Dil Göster/Sakla
Maide (Al-Maidah) suresi


Maide (Al-Maidah) suresi Kuranın 5. suresidir. Maide suresi iniş sırasına göre ise 112. sıradadır.

Maide suresi Yemek serili masa anlamına gelmektedir. Toplam da 120 ayet den oluşmaktadır. Al-Maidah suresi ni kelime kelime olarak okuyup inceleyebilirsiniz yada aşağıdaki ayetlere tıklayarak sadece o ayete ait bilgi alabilirsiniz.

Sure, İsa'nın havarileriyle yaptığı ünlü akşam yemeğinden bahseder. Bu, surenin “Yemek Serili Sofra” adını aldığı 112-115. ayetlerde geçmektedir. Bu sûre Medine sûresi olarak kabul edilir. Bu sûredeki 3. âyet, Hz. Muhammed'e indirilen son âyetlerden biri olarak kabul edilir.

Bölümün konuları arasında yasak olan hayvanlar ve İsa'nın ve Musa'nın misyonları yer alır. Bu sure, kitap ehli ile dinlerarası evlilik, belirli yemek türlerinin, kumarın ve diğer ritüellerin yasaklanmasına ilişkin birçok önemli sosyal ve hukuki hüküm içermektedir.

Sure ayrıca, temizlenme (wudu) yasalarından da bahseder ve Hıristiyanlığın üçlemesini reddeder. Kabil ve Habil'in hikayesi, herkesin eşit ve adaletle yargılanması gerektiği gerçeği. Bu sûrede “Kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur ve kim bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur” şeklindeki ünlü söz bu surede yazılıdır.

5:1
Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Siz ihramlı iken avlanmayı helal saymamak şartıyla ve ileride size okunacaklar müstesna olmak üzere, davar cinsinden hayvanlar size helal kılınmıştır. Kuşkunuz olmasın ki, Allah, iradesi yönünde hüküm verir.
Ya eyyühellezıne amenu evfu bil ukud ühıllet leküm behımetül enami illa ma yütla aleyküm ğayra mühıllis saydi ve entüm hurum innellahe yahkümü ma yürıd
يـأيها ٱلذين ءامنوا أوفوا بٱلعقود أحلت لكم بهيمة ٱلأنعم إلا ما يتلى عليكم غير محلي ٱلصيد وأنتم حرم إن ٱلله يحكم ما يريد
5:2
Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alameti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Ya eyyühellezıne amenu la tühıllu şeairallahi ve leş şehral harame ve lel hedye ve lel kalaide ve la ammınel beytel harame yebteğune fadlem mir rabbihim ve rıdvana ve iza haleltüm fastadu ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin en sadduküm anil mescidil harami en tatedu ve teavenu alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah innellahe şedıdül ıkab
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تحلوا شعـئر ٱلله ولا ٱلشهر ٱلحرام ولا ٱلهدي ولا ٱلقلـئد ولا ءامين ٱلبيت ٱلحرام يبتغون فضلا من ربهم ورضونا وإذا حللتم فٱصطادوا ولا يجرمنكم شنـان قوم أن صدوكم عن ٱلمسجد ٱلحرام أن تعتدوا وتعاونوا على ٱلبر وٱلتقوى ولا تعاونوا على ٱلإثم وٱلعدون وٱتقوا ٱلله إن ٱلله شديد ٱلعقاب
5:3
Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafur ve Rahim'dir.
Hurrimet aleykümül meytetü ved demü ve lahmül hınzıri ve ma ühille li ğayrillahi bihı vel münhanikatü vel mevkuzetü vel müteraddiyetü ven netıyhatü ve ma ekeles sebüu illa ma zekkeytüm ve ma zübiha alen nüsubi ve en testaksimu bil ezlam zaliküm fisk elyevme yeissellezıne keferu min dıniküm fe la tahşevhüm vahşevn elyevme ekmeltü leküm dıneküm ve etmentü aleyküm nımetı ve radıytü lekümül islame dına fe menidturra fı mahmesatin ğayra mütecanifil li ismin fe innellahe ğafurur rahıym
حرمت عليكم ٱلميتة وٱلدم ولحم ٱلخنزير وما أهل لغير ٱلله بهۦ وٱلمنخنقة وٱلموقوذة وٱلمتردية وٱلنطيحة وما أكل ٱلسبع إلا ما ذكيتم وما ذبح على ٱلنصب وأن تستقسموا بٱلأزلم ذلكم فسق ٱليوم يئس ٱلذين كفروا من دينكم فلا تخشوهم وٱخشون ٱليوم أكملت لكم دينكم وأتممت عليكم نعمتي ورضيت لكم ٱلإسلم دينا فمن ٱضطر في مخمصة غير متجانف لإثم فإن ٱلله غفور رحيم
5:4
Sana soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle: "Sizin için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır. Eğittiğiniz avcı kuşların tuttukları ile eğittiğiniz av köpeklerinin tuttukları da size helal kılındı. Siz bu hayvanlara, Allah'ın size öğrettiklerinden öğretiyorsunuz. O halde onların sizin için tuttuklarından da yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan sakının! Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür."
Yeseluneke maza ühılle lehüm kul ühılle lekümüt tayyibatü ve ma alemtüm minel cevarihı mükellibıne tüallimunehünne mimma allemekümüllah fe külu mimma emsekne aleyküm vezkürüsmellahi aleyhi vettekullah innellahe serıul hısab
يسـلونك ماذا أحل لهم قل أحل لكم ٱلطيبت وما علمتم من ٱلجوارح مكلبين تعلمونهن مما علمكم ٱلله فكلوا مما أمسكن عليكم وٱذكروا ٱسم ٱلله عليه وٱتقوا ٱلله إن ٱلله سريع ٱلحساب
5:5
Bugün size bütün temiz nimetler helal kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların yemekleri size helaldir. Sizin yemekleriniz de onlara helaldir. Mümin kadınların iffetlileriyle, sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanların iffetli hanımları da mehirlerini verdiğiniz takdirde; iffetinizi korumanız, zinadan uzak kalmanız ve şunu-bunu dost tutmamanız şartıyla size helaldir. İmanı tanımayıp nankörlük edenin ameli boşa gitmiştir. Ve o, ahirette de hüsrana uğrayanlardandır.
Elyevme ühılle lekümüt tayyibat ve taamüllezıne utül kitabe hıllül leküm ve taamüküm hıllül lehüm vel muhsanatü minel müminati vel muhsanatü minellezıne utül kitabe min kabliküm iza ateytümuhünne ücurahünne muhsınıne ğayra müsafihıyne ve la müttehızı ahdan ve mey yekfür bil ımani fe kad habita amelühu ve hüve fil ahırati minel hasirın
ٱليوم أحل لكم ٱلطيبت وطعام ٱلذين أوتوا ٱلكتب حل لكم وطعامكم حل لهم وٱلمحصنت من ٱلمؤمنت وٱلمحصنت من ٱلذين أوتوا ٱلكتب من قبلكم إذا ءاتيتموهن أجورهن محصنين غير مسفحين ولا متخذي أخدان ومن يكفر بٱلإيمن فقد حبط عملهۥ وهو في ٱلأخرة من ٱلخسرين
5:6
Ey iman sahipleri! Namaza/duaya duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.
Ya eyyühellezıne amenu iza kuntüm iles salati fağsilu vücuheküm ve eydiyeküm ilel merafikı vemsehu bi ruusiküm ve ercüleküm ilel kabeyn ve in küntüm cünüben fettahheru ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadüm minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıydan tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm minh ma yürıdüllahü li yecale aleyküm min haraciv ve lakiy yürıdü li yütahhiraküm ve li yütimme nımetehu aleyküm lealleküm teşkürun
يـأيها ٱلذين ءامنوا إذا قمتم إلى ٱلصلوة فٱغسلوا وجوهكم وأيديكم إلى ٱلمرافق وٱمسحوا برءوسكم وأرجلكم إلى ٱلكعبين وإن كنتم جنبا فٱطهروا وإن كنتم مرضى أو على سفر أو جاء أحد منكم من ٱلغائط أو لمستم ٱلنساء فلم تجدوا ماء فتيمموا صعيدا طيبا فٱمسحوا بوجوهكم وأيديكم منه ما يريد ٱلله ليجعل عليكم من حرج ولكن يريد ليطهركم وليتم نعمتهۥ عليكم لعلكم تشكرون
5:7
Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve sizi bağladığı misakını unutmayın. Hani, "İşittik, boyun eğdik!" demiştiniz. Allah'tan sakının. Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilir.
