Dil Göster/Sakla
Tevbe (At-Tawbah) suresi


Tevbe (At-Tawbah) suresi Kuranın 9. suresidir. Tevbe suresi iniş sırasına göre ise 113. sıradadır.

Tevbe suresi pişmanlık anlamına gelmektedir. Toplam da 129 ayet den oluşmaktadır. At-Tawbah suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Bir Medine suresi olarak kabul edilen bu sure savaş, siyaset ve dinî liderler arasındaki bozulmuşluk ve çürümüşlük konularıyla ilgili önemli ayetler içermektedir. Surenin Tebük savaşından sonra inmiş olduğuna inanılır, 38-106. ayetler Medine'de Muhammed'in yanında savaşmamayı seçen münafıklardan ve bunun neden olduğu sorunlardan bahsediyor. Sadakat, yoldaşlık ve biat bu surenin önemli temalarıdır.

Bu sûrenin hicretin 9. yılında Medine'de Tebuk Savaşı sırasında nazil olduğu ve Medine de inen son surelerinden biri olduğu bildirilmektedir. Sure, Enfal Süresi'n de ele alınan konuların hemen hemen aynısını ele alır.

Bu sure iki isimle bilinir - Tevbe ve Bera'at. Tevbeyi ifade ettiği ve kabulünün şartlarını bildirdiği için Tevbe olarak isimlendirilmiştir. İkinci ismi olan Bera'at (Serbest bırakma) surenin açılış kelimesinden alınmıştır.

9:1
Allah ve resulünden, kendileriyle antlaşma yapmış bulunduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu;
Beraetüm minallahi ve rasulihı ilellezıne ahettüm minel müşrikın
فسيحوا فى ٱلأرض أربعة أشهر وٱعلموا أنكم غير معجزى ٱلله وأن ٱلله مخزى ٱلكـفرين
9:2
Yeryüzünde dört ay daha dolaşın ve bilin ki siz, Allah'ı aciz bırakamazsınız. Şu da bir gerçek ki, Allah inkarcı nankörleri rezil eder.
Fe siyhu fil erdı erbeate eşhüriv valemu enneküm ğayru macizillahi ve ennellahe muhzil kafirın
وأذن من ٱلله ورسولهۦ إلى ٱلناس يوم ٱلحج ٱلأكبر أن ٱلله برىء من ٱلمشركين ورسولهۥ فإن تبتم فهو خير لكم وإن توليتم فٱعلموا أنكم غير معجزى ٱلله وبشر ٱلذين كفروا بعذاب أليم
9:3
Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O'nun elçisi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövbe ederseniz bu sizin için hayırlıdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah'ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı muştula!
Ve ezanüm minallahi ve rasulihı ilen nasi yevmel haccil ekberi ennallahe berıüm minel müşrikıne ve rasulüh fe in tübtüm fe hüve hayrul leküm ve in tevelleytüm falemu enneküm ğayru mucizillah ve beşşirillezıne keferu bi azabin elım
إلا ٱلذين عـهدتم من ٱلمشركين ثم لم ينقصوكم شيـا ولم يظـهروا عليكم أحدا فأتموا إليهم عهدهم إلى مدتهم إن ٱلله يحب ٱلمتقين
9:4
Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.
İllellezıne ahettüm minle müşrikıne sümme lem yenkusuküm şeyev ve lem yüzahiru aleyküm ehaden fe etimmu ileyhim ahdehüm ila müddetihim innellahe yühıbbül müttekıyn
فإذا ٱنسلخ ٱلأشهر ٱلحرم فٱقتلوا ٱلمشركين حيث وجدتموهم وخذوهم وٱحصروهم وٱقعدوا لهم كل مرصد فإن تابوا وأقاموا ٱلصلوة وءاتوا ٱلزكوة فخلوا سبيلهم إن ٱلله غفور رحيم
9:5
O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı/duayı yerine getirir, zekatı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Fe izenselehal eşhürul hurumü faktülül müşrikıne hayüs vecedtümuhüm ve huzuhüm vahsuruhüm vakudu lehüm külle mersad fe in tabu ve ekamüs salate ve atevüz zekate fe hallu sebılehüm innellahe ğafurur rahıym
وإن أحد من ٱلمشركين ٱستجارك فأجره حتى يسمع كلـم ٱلله ثم أبلغه مأمنهۥ ذلك بأنهم قوم لا يعلمون
9:6
Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence ver/ounu yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.
Ve in ehadüm minel müşrikınestecarake fe ecirhü hatta yesmea kelamellahi sümme eblığhu memeneh zalik bi ennehüm kavmül la yalemun
كيف يكون للمشركين عهد عند ٱلله وعند رسولهۦ إلا ٱلذين عـهدتم عند ٱلمسجد ٱلحرام فما ٱستقـموا لكم فٱستقيموا لهم إن ٱلله يحب ٱلمتقين
9:7
Müşriklerin Allah katında, onun resulü katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız müstesna. Bu şekilde antlaşması olanlara, onlar size doğru-dürüst davrandıkça, siz de doğru-dürüst davranın. Allah, sakınanları sever.
Keyfe yekunü lil müşrikıne ahdün ındellahi ve ınde rasulihı illellezıne ahettüm ındel mescidil haram fe mestekamu leküm festekıymu lehüm innellahe yühıbbül mütekeyın
كيف وإن يظهروا عليكم لا يرقبوا فيكم إلا ولا ذمة يرضونكم بأفوههم وتأبى قلوبهم وأكثرهم فـسقون
9:8
Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır.
Keyfe ve iy yazheru aleyküm la yerkubu fiküm illevve la zimmeh yürduneküm bi efvahihim ve teba kulubühüm ve ekseruhüm fasikun
ٱشتروا بـايـت ٱلله ثمنا قليلا فصدوا عن سبيلهۦ إنهم ساء ما كانوا يعملون
9:9
Allah'ın ayetlerini nasıl basit bir ücret karşılığı sattılar da Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten ne fena şeylerdir onların yapmakta oldukları.
İşterav ve ayatillahi semenen kalılen fe saddu an sebılih innehüm sae ma kanu yamelun
لا يرقبون فى مؤمن إلا ولا ذمة وأولـئك هم ٱلمعتدون
9:10
Bir mümin hakkında onlar ne bir yemine saygı gösterirler ne de bir antlaşma şartına. Onlar düşmanlık dolu, azmış kişilerin ta kendileridir.
La yerkubune fı müminın illev ve la zimmeh ve laike hümül mutedun
فإن تابوا وأقاموا ٱلصلوة وءاتوا ٱلزكوة فإخونكم فى ٱلدين ونفصل ٱلـايـت لقوم يعلمون
9:11
Bununla birlikte tövbe eder, namazı/duayı yerine getirir, zekatı verirlerse, artık sizin, dinde kardeşlerinizdirler. Biz ayetlerimizi, bilen bir topluluk için böyle açık seçik ortaya koyarız.
Fe in tabu ve ekamüs salate ve atevüz zekate fe ıhvanüküm fid dın ve nüfassılül ayati le kavmiy yalemun
وإن نكثوا أيمـنهم من بعد عهدهم وطعنوا فى دينكم فقـتلوا أئمة ٱلكفر إنهم لا أيمـن لهم لعلهم ينتهون
9:12
Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar, dininize saldırırlarsa, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Böyle yaparsanız hal ve gidişlerine son verebilirler.
Ve in nekesu eymanehüm mim badi ahdihim ve taanu fı dıniküm fe katilu eimmetel küfri innehüm la eymane lehüm leallehüm yentehun
ألا تقـتلون قوما نكثوا أيمـنهم وهموا بإخراج ٱلرسول وهم بدءوكم أول مرة أتخشونهم فٱلله أحق أن تخشوه إن كنتم مؤمنين
9:13
Yeminlerini bozan, resulü yurdundan çıkarmaya gayret eden bir topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? Üstelik size saldırıyı ilkin onlar başlattı. Korkuyor musunuz onlardan? Eğer mümin kişilerseniz, kendisinden korkmanıza en layık olan, Allah'tır.
Ela tükatilune kavmen nekesu eymanehüm ve hemmu bi ıhracir rasuli ve hüm bedeuküm evvele merrah e tahşevnehüm fellahü ehakku en tahşevhü in küntüm müminın
قـتلوهم يعذبهم ٱلله بأيديكم ويخزهم وينصركم عليهم ويشف صدور قوم مؤمنين
9:14
Savaşın onlarla ki, sizin elinizle Allah onlara azap etsin, onları rezil etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Ve inananlar toplumunun göğüslerine şifa ulaştırsın.
Katiluhüm yüazzibhümüllahü bi eydıküm ve yuhzihim ve yensurküm aleyhim ve yeşfi sudura kavmim müminın
ويذهب غيظ قلوبهم ويتوب ٱلله على من يشاء وٱلله عليم حكيم
9:15
Ve yüreklerinin öfkesini gidersin. Allah dilediğine tövbe nasip eder. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Ve yüzhib ğayza kulubihim ve yetubüllahü ala mey yeşa vallahü alımün hakım
أم حسبتم أن تتركوا ولما يعلم ٱلله ٱلذين جـهدوا منكم ولم يتخذوا من دون ٱلله ولا رسولهۦ ولا ٱلمؤمنين وليجة وٱلله خبير بما تعملون
9:16
Allah; içinizden cihat edenleri, Allah'tan, resulünden ve müminlerden başkasını kendisine sırdaş edinmeyenleri belirlemedikçe bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Em hasibtüm en tütraku ve lemma yalemillahüllezıne cahedu minküm ve lem yetehızu min dunillahi ve la rasulihı ve lel müminıne velıceh vallahü habırum bi ma tamelun
ما كان للمشركين أن يعمروا مسـجد ٱلله شـهدين على أنفسهم بٱلكفر أولـئك حبطت أعمـلهم وفى ٱلنار هم خـلدون
9:17
Müşrikler, öz benliklerinin küfre sapışına tanık olup dururlarken, Allah'ın mescitlerini onarmaya girişemezler. Tüm amelleri boşa çıkmıştır onların. Ateşte uzun süre kalacaklardır onlar.
