haülai cadeltüm anhüm fil hayatid dünya fe mey yücadilüllahe anhüm yevmel kıyameti em mey yekunü aleyhim vekıla
هـأنتم هـؤلاء جدلتم عنهم في ٱلحيوة ٱلدنيا فمن يجدل ٱلله عنهم يوم ٱلقيمة أم من يكون عليهم وكيلا
4:110
Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur.
Ve mey yamel suen ev yazlim nefsehu sümme yestağfirillahe yecidillahe ğafurar rahıyma
ومن يعمل سوءا أو يظلم نفسهۥ ثم يستغفر ٱلله يجد ٱلله غفورا رحيما
4:111
Günah kazanan onu kendi nefsi aleyhine kazanır. Allah Alim ve Hakim'dir.
Ve mey yeksib ismen fe innema yeksibühu ala nefsih ve kanellahü alımen hakıma
ومن يكسب إثما فإنما يكسبهۥ على نفسهۦ وكان ٱلله عليما حكيما
4:112
Kim bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur.
Ve mey yeksib hatıyeten ev ismen sümme yermi bihı berıen fe kadıhtemele bühtanev ve ismem mübına
ومن يكسب خطيـة أو إثما ثم يرم بهۦ بريـا فقد ٱحتمل بهتنا وإثما مبينا
4:113
Eğer Allah'ın senin üzerindeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni şaşırtmaya mutlaka yeltenecekti. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar. Ve sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah sana Kitap'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah'ın senin üzerindeki lütfu çok büyüktür.
Ve lev la fadlüllahi aleyke ve rahmetühu lehemmet taifetüm minhüm ey yüdılluk ve ma yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yedurruneke min şey ve enzellellahü aleykel kitabe vel hıkmete ve allemeke ma lem tekün talemv ve kane fadlüllahi aleyke azıyma
ولولا فضل ٱلله عليك ورحمتهۥ لهمت طائفة منهم أن يضلوك وما يضلون إلا أنفسهم وما يضرونك من شيء وأنزل ٱلله عليك ٱلكتب وٱلحكمة وعلمك ما لم تكن تعلم وكان فضل ٱلله عليك عظيما
4:114
Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, bir sadakaya, bir iyiliğe ve insanlar arasında bir barıştırmaya özendiren başka. Kim böyle bir şeyi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle yaparsa biz ona yakında çok büyük bir ödül vereceğiz.
La hayra fı kesırim min necvahüm illa men emera bi sadekatin ev marufin ev ıslahım beynen nas ve mey yefal zalikebtiğae merdatillahi fe sevfe nütıhi ecran azıyma
لا خير في كثير من نجوىهم إلا من أمر بصدقة أو معروف أو إصلح بين ٱلناس ومن يفعل ذلك ٱبتغاء مرضات ٱلله فسوف نؤتيه أجرا عظيما
4:115
Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan geldikten sonra, resulden kopup müminlerin yolunun dışını izleyeni; biz, yöneldiğiyle kaynaştırır, sonra da cehenneme sallarız. Ne kötü bir dönüş yeridir o!
Ve mey yüşakıkır rasule mim badi ma tebeyyene lehül hüda ve yettebı ğayra sebılil müminıne nüvellihı ma tevella ve nuslihı cehennem ve saet mesıyra
ومن يشاقق ٱلرسول من بعد ما تبين له ٱلهدى ويتبع غير سبيل ٱلمؤمنين نولهۦ ما تولى ونصلهۦ جهنم وساءت مصيرا
4:116
Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.
İnnellahe la yağfiru ey yüşrake bihı ve yağfiru ma dune zalike li mey yeşa ve mey yuşrik billahi fe kad dalle dalalem beıyda
إن ٱلله لا يغفر أن يشرك بهۦ ويغفر ما دون ذلك لمن يشاء ومن يشرك بٱلله فقد ضل ضللا بعيدا
4:117
Allah'ın berisindekilere davet/dua edenler sadece dişilere/dişileşmiş halde davet/dua ederler. Ve onlar inatçı bir şeytandan başkasına çağırıp yakarmıyorlar.
İy yedune min dunihı illa inasa ve iy yadune illa şeytanem merıda
إن يدعون من دونهۦ إلا إنثا وإن يدعون إلا شيطنا مريدا
4:118
Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o: "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım."
leanehüllah ve kale le ettehızenne min ıbadike nasıybem mefruda
لعنه ٱلله وقال لأتخذن من عبادك نصيبا مفروضا
4:119
"Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah'ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır.