Vezküru nımetellahi aleyküm ve mısakahüllezı vasekaküm bihı iz kultüm semına ve etana vettekullah innellahe alımün bi zatis sudur
وٱذكروا نعمة ٱلله عليكم وميثقه ٱلذي واثقكم بهۦ إذ قلتم سمعنا وأطعنا وٱتقوا ٱلله إن ٱلله عليم بذات ٱلصدور
5:8
Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Ya eyyühellezıne amenu kunu kavvamıne lillahi şühedae bil kıstı ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin ala ella tadilu ıdilu hüve akrabü lit takva vettekullah innellahe habırum bi ma tamelun
يـأيها ٱلذين ءامنوا كونوا قوـمين لله شهداء بٱلقسط ولا يجرمنكم شنـان قوم على ألا تعدلوا ٱعدلوا هو أقرب للتقوى وٱتقوا ٱلله إن ٱلله خبير بما تعملون
5:9
Allah, inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlara vaatte bulunmuştur: Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Veadellahüllezıne amenu ve amilus salihati lehüm mağfiratüv ve ecrun azıym
وعد ٱلله ٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحت لهم مغفرة وأجر عظيم
5:10
Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayara gelince, bunlar cehennemin dostlarıdırlar.
Vellezıne keferu ve kezzebu bi ayatina ülaike ashabül cehıym
وٱلذين كفروا وكذبوا بـايتنا أولـئك أصحب ٱلجحيم
5:11
Ey iman edenler! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın! Hani bir topluluk ellerini size uzatmaya niyet etmişti de Allah onların ellerini sizden çekmişti. Allah'tan sakının! Müminler yalnız Allah'a tevekkül etsinler!
Ya eyyühellezıne amenüzküru nımetellahi aleyküm iz hemme kavmün ey yebsütu ileyküm eydiyehüm fe keffe eydiyehüm ankü vettekullah ve alellahi fel yetevekkelil müminun
يـأيها ٱلذين ءامنوا ٱذكروا نعمت ٱلله عليكم إذ هم قوم أن يبسطوا إليكم أيديهم فكف أيديهم عنكم وٱتقوا ٱلله وعلى ٱلله فليتوكل ٱلمؤمنون
5:12
Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının misakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı/duayı yerine getirirseniz, zekatı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur."
Ve le kad ehazellahü mısaka benı israıl ve beasna minhümüsney üşera nekıyba ve kalellahü innı meaküm lein ekamtümüs salate ve ateytümüz zekate ve amentüm bi rusülı ve azzertümuhüm ve akradtümüllahe kardan hasenel le ükeffiranne anküm seyyiatiküm ve le üdhılenneküm cennatin tecrı min tahtihel enhar fe men kefera bade zalike minkümfe kad dalle sevaes sebıl
ولقد أخذ ٱلله ميثق بني إسرـءيل وبعثنا منهم ٱثني عشر نقيبا وقال ٱلله إني معكم لئن أقمتم ٱلصلوة وءاتيتم ٱلزكوة وءامنتم برسلي وعزرتموهم وأقرضتم ٱلله قرضا حسنا لأكفرن عنكم سيـاتكم ولأدخلنكم جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر فمن كفر بعد ذلك منكم فقد ضل سواء ٱلسبيل
5:13
Sonunda, verdikleri misakı bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kaskatı yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah güzellik sergileyenleri sever.
Fe bima nakdıhim mısakahüm leannahüm ve cealna kulubehüm kasiyeh yüharrifunel kelime ammevadııhı ve nesu hazzam mimma zükkiru bih ve la tezalü tettaliu ala hainetim minhüm illa kalılem minhüm fafü anhüm vasfah innellahe yühıbbül muhsinın
فبما نقضهم ميثقهم لعنـهم وجعلنا قلوبهم قسية يحرفون ٱلكلم عن مواضعهۦ ونسوا حظا مما ذكروا بهۦ ولا تزال تطلع على خائنة منهم إلا قليلا منهم فٱعف عنهم وٱصفح إن ٱلله يحب ٱلمحسنين
5:14
"Biz Hıristiyanlarız!" diyenlerden de misaklarını almıştık. Onlar da öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. Bu yüzden, aralarına kıyamete değin düşmanlık ve şiddetli nefret saldık. Sınaat/teknoloji olarak ürettikleri şeylerin ne olduğunu Allah onlara yakında haber verecektir.
Ve minellezıne kalu inna nesara ehazna mısakahüm fe nesu hazzam mimma zükkiru bihı fe ağrayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kıyameh ve sevfe yünebbiühümüllahü bi ma kanu yasneun
ومن ٱلذين قالوا إنا نصرى أخذنا ميثقهم فنسوا حظا مما ذكروا بهۦ فأغرينا بينهم ٱلعداوة وٱلبغضاء إلى يوم ٱلقيمة وسوف ينبئهم ٱلله بما كانوا يصنعون
5:15
Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir.
Ya ehlel kitabi kad caeküm rasulüna yübeyyinü leküm kesıram mimma küntüm tuhfune minel kitabi ve yafu an kesır kad caeküm minellahi nuruv ve kitabüm mübın
يـأهل ٱلكتب قد جاءكم رسولنا يبين لكم كثيرا مما كنتم تخفون من ٱلكتب ويعفوا عن كثير قد جاءكم من ٱلله نور وكتب مبين
5:16
Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar.
Yehdı bilillahü menittebea rıdvanehu sübüles selami ve yuhricühüm minez zulümati ilen nuri bi iznihı ve yehdıhim ila sıratım müstekıym
يهدي به ٱلله من ٱتبع رضونهۥ سبل ٱلسلم ويخرجهم من ٱلظلمت إلى ٱلنور بإذنهۦ ويهديهم إلى صرط مستقيم
5:17
Yemin olsun ki, "Allah Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler küfre batmışlardır. De ki: "Allah; Meryem'in oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzündeki insanların hepsini helak etmek istese Allah'a karşı kimin elinde bir güç vardır!" Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülkü/ yönetimi Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye Kadir'dir.
Le kad keferallezıne kalu innellahe hüvel mesıhunü meryem kul fe mey yemlikü minellahi şeyen in erade ey yühlikel misıhabne meryeme ve ümmehu ve men fil erdı cemıa ve lillahi mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma yahlüku ma yeşa vallahü ala külli şeyin kadır
لقد كفر ٱلذين قالوا إن ٱلله هو ٱلمسيح ٱبن مريم قل فمن يملك من ٱلله شيـا إن أراد أن يهلك ٱلمسيح ٱبن مريم وأمهۥ ومن في ٱلأرض جميعا ولله ملك ٱلسموت وٱلأرض وما بينهما يخلق ما يشاء وٱلله على كل شيء قدير
5:18
Yahudiler ve Hıristiyanlar dediler ki, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: "O halde, niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülkü/yönetimi Allah'ındır. Dönüş de O'nadır.
Ve kaleltil yehudü ven nesara nahnü ebnaüllahi ve ehıbbaüh kul fe lime yüazzibüküm bi zünubiküm bel entüm beşerum mimmen halak yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa ve lillahi mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve ileyhil mesıyr
وقالت ٱليهود وٱلنصرى نحن أبنـؤا ٱلله وأحبـؤهۥ قل فلم يعذبكم بذنوبكم بل أنتم بشر ممن خلق يغفر لمن يشاء ويعذب من يشاء ولله ملك ٱلسموت وٱلأرض وما بينهما وإليه ٱلمصير
5:19
Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye Kadir'dir.
Ya ehlel kitabi kad caeküm rasulüna yübeyyinü leküm ala fetratim miner rusüli en tekulu ma caena mim beşıriv ve la nezırin fe kad caeküm beşıruv venezır vallahü ala külli şeyin kadır
يـأهل ٱلكتب قد جاءكم رسولنا يبين لكم على فترة من ٱلرسل أن تقولوا ما جاءنا من بشير ولا نذير فقد جاءكم بشير ونذير وٱلله على كل شيء قدير
5:20
Musa, kavmine şöyle demişti: "Ey toplumum! Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizde peygamberler vücuda getirdi, sizi krallar yaptı, alemlerden hiç kimseye vermediklerini size verdi."
Ve iz kale musa li kavmihı ya kavmizküru nımetellahi aleyküm iz ceale fıküm embiyae ve cealleküm mülukev ve ataküm ma lem yüti ehadem minel alemın
وإذ قال موسى لقومهۦ يقوم ٱذكروا نعمة ٱلله عليكم إذ جعل فيكم أنبياء وجعلكم ملوكا وءاتىكم ما لم يؤت أحدا من ٱلعلمين
5:21
"Ey toplumum! Allah'ın sizin için yazdığı kutsal toprağa girin, arkanıza dönmeyin; yoksa hüsrana uğramışlar durumuna düşersiniz."
Ya kavmidhulül erdal mükaddesetelletı ketebellahü leküm ve la terteddu ala edbariküm fe tenkalibu hasirın
يقوم ٱدخلوا ٱلأرض ٱلمقدسة ٱلتي كتب ٱلله لكم ولا ترتدوا على أدباركم فتنقلبوا خسرين
5:22
Şöyle dediler: "Ey Musa, orada zorbalardan oluşan bir toplum var. Onlar ordan çıkıncaya kadar biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz o zaman gireceğiz."
Kalu ya musa inne fıha kavmen cebbarıne ve inna len nedhuleha hatta yahrucu minha fe iy yahrucu minha fe inna dahılun
قالوا يموسى إن فيها قوما جبارين وإنا لن ندخلها حتى يخرجوا منها فإن يخرجوا منها فإنا دخلون
5:23
İçine ürperti düşenlerden, Allah'ın nimet verdiği iki adam dedi ki: "Onların içine kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip geleceksiniz. Eğer inananlar iseniz yalnız Allah'a güvenin."