Ma kane lil müşrikıne ey yamüru mesacidellahi şahidıne ala enfüsihm bil küfr ülaike habitat amalühüm ve fin nari hüm halidun
إنما يعمر مسـجد ٱلله من ءامن بٱلله وٱليوم ٱلـاخر وأقام ٱلصلوة وءاتى ٱلزكوة ولم يخش إلا ٱلله فعسى أولـئك أن يكونوا من ٱلمهتدين
9:18
Allah'ın mescitlerini; ancak Allah'a, ahiret gününe inanan, namazı/duayı yerine getiren, zekatı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayan kişiler onanır. İşte bunların, hidayete erenlerden olmaları beklenir.
İnnema yamüru mesacidellahi men amene billahi vel yvmil ahıri ve ekames salate ve atez zekate ve lem yahşe illallahe fe asa ülaike ey yekunu minel mühtedın
أجعلتم سقاية ٱلحاج وعمارة ٱلمسجد ٱلحرام كمن ءامن بٱلله وٱليوم ٱلـاخر وجـهد فى سبيل ٱلله لا يستوۥن عند ٱلله وٱلله لا يهدى ٱلقوم ٱلظـلمين
9:19
Siz; hacı sakalığını, Mescid-i Haram tamirciliğini, Allah'a ve ahiret gününe inanıp Allah yolunda cihat eden kişinin yaptığıyla bir mi tuttunuz? Allah katında bir olmazlar bunlar. Allah, zulüm sergileyenler topluluğuna kılavuzluk etmez.
E cealtüm sikayetel hacci ve ımaratel mescidil harami ke men amen billahi vel yevmil ahıri ve cahede fı sebılillah la yestevune ındellah vallahü la yehdil kavmez zalimın
ٱلذين ءامنوا وهاجروا وجـهدوا فى سبيل ٱلله بأمولهم وأنفسهم أعظم درجة عند ٱلله وأولـئك هم ٱلفائزون
9:20
İman edip hicret eden, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat edenler, derece bakımından Allah katında daha yücedir. Kurtuluşa erenler de işte bunlardır.
Ellezıne amenu ve haceru ve cahdu fı sebılillahi bi emvalihim ve enfüsihim azamü deracetem ındellah ve ülaike hümül faizun
يبشرهم ربهم برحمة منه ورضون وجنـت لهم فيها نعيم مقيم
9:21
Rableri onlara kendisinden bir rahmet, bir hoşnutluk ve içinde çok değerli/kalıcı nimetlerin bulunduğu cennetler müjdeliyor.
Yübeşşiruhüm rabbühüm bi rahmetim minhü ve rıdvaniv ve cennatil lehüm fıha neıymüm mükıym
خـلدين فيها أبدا إن ٱلله عندهۥ أجر عظيم
9:22
Onlara orada sürekli kalacaklardır. Hiç kuşkusuz, Allah'ın katında büyük bir ödül daha vardır.
Halidıne fıha ebeda innellahe ındehu ecrun azıym
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تتخذوا ءاباءكم وإخونكم أولياء إن ٱستحبوا ٱلكفر على ٱلإيمـن ومن يتولهم منكم فأولـئك هم ٱلظـلمون
9:23
Ey iman edenler! Babalarınız ve kardeşleriniz, eğer imana karşı inkarı seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyin. İçinizden onları dost edinenler zalimlerin ta kendileridirler.
Ya eyyühellezıne amenu la tettehızu abaeküm ve ıhvaneküm evliyae inistehabbül kküfra alel ıman ve mey yetevellehüm minküm fe ülaike hümüz zalimun
قل إن كان ءاباؤكم وأبناؤكم وإخونكم وأزوجكم وعشيرتكم وأمول ٱقترفتموها وتجـرة تخشون كسادها ومسـكن ترضونها أحب إليكم من ٱلله ورسولهۦ وجهاد فى سبيلهۦ فتربصوا حتى يأتى ٱلله بأمرهۦ وٱلله لا يهدى ٱلقوم ٱلفـسقين
9:24
De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz/menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan, resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz."
Kul in kane abaüküm ve ebnaüküm ve ıhvanüküm ve ezvacüküm ve aşıratüküm ve emvalü nıkteraftümuha ve ticaratün tahşevne kesadeha ve mesakinü terdavneha ehabbe ileyküm minallahi ve rasulihı ve cihadin fı sebılihı fe terabbesu hatta yetiyallahü bi emrih vallahü la yehdil kavmel fasikıyn
لقد نصركم ٱلله فى مواطن كثيرة ويوم حنين إذ أعجبتكم كثرتكم فلم تغن عنكم شيـا وضاقت عليكم ٱلأرض بما رحبت ثم وليتم مدبرين
9:25
Yemin olsun ki, Allah size birçok yerde yardım etti. Huneyn gününde de. Hani, çokluğunuz sizi böbürlendirmişti de bu hiçbir işinize yaramamıştı. Tüm genişliğine rağmen, yeryüzü size dar gelmişti. Sonra da sırtınızı dönüp kaçmıştınız.
Le kad nasarakümüllahü fı mevatıne kesırativ ve yevme hıneynin iz acebetküm kesratüküm fe lem tuğni anküm şeyev ve dakat aleykümül erdu bi ma rahubet sümme velleytüm müdbirın
ثم أنزل ٱلله سكينتهۥ على رسولهۦ وعلى ٱلمؤمنين وأنزل جنودا لم تروها وعذب ٱلذين كفروا وذلك جزاء ٱلكـفرين
9:26
Sonra Allah, resulünün üzerine de müminlerin üzerine de sükunetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kafirlerin cezası işte budur.
Sümme enezlellahü sekınetehu ala rasulihı ve alel müminıne ve enzele cünudel lem teravha ve azzebellezıne keferu ve zalike cezaül kafirın
ثم يتوب ٱلله من بعد ذلك على من يشاء وٱلله غفور رحيم
9:27
Sonra Allah, bunun ardından da dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Sümme yetubüllahü min badi zalike ala mey yeşa vallahü ğafurur rahıym
يـأيها ٱلذين ءامنوا إنما ٱلمشركون نجس فلا يقربوا ٱلمسجد ٱلحرام بعد عامهم هـذا وإن خفتم عيلة فسوف يغنيكم ٱلله من فضلهۦ إن شاء إن ٱلله عليم حكيم
9:28
Ey inananlar! Müşrikler bir pisliktir. Artık bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar! Eğer yoksulluktan korkarsanız bilin ki, Allah dilediği taktirde sizi yakında lütfundan zengin edecektir. Allah herşeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir.
Ya eyyühellezıne amenu innemel müşrikun necesün fe la yakrabül mescidel haram bade amihim haza ve in hıftüm ayleten fe sevfe yuğnıkümüllahü min fadlihı in şa innellahe alımün hakım
قـتلوا ٱلذين لا يؤمنون بٱلله ولا بٱليوم ٱلـاخر ولا يحرمون ما حرم ٱلله ورسولهۥ ولا يدينون دين ٱلحق من ٱلذين أوتوا ٱلكتـب حتى يعطوا ٱلجزية عن يد وهم صـغرون
9:29
Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve resulünün yasakladığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle, boyun eğerek kendi elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın.
Katilüllezıne la yüminune billahi ve la bil yevmil ahıri ve la yühürrimune ma harremallahü ve rasulühu ve la yedınune dınel hakkı minellezıne utül kitübe hatta yutul cizyete ay yediv vehüm sağırun
وقالت ٱليهود عزير ٱبن ٱلله وقالت ٱلنصـرى ٱلمسيح ٱبن ٱلله ذلك قولهم بأفوههم يضـهـون قول ٱلذين كفروا من قبل قـتلهم ٱلله أنى يؤفكون
9:30
Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkar edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!
Ve kaletil yehudü uzeyrunibnüllahi ve kaletin nesaral mesıhubnüllah zalike kavlühüm bi efvahaham yüdahiune kavlellezıne keferu min kabl katellehümullahü enna yüfekun
ٱتخذوا أحبارهم ورهبـنهم أربابا من دون ٱلله وٱلمسيح ٱبن مريم وما أمروا إلا ليعبدوا إلـها وحدا لا إلـه إلا هو سبحـنهۥ عما يشركون
9:31
Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem'in oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O.
İttehazu ahbarahüm ve ruhbanehüm erbabem min dunillahi vel mesıhabne meryem ve ma ümiru illa li yabüdu ilahev vahıda la ilahe illa hu sübhanehu amma yüşrikun
يريدون أن يطفـوا نور ٱلله بأفوههم ويأبى ٱلله إلا أن يتم نورهۥ ولو كره ٱلكـفرون
9:32
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise kafirler hoşlanmasa da nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor.
Yürıdune ey yutfiu nurallahi bi efvahihim ve yebellahü illa ey yütimme nurahu ve lev kerihel kafirun
هو ٱلذى أرسل رسولهۥ بٱلهدى ودين ٱلحق ليظهرهۥ على ٱلدين كلهۦ ولو كره ٱلمشركون
9:33
O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler hoşlanmasa da o dini dinlerin tümünün üstüne çıkarsın.