Ve le üdıllennehüm ve le ümenniyennehüm ve le amürrannehüm fe le yübettikünne azanel enami ve le amürannehüm fe le yüğayyirunne halkallah ve mey yettehıziş şeytane veliyyem min dunillahi fe kad hasira husranem mübına
ولأضلنهم ولأمنينهم ولأمرنهم فليبتكن ءاذان ٱلأنعم ولأمرنهم فليغيرن خلق ٱلله ومن يتخذ ٱلشيطن وليا من دون ٱلله فقد خسر خسرانا مبينا
4:120
Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.
Yeıdühüm ve yümennıhim ve ma yeıdühümüş şeytanü illa ğurura
يعدهم ويمنيهم وما يعدهم ٱلشيطن إلا غرورا
4:121
Bunların varacakları yer cehennemdir. Ve cehennemden kaçıp kurtulacak bir yer bulamazlar.
Ülaike mevahüm cehennemü ve la yecidune
أولـئك مأوىهم جهنم ولا يجدون عنها محيصا
4:122
İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız.Uzun süre kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir?
Vellezıne amenu ve amilus salihati senüdhılühüm cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ebeda vadellahi hakka ve men asdeku minellahi kıyla
وٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحت سندخلهم جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها أبدا وعد ٱلله حقا ومن أصدق من ٱلله قيلا
4:123
İş ne sizin kuruntularınızla/hurafelerinizle/anlamını bilmeden okuyuşlarınızla ne de Ehlikitap'ın kuruntuları/hurafeleri/anlamını bilmeden okuyuşlarıyla çözülür. Kötülük yapan onunla cezalandırılır. Ve böyle biri, kendisi için Allah dışında ne bir dost bulur ne de bir yardımcı.
Leyse bi emaniyyiküm ve la emaniyyi ehlil kitab mey yamel suey yücze bihı ve la yecid lehu min dunillahi veliyyev ve la nesıyra
ليس بأمانيكم ولا أماني أهل ٱلكتب من يعمل سوءا يجز بهۦ ولا يجد لهۥ من دون ٱلله وليا ولا نصيرا
4:124
Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır.
Ve mey yamel mines salihati min zekerin ev ünsa ve hüve müminün fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune nekıyra
ومن يعمل من ٱلصـلحت من ذكر أو أنثى وهو مؤمن فأولـئك يدخلون ٱلجنة ولا يظلمون نقيرا
4:125
Güzel düşünüp/güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti.
Ve men ahsenü dınem mimmen esleme vechehu lillahi ve hüve muhsinüv vettebea millete ibrahıme hanıfa vetetehazellahü ibrahıme halila
ومن أحسن دينا ممن أسلم وجههۥ لله وهو محسن وٱتبع ملة إبرهيم حنيفا وٱتخذ ٱلله إبرهيم خليلا
4:126
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır. Allah Muhit'tir, her şeyi çepeçevre kuşatmıştır.
Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü bi külli şeyim mühıyta
ولله ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض وكان ٱلله بكل شيء محيطا
4:127
Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikahlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir.
Ve yesteftuneke fin nisa kulillahü yüftıküm fıhinne ve ma yütla aleyküm fil kitabi fı yetamen nisaillatı la tütunehünne ma kütibe lehünne ve terğabune en tenkihuhünne vel müstadafıne minel vildani ve en tekumu lil yetama bil kıst ve ma tefalu min hayrin fe inellahe kane bihı alıma
ويستفتونك في ٱلنساء قل ٱلله يفتيكم فيهن وما يتلى عليكم في ٱلكتب في يتمى ٱلنساء ٱلـتي لا تؤتونهن ما كتب لهن وترغبون أن تنكحوهن وٱلمستضعفين من ٱلولدن وأن تقوموا لليتمى بٱلقسط وما تفعلوا من خير فإن ٱلله كان بهۦ عليما
4:128
Eğer bir kadın,kocasının sadakatsizliğinden,yahut kendisine sırt çevirmesinden endişe ederse aralarını bir barış girişimiyle düzeltmelerinde kendileri için bir sakınca yoktur. Ve barış hep hayırdır. Nefisler, cimrilik ve doymazlığa hazır hale getirilmiştir. Güzel davranır, sakınıp korunursanız Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olacaktır.