Kale racülani minellezıne yehafune enamellahü aleyhimedhulu aleyhimül bab fe iza dehaltümuhü fe inneküm ğalibune ve alellahi fe tevekkelu in küntüm müminın
قال رجلان من ٱلذين يخافون أنعم ٱلله عليهما ٱدخلوا عليهم ٱلباب فإذا دخلتموه فإنكم غلبون وعلى ٱلله فتوكلوا إن كنتم مؤمنين
5:24
Dediler ki: "Ey Musa! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Hadi sen git, Rabbin'le birlikte savaşın. Biz şuracıkta oturacağız."
Kalu ya musa inna len nedhuleha ebedem ma damu fıha fezheb ente ve rabbüke fe katila inna hahüna kaıdun
قالوا يموسى إنا لن ندخلها أبدا ما داموا فيها فٱذهب أنت وربك فقتلا إنا ههنا قعدون
5:25
Şöyle yakardı Musa: "Rabbim! Nefsimle kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık sapıklar topluluğu ile bizim aramızı ayır!"
Kale rabbi innı la emlikü illa nefsı ve ehıy fefruk beynena ve beynel kavmil fasikıyn
قال رب إني لا أملك إلا نفسي وأخي فٱفرق بيننا وبين ٱلقوم ٱلفسقين
5:26
Allah dedi ki: "Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Yeryüzünde sersem sersem dolaşacaklar. Sen o sapıklar topluluğu için kederlenme."
Kale fe inneha müharrametün aleyhim erbeıyne seneh yetıhune fil erdı fe la tese alel kavmil fasikıyn
قال فإنها محرمة عليهم أربعين سنة يتيهون في ٱلأرض فلا تأس على ٱلقوم ٱلفسقين
5:27
Onlara Adem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi.
Vetlü aleyhim nebeebney ademe bil hakk iz karraba kurbanen fe tükubbile min ehadihima ve lem yütekabbel minel ahar kale le aktülennek kale innema yetekabbelül lahü minel müttekıyn
وٱتل عليهم نبأ ٱبني ءادم بٱلحق إذ قربا قربانا فتقبل من أحدهما ولم يتقبل من ٱلأخر قال لأقتلنك قال إنما يتقبل ٱلله من ٱلمتقين
5:28
Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki, ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım."
Leim besatte ileyye yedeke li taktülenı ma ene bi basitıy yediye ileyke li aktülek innı ehafüllahe rabbel alemın
لئن بسطت إلي يدك لتقتلني ما أنا بباسط يدي إليك لأقتلك إني أخاف ٱلله رب ٱلعلمين
5:29
"Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın. İşte budur zalimlerin cezası!"
İnnı ürıdü en tebue bi ismı ve ismike fe tekune min ashabin nar ve zalike cezaüz zalimın
إني أريد أن تبوأ بإثمي وإثمك فتكون من أصحب ٱلنار وذلك جزـؤا ٱلظـلمين
5:30
Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye ısındırdı, o da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğramışlardan oldu.
Fe tavveat lehu nefsühu katle ehıyhi fe katelehu fe asbeha minel hasirın
فطوعت لهۥ نفسهۥ قتل أخيه فقتلهۥ فأصبح من ٱلخسرين
5:31
Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Fe beasellahü ğurabey yebhasü fil erdı li yüriyehu keyfe yüvarı sevete ehıyh kale ya veyleta eaceztü en ekune misle hazel ğurabi fe üvariye sevete ehıy fe asbeha minen nadimın
فبعث ٱلله غرابا يبحث في ٱلأرض ليريهۥ كيف يوري سوءة أخيه قال يويلتى أعجزت أن أكون مثل هذا ٱلغراب فأوري سوءة أخي فأصبح من ٱلنـدمين
5:32
İşte bu yüzden biz, İsrailoğulları üzerine şunu yazdık: Kim bir kişiyi, bir kişiye karşılık yahut yeryüzünde bir fesat sebebiyle olmaksızın öldürürse, insanları toptan öldürmüş gibidir. Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat vermiş gibidir. Andolsun, resullerimiz onlara açık-seçik kanıtlar getirmişlerdir. Ama onlardan birçoğu bunun ardından da yeryüzünde zulüm ve azgınlığa sapmaktadır.
Min ecli zalike ketebna ala benı israıle ennehu men katel nefsem bi ğayri nefsin ev fesadin fil erdı fe keennema katelen nase cemıa ve men ahyaha fe keennema ahyan nase cemıa ve le kad caethüm rusülüna bil beyyinati sümme inne kesıram minhüm bade zalike fil erdı le müsrifun
من أجل ذلك كتبنا على بني إسرـءيل أنهۥ من قتل نفسا بغير نفس أو فساد في ٱلأرض فكأنما قتل ٱلناس جميعا ومن أحياها فكأنما أحيا ٱلناس جميعا ولقد جاءتهم رسلنا بٱلبينت ثم إن كثيرا منهم بعد ذلك في ٱلأرض لمسرفون
5:33
Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
İnnema cezaüllezıne yüharribunellahe ve rasulehu ve yesavne fil erdı fesaden ey yükattelu ev yüsallebu ev tükattaa eydıhim ve ercülühüm min hılafin ev yünfev minel ard zalike lehüm hızyün fid dünya ve lehüm fil ahırati azabün azıym
إنما جزـؤا ٱلذين يحاربون ٱلله ورسولهۥ ويسعون في ٱلأرض فسادا أن يقتلوا أو يصلبوا أو تقطع أيديهم وأرجلهم من خلف أو ينفوا من ٱلأرض ذلك لهم خزي في ٱلدنيا ولهم في ٱلأخرة عذاب عظيم
5:34
Ancak onları gücünüz altına almadan önce tövbe edenler olursa biliniz ki, Allah Gafur ve Rahim'dir.
İllellezıne tabu min kabli en takdiru aleyhim falemu ennellahe ğafurur rahıym
إلا ٱلذين تابوا من قبل أن تقدروا عليهم فٱعلموا أن ٱلله غفور رحيم
5:35
Ey iman edenler! Allah'ın buyruğuna ters düşmekten sakının; O'na varmaya vesile arayın. O'nun yolunda gayret gösterin ki, kurtuluşa erebilesiniz.
Ya eyyühellezıne amenüttekullahe vebteğu ileyhil vesılete ve cahidu fı sebılihı lealleküm tüflihun
يـأيها ٱلذين ءامنوا ٱتقوا ٱلله وٱبتغوا إليه ٱلوسيلة وجهدوا في سبيلهۦ لعلكم تفلحون
5:36
Küfre batanlar var ya, yeryüzündekilerin hepsi ve yanında bir o kadarı kendilerin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için hepsini fidye verseler, onlardan bu bile kabul edilmez. Korkunç bir azap vardır onlar için.
İnnellezıne keferu lev enne lehüm ma fil erdı cemıav ve mislehu meahu li yeftedu bihı min azabi yevmil kıyameti ma tükubbile minhüm ve lehüm azabün elım
إن ٱلذين كفروا لو أن لهم ما في ٱلأرض جميعا ومثلهۥ معهۥ ليفتدوا بهۦ من عذاب يوم ٱلقيمة ما تقبل منهم ولهم عذاب أليم
5:37
Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkamayacaklardır. Onlar için tepelerinden hiç inmeyecek bir azap vardır.
Yürıdune ey yahrucu minen nari ve ma hüm bi haricıne minha ve lehüm azabüm mükıym
يريدون أن يخرجوا من ٱلنار وما هم بخرجين منها ولهم عذاب مقيم
5:38
Hırsızlık yapan erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah Aziz'dir, Hakim'dir.
Ves sariku ves sarikatü faktau eydiyehüma cezaem bima keseba nekalem minellah vallahü azızün hakım
وٱلسارق وٱلسارقة فٱقطعوا أيديهما جزاء بما كسبا نكلا من ٱلله وٱلله عزيز حكيم
5:39
Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.
Fe men tabe mim badi zulmihı ve asleha fe innellahe yetubü aleyh innellahe ğafurur rahıym
فمن تاب من بعد ظلمهۦ وأصلح فإن ٱلله يتوب عليه إن ٱلله غفور رحيم
5:40
Göklerin de yerin de mülkünün/saltanatının Allah'ın olduğunu bilmedin mi? Dilediğine azap eder O, dilediğini affeder. Allah'ın gücü her şeye yeter.
E lem talem ennellahe lehu mülküs semavati vel erdı yüazzibü mey yeşaü ve yağfiru li mey yeşa vallahü ala külli yeşin kadır
ألم تعلم أن ٱلله لهۥ ملك ٱلسموت وٱلأرض يعذب من يشاء ويغفر لمن يشاء وٱلله على كل شيء قدير
5:41
Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; ahirette de büyük bir azap var onlara.