Hüvellezı ersele rasulehu bil hüda ve dınil hakkı li yuzhirahu aled dıni küllihı ve lev kerihel müşrikun
يـأيها ٱلذين ءامنوا إن كثيرا من ٱلأحبار وٱلرهبان ليأكلون أمول ٱلناس بٱلبـطل ويصدون عن سبيل ٱلله وٱلذين يكنزون ٱلذهب وٱلفضة ولا ينفقونها فى سبيل ٱلله فبشرهم بعذاب أليم
9:34
Ey iman sahipleri! Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıkabasa yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula!
Ya eyyühellezıne amenu inne kesıram minel ahbari ver ruhbani le yekülune emvalen nasi bil batıli ve yesuddune an sebılillah vellezıne yeknizunez zehebe vel fiddate ve la yünfikuneha fı sebılillahi fe beşşirhüm bi azabin elım
يوم يحمى عليها فى نار جهنم فتكوى بها جباههم وجنوبهم وظهورهم هـذا ما كنزتم لأنفسكم فذوقوا ما كنتم تكنزون
9:35
Gün olur, cehennem ateşinde onların üzerine lav dökülür de bununla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır: "İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi, tadın biriktirmiş olduklarınızı!"
Yevme yuhma aleyha fı nari cehenneme fe tükva biha cibahühüm ve cünubühüm ve zuhuruhüm haza ma keneztüm li enfüsiküm fe zuku ma küntüm teknizun
إن عدة ٱلشهور عند ٱلله ٱثنا عشر شهرا فى كتـب ٱلله يوم خلق ٱلسمـوت وٱلأرض منها أربعة حرم ذلك ٱلدين ٱلقيم فلا تظلموا فيهن أنفسكم وقـتلوا ٱلمشركين كافة كما يقـتلونكم كافة وٱعلموا أن ٱلله مع ٱلمتقين
9:36
Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Eskimez din işte budur. Artık o aylar içinde benliklerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekün savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir.
İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı kitabillahi yevme halekas semavati vel erda miha erbeatüm hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu fıhinne enfüseküm ve katilül müşrikıne kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh valemu ennallahe meal müttekıyn
إنما ٱلنسىء زيادة فى ٱلكفر يضل به ٱلذين كفروا يحلونهۥ عاما ويحرمونهۥ عاما ليواطـوا عدة ما حرم ٱلله فيحلوا ما حرم ٱلله زين لهم سوء أعمـلهم وٱلله لا يهدى ٱلقوم ٱلكـفرين
9:37
Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla inkar edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
İnnemen nesıü ziyadetün fil küfri yüdallü bihillezıne keferu yühıllünehu amev ve yüharrimunehu amel li yüvatıu ıddete ma harramellahü fe yühıllu ma harremellah züyyine lehüm suü amalihim vallahü la yehdil kavmel kafirın
يـأيها ٱلذين ءامنوا ما لكم إذا قيل لكم ٱنفروا فى سبيل ٱلله ٱثاقلتم إلى ٱلأرض أرضيتم بٱلحيوة ٱلدنيا من ٱلـاخرة فما متـع ٱلحيوة ٱلدنيا فى ٱلـاخرة إلا قليل
9:38
Ey iman sahipleri! Size ne oldu ki, "Allah yolunda seferber olun" denilince yere çakılıp kaldınız. Ahiretten vazgeçip iğreti hayata mı razı oldunuz? O iğeti hayatın nimeti ahiret yanında pek azdır.
Ya eyyühellezıne amenu ma leküm iza kıyle lekümünfiru fı sebılillahis sakaltüm ilel ard e radıytüm bil hayatid dünya minel ahırah fe ma metaul hayatid dünya minel ahırah fe ma metaul hayatid dünya fil ahırati illa kalıl
إلا تنفروا يعذبكم عذابا أليما ويستبدل قوما غيركم ولا تضروه شيـا وٱلله على كل شىء قدير
9:39
Eğer seferber olmazsanız Allah size korkunç bir azapla azap eder ve yerinize sizden başka bir topluluk getirir. Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezsiniz. Allah her şeye Kadir'dir.
İlla tenfiru yüazzibküm azaben elımev ve yestebdil kavmen ğayraküm ve la teduruhu şeya vallahü ala külli şeyin kadır
إلا تنصروه فقد نصره ٱلله إذ أخرجه ٱلذين كفروا ثانى ٱثنين إذ هما فى ٱلغار إذ يقول لصـحبهۦ لا تحزن إن ٱلله معنا فأنزل ٱلله سكينتهۥ عليه وأيدهۥ بجنود لم تروها وجعل كلمة ٱلذين كفروا ٱلسفلى وكلمة ٱلله هى ٱلعليا وٱلله عزيز حكيم
9:40
Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani, küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle!" Bunun üzerine Allah ona sükunet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
İlla tensuruhü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne keferu saniyesneyni iz hüma fil ğayri iz yekül li sahıbihı la tahzen innallahe meana fe enzelellahü sekınetehu aleyhi ve eyyedehu bi cünudil lem teravha ve ceale kelimetellezıne keferus süfla ve kelimetüllahi hiyel ulya vallahü azızün hakım
ٱنفروا خفافا وثقالا وجـهدوا بأمولكم وأنفسكم فى سبيل ٱلله ذلكم خير لكم إن كنتم تعلمون
9:41
Gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak mutlaka seferber olun ve Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihat edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
İnfiru hıfafev ve sikalev ve cahidu bi emvaliküm ve enfüsiküm fı sebılillah zaliküm hayrul leküm in küntüm talemun
لو كان عرضا قريبا وسفرا قاصدا لٱتبعوك ولـكن بعدت عليهم ٱلشقة وسيحلفون بٱلله لو ٱستطعنا لخرجنا معكم يهلكون أنفسهم وٱلله يعلم إنهم لكـذبون
9:42
Eğer o, yakın bir dünya menfaati yahut orta bir yolculuk olsa idi, elbette seni izleyeceklerdi. Ama o zorluklarla dolu yolculuk kendilerine uzak geldi. "Gücümüz yetseydi sizinle çıkacaktık" diye Allah'a yemin de ederler. Kendilerini mahvediyorlar. Allah biliyor ki onlar, kesinlikle yalancıdırlar.
Lev kane aradan karıbev ve seferan kasıdel lettebeuke ve lakim beudet aleyhimüş şükkah ve se yahlifune billahi levistetana le haracna meaküm yühlikune enfüsehüm vallahü yalemü innehüm le kazibun
عفا ٱلله عنك لم أذنت لهم حتى يتبين لك ٱلذين صدقوا وتعلم ٱلكـذبين
9:43
Allah seni affetsin; neden onlara izin verdin de beklemedin ki, doğru söyleyenler sana açık-seçik belli olsun da yalancıları bilesin.
Afallahü ank li me ezinte lehüm hatta yetebeyyene lekellezıne sadeku ve talemel kazibın
لا يستـذنك ٱلذين يؤمنون بٱلله وٱليوم ٱلـاخر أن يجـهدوا بأمولهم وأنفسهم وٱلله عليم بٱلمتقين
9:44
Allah'a ve ahiret gününe iman edenler; mallarıyla, canlarıyla cihat edecekleri için senden izin istemezler. Allah, takva sahiplerini iyice bilmektedir.
La yestezinükellezıne yüminune billahi vel yevmil ahıri ey yücahidu bi emvalihim ve enfüsihim vallahü alımüm bil müttekıyn
إنما يستـذنك ٱلذين لا يؤمنون بٱلله وٱليوم ٱلـاخر وٱرتابت قلوبهم فهم فى ريبهم يترددون
9:45
Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayanlar, kalpleri kuşkuyla karışmış olup da işkilleri içinde çalkanıp duranlar, sefere katılmak için senden izin isterler.
İnnema yestezinükellezıne la yüminune billahi vel yevmil ahıri vertabet kulubühüm fe hüm fı raybihim yeteraddedun
ولو أرادوا ٱلخروج لأعدوا لهۥ عدة ولـكن كره ٱلله ٱنبعاثهم فثبطهم وقيل ٱقعدوا مع ٱلقـعدين
9:46
Sefere çıkmak isteselerdi elbette ki, bir sefer hazırlığına girişirlerdi. Ama Allah, harekete geçmelerini istemedi de onları yerlerine çiviledi ve "oturun, oturanlarla beraber" denildi.
Ve lev eradül huruce le eaddu lehu uddetev ve lakin kerihellahümbiasehüm fe sebbetahüm ve kıylekudu meal kaıdın
لو خرجوا فيكم ما زادوكم إلا خبالا ولأوضعوا خلـلكم يبغونكم ٱلفتنة وفيكم سمـعون لهم وٱلله عليم بٱلظـلمين
9:47
Aranızda sefere çıkmış olsalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacaktı; sizi fitneye uğratmak isteğiyle aranıza sokulacaklardı. İçinizde onlara gerçekten kulak verecekler de vardı. Allah, zalimleri iyice biliyor.
Lev haracu fıküm ma zaduküm illa habalev ve le evdau hılaleküm yebğunekümül fitneh ve fıküm semmaune lehüm vallahü alımüm biz zalimın
لقد ٱبتغوا ٱلفتنة من قبل وقلبوا لك ٱلأمور حتى جاء ٱلحق وظهر أمر ٱلله وهم كـرهون
9:48
Yemin olsun ki, onlar önceden de fitne çıkarmak istemiş ve nice işleri sana, olduğundan başka türlü göstermişlerdi. Nihayet hak geldi, onların istememesine rağmen Allah'ın emri galebe çaldı.
Lekadibteğavül fitnete min kablü ve kallebu lekel ümura hatta cael hakku ve zahera emrullahi vehüm karihun
ومنهم من يقول ٱئذن لى ولا تفتنى ألا فى ٱلفتنة سقطوا وإن جهنم لمحيطة بٱلكـفرين
9:49
İçlerinden bazısı: "Bana izin ver, beni fitneye düşürme." der. Dikkat edin, fitnenin ta içine kendileri düşmüşlerdir. Ve cehennem o nankörleri elbete çepeçevre kuşatacaktır.