Ve inimraetün hafet mim baliha nüşuzen ev ıradan fe la cünaha aleyhima ey yusliha beynehüma sulha ves sulhu hayr ve uhdıratil enfüsüş şuhh ve in tuhsinu ve tetteku fe innellahe kane bi ma tamelune habıra
وإن ٱمرأة خافت من بعلها نشوزا أو إعراضا فلا جناح عليهما أن يصلحا بينهما صلحا وٱلصلح خير وأحضرت ٱلأنفس ٱلشح وإن تحسنوا وتتقوا فإن ٱلله كان بما تعملون خبيرا
4:129
Tutkunluk derecesinde isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlamaya asla güç yetiremezsiniz. O halde tam bir eğilimle bir yana yönelip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Barışı esas alıp sakınırsanız, Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.
Ve len testetıyu en tadilu beynen nisai ve lev harastüm fe la temılu küllel meyli fe tezeruha kel müalekah ve in tuslihu ve tetteku fe innellahe kane ğafurar rahıyma
ولن تستطيعوا أن تعدلوا بين ٱلنساء ولو حرصتم فلا تميلوا كل ٱلميل فتذروها كٱلمعلقة وإن تصلحوا وتتقوا فإن ٱلله كان غفورا رحيما
4:130
Eğer ayrılırlarsa Allah, geniş nimetinden her birini zenginleştirir. Allah Vasi'dir, genişler ve genişletir; Hakim'dir, hikmeti sınırsızdır.
Ve iy yeteferraka yuğnillahü küllem min seatih ve kanellahü vasian hakıma
وإن يتفرقا يغن ٱلله كلا من سعتهۦ وكان ٱلله وسعا حكيما
4:131
Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız Allah'ındır.İnan olsun, hem sizden önce kitap verilenlere hem de size, "Allah'tan sakının!" diye önerdik. Nankörlüğe saparsanız şu bir gerçek ki, göklerdekiler de yerdekiler de Allah'ındır. Allah Gani'dir, zenginliğine sınır yoktur; Hamid'dir, övülen ve övendir.
Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve le kad vessaynellezıne utül kitabe min kabliküm ve iyyaküm enittekullah ve in tekfüru fe inne lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü ğaniyyen hamıda
ولله ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض ولقد وصينا ٱلذين أوتوا ٱلكتب من قبلكم وإياكم أن ٱتقوا ٱلله وإن تكفروا فإن لله ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض وكان ٱلله غنيا حميدا
4:132
Hem göklerdekiler hem yerdekiler Allah içindir.Vekil olarak Allah yeter.
Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekıla
ولله ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض وكفى بٱلله وكيلا
4:133
Ey insanlar! O dilerse sizi ortadan kaldırır, başkalarını getirir. Allah buna gerçekten Kadir'dir.
İy yeşe yüzhibküm eyyühen nasü ve ye7ti bi aharın ve kanellahü ala zalike kadıra
إن يشأ يذهبكم أيها ٱلناس ويأت بـاخرين وكان ٱلله على ذلك قديرا
4:134
Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de ahiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.
Men kane yürıdü sevabed dünya fe ınellahi sevabüd dünya vel ahırah ve kanellahü semıam besıyra
من كان يريد ثواب ٱلدنيا فعند ٱلله ثواب ٱلدنيا وٱلأخرة وكان ٱلله سميعا بصيرا
4:135
Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde, nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Ya eyyühellezıne amenu kunu kavvamıne bil kıstı şühedae lillahi ve lev ala enfüsiküm evil valideyni vel akrabın iy yekün ğaniyyen ev fekıyran fellahü evla bihima fe la tettebiul heva en tadilu ve in telvu ev turidu fe innellahe kane bi ma tamelune habıra
يـأيها ٱلذين ءامنوا كونوا قوـمين بٱلقسط شهداء لله ولو على أنفسكم أو ٱلولدين وٱلأقربين إن يكن غنيا أو فقيرا فٱلله أولى بهما فلا تتبعوا ٱلهوى أن تعدلوا وإن تلوۥا أو تعرضوا فإن ٱلله كان بما تعملون خبيرا
4:136
Ey iman edenler! Allah'a, onun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap'a, daha önce indirmiş olduğu Kitap'a inanın. Kim Allah'ı, O'nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve ahiret gününü inkar ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüş olur.