Ya eyyüher rasulü la yahzünkellezıne yüsariune fil küfri minellezıne kalu amenna bi efvahihim ve lem tümin kulubühüm ve minellezıne hadu semmaune lil kezibi semmaune li kavmin aharıne lem yetuk yüharrifunel kelime mim badi mevadııh yekulune in utıtüm haza fe huzuhü ve il lem tütevhü fahzeru ve mey yüridillahü fitnetehu fe len temlike lehu minellahi şeya ülaikellezıne lem yüridillahü ey yütahhira kulubehüm lehüm fid dünya hızyüv ve lehüm fil ahırati azabün azıym
يـأيها ٱلرسول لا يحزنك ٱلذين يسرعون في ٱلكفر من ٱلذين قالوا ءامنا بأفوههم ولم تؤمن قلوبهم ومن ٱلذين هادوا سمـعون للكذب سمـعون لقوم ءاخرين لم يأتوك يحرفون ٱلكلم من بعد مواضعهۦ يقولون إن أوتيتم هذا فخذوه وإن لم تؤتوه فٱحذروا ومن يرد ٱلله فتنتهۥ فلن تملك لهۥ من ٱلله شيـا أولـئك ٱلذين لم يرد ٱلله أن يطهر قلوبهم لهم في ٱلدنيا خزي ولهم في ٱلأخرة عذاب عظيم
5:42
Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adaleti ayakta tutanları sever.
Semmaune lil kesibi ekkalune lis suht fe in cauke fahküm beynehüm ev arıd anhüm ve in turıd anhüm fe ley yedurruke şeya ve in hakemte fahküm beynehüm bil kıst innellahe yühıbbül muksitıyn
سمـعون للكذب أكـلون للسحت فإن جاءوك فٱحكم بينهم أو أعرض عنهم وإن تعرض عنهم فلن يضروك شيـا وإن حكمت فٱحكم بينهم بٱلقسط إن ٱلله يحب ٱلمقسطين
5:43
İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin hakemliğine baş vuruyorlar? Daha sonra da verilen hükümden yüz çeviriyorlar. Bunlar inanan kişiler değillerdir.
Ve keyfe yühakkimunee ve ındehümüt tevratü fıha hukmüllahi sümme yetevellevne mim badi zalik ve ma ülaike bil müminın
وكيف يحكمونك وعندهم ٱلتورىة فيها حكم ٱلله ثم يتولون من بعد ذلك وما أولـئك بٱلمؤمنين
5:44
Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele kılavuz var onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kafirlerin ta kendileridir.
İnna enzelnet tevrate fıha hüdev ve nur yahkümü bihen nebiyyunellezıne eslemu lillezıne hadu ver rabbaniyyune vel ahbaru bimestuhfizu min kitabillahi ve kanu aleyhi şüheda fe la tahşevün nase vahşevni ve la teşteru bi ayatı semenen kalıla ve mel lem yahküm bi ma enzelellahü fe ülaike hümül kafirun
إنا أنزلنا ٱلتورىة فيها هدى ونور يحكم بها ٱلنبيون ٱلذين أسلموا للذين هادوا وٱلربـنيون وٱلأحبار بما ٱستحفظوا من كتب ٱلله وكانوا عليه شهداء فلا تخشوا ٱلناس وٱخشون ولا تشتروا بـايتي ثمنا قليلا ومن لم يحكم بما أنزل ٱلله فأولـئك هم ٱلكفرون
5:45
O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
Ve ketebna aleyhim fıha ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel üzüne bil üzüni ves sinne bis sinni vel cüruha kısas fe men tesaddeka bihı fe hüve keffaratül leh ve mel lem yahküm bima enzelellahü fe ülaike hümüz zalimun
وكتبنا عليهم فيها أن ٱلنفس بٱلنفس وٱلعين بٱلعين وٱلأنف بٱلأنف وٱلأذن بٱلأذن وٱلسن بٱلسن وٱلجروح قصاص فمن تصدق بهۦ فهو كفارة لهۥ ومن لم يحكم بما أنزل ٱلله فأولـئك هم ٱلظـلمون
5:46
Ardından o peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Tevrat'tan yanında bulunanı doğruluyordu. Ona İncil'i verdik. Hidayet ve ışık vardı onda. Tevrat'tan yanında olanı tasdikleyici idi. Doğruya ve güzele kılavuzdu, takvaya sarılanlara bir öğüt.
Ve kaffeyna ala asarihim bi ıysebni meryeme müsaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve ateynahül incıle fıhi hüdev ve nuruv ve müsaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve hüdev ve mevızatel lil müttekıyn
وقفينا على ءاثرهم بعيسى ٱبن مريم مصدقا لما بين يديه من ٱلتورىة وءاتينه ٱلإنجيل فيه هدى ونور ومصدقا لما بين يديه من ٱلتورىة وهدى وموعظة للمتقين
5:47
İncil bağlıları Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetsinler. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler sapıkların ta kendileridir.
Vel yahküm ehlül incıli bima enzelellahü fıh ve mel lem yahküm bima enzelellahü fe ülaike hümül fasikun
وليحكم أهل ٱلإنجيل بما أنزل ٱلله فيه ومن لم يحكم بما أنزل ٱلله فأولـئك هم ٱلفسقون
5:48
Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı olarak... O halde onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet, Hak'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma. Sizden her biri için bir yol/şeriat ve bir yöntem belirledik. Allah dileseydi sizi elbette bir tek ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye öyle yapmamıştır. O halde hayırlarda yarışın. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.
Ve enzelna ileykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi minel kitabi ve mühayminen aleyhi fahküm beynehüm bima enzelellahü ve la tettebı ehvaehüm amma caeke minel hakk li küllin cealna minküm şiratev ve minhaca ve lev şaellahü le cealeküm ümmetev vahıdetev ve lakil li yeblüveküm fı ma ataküm festebikul hayrat ilellahi merciuküm cemıan fe yünebbiüküm bi ma küntüm fıhi tahtelifun
وأنزلنا إليك ٱلكتب بٱلحق مصدقا لما بين يديه من ٱلكتب ومهيمنا عليه فٱحكم بينهم بما أنزل ٱلله ولا تتبع أهواءهم عما جاءك من ٱلحق لكل جعلنا منكم شرعة ومنهاجا ولو شاء ٱلله لجعلكم أمة وحدة ولكن ليبلوكم في ما ءاتىكم فٱستبقوا ٱلخيرت إلى ٱلله مرجعكم جميعا فينبئكم بما كنتم فيه تختلفون
5:49
Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Dikkat et de Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırıp fitneye düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları bazı günahları yüzünden belaya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçokları doğru yoldan iyice sapmış bulunuyorlar.
Ve enıhküm beynehüm bi ma enzelellahü ve la tettebı ehvaehüm vahzerhüm ey yeftinuke ambadı ma enzelellahü ileyk fe in tevellev falem ennema yürıdüllahü ey yüsıybehüm bi badı zünubihim ve inne kesıram minen nasi le fasikun
وأن ٱحكم بينهم بما أنزل ٱلله ولا تتبع أهواءهم وٱحذرهم أن يفتنوك عن بعض ما أنزل ٱلله إليك فإن تولوا فٱعلم أنما يريد ٱلله أن يصيبهم ببعض ذنوبهم وإن كثيرا من ٱلناس لفسقون
5:50
Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?
E fe hukmel cahiliyyeti yebğun ve men ahsenü minellahi hukmel li kavmiy yukınun
أفحكم ٱلجهلية يبغون ومن أحسن من ٱلله حكما لقوم يوقنون
5:51
Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül yehude ven nesara evliya baduhüm evliyaü bad ve mey yetevellehüm minküm fe innehu minhüm innellahe la yehdil kavmez zalimın
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تتخذوا ٱليهود وٱلنصرى أولياء بعضهم أولياء بعض ومن يتولهم منكم فإنهۥ منهم إن ٱلله لا يهدي ٱلقوم ٱلظـلمين
5:52
Kalplerinde hastalık olanların, "Başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz." diyerek onların içine daldıklarını görürsün. Olabilir ki Allah, bir fetih yahut katından bir buyruk getirir de bunu yapanlar, benliklerinde sakladıkları şeye pişmanlık duyar hale gelirler.
Fe terallezıne fı kulubihim meraduy yüsariune fıhim yekulune nahşa en tüsıybena dairah fe asellahü ey yetiye bil fethı ev emrim min ındihı fe yusbihu ala ma eserru fı enfüsihim nadimın
فترى ٱلذين في قلوبهم مرض يسرعون فيهم يقولون نخشى أن تصيبنا دائرة فعسى ٱلله أن يأتي بٱلفتح أو أمر من عندهۦ فيصبحوا على ما أسروا في أنفسهم ندمين
5:53
İman edenler derler ki: "Şunlar mıdır o tüm güçleriyle sizinle beraber olduklarına yemin edenler?" Bütün amelleri boşa çıkmıştır da hüsrana uğrayanlardan oluvermişlerdir.
Ve yekulüllezıne amenu ehaülaillezıne aksemu billahi cehde eymanihim innehüm le meaküm habitat amalühüm fe asbehu hasirın
ويقول ٱلذين ءامنوا أهـؤلاء ٱلذين أقسموا بٱلله جهد أيمنهم إنهم لمعكم حبطت أعملهم فأصبحوا خسرين
5:54
Ey inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kafirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda tüm gayretleriyle didinirler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir.
