Sure | Sonuç |
---|---|
Bakara (2:43) | Namazı/duayı yerine getirin, Zekatı verin; rüku edenlerle birlikte rüku edin. |
Bakara (2:83) | İsrailoğullarından şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı/duayı yerine getirin, Zekatı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hala da yüz çevirip duruyorsunuz. |
Bakara (2:110) | Namazı/duayı yerine getirin, Zekatı verin. Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz her hayrı, Allah katında bulacaksınız. Hiç kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. |
Bakara (2:177) | Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz hayırda erginlik/dürüstlük değildir. Hayırda erginlik/dürüstlük o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı/duayı yerine getirir,Zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlardır takva sahipleri. |
Bakara (2:277) | İman edip barışa/hayra yönelik değerler üreten, namazı/duayı yerine getiren,Zekatı verenler için Rableri katında kendilerine özgü ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için. Tasalanmayacaklardır onlar... |
Nisa (4:77) | Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı/duayı yerine getirin,Zekatı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için ahiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız." |
Nisa (4:162) | Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirelene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı/duayı yerine getirirler,Zekatı vericidirler, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz. |
Maide (5:12) | Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının misakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı/duayı yerine getirirseniz, Zekatı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur." |
Maide (5:55) | Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun resulüdür, bir de rüku eder bir halde namazı/duayı yerine getirip, Zekatı vererek iman edenlerdir. |
Araf (7:156) | "Bize hem bu dünyada güzellik yaz hem de ahirette! Dönüp dolaşıp sana geldik." Buyurdu ki: "Azabıma dilediğimi çarptırırım. Rahmetime gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; sakınıp korunanlara, Zekatı verenlere, ayetlerimize inananlara yazacağım." |
Tevbe (9:5) | O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı/duayı yerine getirir, Zekatı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafur'dur, Rahim'dir. |
Tevbe (9:11) | Bununla birlikte tövbe eder, namazı/duayı yerine getirir, Zekatı verirlerse, artık sizin, dinde kardeşlerinizdirler. Biz ayetlerimizi, bilen bir topluluk için böyle açık seçik ortaya koyarız. |
Tevbe (9:18) | Allah'ın mescitlerini; ancak Allah'a, ahiret gününe inanan, namazı/duayı yerine getiren, Zekatı veren ve Allah'tan başka kimseden korkmayan kişiler onanır. İşte bunların, hidayete erenlerden olmaları beklenir. |
Tevbe (9:60) | Sadakalar/Zekat malları Allah'tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişi. Allah Alim'dir, Hakim'dir. |
Tevbe (9:71) | Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı/duayı yerine getirirler, Zekatı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Aziz'dir, Hakim'dir. |
Meryem (19:31) | "Beni, bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı. Yaşadığım sürece bana namazı/duayı, Zekatı önerdi." |
Meryem (19:55) | Ailesine namazı/duayı, Zekatı emrederdi. Rabbi katında hoşnutluk kazanmış bir kişiydi. |
Enbiya (21:73) | Onları, bizim buyruğumuzla yol alan önderler yaptık. Onlara iyilikler yapmayı, duayı/namazı yerine getirmeyi, Zekat vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize kulluk ediyorlardı. |
Hac (22:41) | Onlar o kişilerdir ki eğer kendilerini yeryüzünde imkan ve güç sahibi yapsak namazı/duayı yerine getirirler, Zekatı verirler, iyiliğe özendirirler, kötülükten sakındırırlar. Tüm iş ve oluşlar Allah'a varır. |
Hac (22:78) | Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı/duayı yerine getirin, Zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır O! |
Muminun (23:4) | Zekatı vermek için faaliyettedir onlar. |
Nur (24:37) | Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alış-veriş de onları Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namazı/duayı yerine getirmekten, Zekat vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar. |
Nur (24:56) | Namazı/duayı yerine getirin, Zekatı verin, resule itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz. |
Neml (27:3) | O müminler ki, namazı/duayı yerine getirirler, Zekatı verirler. Ve ahirete tam bir biçimde inananlar da onlardır. |
Rum (30:39) | İnsanların malları içinde artsın diye riba olarak verdiğiniz, Allah katında artmaz. Allah'ın yüzünü isteyerek verdiğiniz Zekata gelince, işte onu verenler kat kat artıranların ta kendileridir. |
Lukman (31:4) | Ki onlar namazı/duayı yerine getirirler, Zekatı verirler. Ve onlar ahirete de gözle görmüşçesine inanırlar. |
Ahzab (33:33) | Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin. Namazı/duayı yerine getirin, Zekatı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor. |
Fussilet (41:7) | Onlar Zekatı vermezler. Ölüm sonrası hayatı inkar edenler de onlardır. |
Mücadele (58:13) | Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı/duayı yerine getirin, Zekatı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. |
Müzzemmil (73:20) | Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı/duayı yerine getirin! Zekatı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir. |
Ala (87:14) | Benliğini arındıran/Zekat veren, kurtuluşa gerçekten ermiştir. |
Beyyine (98:5) | Oysaki onlara, dini yalnız O'na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah'a ibadet etmeleri, namazı/duayı yerine getirmeleri, Zekatı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din. |
Maun (107:7) | Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/Zekata/iyiliğe engel olurlar. |