Ya eyyühellezıne amenu aminu billahi ve rasulihı vel kitabillezı nezzele ala rasulihı vel kitabillezı enzele min kabl ve me yekfür billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülihı vel yevmil ahıri fe kad dalle dalalem beıyda
يـأيها ٱلذين ءامنوا ءامنوا بٱلله ورسولهۦ وٱلكتب ٱلذي نزل على رسولهۦ وٱلكتب ٱلذي أنزل من قبل ومن يكفر بٱلله وملـئكتهۦ وكتبهۦ ورسلهۦ وٱليوم ٱلأخر فقد ضل ضللا بعيدا
4:137
Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.
İnnellezıne amenu sümme keferu sümme amenu sümme keferu sümmezdadu küfral lem yekünillahü li yağfira lehüm ve la li yehdiyehüm sebıla
إن ٱلذين ءامنوا ثم كفروا ثم ءامنوا ثم كفروا ثم ٱزدادوا كفرا لم يكن ٱلله ليغفر لهم ولا ليهديهم سبيلا
4:138
İkiyüzlülere şunu muştula:Kendileri için korkunç bir azap öngörülmüştür.
Beşşiril münafikıyne bi enne lehüm azaben elıma
بشر ٱلمنفقين بأن لهم عذابا أليما
4:139
Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır.
Ellezıne yettehızunel kafirıne evliyae min dunil müminın e yebteğune ındehümül ızzete fe innel ızzete lillahi cemıa
ٱلذين يتخذون ٱلكفرين أولياء من دون ٱلمؤمنين أيبتغون عندهم ٱلعزة فإن ٱلعزة لله جميعا
4:140
Allah, Kitap'ta size şunu da indirmiştir: Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız.Hiç kuşkusuz Allah, münafıklarla kafirleri cehennemde bir araya getirecektir.
Ve kad nezzele aleyküm fil kitabi en iza semıtüm ayatillahi yükferu biha ve yüstehzeü biha fe la takudu meahüm hatta yehudu fı hadısin ğayrihı inneküm izem müslühüm innellahe camiul münafikıyne vel kafirıne fı cehenneme cemıa
وقد نزل عليكم في ٱلكتب أن إذا سمعتم ءايت ٱلله يكفر بها ويستهزأ بها فلا تقعدوا معهم حتى يخوضوا في حديث غيرهۦ إنكم إذا مثلهم إن ٱلله جامع ٱلمنفقين وٱلكفرين في جهنم جميعا
4:141
Sizi gözetleyip duruyorlar. Allah'tan size fetih nasip olursa, "sizinle birlikte değil miydik" diyecekler. Kafirlere bir nasip ulaşırsa şunu söyleyecekler: "Başarınıza destek vermedik mi, müminlere karşı size siper olmadık mı?" Artık kıyamet günü aranızda Allah hükmedecektir. Allah, müminler aleyhine kafirlere bir yol asla nasip etmez.
Ellezıne yeterabbesune biküm fe in kane leküm fethum minellahi kalu e lem neküm meaküm ve in kane lil kafirıne nasıybün kalu elem nestahviz aleyküm ve nemnaküm minel müminın fellahü yahkümü beyneküm yevmel kıyameh ve ley yecalellahü lil kafirıne alel müminıne sebıla
ٱلذين يتربصون بكم فإن كان لكم فتح من ٱلله قالوا ألم نكن معكم وإن كان للكفرين نصيب قالوا ألم نستحوذ عليكم ونمنعكم من ٱلمؤمنين فٱلله يحكم بينكم يوم ٱلقيمة ولن يجعل ٱلله للكفرين على ٱلمؤمنين سبيلا
4:142
Şu bir gerçek ki, ikiyüzlüler hileler düzerek Allah'ı aldatmaya uğraşıyorlar. Ama Allah da onları aldatıyor. Onlar namaza/duaya kalktıklarında tembel-miskin bir halde kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar.Onlar Allah'ı çok az hatırlarlar.