Ve minhüm mey yekulüzel lı ve la teftinnı e la fil fitneti sekatu ve inne cehenneme le mühıytatüm bil kafirın
إن تصبك حسنة تسؤهم وإن تصبك مصيبة يقولوا قد أخذنا أمرنا من قبل ويتولوا وهم فرحون
9:50
Sana bir iyilik isabet etse bu onları üzer. Sana bir musibet dokunsa: "İşimizi önceden sağlam tutmuşuz." derler ve kibirli bir sevinçle dönüp giderler.
İn tüsıbke hasenetün tesühüm ve in tüsıbke müsıybetüy yekulu kad ehazna emrana min kablü ve yetevellev vehüm ferihun
قل لن يصيبنا إلا ما كتب ٱلله لنا هو مولىنا وعلى ٱلله فليتوكل ٱلمؤمنون
9:51
De ki onlara: "Hakkımızda Allah'ın yazdığından başkası bize asla ulaşmaz. O'dur bizim Mevla'mız. Yalnız Allah'a güvenip dayansın inananlar."
Kul ley yüsıybena illa ma ketebellahü lena hüve mevlana ve alellahi fel yetevekkelil müminun
قل هل تربصون بنا إلا إحدى ٱلحسنيين ونحن نتربص بكم أن يصيبكم ٱلله بعذاب من عندهۦ أو بأيدينا فتربصوا إنا معكم متربصون
9:52
De ki: "Bizim için iki güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de size Allah'ın, kendi katından veya bizim ellerimizle bir azap çarptırmasını bekliyoruz. Artık bekleyin, sizinle beraber biz de bekliyoruz."
Kul hel terabbesune bina illa ıhdel husneyeyn ve nahnü neterabbesu biküm ey yüsıybekümüllahü bi azabim min ındihı ev bi eydına fe terabbesu inna meaküm müterabbisun
قل أنفقوا طوعا أو كرها لن يتقبل منكم إنكم كنتم قوما فـسقين
9:53
Şunu da söyle: "İster kendi arzunuzla ister baskı ve zorla infak edin; sizden asla kabul edilmeyecektir. Çünkü siz, yoldan çıkan bir topluluk oldunuz."
Kul enfiku tavan ev kerhel len yütekabbele minküm inneküm küntüm kavmen fasikıyn
وما منعهم أن تقبل منهم نفقـتهم إلا أنهم كفروا بٱلله وبرسولهۦ ولا يأتون ٱلصلوة إلا وهم كسالى ولا ينفقون إلا وهم كـرهون
9:54
İnfaklarının onlardan kabul edilmesini engelleyen sadece şudur: Onlar, Allah'a ve resulüne nankörlük ettiler. Namaza/duaya ancak üşene üşene gelirler, infak edip dağıttıklarını da içlerinden gelmeyerek verirler.
Ve ma meneahüm en tukbele minhüm nefekatühüm illa ennehüm keferu billahi ve bi rasulihı ve la yetunes salate illa vehüm küsala ve la yünfikune illa vehüm karihun
فلا تعجبك أمولهم ولا أولـدهم إنما يريد ٱلله ليعذبهم بها فى ٱلحيوة ٱلدنيا وتزهق أنفسهم وهم كـفرون
9:55
Onların malları da evlatları da seni imrendirmesin. İş sadece şudur: Allah onlara şu iğreti hayatta azap etmeyi ve canlarının küfre sapmış bir halde çıkmasını istiyor.
Fe la tücibke emvalühüm ve la evladühüm innema yürıdüllahü li yüazzibehüm biha fil hayatid dünya ve tezheka enfüsühm ve hüm kafirun
ويحلفون بٱلله إنهم لمنكم وما هم منكم ولـكنهم قوم يفرقون
9:56
Kesinlikle sizden oldukları yolunda Allah'a yemin ederler. Gerçekte onlar sizden değillerdir. Doğrusu şu ki onlar, ödleri patlayasıya korkan bir topluluktur.
Ve yahlifune billahi innehüm le minküm ve ma hüm minküm ve lakinnehüm kavmüy yefrakun
لو يجدون ملجـا أو مغـرت أو مدخلا لولوا إليه وهم يجمحون
9:57
Eğer bir sığınak yahut bazı mağaralar veya girilecek bir delik bulsalar, yüzlerini döner o tarafa koşarlardı.
Lev yecidune melceen ev meğaratin ev müddehalel le vellev ileyhi vehüm yecmehun
ومنهم من يلمزك فى ٱلصدقـت فإن أعطوا منها رضوا وإن لم يعطوا منها إذا هم يسخطون
9:58
İçlerinden bir kısmı da sadakalar konusunda sana laf dokundurur. Ondan kendilerine verilmişse memnun olurlar. Verilmemişse hemen öfkelenirler.
Ve minhüm mey yelmizüke fis sadekat fe in utu minha radu ve il lem yutav minha iza hüm yeshatun
ولو أنهم رضوا ما ءاتىهم ٱلله ورسولهۥ وقالوا حسبنا ٱلله سيؤتينا ٱلله من فضلهۦ ورسولهۥ إنا إلى ٱلله رغبون
9:59
Ne olurdu, bunlar, Allah ve resulünün kendilerine verdiklerine razı olsalardı da şöyle deselerdi: "Allah bize yeter. Allah bize lütfundan verecektir; resulü de. Zaten biz, gönlümüzü yalnız Allah'a bağlamışız."
Ve lev ennehüm radu ma atahümlahü ve rasulühu ve kalu hasbünallahü se yütınellahü min fadlihı ye rasulühu inna ilallahi rağıbun
إنما ٱلصدقـت للفقراء وٱلمسـكين وٱلعـملين عليها وٱلمؤلفة قلوبهم وفى ٱلرقاب وٱلغـرمين وفى سبيل ٱلله وٱبن ٱلسبيل فريضة من ٱلله وٱلله عليم حكيم
9:60
Sadakalar/zekat malları Allah'tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişi. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
İnnemas sadekatü lil fükarai vel mesakıni vel amilıne aleyha vel müellefeti kulubühüm ve firrikabi vle ğarimıne ve fı sebılillahi vebnis sebıl ferıdatem minallah vallahü alımün hakım
ومنهم ٱلذين يؤذون ٱلنبى ويقولون هو أذن قل أذن خير لكم يؤمن بٱلله ويؤمن للمؤمنين ورحمة للذين ءامنوا منكم وٱلذين يؤذون رسول ٱلله لهم عذاب أليم
9:61
İçlerinden bazıları da o Peygamber'i incitirler ve şöyle derler: "O, her şeye kulak kesilir." De ki: "Hayır kulağıdır sizin için o; Allah'a iman eder, müminlere güvenir. İnananlarınız için de bir rahmettir o." Allah'ın resulüne eza edenler için korkunç bir azap öngörülmüştür.
Ve minhümüllezıne yüzunen nebiyye ve yekulune hüve üzün kul üzünü hayril leküm yüminü billahi ve yüminü lil müminıne ve rahmetül lillezıne amenu minküm vellezıne yüzune rasulellahi lehüm azabün elım
يحلفون بٱلله لكم ليرضوكم وٱلله ورسولهۥ أحق أن يرضوه إن كانوا مؤمنين
9:62
Sizin gönlünüzü hoş etmek için Allah'a yemin ederler. Eğer bunlar inanmış iseler Allah'ın ve resulünün hoşnutluğunu öne almaları daha uygun düşer.
Yahlifune billahi leküm li yürduküm vallahü ve rasulühu ehakku ey yürduhü in kanu müminın
ألم يعلموا أنهۥ من يحادد ٱلله ورسولهۥ فأن لهۥ نار جهنم خـلدا فيها ذلك ٱلخزى ٱلعظيم
9:63
Bilmediler mi ki, her kim Allah'a ve resulüne kafa tutarsa ona, içinde uzun süre kalacağı cehennem ateşi vardır. Büyük utanç işte budur.
E lem yalemu ennehu mey yühadidillahe ve rasulehu fe enne lehu nara cehenneme haliden fıha zalikel hızyül azıym
يحذر ٱلمنـفقون أن تنزل عليهم سورة تنبئهم بما فى قلوبهم قل ٱستهزءوا إن ٱلله مخرج ما تحذرون
9:64
İkiyüzlüler, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin tepelerine inmesinden çekinir dururlar. De ki: "Siz alay edin! Allah, o çekinip durduklarınızı ortaya çıkaracaktır."
Yahzerul münafikune en tünezzele aleyhim suratün tünebbiühüm bi ma fı kulubihim kulistehziu innellahe muhricüm ma tahzerun
ولئن سألتهم ليقولن إنما كنا نخوض ونلعب قل أبٱلله وءايـتهۦ ورسولهۦ كنتم تستهزءون
9:65
Onlara sorarsan elbette şöyle diyeceklerdir: "Lakırdıya dalmış, şakalaşıyorduk, hepsi bu!" De ki: "Allah ile, O'nun ayetleriyle, O'nun resulüyle mi eğleniyordunuz?"
Ve lein seeltehüm le yekulünne innema künna nehudu ve nelab kul e billahi ve ayatihı ve rasulihı küntüm testehziun
لا تعتذروا قد كفرتم بعد إيمـنكم إن نعف عن طائفة منكم نعذب طائفة بأنهم كانوا مجرمين
9:66
Özür beyan etmeyin; imanınızdan sona küfre saptınız. İçinizden bir grubu affetsek bile diğer bir grubu, günaha batmış kişiler oldukları için azaba uğratacağız.
