Dil Göster/Sakla

ع ر ف (ʿayn rā fā) arapça kök kelime anlamı.


Bu kök den türemiş 71 kelime Kuran da geçmektedir.


onu biliyordu, bildi, ayırt etti, onunla tanıştı, bir şeyi düşünerek ve etkisini düşünerek algıladı, bir parçayı, yöneticiyi ya da emiri ya da nazırı kabul etmeyi, itaatkar ya da uysal ya da hoş olmayı talep etti, bilmek, güzel koku vermek, kendini bilgilendirmek, öğrenmek veya keşfetmek, bilgi aramak veya arzu etmek, iyilik veya iyilik, yele (bir atın) dalgaları (deniz), yüksek yer veya kısım, daha yüksek veya en yüksek, her şeyden önce, Bir bilgi konusuna ilişkin olarak, onu tanımak, yaygın olarak kabul edilen veya bilinen, itiraf etmek veya kabul etmek veya belirtmek, yüksek dağ, Arafat Dağı'na işaret etmek için bir soru veya sorgulama. ikincisi daha genel iken. Arafa'nın zıttı ankara (inkar etmek) ve alime'nin zıttı ise cahile (cahil olmak)'dır.al araf - yüksek yer, yüksek itibar, seçkin konum, ayırt etme veya onaylama yeri, en yüksek veya en yüksek ayırt etme yetileri veya ma' rifah (doğru ve yanlışın bilgisi).ma'ruf - onurlu, bilinen, tanınan, iyi, uygun, adalet, nezaket, toplum geleneği, kullanım.'arafaat ('arafat'ın anlamı, eril 'araf, 'aarif, 'arafa ve/veya 'arfun, 'arafa'nın bilgilendirici ismi'nin etkin hali, 'tanıma, onaylama, tanıma' anlamına gelir. Arafuu (prf. 3. m. plu.): Tanıdılar.'Arafta (prf. 2. m. şarkı söyle.): Biliyordun. rifuuna (imp. 3. m. plu.): Tanıyorlar.Ya'rifuu (imp. 3. m. plu. juss. Nun sonunda düştü).Ta'rifanna (imp. 2. m. şarkı, imp. ): Mutlaka tanımalısınız. Ta'rifuuna (imp. 2. m. plu.): Tanıyacaksınız. ze.Yu'rafu (pip. 3 üncü. m. sing.): O tanınır. 'aarafuu (prf. 3. m. plu.): Birbirinizi tanıyorsunuz, birbirinizi tanıyın, birbirinize iyilik yapın. Yata'aarafuuna (imp. 3. m. plu.): Birbirlerini tanıyacaklar. Ben' tarafuu (prf. 3. m. pl. vb. VIII): itiraf ettiler.I'tarafnaa (prf. 1. m. pl.): itiraf ettik.mar'uufun (pct. pic.): bilinen veya tanınan evrensel olarak kabul edilmiş bir gerçek olarak iyi olan şey, itibarlı, hakkaniyet, nezaket, hakkaniyet, kullanım şekline, toplumun örf ve adetine göre, kibar, doğru.ma'ruufatun (pct. pic.f. sing.): tanınan.'urfun (n.): görünüş, iyilik.'urfan (n. acc.): iyilik, iyilik, iyilik.