Ya eyyühellezıne amenu mey yertedde minküm an dınihı fe sevfe yetillahü bi kavmiy yühıbbühüm ve yühıbbunehu ezilletin alel müminıne e ızzetin alel kafirıne yücahidune fı sebılillahi ve la yehafune levmete laim zalike fadlüllahi yü7tıhi mey yeşa vallahü vasiun alım
يـأيها ٱلذين ءامنوا من يرتد منكم عن دينهۦ فسوف يأتي ٱلله بقوم يحبهم ويحبونهۥ أذلة على ٱلمؤمنين أعزة على ٱلكفرين يجهدون في سبيل ٱلله ولا يخافون لومة لائم ذلك فضل ٱلله يؤتيه من يشاء وٱلله وسع عليم
5:55
Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun resulüdür, bir de rüku eder bir halde namazı/duayı yerine getirip, zekatı vererek iman edenlerdir.
İnnema veliyyükümüllahü ve rasulühu vellezıne amenüllezıne yükıymunes salate ve yütunez zekate ve hüm rakiun
إنما وليكم ٱلله ورسولهۥ وٱلذين ءامنوا ٱلذين يقيمون ٱلصلوة ويؤتون ٱلزكوة وهم ركعون
5:56
Allah'ı, O'nun resulünü ve iman edenleri dost edinen/Allah'tan, O'nun resulünden ve iman edenlerden yüz çeviren bilsin ki, galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır.
Ve mey yetevellellahe ve rasulehu vellezıne amenu fe inne hızbellahi hümül ğalibun
ومن يتول ٱلله ورسولهۥ وٱلذين ءامنوا فإن حزب ٱلله هم ٱلغلبون
5:57
Ey iman edenler! Sizden önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi oyun ve eğlence edinenleri dost tutmayın. Eğer inanıyorsanız Allah'tan sakının.
Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül lezınettehazu dıneküm hüzüvev ve leıbem minellezıne utül kitabe min kabliküm vel küffara evliya vettekullahe in küntüm müminın
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تتخذوا ٱلذين ٱتخذوا دينكم هزوا ولعبا من ٱلذين أوتوا ٱلكتب من قبلكم وٱلكفار أولياء وٱتقوا ٱلله إن كنتم مؤمنين
5:58
Namaza/duaya çağırdığınızda onu oyun ve eğlence edindiler. Böyle yaptılar; çünkü onlar akıllarını işletmeyen bir topluluktur.
Ve iza nadeytüm iles salatittehazuha hüzüvev ve leıba zalike bi ennehüm kavmül la yakılun
وإذا ناديتم إلى ٱلصلوة ٱتخذوها هزوا ولعبا ذلك بأنهم قوم لا يعقلون
5:59
De ki: "Ey Ehlikitap! Sadece şunun için bizden hoşlanmıyorsunuz: Allah'a, bize indirilene, daha önce indirilene inanmışız. Doğrusu şu ki, sizin çoğunuz yoldan sapmış olanlardır."
Kul ya ehlel kitabi hel tenkımune minna illa en amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile min kablü ve enne ekseraküm fasikun
قل يـأهل ٱلكتب هل تنقمون منا إلا أن ءامنا بٱلله وما أنزل إلينا وما أنزل من قبل وأن أكثركم فسقون
5:60
De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar."
Kul hel ünebbiüküm bi şerrim min zalike mesubeten ındellah mel leanehüllahü ve ğadıbe aleyhi ve ceale minhümül kıradete vel hanazıra ve abedet tağut ülaike şerrum mekanev ve edallü an sevais sebıl
قل هل أنبئكم بشر من ذلك مثوبة عند ٱلله من لعنه ٱلله وغضب عليه وجعل منهم ٱلقردة وٱلخنازير وعبد ٱلطـغوت أولـئك شر مكانا وأضل عن سواء ٱلسبيل
5:61
Size geldiklerinde "İnandık!" derler. Gerçekte ise küfürle girmiş, yine onunla çıkmışlardır. Neler saklıyor olduklarını Allah daha iyi bilir.
Ve iza cauküm kalu amenna ve kad dehalu bil küfri ve hüm kad haracu bih vallahü alemü bi ma kanu yektümun
وإذا جاءوكم قالوا ءامنا وقد دخلوا بٱلكفر وهم قد خرجوا بهۦ وٱلله أعلم بما كانوا يكتمون
5:62
Onların birçoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede yarıştıklarını görürsün. Ne kötüdür o yapmakta oldukları!
Ve tera kesıram minhüm yüsariune fil ismi vel udvani ve eklihimüs suht le bise ma kanu yamelun
وترى كثيرا منهم يسرعون في ٱلإثم وٱلعدون وأكلهم ٱلسحت لبئس ما كانوا يعملون
5:63
Ruhbanları ve hahamları onları, günah oluşturan sözlerinden, haram yemekten alıkoysalardı olmaz mıydı? Ne kötüdür onların sınaat/teknoloji olarak üretmekte oldukları.
Lev la yenhahümür rabbaniyyune vel ahbaru an kavlihimül isme ve eklihimüs suht le bise ma kanu yasneun
لولا ينهىهم ٱلربـنيون وٱلأحبار عن قولهم ٱلإثم وأكلهم ٱلسحت لبئس ما كانوا يصنعون
5:64
Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.
Ve kaletil yehudü yedüllahi mağluleh ğullet eydıhim ve lüınu bi ma kalu bel yedahü mebsutatani yünfiku keyfe yeşa ve le yezıdenne kesıram minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve küfra ve elkayna beynehümül adavete vel bağdae ila yevmil kıyameh küllema evkadu naral lil harbi atfeehellahü ve yesavne fil erdı fesada vallahü la yühıbbül müfsidın
وقالت ٱليهود يد ٱلله مغلولة غلت أيديهم ولعنوا بما قالوا بل يداه مبسوطتان ينفق كيف يشاء وليزيدن كثيرا منهم ما أنزل إليك من ربك طغينا وكفرا وألقينا بينهم ٱلعدوة وٱلبغضاء إلى يوم ٱلقيمة كلما أوقدوا نارا للحرب أطفأها ٱلله ويسعون في ٱلأرض فسادا وٱلله لا يحب ٱلمفسدين
5:65
Eğer Ehlikitap, iman edip korunsaydı, onların kötülüklerini mutlaka örter ve kendilerini bol nimetli cennetlere mutlaka sokardık.
Ve lev enne ehlel kitabi amenu vettekav le kefferna anhüm seyyiatihim ve le edhalnahüm cennatin neıym
ولو أن أهل ٱلكتب ءامنوا وٱتقوا لكفرنا عنهم سيـاتهم ولأدخلنهم جنـت ٱلنعيم
5:66
Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine indirilmiş olanı gerektiği şekilde uygulasalardı elbetteki hem üstlerinden hem ayaklarının altından rızıklanacaklardı. İçlerinde orta yolu izleyen bir topluluk var. Ama onların çoğunluğunun yapmakta olduğu ne kadar da kötü!
Ve lev ennehüm ekamüt tevrate vel incıle ve ma ünzile ileyhim mir rabbihim le ekelu min fevkıhim ve min tahti erculihim minhüm ümmetüm muktesıdeh ve kesırum minhüm sae ma yamelun
ولو أنهم أقاموا ٱلتورىة وٱلإنجيل وما أنزل إليهم من ربهم لأكلوا من فوقهم ومن تحت أرجلهم منهم أمة مقتصدة وكثير منهم ساء ما يعملون
5:67
Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
Ya eyyüher rasulü bellığ ma ünzile ileyke mir rabbik ve il lem tefal fe ma bellağte risaleteh vallahü yasımüke minen nas innellahe la yehdil kavmel kafirun
يـأيها ٱلرسول بلغ ما أنزل إليك من ربك وإن لم تفعل فما بلغت رسالتهۥ وٱلله يعصمك من ٱلناس إن ٱلله لا يهدي ٱلقوم ٱلكفرين
5:68
De ki: "Ey Ehlikitap! Siz, Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni tam uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz." Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Küfre batan topluluk için tasalanma artık.
Kul ya ehlel kitabi lestüm alal şeyin hatta tükıymüt tevrate vel incıle ve ma ünzile ileyküm mir rabbiküm ve le yezıdenne kesıram minhüm ma ünzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve küfra fe la tese alel kavmil kafirın
قل يـأهل ٱلكتب لستم على شيء حتى تقيموا ٱلتورىة وٱلإنجيل وما أنزل إليكم من ربكم وليزيدن كثيرا منهم ما أنزل إليك من ربك طغينا وكفرا فلا تأس على ٱلقوم ٱلكفرين
5:69
Şu bir gerçek ki, iman edenler, Yahudiler, Sabiiler ve Hıristiyanlardan Allah'a ve ahiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanlar için korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.
İnnellezıne amenu vellezıne hadu ves sabiune ven nesara men amene billahi vel yevmil ahıri ve amile salihan fe la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
إن ٱلذين ءامنوا وٱلذين هادوا وٱلصـبـون وٱلنصرى من ءامن بٱلله وٱليوم ٱلأخر وعمل صلحا فلا خوف عليهم ولا هم يحزنون
5:70
Yemin olsun ki biz, İsrailoğullarının kesin sözlerini almış da onlara resuller göndermiştik. Ne zaman bir resul onlara nefislerinin hoşlanmadığı birşeyi getirdiyse bir kısmını yalanladılar; bir kısmını da öldürüyorlardı.