İnnel münafikıyne yühadiunellahe ve hüve hadıuhüm ve iza kamu iles salati kamu küsala yüraunen nase ve la yezkürunellahe illa kalıla
إن ٱلمنفقين يخدعون ٱلله وهو خدعهم وإذا قاموا إلى ٱلصلوة قاموا كسالى يراءون ٱلناس ولا يذكرون ٱلله إلا قليلا
4:143
Arada bocalayıp dururlar.Ne şunlardan yanadırlar ne bunlardan yana. Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.
Müzebzebıne beyne zalike la ila haülai ve la ila haüla ve mey yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla
مذبذبين بين ذلك لا إلى هـؤلاء ولا إلى هـؤلاء ومن يضلل ٱلله فلن تجد لهۥ سبيلا
4:144
Ey iman sahipleri! Müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a açık bir kanıt mı vermek istiyorsunuz?
Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül kafirıne evliyae min dunil müminın e türıdune en tecalu lillahi aleyküm sültanem mübına
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تتخذوا ٱلكفرين أولياء من دون ٱلمؤمنين أتريدون أن تجعلوا لله عليكم سلطنا مبينا
4:145
Şu da bir gerçek ki ikiyüzlüler, ateşin en alt katındadırlar. Onlar için bir yardımcı asla bulamayacaksın.
İnnel münafikıyne fid derkil esfeli minen nar ve len tecide lehüm nesıyra
إن ٱلمنفقين في ٱلدرك ٱلأسفل من ٱلنار ولن تجد لهم نصيرا
4:146
Ancak tövbe edip hallerini düzelterek Allah'a yapışan ve dinlerini samimiyetle Allah'a özgüleyenler müstesnadır. İşte böyleleri, müminlerle beraber olacaktır. Ve Allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir.
İllellezıne tabu ve aslehu vatesamu billahi va ahlesu dınehüm lillahi fe ülaike meal müminın ve sevfe yütillahül müminıne ecran azıyma
إلا ٱلذين تابوا وأصلحوا وٱعتصموا بٱلله وأخلصوا دينهم لله فأولـئك مع ٱلمؤمنين وسوف يؤت ٱلله ٱلمؤمنين أجرا عظيما
4:147
İnanır şükrederseniz,Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder,O her şeyi gereğince bilir.
Ma yefalüllahü bi azabiküm in şekartüm ve amentüm ve kanellahü şakian alıma
ما يفعل ٱلله بعذابكم إن شكرتم وءامنتم وكان ٱلله شاكرا عليما
4:148
Allah çirkin sözün açıklanmasını sevmez.Zulme uğratılan kişi müstesna. Allah Semi'dir, Alim'dir.
La yühıbbüllahül cehra bis sui minel kavli illa men zulim v kanellahü semıan alıma
لا يحب ٱلله ٱلجهر بٱلسوء من ٱلقول إلا من ظلم وكان ٱلله سميعا عليما
4:149
Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz,Allah da çok affedicidir,her şeye güç yetirendir.
İn tübdu hayran ev tuhfuhü ev tafü an suin fe innellahe kane afüvven kadıra
إن تبدوا خيرا أو تخفوه أو تعفوا عن سوء فإن ٱلله كان عفوا قديرا
4:150
Onlar ki Allah'ı ve O'nun resullerini inkar ederler, Allah'la O'nun resulleri arasını açmak isterler de "bir kısmına inanırız, bir kısmını inkar ederiz" derler; böylece imanla inkar arasında bir yol tutmak isterler.
İnnellezıne yekfürune billah ive rusülihı ve yürıdune ey yüferriku beynellahi ve rusülihı ve yekulune nüminü bi badıv ve nekfürü bi badıv ve yürıdune ey yettehızu beyne zalike sebıla
إن ٱلذين يكفرون بٱلله ورسلهۦ ويريدون أن يفرقوا بين ٱلله ورسلهۦ ويقولون نؤمن ببعض ونكفر ببعض ويريدون أن يتخذوا بين ذلك سبيلا
4:151
İşte bunlar gerçek kafirlerdir. Ve biz, kafirler için yere batırıcı bir azap hazırladık.
Ülaike hümül kafirune hakka ve atedna lil kafirıne azabem mühiyna
أولـئك هم ٱلكفرون حقا وأعتدنا للكفرين عذابا مهينا
4:152
Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.