La tateziru kad kefartüm bade ımaniküm in nafü an taifetim minküm nüazzib taifetem bi ennehüm kanu mücrimın
ٱلمنـفقون وٱلمنـفقـت بعضهم من بعض يأمرون بٱلمنكر وينهون عن ٱلمعروف ويقبضون أيديهم نسوا ٱلله فنسيهم إن ٱلمنـفقين هم ٱلفـسقون
9:67
İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da birbirinin aynıdır: Kötülüğe özendirirler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak için ellerini sıkarlar. Onlar Allah'ı unuttular, Allah da onları unuttu. İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir.
El münafikun vel münafikatü baduhüm min bad yemürune bil münkeri ve yenhevne anil marufi ve yakbidune eydiyehüm nesüllahe fe nesiyehüm innel münafikıyne hümül fasikun
وعد ٱلله ٱلمنـفقين وٱلمنـفقـت وٱلكفار نار جهنم خـلدين فيها هى حسبهم ولعنهم ٱلله ولهم عذاب مقيم
9:68
Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde uzun süre kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Köklü bir azap var onlar için.
Veadellahül münafikıyne vel münafikati vel küffara nara cehenneme halidıne fıha hiye hasbühüm ve leanehümüllah ve lehüm azabüm mükıym
كٱلذين من قبلكم كانوا أشد منكم قوة وأكثر أمولا وأولـدا فٱستمتعوا بخلـقهم فٱستمتعتم بخلـقكم كما ٱستمتع ٱلذين من قبلكم بخلـقهم وخضتم كٱلذى خاضوا أولـئك حبطت أعمـلهم فى ٱلدنيا وٱلـاخرة وأولـئك هم ٱلخـسرون
9:69
Tıpkı sizden öncekiler gibi. Onlar kuvvetçe sizden daha zorlu, mallar ve çocuklar bakımından daha zengindiler. Kendi nasipleriyle zevk sürdüler. Siz de kendi payınıza düşenle zevk sürdünüz. Tıpkı sizden öncekilerin kendi nasipleriyle zevklendikleri gibi. Tıpkı onların dalıp gittiği gibi siz de dalıp gittiniz. İşte böylelerinin amelleri dünyada da ahirette de boşa çıkmıştır. İşte böyleleri hüsrana batmıştır.
Kellezıne min kabliküm kanu eşedde minküm kuvvetev ve eksera emvalev ve evlada festemteu bi halakıhim festemtatüm bi halaıküm kemestem teallazıne min kabliküm bi halakıhüm ve hudtüm kellezı hadu ülaike habitat amalühüm fid dünya vel ahırah ve ülaike hümül hasirun
ألم يأتهم نبأ ٱلذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم إبرهيم وأصحـب مدين وٱلمؤتفكـت أتتهم رسلهم بٱلبينـت فما كان ٱلله ليظلمهم ولـكن كانوا أنفسهم يظلمون
9:70
Gelmedi mi onlara kendilerinden öncekilerin haberi: Nuh kavminin, Ad'ın, Semud'un, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altı üstüne gelmiş kentlerin. Resulleri onlara açık-seçik ayetler getirmişti. Allah onlara zulmediyor değildi; aksine, öz benliklerine onlar zulmediyorlardı.
E lem yetihim nebüllezıne min kablihim kavmi nuhıv ve adiv ve semude ve kavmi ibrahıme ve ashabi medyene vel mütefikat etethüm rusülühüm bil beyyinat fe ma kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun
وٱلمؤمنون وٱلمؤمنـت بعضهم أولياء بعض يأمرون بٱلمعروف وينهون عن ٱلمنكر ويقيمون ٱلصلوة ويؤتون ٱلزكوة ويطيعون ٱلله ورسولهۥ أولـئك سيرحمهم ٱلله إن ٱلله عزيز حكيم
9:71
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı/duayı yerine getirirler, zekatı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
Vel müminune vel mümiratü baduhüm evliyaü bad yemürune bil marufi ve yenhevne anil münkeri ve yükıymunes salate ve yütunez zekate ve yütıyunellahe ve rasuleh ülaike se yerhamühümüllah innellaha azızün hakım
وعد ٱلله ٱلمؤمنين وٱلمؤمنـت جنـت تجرى من تحتها ٱلأنهـر خـلدين فيها ومسـكن طيبة فى جنـت عدن ورضون من ٱلله أكبر ذلك هو ٱلفوز ٱلعظيم
9:72
Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş.
Veadellahül müminıne vel müminati cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve mesakine teyyibeten fı cennati adn ve rıdvanüm minallahi ekber zalike hüvel fevzül azıym
يـأيها ٱلنبى جـهد ٱلكفار وٱلمنـفقين وٱغلظ عليهم ومأوىهم جهنم وبئس ٱلمصير
9:73
Ey Peygamber! Küfre sapanlarla, ikiyüzlülerle cihat et! Onlara sert davran! Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o!
Ya eyyühen nebiyyü cahidil küffara vel münafikıyne vağluz aleyhim ve mevahüm cehennem ve bisel mesıyr
يحلفون بٱلله ما قالوا ولقد قالوا كلمة ٱلكفر وكفروا بعد إسلـمهم وهموا بما لم ينالوا وما نقموا إلا أن أغنىهم ٱلله ورسولهۥ من فضلهۦ فإن يتوبوا يك خيرا لهم وإن يتولوا يعذبهم ٱلله عذابا أليما فى ٱلدنيا وٱلـاخرة وما لهم فى ٱلأرض من ولى ولا نصير
9:74
Söylemediklerine ilişkin Allah'a yemin ediyorlar. Yemin olsun ki, o küfür sözünü söylediler. İslam'a girmeleri ardından küfre saptılar. Başaramadıkları bir şeyi tasarladılar. Oysaki intikam almaları için, Allah'ın ve resulünün, Allah'ın lütfuyla kendilerini zengin etmiş olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Eğer yan çizerlerse Allah onlara dünyada da ahirette de acıklı bir azapla azap edecektir. Ve yeryüzünde onların ne bir dostu olacaktır ne de bir yardımcısı.
Yahlifune billahi ma kalu ve le kad kalu kelimetel küfri ve keferu bade islamihim ve hemmu bi ma lem yenalu ve ma nekamu illa en ağnahümüllahü ve rasulühu min fadlih fe iy yetubu yekü hayral lehüm ve iy yetevellev yüazzibhümüllahü azaben elımen fid dünya vel ahırah ve ma lehüm fil erdı miv veliyyiv ve la nasıyr
ومنهم من عـهد ٱلله لئن ءاتىنا من فضلهۦ لنصدقن ولنكونن من ٱلصـلحين
9:75
İçlerinden bazıları da Allah'a şöyle ant içti: "Eğer Allah, lütfundan bize verirse, elbette sadaka dağıtacağız ve elbette iyilik ve barış için çalışanlardan olacağız."
Ve minhüm men ahedellahe le in atana min fadlihı le nessaddekanne ve le nekunenne mines salihıyn
فلما ءاتىهم من فضلهۦ بخلوا بهۦ وتولوا وهم معرضون
9:76
Lütfundan kendilerine verdiği zaman ise o lütfa cimrilik ederek yüz çevirmiş bir halde dönüp gittiler.
Felemma atahüm min fadlihı behılu bihı ve tevellev ve hüm muridun
فأعقبهم نفاقا فى قلوبهم إلى يوم يلقونهۥ بما أخلفوا ٱلله ما وعدوه وبما كانوا يكذبون
9:77
Nihayet, Allah, kendisine verdikleri söze ters düştüklerinden, yalana sapıp durduklarından, huzuruna çıkacakları güne kadar onların kalplerine ikiyüzlülük yerleştirdi.
Fe akabehüm nifakan fı kulubihim ila yevmi yelkavnehu bi ma ahlefüllahe ma veaduhü ve bi ma kanu yekzibun
ألم يعلموا أن ٱلله يعلم سرهم ونجوىهم وأن ٱلله علـم ٱلغيوب
9:78
Bilmediler mi ki, Allah onların sırrını da fısıldaşmalarını da bilir; Allah gaybları çok iyi bilendir.
E lem yalemu ennellahe yalemü sirrahüm ve necvahüm ve ennellahe allamül ğuyub
ٱلذين يلمزون ٱلمطوعين من ٱلمؤمنين فى ٱلصدقـت وٱلذين لا يجدون إلا جهدهم فيسخرون منهم سخر ٱلله منهم ولهم عذاب أليم
9:79
Sadakalar hususunda içten bir cömertlik göstermiş müminlere laf atanlarla, öz gayretlerinden başkasını bulamayanları alay konusu edenlere gelince, Allah onları maskaraya çevirecektir. Onlar için acıklı bir azap da vardır.
Ellezıne yelmizunel mütteavviıyne minel müminıne fis sadekati vellezıne la yecidune illa cühdehüm fe yesharune minhüm sehırallahü minhüm ve lehüm azabün elım
ٱستغفر لهم أو لا تستغفر لهم إن تستغفر لهم سبعين مرة فلن يغفر ٱلله لهم ذلك بأنهم كفروا بٱلله ورسولهۦ وٱلله لا يهدى ٱلقوم ٱلفـسقين
9:80
İster af dile onlar için, ister dileme. Yetmiş kez af dilesen de onlar için, Allah onları affetmeyecktir. Çünkü onlar Allah'ı da resulünü de inkar ettiler. Allah, yoldan çıkmış böyle bir topluluğa kılavuzluk etmez.