Le kad ehazna mısaka benı israıle ve erselna ileyhim rusüla küllema caehüm rasulüm bi ma la tehva enfüsühüm ferıkan kezzebu ve ferıkay yaktülun
لقد أخذنا ميثق بني إسرـءيل وأرسلنا إليهم رسلا كلما جاءهم رسول بما لا تهوى أنفسهم فريقا كذبوا وفريقا يقتلون
5:71
Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür.
Ve hasibu ella tekune fitnetün feamu ve sammu sümme tabellahü aleyhim sümme amu ve sammu kesırum minhüm vallahü basıyrum bima yamelun
وحسبوا ألا تكون فتنة فعموا وصموا ثم تاب ٱلله عليهم ثم عموا وصموا كثير منهم وٱلله بصير بما يعملون
5:72
Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır."
Le kad keferallezıne kalu innellahe hüvel mesıhubnü meryem ve kalel mesıhu ya benı israılabüdüllahe rabbı ve rabbeküm innehu mey yüşrik billahi fe kad harramellahü aleyhil cennete ve mevahün nar ve ma liz zalimıne min ensar
لقد كفر ٱلذين قالوا إن ٱلله هو ٱلمسيح ٱبن مريم وقال ٱلمسيح يبني إسرـءيل ٱعبدوا ٱلله ربي وربكم إنهۥ من يشرك بٱلله فقد حرم ٱلله عليه ٱلجنة ومأوىه ٱلنار وما للظـلمين من أنصار
5:73
Yemin olsun ki, "Allah, üçün üçüncüsüdür!" diyenler de küfre batmıştır. Bir tek Tanrı dışında hiçbir ilah yoktur. Bu söyleyegeldiklerine son vermezlerse, onların küfre sapanlarına korkunç bir azap mutlaka gelip çatacaktır.
Le kad keferallezıne kalu innellahe salisü selaseh ve ma min ilahin illa ilahüv vahıd ve il lem yentehu amma yekulune le yemessennellezıne keferu minhüm azabün elım
لقد كفر ٱلذين قالوا إن ٱلله ثالث ثلثة وما من إله إلا إله وحد وإن لم ينتهوا عما يقولون ليمسن ٱلذين كفروا منهم عذاب أليم
5:74
Hala Allah'a yönelip tövbe ederek ondan af dilemiyorlar mı? Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
E fe la yetubune ilellahi ve yestağfiruneh vallahü ğafurur rahıym
أفلا يتوبون إلى ٱلله ويستغفرونهۥ وٱلله غفور رحيم
5:75
Meryem'in oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!
Mel mesıhubnü meryeme illa rasul kad halet min kablihir rusül ve ümmühu sıddıkah kana yekülanit taam ünzur keyfe nübeyyinü lehümül ayati sümmenzur enna yüfekun
ما ٱلمسيح ٱبن مريم إلا رسول قد خلت من قبله ٱلرسل وأمهۥ صديقة كانا يأكلان ٱلطعام ٱنظر كيف نبين لهم ٱلأيت ثم ٱنظر أنى يؤفكون
5:76
Söyle onlara: "Allah'ın yanında bir de, size zarar yahut yarar sağlama gücü olmayan şeylere mi kölelik/kulluk ediyorsunuz? Allah, en iyi duyan, en iyi bilenin ta kendisidir."
Kul e tabüdune min dunillahi ma la yemlikü leküm darrav ve la nefa vallahü hüves semıul alım
قل أتعبدون من دون ٱلله ما لا يملك لكم ضرا ولا نفعا وٱلله هو ٱلسميع ٱلعليم
5:77
De ki: "Ey Ehlikitap! Dininizde azgınlık edip hak dışına çıkarak aşırılığa gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve yolun denge noktasından uzağa düşmüş bir topluluğun keyiflerine uymayın."
Kul ya ehlel kitabi la tağlu fı dıniküm ğayral hakkı ve la tettebiu ehvae kavmin kad dallu min kablü ve edallu kesırav ve dallu an sevais sebıl
قل يـأهل ٱلكتب لا تغلوا في دينكم غير ٱلحق ولا تتبعوا أهواء قوم قد ضلوا من قبل وأضلوا كثيرا وضلوا عن سواء ٱلسبيل
5:78
İsrailoğullarının küfre sapanları, Meryem'in oğlu İsa'nın ve Davud'un diliyle lanetlendiler. Bu böyledir; çünkü onlar sınır tanımazlık, haksızlık, düşmanlık ediyorlardı.
Lüınellezıne keferu mim benı israıle ala lisani davude ve ıysebni meryem zalike bima asav ve kanu yatedun
لعن ٱلذين كفروا من بني إسرـءيل على لسان داوۥد وعيسى ٱبن مريم ذلك بما عصوا وكانوا يعتدون
5:79
İşledikleri kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri!
Kanu la yetenahevne amünkerin fealuh lebise ma kanu yefalun
كانوا لا يتناهون عن منكر فعلوه لبئس ما كانوا يفعلون
5:80
Onlardan birçoğunun, küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! Allah, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.
Tera kesıram minhüm yetevellevnellezıne keferu le bise ma kaddemet lehüm enfüsühüm en sehıtallahü aleyhim ve fil azabi hüm halidun
ترى كثيرا منهم يتولون ٱلذين كفروا لبئس ما قدمت لهم أنفسهم أن سخط ٱلله عليهم وفي ٱلعذاب هم خلدون
5:81
Eğer Allah'a, peygambere ve ona indirilene inanmış olsalardı, küfre sapanları dostlar edinmezlerdi. Ama onların çokları yoldan sapmışlardır.
Ve lev kanu yüminune billahi vne nebiyyi ve ma ünzile ileyhi mettehazuhüm evliyae ve lakinne kesıram minhüm fasikun
ولو كانوا يؤمنون بٱلله وٱلنبي وما أنزل إليه ما ٱتخذوهم أولياء ولكن كثيرا منهم فسقون
5:82
Şu tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların iman edenlere en şiddetli düşmanlık duyanlarını, Yahudilerle şirke batanlar bulursun. Şu da tartışılmaz bir gerçektir ki, insanların iman edenlere sevgide en yakın olanlarını "Biz Hıristiyanlarız" diyenler bulursun. Bu böyledir. Çünkü o Hıristiyanlar içinde derin araştırmalar yapan keşişler, kendini Allah'a adamış rahipler vardır. Ve onlar, kibre sapmazlar.
Le tecidenne eşedden nasi adavetel lillezıne amenül yehude vellezıne eşraku ve le tecidenne akrabehüm meveddetel lillezıne amenüllezıne kalu inna nesara zalike bi enne münhüm kıssısıne ve ruhbanev ve ennehüm la yestekbirun
لتجدن أشد ٱلناس عدوة للذين ءامنوا ٱليهود وٱلذين أشركوا ولتجدن أقربهم مودة للذين ءامنوا ٱلذين قالوا إنا نصرى ذلك بأن منهم قسيسين ورهبانا وأنهم لا يستكبرون
5:83
Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."
Ve iza semiu ma ünzile iler rasuli tera ayünehüm tefıdu mined demı mimma arafu minel hakk yekulune rabbena amenna fektübna meaş şahidın
وإذا سمعوا ما أنزل إلى ٱلرسول ترى أعينهم تفيض من ٱلدمع مما عرفوا من ٱلحق يقولون ربنا ءامنا فٱكتبنا مع ٱلشـهدين
5:84
"Rabbimizin bizi barışseverler arasına koymasını umup dururken, Allah'a ve Hak'tan bize gelene neden inanmayacakmışız?"
Ve ma lena la nüminü billahi ve ma caena minel hakkı ve natmeu ey yüdhılena rabbüna meal kavmis salihıyn
وما لنا لا نؤمن بٱلله وما جاءنا من ٱلحق ونطمع أن يدخلنا ربنا مع ٱلقوم ٱلصـلحين
5:85
Böyle söyledikleri için Allah onları, altlarından ırmaklar akan cennetlerle lütuflandırdı. Sürekli kalıcıdırlar orada. İşte budur güzel davrananların ödülü.
Fe esabehümüllahü bima kalu cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve zalike ceazül muhsinın
فأثبهم ٱلله بما قالوا جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها وذلك جزاء ٱلمحسنين
5:86
Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlar da cehennemin dostlarıdır.
Velelızne keferu ve kezzebu bi ayatina ülaike ashabül cehıym
وٱلذين كفروا وكذبوا بـايتنا أولـئك أصحب ٱلجحيم
5:87
Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.
Ya eyyühellezıne amenu la tüharrimu tayyibati ma ehallellahü leküm ve la tatedu innellahe le yühıbbül mutedın
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تحرموا طيبت ما أحل ٱلله لكم ولا تعتدوا إن ٱلله لا يحب ٱلمعتدين
5:88
Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan sakının!