Vellezıne amenu billahi ve rusülihı ve lem yüferriku beyne ehadim minhüm ülaike sevfe yütıhim ücurahüm ve kanellahü ğafurar rahıyam
وٱلذين ءامنوا بٱلله ورسلهۦ ولم يفرقوا بين أحد منهم أولـئك سوف يؤتيهم أجورهم وكان ٱلله غفورا رحيما
4:153
Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Musa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: "Allah'ı bize açıktan göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Musa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik.
Yeselüke ehlül ehlül kitabi en tünezzile aleyhim kitabem mines semai fe kad seelü musa ekbera min zalike fe kalu erinellah cehratem fe ehazethümüs saıkatü bi sulmihim sümmettehazül ıcle mim badi ma caethümül beyyinatü fe afevna an zalik ve ateyna musa sültanem mübına
يسـلك أهل ٱلكتب أن تنزل عليهم كتبا من ٱلسماء فقد سألوا موسى أكبر من ذلك فقالوا أرنا ٱلله جهرة فأخذتهم ٱلصـعقة بظلمهم ثم ٱتخذوا ٱلعجل من بعد ما جاءتهم ٱلبينت فعفونا عن ذلك وءاتينا موسى سلطنا مبينا
4:154
Kesin söz vermeleri için Tur'u üzerlerine kaldırdık ve onlara: "Kapıdan secde ederek girin." dedik. Onlara şunu da söyledik: "Cumartesi gününde azgınlık yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz almıştık.
Ve rafana fevkahümüt tura bi mısakıhim ve kulna lehümüdhulül babe sücedev ve kulna lehüm la tadu fis sebti ve ehazna minhüm mısakan ğalıza
ورفعنا فوقهم ٱلطور بميثقهم وقلنا لهم ٱدخلوا ٱلباب سجدا وقلنا لهم لا تعدوا في ٱلسبت وأخذنا منهم ميثقا غليظا
4:155
Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" demeleri,daha doğrusu,küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler.
Fe bima nakdıhim mısakahüm ve küfrihim bi ayatillahi ve katlihimül embiyae bi ğayri hakkıv ve kavlihim kulubüna ğulf bel tabeallahü aleyha bi küfrihim fe la yüminune illa kalıla
فبما نقضهم ميثقهم وكفرهم بـايت ٱلله وقتلهم ٱلأنبياء بغير حق وقولهم قلوبنا غلف بل طبع ٱلله عليها بكفرهم فلا يؤمنون إلا قليلا
4:156
Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden...
Ve bi küfrihim ve kavlihim ala meryeme bühtanen azıyam
وبكفرهم وقولهم على مريم بهتنا عظيما
4:157
"Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.
Ve kavlihim inna katelnel mesıha ıysebne meryeme raulellah ve ma kateluhü ve ma salebuhü ve lakin şübbihe lehüm ve innellezınahtelefu fıhi le fı şekkim minh ma lehüm bihı min ılmin illettibaaz zann ve ma kateluhü yekıyna
وقولهم إنا قتلنا ٱلمسيح عيسى ٱبن مريم رسول ٱلله وما قتلوه وما صلبوه ولكن شبه لهم وإن ٱلذين ٱختلفوا فيه لفي شك منه ما لهم بهۦ من علم إلا ٱتباع ٱلظن وما قتلوه يقينا
4:158
Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
Ber rafeahüllahü ileyh ve kanellahü azızen hakıma
بل رفعه ٱلله إليه وكان ٱلله عزيزا حكيما
4:159
Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır.
Ve im min ehlil kitabi illa le yüminenne bihı kable mevtih ve yevmel kıyameti yekunü aleyhim şehıda
وإن من أهل ٱلكتب إلا ليؤمنن بهۦ قبل موتهۦ ويوم ٱلقيمة يكون عليهم شهيدا
4:160
Yaptıkları zulümler ve birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce kendilerine helal kılınmış tertemiz şeyleri, Yahudilere haram kıldık.
Fe bi zulmim minellezıne hadu harramna aleyhim tayyibatin ühıllet lehüm ve bi saddihim an sebılillahi kesıra
فبظلم من ٱلذين هادوا حرمنا عليهم طيبت أحلت لهم وبصدهم عن سبيل ٱلله كثيرا
4:161
Ve ribayı almaları yüzünden -oysaki ondan yasaklanmışlardı- ve haksız yollarla insanların mallarını yemeleri yüzünden onların küfre sapanlarına korkunç bir azap hazırladık.