İstağfir lehüm ev la testağfir lehüm in testağfir lehüm sebıyne merraten fe ley yağfirallahü lehüm zalike bi ennehüm keferu billahi ve rasulih vallahü la yehdil kavmel fasikıyn
فرح ٱلمخلفون بمقعدهم خلـف رسول ٱلله وكرهوا أن يجـهدوا بأمولهم وأنفسهم فى سبيل ٱلله وقالوا لا تنفروا فى ٱلحر قل نار جهنم أشد حرا لو كانوا يفقهون
9:81
Allah'ın resulüne ters düşmek için arkada kalanlar, çöküp oturdukları için sevindiler; Allah yolunda, mallarıyla canlarıyla cihadı tiksindirici bulup şöyle dediler: "Bu sıcakta seferber olmayın!" De ki: "Hararet bakımından cehennem daha zorludur." Bir anlayabilselerdi!
Ferihal mühallefune bi makadihim hılafe rasulillahi ve kerehu ey yücahidu bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillahi ve kalu la tenfiru fil harr kul naru cehenneme eşddü harra lev kanu yefkahun
فليضحكوا قليلا وليبكوا كثيرا جزاء بما كانوا يكسبون
9:82
Kazanır oldukları yüzünden artık az gülsünler, çok ağlasınlar.
Fel yadhaku kalılev vel yebku kezıra cezaem bi ma kanu yeksibun
فإن رجعك ٱلله إلى طائفة منهم فٱستـذنوك للخروج فقل لن تخرجوا معى أبدا ولن تقـتلوا معى عدوا إنكم رضيتم بٱلقعود أول مرة فٱقعدوا مع ٱلخـلفين
9:83
Bundan böyle Allah, seni onlardan bir zümrenin yanına döndürür de savaşa çıkmak için senden izin isterlerse şöyle söyle: "Benimle birlikte asla çıkmayacaksınız, benimle birlikte herhangi bir düşmanla savaşmayacaksınız. İlk defasında oturup kalmayı yeğlemiştiniz. O halde geri kalanlarla birlikte oturadurun."
Fe ir raceakellahü ila taifetim minhüm festezenuke lil huruci fe kul len tahrucu meıye ebedev ve len tükatilu meıye adüvva inneküm radıytüm bil kuudi evvele merratin fakudu meal halifın
ولا تصل على أحد منهم مات أبدا ولا تقم على قبرهۦ إنهم كفروا بٱلله ورسولهۦ وماتوا وهم فـسقون
9:84
Onlardan ölen biri üzerine asla dua etme; böyle birinin mezarı başında da durma. Bunlar Allah'a ve resulüne nankörlük ettiler ve yoldan sapmış olarak ölüp gittiler.
Ve la tüsalli ala ehadim minhüm mate ebedev ve la tekum ala kabrih innehüm keferu billahi ve rasulihı ve matu ve hüm fasikun
ولا تعجبك أمولهم وأولـدهم إنما يريد ٱلله أن يعذبهم بها فى ٱلدنيا وتزهق أنفسهم وهم كـفرون
9:85
Malları da evlatları da seni imrendirmesin. Allah bunlarla, dünyada onlara azap etmek istiyor. Kafir olarak çıkaracaktır canları.
Ve la tucibke emvalühüm ve evladühüm innema yürıdüllahü ey yüazzibehüm biha fid dünya ve tezheka enfüsühüm ve hüm kafirun
وإذا أنزلت سورة أن ءامنوا بٱلله وجـهدوا مع رسوله ٱستـذنك أولوا ٱلطول منهم وقالوا ذرنا نكن مع ٱلقـعدين
9:86
"Allah'a inanın, O'nun resulüyle yan yana cihat edin!" anlamında bir sure indirildiği zaman, onların imkan ve servet sahibi olanları, senden izin isteyerek şöyle demişlerdi: "Bırak bizi, oturanlarla beraber olalım!"
Ve iza ünzilet suratün en aminu billahi ve cahidu mea rasulihistezeneke ülüt tavli minhüm ve kalu zerna neküm meal kaıdın
رضوا بأن يكونوا مع ٱلخوالف وطبع على قلوبهم فهم لا يفقهون
9:87
Geride kalan kadınlarla beraber olmayı yeğlediler. Kalpleri üzerine mühür basılmıştır. Artık anlayıp kavrayamazlar.
Radu bi ey yekunu meal havalifi ve tubia ala kulubihim fehüm la yefkahun
لـكن ٱلرسول وٱلذين ءامنوا معهۥ جـهدوا بأمولهم وأنفسهم وأولـئك لهم ٱلخيرت وأولـئك هم ٱلمفلحون
9:88
Fakat resul ve onunla birlikte iman edenler, mallarıyla, canlarıyla cihat ettiler. İşte bunlarındır tüm hayırlar. İşte bunlardır tam kurtulanlar.
Lakinir rasulü vellezıne amenu meahu cahedu bi emvalihim ve enfüsihim ve ülaike lehümül hayratü ve ülaikehümül müflihun
أعد ٱلله لهم جنـت تجرى من تحتها ٱلأنهـر خـلدين فيها ذلك ٱلفوز ٱلعظيم
9:89
Allah onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli kalacaklardır orada. İşte budur büyük başarı.
Eaddellahü lehüm cennati tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha zalikel fevzül azıym
وجاء ٱلمعذرون من ٱلأعراب ليؤذن لهم وقعد ٱلذين كذبوا ٱلله ورسولهۥ سيصيب ٱلذين كفروا منهم عذاب أليم
9:90
Göçebe Arapların özür bahane edenleri kendilerine izin verilmesi için geldiler; Allah'a ve resulüne yalan söyleyenler oturdular. Onların küfre sapanlarına korkunç bir azap erişecektir.
Ve cael müazzirune minel arabi li yüzene lehüm ve kaadellezıne kezebüllahe ve rasuleh se yüsıybüllezıne keferu minhüm azabün elım
ليس على ٱلضعفاء ولا على ٱلمرضى ولا على ٱلذين لا يجدون ما ينفقون حرج إذا نصحوا لله ورسولهۦ ما على ٱلمحسنين من سبيل وٱلله غفور رحيم
9:91
Güçsüzlere, hastalara, infak edecek bir şey bulamayanlara, Allah ve resulü için öğüt verdikleri takdirde bir günah yoktur. Güzel davrananlar aleyhine bir yol yok. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Leyse aled duafai ve la alel merda ve la alellezıne la yecidune me yünfikune haracün iza nesahu lillahi ve rasulih ma alel muhsinıne min sebıl vallahü ğafurur rahıym
ولا على ٱلذين إذا ما أتوك لتحملهم قلت لا أجد ما أحملكم عليه تولوا وأعينهم تفيض من ٱلدمع حزنا ألا يجدوا ما ينفقون
9:92
Kendilerini bindirmen için sana geldiklerinde sen, "Sizi bindirecek bir şey bulamam" deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından, üzüntüyle gözlerinden yaşlar boşalarak geri dönen kimseler için de herhangi bir günah yoktur.
Ve la alellezıne iza ma etevke li tahmilehüm kulte la ecidü ma ahmilüküm aleyhi tevellev ve ayünühüm tefıdu mined demı hazenen ella yecidu ma yünfikun
إنما ٱلسبيل على ٱلذين يستـذنونك وهم أغنياء رضوا بأن يكونوا مع ٱلخوالف وطبع ٱلله على قلوبهم فهم لا يعلمون
9:93
Ancak şu kimseler aleyhine yol vardır: Zengin oldukları halde senden izin isterler. Arkada kalan kadınlarla beraber oturmaya razı olmuştur bunlar. Ve Allah, kalplerine mühür basmıştır, artık bilemezler.
İnnemes sebılü alellezıne yestezinuneke ve hüm ağniya radu bi ey yekunu meal havalifi ve tabeallahü ala kulubihim fehüm la yalemun
يعتذرون إليكم إذا رجعتم إليهم قل لا تعتذروا لن نؤمن لكم قد نبأنا ٱلله من أخباركم وسيرى ٱلله عملكم ورسولهۥ ثم تردون إلى عـلم ٱلغيب وٱلشهـدة فينبئكم بما كنتم تعملون
9:94
Dönüp yanlarına geldiğinizde sizden özür dilerler. De ki: "Özür dilemeyin. Size asla inanmayacağız! Allah bize sizin hallerinizden birçoğunu haber vermiştir. Yapıp ettiğinizi Allah da resulü de görecektir. Sonra görünmeyen ve görünen alemleri bilenin huzuruna çıkarılacaksınız da O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.
Yatezirune ilyküm iza racatüm ileyhim kul la tateziru len nümine leküm kad nebbeenellahü min ahbariküm ve se yerallahü ameleküm ve rasulühu sümme türaddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm tamelun
سيحلفون بٱلله لكم إذا ٱنقلبتم إليهم لتعرضوا عنهم فأعرضوا عنهم إنهم رجس ومأوىهم جهنم جزاء بما كانوا يكسبون
9:95
Yanlarına döndüğünüzde kendilerini paylamaktan vazgeçesiniz diye Allah'a yemin edecekler. Vazgeçin onlardan, çünkü hepsi pisliktir! Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer cehennemdir.
Se yahlifune billahi leküm izenkalebtüm ileyhim li turidu anhüm fe aridu anhüm innehüm ricsüv ve mevahüm cehennem cezaem bi ma kanu yeksibun
يحلفون لكم لترضوا عنهم فإن ترضوا عنهم فإن ٱلله لا يرضى عن ٱلقوم ٱلفـسقين
9:96
Kendilerinden hoşnut olasınız diye karşınızda yemin ediyorlar. Siz onlardan razı olsanız da Allah, yoldan sapmış bir topluluktan razı olmaz.