Ve külu mimma razekakümüllahü halalen teyyibev vettekullahellezı entüm bihı müminun
وكلوا مما رزقكم ٱلله حللا طيبا وٱتقوا ٱلله ٱلذي أنتم بهۦ مؤمنون
5:89
Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü hesaba çekmez, ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Böyle bir yeminin keffareti, ailenize yedirmekte olduğunuzun orta derecesinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydimek, yahut da özgürlüğünden yoksun kalmış bir benliği özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara imkan bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffareti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki şükredebilesiniz.
La yüahızükümüllahü billağvi fı eymaniküm ve lakiy yüahızüküm bima akkadtümül eyman fe keffaratühu ıtamü aşerati mesakıne min evsetı ma tutımune ehlıküm evkisvetühüm ev tahrıru rakabeh fe mel lem yecid fe sıyamü selaseti eyyam zalike kefferatü eymaniküm iza haleftüm vahfezu eymaneküm kezalike yübeyyinüllahü leküm ayatihı lealleküm teşkürun
لا يؤاخذكم ٱلله بٱللغو في أيمنكم ولكن يؤاخذكم بما عقدتم ٱلأيمن فكفـرتهۥ إطعام عشرة مسكين من أوسط ما تطعمون أهليكم أو كسوتهم أو تحرير رقبة فمن لم يجد فصيام ثلثة أيام ذلك كفـرة أيمنكم إذا حلفتم وٱحفظوا أيمنكم كذلك يبين ٱلله لكم ءايتهۦ لعلكم تشكرون
5:90
Ey iman edenler! Uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktik; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
Ya eyyühellezıne amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabü vel ezlamü ricsüm min ameliş şeytani fectenibuhü lealleküm tüflihun
يـأيها ٱلذين ءامنوا إنما ٱلخمر وٱلميسر وٱلأنصاب وٱلأزلم رجس من عمل ٱلشيطن فٱجتنبوه لعلكم تفلحون
5:91
Şeytan; uyuşturucu ve kumara sokularak aranıza düşmanlık ve şiddetli nefret yerleştirip sizi Allah'ı anmaktan, namazdan/duadan geri çevirmek ister. Artık son veriyorsunuz değil mi?
İnnema yürıdüş şeytanü ey yukıa beynekümül adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddeküm an zikrillahi ve anis salah fe hel entüm müntehun
إنما يريد ٱلشيطن أن يوقع بينكم ٱلعدوة وٱلبغضاء في ٱلخمر وٱلميسر ويصدكم عن ذكر ٱلله وعن ٱلصلوة فهل أنتم منتهون
5:92
Allah'a itaat edin, resule itaat edin, sakının. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin: Bizim resulümüze düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
Ve etıyullahe ve etıyur rasule vahzeru fe in tevelleytüm falemu ennema ala rasulinel belağul mübın
وأطيعوا ٱلله وأطيعوا ٱلرسول وٱحذروا فإن توليتم فٱعلموا أنما على رسولنا ٱلبلغ ٱلمبين
5:93
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.
Leyse alellezıne amenu ve amilus salihati cünahun fıma taımu iza mettekav ve amenu ve amilus salihati sümmettekav ve amenu sümmettekav ve ahsenu vallahü yühabbül muhsinın
ليس على ٱلذين ءامنوا وعملوا ٱلصـلحت جناح فيما طعموا إذا ما ٱتقوا وءامنوا وعملوا ٱلصـلحت ثم ٱتقوا وءامنوا ثم ٱتقوا وأحسنوا وٱلله يحب ٱلمحسنين
5:94
Ey iman sahipleri! Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır.
Ya eyyühellezıne amenu le yeblüvenne kümüllühü bi şeyim mines saydi tenalühu eydıküm ve rimahuküm li yalemellahü mey yehafühu bil ğayb fe menıteda bade zalike fe lehu azabün elım
يـأيها ٱلذين ءامنوا ليبلونكم ٱلله بشيء من ٱلصيد تنالهۥ أيديكم ورماحكم ليعلم ٱلله من يخافهۥ بٱلغيب فمن ٱعتدى بعد ذلك فلهۥ عذاب أليم
5:95
Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kabe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffaret, yahut buna denk oruç. Taki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah çok güçlüdür, öc alıcıdır.
Ya eyyühellezıne amenu la taktülüs sayde ve entüm hurram ve men katelehu minküm müteammiden fe ceazüm mislü ma katele minen neami yahkümü bihı zeva adlim minküm hedyem baliğal kabeti ev keffaratün taamü mesakıne ev adlü zalike sıyamel li yezuka ve bale emrih afallahü amma selef ve men ade fe yentekımüllahü minh vallahü azızün züntikam
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تقتلوا ٱلصيد وأنتم حرم ومن قتلهۥ منكم متعمدا فجزاء مثل ما قتل من ٱلنعم يحكم بهۦ ذوا عدل منكم هديا بلغ ٱلكعبة أو كفـرة طعام مسكين أو عدل ذلك صياما ليذوق وبال أمرهۦ عفا ٱلله عما سلف ومن عاد فينتقم ٱلله منه وٱلله عزيز ذو ٱنتقام
5:96
Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak, deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun.
Ühılle leküm saydül bahri ve taamühu metaal leküm ve lis seyyarah ve hurrime aleyküm saydül birri ma düntüm huruma vettekullahellezı ileyhi tuhşerun
أحل لكم صيد ٱلبحر وطعامهۥ متعا لكم وللسيارة وحرم عليكم صيد ٱلبر ما دمتم حرما وٱتقوا ٱلله ٱلذي إليه تحشرون
5:97
Allah Kabe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.
Cealellahül kabetel beyteh harame kıyamel lin nasi veş şehral harame vel hedye vel kalaid zalike li talemu ennellahe yalemü ma fis semavati ve ma fil erdı ve ennellahe bi külli şeyin alım
جعل ٱلله ٱلكعبة ٱلبيت ٱلحرام قيما للناس وٱلشهر ٱلحرام وٱلهدي وٱلقلـئد ذلك لتعلموا أن ٱلله يعلم ما في ٱلسموت وما في ٱلأرض وأن ٱلله بكل شيء عليم
5:98
Bilin ki Allah, azap ettiğinde çok şiddetli eder. Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
Ilemu ennellahe şedıdül ıkabi ve ennellahe ğafurur rahıym
ٱعلموا أن ٱلله شديد ٱلعقاب وأن ٱلله غفور رحيم
5:99
Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.
Ma aler rasuli illel belağ vallahü ya7lemü ma tübdune ve ma tektümun
ما على ٱلرسول إلا ٱلبلغ وٱلله يعلم ما تبدون وما تكتمون
5:100
De ki: "Pisin çokluğu seni hayrete düşürse de pisle temiz bir olmaz. O halde, ey akıl ve gönül sahipleri! Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz."
Kul la yestevil habisü vet tayyibü ve lev acebeke kesratül habıs fettekullahe ya ülil elbabi lealleküm tüflihun
قل لا يستوي ٱلخبيث وٱلطيب ولو أعجبك كثرة ٱلخبيث فٱتقوا ٱلله يـأولي ٱلألبب لعلكم تفلحون
5:101
Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur'an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafur'dur, Halim'dir.
Ya eyyühellezıne amenu la teselu an eşyae in tübde leküm tesüküm ve in teselu anha hıyne yünezzelül kuranü tübde leküm afallahü anha vallahü ğafurun halım
يـأيها ٱلذين ءامنوا لا تسـلوا عن أشياء إن تبد لكم تسؤكم وإن تسـلوا عنها حين ينزل ٱلقرءان تبد لكم عفا ٱلله عنها وٱلله غفور حليم
5:102
Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkar ettiler.
Kad seeleha kavmün min kabliküm sümme asbehu biha kafirın
قد سألها قوم من قبلكم ثم أصبحوا بها كفرين
5:103
Allah ne bahire yapmıştır ne saibe ne vasile ne de ham. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar.
Ma cealellahü mim behıyrativ ve la saibetiv ve la vesıyletiv ve la hamiv ve lainnellezıne keferu yefterune alellahil kezib ve ekseruhüm la yakılun
ما جعل ٱلله من بحيرة ولا سائبة ولا وصيلة ولا حام ولكن ٱلذين كفروا يفترون على ٱلله ٱلكذب وأكثرهم لا يعقلون
5:104
Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi?
Ve iza kıyle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve iler rasuli kalu hasbüna ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kane abaühüm la yalemune şeyev ve la yehtedun
وإذا قيل لهم تعالوا إلى ما أنزل ٱلله وإلى ٱلرسول قالوا حسبنا ما وجدنا عليه ءاباءنا أولو كان ءاباؤهم لا يعلمون شيـا ولا يهتدون
5:105
Ey iman edenler! Siz, kendinizi düzeltmeye bakın. Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir.
Ya eyyühellezıne amenu aleyküm enfüseküm la yedurruküm men dalle izehtedeytüm ilellahi mirciuküm cemıan fe yünebbiüküm bi ma küntüm tamelun
يـأيها ٱلذين ءامنوا عليكم أنفسكم لا يضركم من ضل إذا ٱهتديتم إلى ٱلله مرجعكم جميعا فينبئكم بما كنتم تعملون
5:106
Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları namazdan/duadan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin etsinler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkarlardan oluruz."