Ve ahzihimür riba ve kad nühu anhü ve eklihim emvalen nasi bil batıl ve atedna lil kafirıne minhüm azaben elıma
وأخذهم ٱلربوا وقد نهوا عنه وأكلهم أمول ٱلناس بٱلبطل وأعتدنا للكفرين منهم عذابا أليما
4:162
Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirelene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı/duayı yerine getirirler,zekatı vericidirler, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz.
Lakinir rasihune fil ılmi minhüm vel müminune yüminune bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kabileke vel mükıymınes salate vel mütunez zekate vel müminune billahi vel yevmil ahır ülaike se nütıhim ecran azıyma
لـكن ٱلرـسخون في ٱلعلم منهم وٱلمؤمنون يؤمنون بما أنزل إليك وما أنزل من قبلك وٱلمقيمين ٱلصلوة وٱلمؤتون ٱلزكوة وٱلمؤمنون بٱلله وٱليوم ٱلأخر أولـئك سنؤتيهم أجرا عظيما
4:163
Biz, tıpkı Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'e, Yunus'a, Harun'a, Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.
İnna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhıv ven nebiyyıne mim badih ve evhayna ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve yakube vel esbatı ve ıysa ve eyyube ve yunüse ve harune ve süleyman ve ateyna davude zebura
إنا أوحينا إليك كما أوحينا إلى نوح وٱلنبيـن من بعدهۦ وأوحينا إلى إبرهيم وإسمعيل وإسحق ويعقوب وٱلأسباط وعيسى وأيوب ويونس وهرون وسليمن وءاتينا داوۥد زبورا
4:164
Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana anlatmadık. Allah, Musa'ya kelime kelime söz söylemişti.
Ve rusülen kad kasasnahüm aleyke min kablü ve rusülel lem naksushüm aleyk ve kellemellahü musa teklıma
ورسلا قد قصصنهم عليك من قبل ورسلا لم نقصصهم عليك وكلم ٱلله موسى تكليما
4:165
Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah'a karşı kanıtı olmasın. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
Rusülem mübeşşirıne ve münzirıne li ella yekune lin nasi alellahi huccetüm bader rusül ve kanellahü azızen hakıma
رسلا مبشرين ومنذرين لئلا يكون للناس على ٱلله حجة بعد ٱلرسل وكان ٱلله عزيزا حكيما
4:166
Şu da var ki, Allah sana indirdiğini, kendi ilmiyle indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık ediyorlar. Zaten tanık olarak Allah yeter.
Lakinillahü yeşhedü bi ma enzele ileyke enzelehu bi ılmih vel melaiketü yeşhedun ve kefa billahi şehıda
لـكن ٱلله يشهد بما أنزل إليك أنزلهۥ بعلمهۦ وٱلملـئكة يشهدون وكفى بٱلله شهيدا
4:167
İnkar edip Allah yolundan geri çevirenler, dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir.
İnnellezıne keferu ve saddu an sebılillahi kad dallu dalalem beıyda
إن ٱلذين كفروا وصدوا عن سبيل ٱلله قد ضلوا ضللا بعيدا
4:168
İnkar edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.
İnnellezıne keferu ve zalemu lem yekünillahü li yağfira lehüm ve la li yehdiyehüm tarıka
إن ٱلذين كفروا وظلموا لم يكن ٱلله ليغفر لهم ولا ليهديهم طريقا
4:169
Cehennem yolu hariç!Uzun süre kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu.
İlla tarika cehenneme halidıne fıha ebeda ve kane zalike alellahi yesıra
إلا طريق جهنم خلدين فيها أبدا وكان ذلك على ٱلله يسيرا
4:170
Ey insanlar! Resul size Rabbinizden hakkı getirdi; artık inanın ona ki hayrınıza olsun. Nankörlük ederseniz göklerdekiler de yerdekiler de Allah'ındır. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Ya eyyühen nasü kad caekümür rasulü bil hakkı mir rabbiküm fe aminu hayral leküm ve in tekfüru fe inne lillahi ma fis semavati vel ard ve kanellahü alımen hakıma
يـأيها ٱلناس قد جاءكم ٱلرسول بٱلحق من ربكم فـامنوا خيرا لكم وإن تكفروا فإن لله ما في ٱلسموت وٱلأرض وكان ٱلله عليما حكيما
4:171
Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vahid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter.