Yahlifune leküm li terdav anhüm fe in terdav anhüm fe innellahe la yerda anil kavmil fasikıyn
ٱلأعراب أشد كفرا ونفاقا وأجدر ألا يعلموا حدود ما أنزل ٱلله على رسولهۦ وٱلله عليم حكيم
9:97
Çöl Arapları; küfür, parçalanma/ikiyüzlülük yönünden daha şiddetli; Allah'ın resulüne indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamaya daha yatkındırlar. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
El arabü eşeddü küfrav ve nifakav ve ecderu ella yalemu hudude ma enzelellahü ala rasulih vallahü alımün hakım
ومن ٱلأعراب من يتخذ ما ينفق مغرما ويتربص بكم ٱلدوائر عليهم دائرة ٱلسوء وٱلله سميع عليم
9:98
Çöl Araplarından öylesi vardır ki, infak ettiğini bir angarya/bir ceza ödeme sayar ve sizin başınıza belaların gelmesini bekler durur. En kötü bela onların başına olsun! Allah çok iyi işitir, çok iyi bilir.
Ve minel arabi mey yettehızü ma yünfiku mağramev ve yeterabbesu bikümüd devair aleyhim dairatüs sev vallahü semıun alım
ومن ٱلأعراب من يؤمن بٱلله وٱليوم ٱلـاخر ويتخذ ما ينفق قربـت عند ٱلله وصلوت ٱلرسول ألا إنها قربة لهم سيدخلهم ٱلله فى رحمتهۦ إن ٱلله غفور رحيم
9:99
Çöl Araplarından bazıları da Allah'a ve ahiret gününe inanır, harcadığını Allah yanında yakınlıklara ve resulün dualarına vesile edinir. Dikkat edin! O harcadıkları gerçekten kendileri için bir yakınlık vesilesidir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.
Ve minel arabi mey yüminü billahi vel yevmil ahıri ve yettehızü ma yünfiku kurubatin ındellahi ve salevatir rasul ela inneha kurbetül lehüm se yüdhılühümüllahü fı rahmetih innellahe ğafurur rahıym
وٱلسـبقون ٱلأولون من ٱلمهـجرين وٱلأنصار وٱلذين ٱتبعوهم بإحسـن رضى ٱلله عنهم ورضوا عنه وأعد لهم جنـت تجرى تحتها ٱلأنهـر خـلدين فيها أبدا ذلك ٱلفوز ٱلعظيم
9:100
Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur!
Ves sabikunel evvelune minel mühacirıne vel ensari vellezınettebeuhüm bi ıhsanir radıyallahü anhüm ve radu anhü ve eadde lehüm cennatin tecrı tahtehel enharu halidıne fıha ebeda zalikel fevzül azıym
وممن حولكم من ٱلأعراب منـفقون ومن أهل ٱلمدينة مردوا على ٱلنفاق لا تعلمهم نحن نعلمهم سنعذبهم مرتين ثم يردون إلى عذاب عظيم
9:101
Çevrenizdeki Bedevi Araplardan münafıklar var. Medine halkından da münafıklığa iyice alışmış olanlar var. Sen bilmezsin onları. Ama biz biliriz onları. İki kez azap edeceğiz onlara, sonra da çok büyük bir azaba itilecekler.
Ve mimmen havleküm minel arabi münafikun ve min ehlil medıneti meradu alen nifakı la talemühüm nahnü nalemühüm se nüazzibühüm merrateyni sümme yüraddune ila azabin azıym
وءاخرون ٱعترفوا بذنوبهم خلطوا عملا صـلحا وءاخر سيئا عسى ٱلله أن يتوب عليهم إن ٱلله غفور رحيم
9:102
Diğer bazıları da günahlarını itiraf ettiler. Bunlar, iyi bir işle kötü olan diğer bir işi birbirine karıştırdılar. Belki Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Ve aharunaterafu bi zünubbihim haletu amelen salihav ve ahara seyyia asellahü ey yetube aleyhim innellahe ğafurur rahıym
خذ من أمولهم صدقة تطهرهم وتزكيهم بها وصل عليهم إن صلوتك سكن لهم وٱلله سميع عليم
9:103
Bunların mallarından bir sadaka al ki, onunla kendilerini iyice temizleyip arıtasın. Onlar için dua et/onlara destek ol; çünkü senin duan/desteğin onlar için bir sükunettir. Allah Semi'dir, Alim'dir.
Huz min emvalihim sadekaten tütahhiruhüm ve tüzekkıhim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenül lehüm vallahü semıun alım
ألم يعلموا أن ٱلله هو يقبل ٱلتوبة عن عبادهۦ ويأخذ ٱلصدقـت وأن ٱلله هو ٱلتواب ٱلرحيم
9:104
Bilmediler mi ki, Allah'tır kullarından o tövbeyi kabul eden, o sadakaları alan. Ve Allah'tır, O Tevvab, O Rahim...
E lem yalemu ennellahe hüve yakbelüt tevbete an ıbadihı ve yehuzüs sadekati ve ennellahe hüvet tevvabür rahıym
وقل ٱعملوا فسيرى ٱلله عملكم ورسولهۥ وٱلمؤمنون وستردون إلى عـلم ٱلغيب وٱلشهـدة فينبئكم بما كنتم تعملون
9:105
De ki: "İş yapıp değer üretin; yapıp ürettiğinizi Allah da resulü de müminler de görecektir. Ve siz, görülmeyen alemi de görülen alemi de bilenin huzuruna döndürüleceksiniz, O size, yapıp ettiklerinizi bir bir haber verecektir."
Ve kulımelu fe se yerallahü ameleküm ve rasulühu vel müminun ve se türaddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm tamelun
وءاخرون مرجون لأمر ٱلله إما يعذبهم وإما يتوب عليهم وٱلله عليم حكيم
9:106
Bir kısmı da umutları Allah'ın emrine bağlı, beklemektedir. Allah onlara ya azap edecektir ya tövbe nasip edecektir. Allah, Alim'dir, Hakim'dir.
Ve aharune mürcevne li emrillahi imma yüazzibühüm ve imma yetubü aleyhim vallahü alımün hakım
وٱلذين ٱتخذوا مسجدا ضرارا وكفرا وتفريقا بين ٱلمؤمنين وإرصادا لمن حارب ٱلله ورسولهۥ من قبل وليحلفن إن أردنا إلا ٱلحسنى وٱلله يشهد إنهم لكـذبون
9:107
Bir de şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük/gerçeği örtmek için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Vellezınettehazu mesciden dırarav ve küfrav ve tefrıkam beynel müminıne ve irsadel li men habellahe ve rasulehu min kabl ve le yahlifünne in eradna illel husna vallahü yeşhedü innehüm le kazibun
لا تقم فيه أبدا لمسجد أسس على ٱلتقوى من أول يوم أحق أن تقوم فيه فيه رجال يحبون أن يتطهروا وٱلله يحب ٱلمطهرين
9:108
Böyle bir mescitte sakın namaza durma! Daha ilk gününde takva üzerine kurulan bir mescit, içinde namaz kılman için çok daha uygundur. Temizlenmek arzusu taşıyan erler vardır o mescitte. Allah, temizlenenleri sever.
La tekum fıhi ebeda le mescidün üssise alet takva min evveli yevmin ehakku en tekume fıh fıhi ricalüy yühıbbune ey yetetahheru vallahü yühıbbül müttahhirın
أفمن أسس بنيـنهۥ على تقوى من ٱلله ورضون خير أم من أسس بنيـنهۥ على شفا جرف هار فٱنهار بهۦ فى نار جهنم وٱلله لا يهدى ٱلقوم ٱلظـلمين
9:109
Peki, binasını Allah'tan gelen bir sakınma duygusu ve hoşnutluk üzerine kuran mı hayırlıdır yoksa binasını sel artıklarının ucundaki yarın kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mı? Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez.
E fe men essese bünyanehu ala katva minallahi ve rıdvanin hayrun em men essese bünyanehu ala şefacürufin harin fenhara bihı fı nari cehennem vallahü la yehdil havmez zalimın
لا يزال بنيـنهم ٱلذى بنوا ريبة فى قلوبهم إلا أن تقطع قلوبهم وٱلله عليم حكيم
9:110
Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerinde bir kuşku olmaya devam edecektir. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
La yezalü bünyanühümlezı benev rıbeten fı kulubihim illa en tekattaa kulubühüm yallahü alımün hakım
إن ٱلله ٱشترى من ٱلمؤمنين أنفسهم وأمولهم بأن لهم ٱلجنة يقـتلون فى سبيل ٱلله فيقتلون ويقتلون وعدا عليه حقا فى ٱلتورىة وٱلإنجيل وٱلقرءان ومن أوفى بعهدهۦ من ٱلله فٱستبشروا ببيعكم ٱلذى بايعتم بهۦ وذلك هو ٱلفوز ٱلعظيم
9:111
Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi.
İnnellaheştera minel müminıne enfüshehüm ve emvalehüm bi enne lehümül cenneh yükatilune fı sebılillahi fe yaktülune ve yuktelune vaden aleyhi hakkan fit tevrati vel incıli vel kuran ve men evfa bi ahdihı festebşiru bi beyıkümlezı baytüm bih ve zalike hümvel fevzül azıym
ٱلتـئبون ٱلعـبدون ٱلحـمدون ٱلسـئحون ٱلركعون ٱلسـجدون ٱلـامرون بٱلمعروف وٱلناهون عن ٱلمنكر وٱلحـفظون لحدود ٱلله وبشر ٱلمؤمنين
9:112
Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahet ederken oruç tutanlar, rüku edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri!
Ettaibunel abidunel hamidunes saihuner rakiunes sacidunel amirune bil marufi ven nahune anil mümkeri vel hafizune li hududillah ve beşşiril müminın
ما كان للنبى وٱلذين ءامنوا أن يستغفروا للمشركين ولو كانوا أولى قربى من بعد ما تبين لهم أنهم أصحـب ٱلجحيم
9:113
Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.