Ya eyyühellezıne amenu şehadetü beyniküm iza hadara ehadekümül mevtü hıynel vesıyyetisnani zevaadlim minküm ev aharani min ğayriküm in entüm darabtüm fil erdı fe esabetküm müsıybetül mevt tahbisunehüma mim badis salati fe yuksimani billahi inirtebtüm la neşterı bihı semenev ve lev kane za kurba ve la nektümü şehadetellahi inna izel le minel azimın
يـأيها ٱلذين ءامنوا شهدة بينكم إذا حضر أحدكم ٱلموت حين ٱلوصية ٱثنان ذوا عدل منكم أو ءاخران من غيركم إن أنتم ضربتم في ٱلأرض فأصبتكم مصيبة ٱلموت تحبسونهما من بعد ٱلصلوة فيقسمان بٱلله إن ٱرتبتم لا نشتري بهۦ ثمنا ولو كان ذا قربى ولا نكتم شهدة ٱلله إنا إذا لمن ٱلأثمين
5:107
Eğer onların bir günah işledikleri kesinlikle anlaşılırsa o zaman, tercih edilmiş olan bu ikisinin yerine bunların aleyhinde bulundukları taraftan iki kişi geçerek şöyle yemin edeceklerdir: "Allah şahit olsun ki, bizim tanıklığımız, onların tanıklığından daha doğrudur. Biz hiçbir haksızlık yapmadık. Aksi halde mutlaka zalimlerden olurduk."
Fe in usira ala ennehümestehakka ismen fe aharani yekumani mekamehüma minellezı nestehakka aleyhimül evleyani fe yuksimani billahi le şehadetüna ehakku min şehadetihima ve matedeyna inna izel le minez zalimın
فإن عثر على أنهما ٱستحقا إثما فـاخران يقومان مقامهما من ٱلذين ٱستحق عليهم ٱلأولين فيقسمان بٱلله لشهدتنا أحق من شهدتهما وما ٱعتدينا إنا إذا لمن ٱلظـلمين
5:108
İşte bu yol, tanıklığı gereğince yerine getirmelerine, yemin etmelerinden sonra yeminlerinin reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan sakının ve söylenene kulak verin. Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
Zalike edna ey yetu biş şehadeti ala vechiha ev yehafu en türadde eymanüm bade eymanihim vettekullahe vesmeu vallahü la yehdil kavmel fasikıyn
ذلك أدنى أن يأتوا بٱلشهدة على وجهها أو يخافوا أن ترد أيمن بعد أيمنهم وٱتقوا ٱلله وٱسمعوا وٱلله لا يهدي ٱلقوم ٱلفسقين
5:109
Allah, resulleri bir araya getireceği gün şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!"
Yevme yecmeullahür rusüle fe yekulü ma za ücibtüm kalu la ilme lenav inneke ente allamül ğuyub
يوم يجمع ٱلله ٱلرسل فيقول ماذا أجبتم قالوا لا علم لنا إنك أنت علـم ٱلغيوب
5:110
Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil bu."
İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nımetı aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi ruhıl kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl ve iz tahlüku minet tıyni ke heyetit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayram bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz huricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz citehüm bil beyyinati fe kalellezıne keferu minhüm in haza illa sıhrum mübın
إذ قال ٱلله يعيسى ٱبن مريم ٱذكر نعمتي عليك وعلى ولدتك إذ أيدتك بروح ٱلقدس تكلم ٱلناس في ٱلمهد وكهلا وإذ علمتك ٱلكتب وٱلحكمة وٱلتورىة وٱلإنجيل وإذ تخلق من ٱلطين كهيـة ٱلطير بإذني فتنفخ فيها فتكون طيرا بإذني وتبرئ ٱلأكمه وٱلأبرص بإذني وإذ تخرج ٱلموتى بإذني وإذ كففت بني إسرـءيل عنك إذ جئتهم بٱلبينت فقال ٱلذين كفروا منهم إن هذا إلا سحر مبين
5:111
Havarilere şunu vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi: "İman ettik, sen de tanık ol ki biz, müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!"
Ve iz evhaytü ilel havariyyıne en aminu bı ve bi rasulı kalu amenna veşhed bi ennena müslimun
وإذ أوحيت إلى ٱلحواريـن أن ءامنوا بي وبرسولي قالوا ءامنا وٱشهد بأننا مسلمون
5:112
Havariler demişlerdi ki: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" İsa dedi ki: "Eğer müminlerseniz Allah'tan sakının!"
İz kalel havariyyune ya ıysebne meryeme hel yestetıyu rabbüke ey yünezzile aleyna maidetem mines sema kalettekullahe in küntüm müminın
إذ قال ٱلحواريون يعيسى ٱبن مريم هل يستطيع ربك أن ينزل علينا مائدة من ٱلسماء قال ٱتقوا ٱلله إن كنتم مؤمنين
5:113
Dediler: "İstiyoruz ki ondan yiyelim, gönüllerimiz tatmin bulsun, senin bize doğruyu söylediğini bilelim ve buna tanıklık edenlerden olalım!"
Kalu nürıdü en neküle minha ve tatmeinne kulubüna ve naleme en kad sadaktena ve nekune aleyha mineş şahidın
قالوا نريد أن نأكل منها وتطمئن قلوبنا ونعلم أن قد صدقتنا ونكون عليها من ٱلشـهدين
5:114
Meryem oğlu İsa şöyle yakardı: "Allahım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra indir de bizim hem öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize olsun. Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!"
Kale ıysebnü meryemellahümme rabbena enzil aleyna maidetem mines semai tekunü lena ıydel li evvelina ve ahırina ve ayetem mink verzukna ve ente hayrır razikıyn
قال عيسى ٱبن مريم ٱللهم ربنا أنزل علينا مائدة من ٱلسماء تكون لنا عيدا لأولنا وءاخرنا وءاية منك وٱرزقنا وأنت خير ٱلرـزقين
5:115
Allah dedi ki: "Ben onu üzerinize indireceğim. Ama bundan sonra küfre sapanınıza öyle bir azapla azap edeceğim ki, alemlerden hiç kimseye böyle bir azap yapmamışım."
Kalellahü innı münezzilüha aleyküm fe mey yekfür badü minküm fe innı üazzibühu azabel la üazzibühu ehadem minel alemın
قال ٱلله إني منزلها عليكم فمن يكفر بعد منكم فإني أعذبهۥ عذابا لا أعذبهۥ أحدا من ٱلعلمين
5:116
Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Haşa! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"
Ve iz kalellahü ya iysebne meryeme e ente kulte lin nasittehızunı ve ümmiye ilaheyni min dunillah kale sübhaneke ma yekunü lı en ekıle ma leşse lı bi hakk in küntü kultühu fe kad alimteh talemü ma fı nefsı ve la alemü ma fı nefsik inneke ente allamül ğuyub
وإذ قال ٱلله يعيسى ٱبن مريم ءأنت قلت للناس ٱتخذوني وأمي إلهين من دون ٱلله قال سبحنك ما يكون لي أن أقول ما ليس لي بحق إن كنت قلتهۥ فقد علمتهۥ تعلم ما في نفسي ولا أعلم ما في نفسك إنك أنت علـم ٱلغيوب
5:117
"Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' İçlerinde olduğum sürece üzerlerine tanıktım. Sen beni vefat ettirince üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Ve sen zaten her şey üzerinde bir Şehidsin, bir tanıksın."
Me kultü lehüm illa ma emartenı bihı enıbüdüllahe rabbı ve rabbeküm ve küntü aleyhim şehıdem ma dümtü fıhim felemma teveffeytenı künte enter rakıybe aleyhim ve ente ala külli şeyin şehıd
ما قلت لهم إلا ما أمرتني بهۦ أن ٱعبدوا ٱلله ربي وربكم وكنت عليهم شهيدا ما دمت فيهم فلما توفيتني كنت أنت ٱلرقيب عليهم وأنت على كل شيء شهيد
5:118
"Onlara azap edersen, onlar senin kullarındır. Ama onları bağışlarsan hiç kuşkusuz, sen tüm gücün sahibi, tüm hikmetlerin sahibisin."
İn tüazzibhüm fe innehüm ıbadük ve in tağfir lehüm fe inneke entel azızül hakım
إن تعذبهم فإنهم عبادك وإن تغفر لهم فإنك أنت ٱلعزيز ٱلحكيم
5:119
Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan cennetler var onlar için. Sürekli kalacaklardır orada." Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş.
Kalellahü haza yevmü yenfeus sadikıyne sıdkuhüm lehüm cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ebeda radıyellahü anhüm ve radu anh zalikel fevzül azıym
قال ٱلله هذا يوم ينفع ٱلصـدقين صدقهم لهم جنـت تجري من تحتها ٱلأنهر خلدين فيها أبدا رضي ٱلله عنهم ورضوا عنه ذلك ٱلفوز ٱلعظيم
5:120
Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların mülkü/yönetimi Allah'ındır. O'nun her şeye gücü yeter.
Lillahi mülküs semavati vel erdı va ma fıhinn ve hüve ala külli şeyin kadır
لله ملك ٱلسموت وٱلأرض وما فيهن وهو على كل شيء قدير
© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.