Ya ehlel kitabi la tağlu fı dıniküm ve la tekulu alellahi illel hakk innemel mesıhu ıysebnü meryeme rasulüllahi ve kelimetüh elkaha ila meryeme ve ruhum minhü fe aminu billahi ve rusülih ve la tekulu selaseh intehu hayral leküm innemellahü ilahüv vahıd sübhanehu ey yekune lehu veled lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekıla
يـأهل ٱلكتب لا تغلوا في دينكم ولا تقولوا على ٱلله إلا ٱلحق إنما ٱلمسيح عيسى ٱبن مريم رسول ٱلله وكلمتهۥ ألقىها إلى مريم وروح منه فـامنوا بٱلله ورسلهۦ ولا تقولوا ثلثة ٱنتهوا خيرا لكم إنما ٱلله إله وحد سبحنهۥ أن يكون لهۥ ولد لهۥ ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض وكفى بٱلله وكيلا
4:172
Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda haşredecekir.
Ley yestenkifel mesıhu ey yekune abdel lillahi ve lel melaiketül mükarrabun ve mey yestenkif an ıbadetihı ve yestekbir fe seyahşüruhüm ileyhi cemıa
لن يستنكف ٱلمسيح أن يكون عبدا لله ولا ٱلملـئكة ٱلمقربون ومن يستنكف عن عبادتهۦ ويستكبر فسيحشرهم إليه جميعا
4:173
Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı.
Fe emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm ve yezıdühüm min fadlih ve emmellezınestenkefu vestekberu fe yüazzibühüm azaben elımev ve la yecidune lehüm min dunillahi veliyyev ve la nesıyra
فأما ٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحت فيوفيهم أجورهم ويزيدهم من فضلهۦ وأما ٱلذين ٱستنكفوا وٱستكبروا فيعذبهم عذابا أليما ولا يجدون لهم من دون ٱلله وليا ولا نصيرا
4:174
Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, herşeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik.
Ya eyyühen nasü kad caeküm bürhanüm mir rabbiküm ve enzelna ileyküm nuram mübına
يـأيها ٱلناس قد جاءكم برهن من ربكم وأنزلنا إليكم نورا مبينا
4:175
Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.
Fe emmellezıne amenu billahi vatesamu bihı fe seyüdhılühüm fı rahmetim minhü ve fadliv ve yehdıhim ileyhi sıratam müstekıyma
فأما ٱلذين ءامنوا بٱلله وٱعتصموا بهۦ فسيدخلهم في رحمة منه وفضل ويهديهم إليه صرطا مستقيما
4:176
Fetva istiyorlar senden. De ki: "Allah size, ana-babasız ve çocuksuz kişi hakkında şöyle fetva veriyor: 'Çocuğu olmayan, bir kız kardeşi bulunan kişi öldüğünde, onun terekesinin yarısı kız kardeşindir. Böyle bir kişi, çocuğu olmayan kız kardeşi öldüğünde, onun terekesinin tamamına mirasçı olur. Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa terekenin üçte ikisi onlarındır. Eğer mirasçılar, kadın-erkek, birçok kardeşlerse bu durumda erkek kardeşe, iki kız kardeşin payı kadar verilir.' Allah size açık-seçik bildiriyor ki sapmayasınız. Allah, her şeyi gereğince bilmektedir.
Yesteftunek kulillahü yüftiküm fil kelaleh inimruün heleke leyse lehu veledüv ve lehu uhtün fe leha nısfü ma terak ve hüve yerisüha il lem yekül leha veled fe in kanetesneteyni fe lehümes sülüsani mimma terak ve in kanu ıhveter ricalev ve nisaen fe lizzekeri mislü hazzıl ünseyeyen yübeyyinüllahü leküm en tedıllu vallahü bi külli şeyin alım
يستفتونك قل ٱلله يفتيكم في ٱلكللة إن ٱمرؤا هلك ليس لهۥ ولد ولهۥ أخت فلها نصف ما ترك وهو يرثها إن لم يكن لها ولد فإن كانتا ٱثنتين فلهما ٱلثلثان مما ترك وإن كانوا إخوة رجالا ونساء فللذكر مثل حظ ٱلأنثيين يبين ٱلله لكم أن تضلوا وٱلله بكل شيء عليم
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.