Ma kane lin nebiyyi vellezıne amenu ey yestağfiru lil müşrikıne velev kanu ülı kurba mim badi ma tebeyyene lehüm ennehüm ashabül cehıym
وما كان ٱستغفار إبرهيم لأبيه إلا عن موعدة وعدها إياه فلما تبين لهۥ أنهۥ عدو لله تبرأ منه إن إبرهيم لأوه حليم
9:114
İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun Allah düşmanı olduğu kendisi için açıklık kazanınca, ondan uzaklaştı. Şu bir gerçek ki, İbrahim başkaları için gamlanıp ah eden ince yürekli, yumuşak bir insandı/tam bir evvahtı.
Ve ma kanestiğfaru ibrahıme li ebıhi illa am mevıdetiv veadeha iyyah felemma tebeyyene lehu ennehu adüvvül lilhahi teberrae minh inne ibrahıme le evvahün halım
وما كان ٱلله ليضل قوما بعد إذ هدىهم حتى يبين لهم ما يتقون إن ٱلله بكل شىء عليم
9:115
Allah bir topluluğa kılavuzluk ettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine ayan-beyan bildirinceye kadar, onların sapıklığına hükmetmez. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Ve ma kanellahü li yüdılle kavmem bade iz hedahüm hatta yübeyyine lehüm ma yettekun innellahe bi külli şeyin alım
إن ٱلله لهۥ ملك ٱلسمـوت وٱلأرض يحىۦ ويميت وما لكم من دون ٱلله من ولى ولا نصير
9:116
Göklerin de yerin de mülk ve yönetimi Allah'ındır. Diriltir de öldürür de. Sizin için Allah dışında ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.
İnnellahe lehu mülküs semavati vel ard yuhyı ve yümıt ve ma leküm min dunillahi miv veliyyiv ve la nasıyr
لقد تاب ٱلله على ٱلنبى وٱلمهـجرين وٱلأنصار ٱلذين ٱتبعوه فى ساعة ٱلعسرة من بعد ما كاد يزيغ قلوب فريق منهم ثم تاب عليهم إنهۥ بهم رءوف رحيم
9:117
Yemin olsun ki, Allah, içlerinden bir grubun kalpleri kaymaya yüz tuttuktan sonra, peygambere ve o güçlük saatinde ona uymuş olan Muhacirlerle Ensar'a tövbe nasip etmiş, sonra da onların tövbelerini kabul buyurmuştur. Çünkü onlara karşı Rauf ve Rahim'dir.
Le kad tabellahü alen nebiyyi vel mühacirıne vel ensarillezınettebeuhü fı saatil usrati mim badi ma kade yezığu kulubü ferıkım minhüm sümme tabe aleyhim innehu bihim raufür rahıym
وعلى ٱلثلـثة ٱلذين خلفوا حتى إذا ضاقت عليهم ٱلأرض بما رحبت وضاقت عليهم أنفسهم وظنوا أن لا ملجأ من ٱلله إلا إليه ثم تاب عليهم ليتوبوا إن ٱلله هو ٱلتواب ٱلرحيم
9:118
Geride bırakılan üç kişinin de tövbesini kabul etmiştir. Bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmiş, öz benlikleri kendilerini sıkıştırmıştı; Allah'ın öfkesinden kurtulmak için yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını fark etmişlerdi. Sonra onlara tövbe nasip etti ki, eski hallerine dönsünler. Hiç kuşkusuz, Allah, tövbeleri çok çok kabul eden, rahmeti sınırsız olandır.
Ve ales selasetillezıne hulifu hatta iza dakat aleyhimül erdu bi ma rahubet ve dakat aleyhim enfüsühüm ve zannu el la melcee minallahi illa ileyh sümme tabe aleyhim li yetubu innellahe hüvet tevvabür rahıym
يـأيها ٱلذين ءامنوا ٱتقوا ٱلله وكونوا مع ٱلصـدقين
9:119
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve özü-sözü bir kişilerle beraber olun.
Ya eyyühellezıne amenüttekullahe ve kunu meas sadikıyn
ما كان لأهل ٱلمدينة ومن حولهم من ٱلأعراب أن يتخلفوا عن رسول ٱلله ولا يرغبوا بأنفسهم عن نفسهۦ ذلك بأنهم لا يصيبهم ظمأ ولا نصب ولا مخمصة فى سبيل ٱلله ولا يطـون موطئا يغيظ ٱلكفار ولا ينالون من عدو نيلا إلا كتب لهم بهۦ عمل صـلح إن ٱلله لا يضيع أجر ٱلمحسنين
9:120
Medine halkına ve çevrelerindeki Bedevi Araplara, Allah resulünden geri kalmaları ve onu bırakıp da kendi canlarının derdine düşmeleri yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık, kafirleri öfkelendirmek üzere bir yere ayak basmaları, düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları durumunda kendileri için, barışa yönelik iyi bir amel mutlaka yazılacaktır. Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.
Ma kane li ehlil medıneti ve men havlehüm minel arabi ey yetehallefu ar rasulillahi ve la yerğabu bi enfüsihim an nefsih zalike bi ennehüm la yüsıybühüm zameüv ve la nesabü v ve la mahmesatün fı sebılillahi ve la yetaune mevtıey yeğıyzul küffara ve la yenalune min adüvvin neylen illa kütibe lehüm bihı amelün salıh innellahe la yüdıyu ecral muhsinın
ولا ينفقون نفقة صغيرة ولا كبيرة ولا يقطعون واديا إلا كتب لهم ليجزيهم ٱلله أحسن ما كانوا يعملون
9:121
Küçük-büyük bir infakta bulunmaları, bir vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka yazılır ki, Allah onlara yapıp ettiklerinden daha güzeliyle karşılık versin.
Ve la yünfikune nefekaten sağıyratev ve la kebıratev ve la kebıratev ve la yaktaune vadiyen illa kütibe lehüm li yecziyehümullahü ahsene ma kanu yamelun
وما كان ٱلمؤمنون لينفروا كافة فلولا نفر من كل فرقة منهم طائفة ليتفقهوا فى ٱلدين ولينذروا قومهم إذا رجعوا إليهم لعلهم يحذرون
9:122
İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde, korunmaları ümidiyle onları uyarmak için arkada kalmaları gerekmez mi?
Ve ma kanel müminune li yenfiru kaffeh fe lev la nefera min külli firkatim minhüm taifetül li yetefekkahu fid dıni ve li yünziru kavmehüm iza raceu ileyhim leallehüm yahzerun
يـأيها ٱلذين ءامنوا قـتلوا ٱلذين يلونكم من ٱلكفار وليجدوا فيكم غلظة وٱعلموا أن ٱلله مع ٱلمتقين
9:123
Ey iman sahipleri! Küfre sapanların yakınınızda bulunanlarıyla savaşın. Sizde bir sertlik bulsunlar. Şunu bilin ki Allah, sakınanlarla beraberdir.
Ya eyyühellezıne amenu katilüllezıne yaluneküm minel küffari vel yecidu fıküm ğılzah valemu ennallahe meal müttekıyn
وإذا ما أنزلت سورة فمنهم من يقول أيكم زادته هـذهۦ إيمـنا فأما ٱلذين ءامنوا فزادتهم إيمـنا وهم يستبشرون
9:124
Ne zaman bir sure indirilse içlerinden biri, "Bu hanginizin imanını artırdı?" diye konuşur. İmanı olanların imanını artırmıştır. İşte sevinip duruyorlar!
Ve iza ma ünzilet zuratün fe minhüm mey yekulü eyyüküm zadethü hazihı ımana fe emmellezıne amenu fe zadethüm ımanev vehüm yestebşirun
وأما ٱلذين فى قلوبهم مرض فزادتهم رجسا إلى رجسهم وماتوا وهم كـفرون
9:125
Kalplerinde maraz olanlara gelince, inen sure onların pisliğine pislik ekler. Kafir olarak ölüp gittiler onlar.
Ve emmellezıne fı kulubihim meradnu fe zadethüm ricsen ila ricsihim ve matu ve hüm kafirun
أولا يرون أنهم يفتنون فى كل عام مرة أو مرتين ثم لا يتوبون ولا هم يذكرون
9:126
Görmüyorlar mı ki, her yıl bir veya iki kez imtihan ediliyorlar. Hala ne tövbeye yelteniyorlar ne de öğüt alıyorlar.
E ve la yeravne ennehüm yüftenune fı külli amim merraten ev merrateyni sümme la yetubune ve la hüm yezzekkerun
وإذا ما أنزلت سورة نظر بعضهم إلى بعض هل يرىكم من أحد ثم ٱنصرفوا صرف ٱلله قلوبهم بأنهم قوم لا يفقهون
9:127
Bir sure indirildi mi "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirlerine bakar, sonra da sıvışıp giderler. Allah, kalplerini yamultmuştur. Çünkü gereğince anlamayan bir topluluktur bunlar.
Ve iza ma ünzilet suratün nezara baduhüm ila bad hel yeraküm min ehadin sümmensarafu sarafellahü kulubehüm bi ennehüm kavmül la yefkahun
لقد جاءكم رسول من أنفسكم عزيز عليه ما عنتم حريص عليكم بٱلمؤمنين رءوف رحيم
9:128
Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha şefkatli, daha merhametlidir.
Le kad caeküm rasulüm min enfüsiküm azızün aleyhi ma anittüm harısun aleyküm bil müminıne raufür rahıym
فإن تولوا فقل حسبى ٱلله لا إلـه إلا هو عليه توكلت وهو رب ٱلعرش ٱلعظيم
9:129
Eğer çekip giderlerse de ki: "Allah bana yeter. İlah yok O'ndan başka. Yalnız O'na dayandım ben; büyük arşın sahibi O'dur."
Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azıym

© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.