ع ر ف kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler


KelimeAnlamArapça
(2:89:20) ʿarafū tanıdılar
عَرَفُوا
(2:146:4) yaʿrifūnahu onu tanıyorlar
يَعْرِفُونَهُ
(2:146:6) yaʿrifūna tanırlar
يَعْرِفُونَ
(2:178:22) bil-maʿrūfi uygun olan
بِالْمَعْرُوفِ
(2:180:13) bil-maʿrūfi adaletle
بِالْمَعْرُوفِ
(2:198:12) ʿarafātin Arafat Dağı
عَرَفَاتٍ
(2:228:34) bil-maʿrūfi makul bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(2:229:4) bimaʿrūfin makul bir şekilde
بِمَعْرُوفٍ
(2:231:7) bimaʿrūfin adil bir şekilde
بِمَعْرُوفٍ
(2:231:10) bimaʿrūfin adil bir şekilde
بِمَعْرُوفٍ
(2:232:14) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(2:233:16) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(2:233:56) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(2:234:21) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(2:235:26) maʿrūfan onurlu
مَعْرُوفًا
(2:236:22) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(2:240:24) maʿrūfin onurlu bir şekilde
مَعْرُوفٍ
(2:241:3) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(2:263:2) maʿrūfun tür
مَعْرُوفٌ
(2:273:17) taʿrifuhum onları tanıyorsun
تَعْرِفُهُمْ
(3:104:8) bil-maʿrūfi doğru
بِالْمَعْرُوفِ
(3:110:7) bil-maʿrūfi doğru
بِالْمَعْرُوفِ
(3:114:6) bil-maʿrūfi [ile] sağ
بِالْمَعْرُوفِ
(4:5:16) maʿrūfan nezaket
مَعْرُوفًا
(4:6:28) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(4:8:13) maʿrūfan nezaket
مَعْرُوفًا
(4:19:23) bil-maʿrūfi nezaket içinde
بِالْمَعْرُوفِ
(4:25:28) bil-maʿrūfi adil bir şekilde
بِالْمَعْرُوفِ
(4:114:12) maʿrūfin nezaket
مَعْرُوفٍ
(5:83:13) ʿarafū tanıdılar
عَرَفُوا
(6:20:4) yaʿrifūnahu onu tanıyorlar
يَعْرِفُونَهُ
(6:20:6) yaʿrifūna tanırlar
يَعْرِفُونَ
(7:46:4) l-aʿrāfi yükseklikleri
الْأَعْرَافِ
(7:46:6) yaʿrifūna tanımak
يَعْرِفُونَ
(7:48:3) l-aʿrāfi yüksekliklerin
الْأَعْرَافِ
(7:48:5) yaʿrifūnahum kimi tanıyorlar
يَعْرِفُونَهُمْ
(7:157:14) bil-maʿrūfi Sağa
بِالْمَعْرُوفِ
(7:199:4) bil-ʿur'fi iyi
بِالْعُرْفِ
(9:67:10) l-maʿrūfi doğru mu
الْمَعْرُوفِ
(9:71:7) bil-maʿrūfi doğru
بِالْمَعْرُوفِ
(9:102:2) iʿ'tarafū kim kabul etti
اعْتَرَفُوا
(9:112:8) bil-maʿrūfi doğru
بِالْمَعْرُوفِ
(10:45:10) yataʿārafūna birbirlerini tanıyacaklar
يَتَعَارَفُونَ
(12:58:6) faʿarafahum ve onları tanıdı
فَعَرَفَهُمْ
(12:62:8) yaʿrifūnahā tanıyabilir
يَعْرِفُونَهَا
(16:83:1) yaʿrifūna tanıyorlar
يَعْرِفُونَ
(22:41:11) bil-maʿrūfi doğru
بِالْمَعْرُوفِ
(22:72:6) taʿrifu tanıyacaksın
تَعْرِفُ
(23:69:3) yaʿrifū tanırlar
يَعْرِفُوا
(24:53:12) maʿrūfatun bilinen
مَعْرُوفَةٌ
(27:93:6) fataʿrifūnahā ve onları tanıyacaksın
فَتَعْرِفُونَهَا
(31:15:17) maʿrūfan nezaketle
مَعْرُوفًا
(31:17:5) bil-maʿrūfi [ile] sağ
بِالْمَعْرُوفِ
(33:6:24) maʿrūfan bir nezaket
مَعْرُوفًا
(33:32:19) maʿrūfan uygun
مَعْرُوفًا
(33:59:15) yuʿ'rafna onlar bilinmeli
يُعْرَفْنَ
(40:11:7) fa-iʿ'tarafnā ve itiraf ediyoruz
فَاعْتَرَفْنَا
(47:6:3) ʿarrafahā Bunu belli etti
عَرَّفَهَا
(47:21:3) maʿrūfun tür
مَعْرُوفٌ
(47:30:4) falaʿaraftahum ve sen onları tanırdın
فَلَعَرَفْتَهُمْ
(47:30:6) walataʿrifannahum ama kesinlikle onları tanıyacaksın
وَلَتَعْرِفَنَّهُمْ
(49:13:11) litaʿārafū birbirinizi tanımanız için
لِتَعَارَفُوا
(55:41:1) yuʿ'rafu bilinecek
يُعْرَفُ
(60:12:30) maʿrūfin doğru
مَعْرُوفٍ
(65:2:5) bimaʿrūfin nezaketle
بِمَعْرُوفٍ
(65:2:8) bimaʿrūfin nezaketle
بِمَعْرُوفٍ
(65:6:27) bimaʿrūfin nezaketle
بِمَعْرُوفٍ
(66:3:14) ʿarrafa o bilinir yaptı
عَرَّفَ
(67:11:1) fa-iʿ'tarafū Sonra itiraf edecekler
فَاعْتَرَفُوا
(77:1:2) ʿur'fan birbiri ardına
عُرْفًا
(83:24:1) taʿrifu tanıyacaksın
تَعْرِفُ
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.