seytan arama Sonuçlari!

Kuran da ayet kategorisin de yaptığınız seytan aramasın da toplam 85 sonuç bulundu.


SureSonuç
Bakara
(2:14)
Bunlar iman etmiş olanlarla yüzyüze geldiklerinde, "İman ettik" derler. Kendi seytanlarıyla başbaşa kaldıklarına ise söyledikleri şudur: "Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz."
Bakara
(2:36)
Bunun üzerine seytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süre kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet/bir yararlanma imkanı olacaktır."
Bakara
(2:102)
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, seytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak seytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki melek/iki melik üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysaki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın ahirette hiçbir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi!
Bakara
(2:168)
Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerden temiz ve helal olmak şartıyla yiyin. seytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o size açık bir düşmandır.
Bakara
(2:208)
Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. seytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
Bakara
(2:268)
seytan sizi fakirlikle korkutur, size görünür görünmez çirkinliklere sürükler, Allah ise size kendisinden bir bağışlanma ve lütüf vaat eder. Allah, Vasi'dir, Alim'dir.
Bakara
(2:275)
O ribayı yiyenler, seytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, "Alış-veriş de riba gibidir." demişlerdir. Oysaki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabbinden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah'a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.
Ali İmran
(3:36)
Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun. Onu ve soyunu, kovulmuş seytandan sana sığındırıyorum!"
Ali İmran
(3:155)
İki topluluğun karşılaştığı gün geri dönüp gidenleriniz var ya, yaptıkları bazı işler yüzünden seytan onların ayağını kaydırmak istemişti.Yemin olsun, Allah onları yine de affetti. Allah Gafur'dur, Halim'dir.
Ali İmran
(3:175)
İşte size seytan. O yalnız kendi dostlarını korkutur. Eğer inananlarsanız onlardan korkmayın, benden korkun.
Nisa
(4:38)
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe inanmazlar da halka gösteriş olsun diye mallarını dağıtırlar. Arkadaşı seytan olan için ne kötü arkadaştır o.
Nisa
(4:60)
Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkar etmekle emrolundukları tağutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten seytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor.
Nisa
(4:76)
İman edenler Allah yolunda savaşırlar; küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, seytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, seytanın tuzağı çok zayıftır.
Nisa
(4:83)
Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az işiniz hariç seytanın ardısıra giderdiniz.
Nisa
(4:117)
Allah'ın berisindekilere davet/dua edenler sadece dişilere/dişileşmiş halde davet/dua ederler. Ve onlar inatçı bir seytandan başkasına çağırıp yakarmıyorlar.
Nisa
(4:118)
Allah o seytana lanet etmiştir. Demişti ki o: "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım."
Nisa
(4:119)
"Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah'ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler." Kim Allah'ı bırakıp da seytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır.
Nisa
(4:120)
seytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.
Maide
(5:90)
Ey iman edenler! Uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları seytan işi birer pisliktik; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
Maide
(5:91)
seytan; uyuşturucu ve kumara sokularak aranıza düşmanlık ve şiddetli nefret yerleştirip sizi Allah'ı anmaktan, namazdan/duadan geri çevirmek ister. Artık son veriyorsunuz değil mi?
Enam
(6:43)
Zorluğumuz kendilerine gelip çattığında bir sığınabilselerdi! Ne yazık ki kalpleri katılaştı; seytan, yapmakta olduklarını onlara süslü-püslü gösterdi.
Enam
(6:68)
Ayetlerimiz hakkında lakırdıya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze dalıncaya değin onlardan yüz çevir. Eğer seytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra o zalimler topluluğu ile oturma.
Enam
(6:71)
De ki: "Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürülelim? O kişi gibi, seytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, "Bize gel!" diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır." De ki: "Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Alemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz."
Enam
(6:112)
İşte böyle, biz peygambere insan ve cin seytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar;
Enam
(6:121)
Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin. Böyle bir şey tam bir yoldan çıkıştır. seytanlar kendi evliyasına/dost ve destekçilerine sizinle mücadele etmeleri için elbetteki vahiy gönderirler. O seytan evliyasına boyun eğerseniz kesinlikle müşrikler oldunuz demektir.
Enam
(6:142)
Hayvanlardan yük taşıyanı da yaygı/döşek yapılanı da yaratan yine O'dur. Allah'ın size verdiği rızıklardan yiyin, seytanın adımlarını izlemeyin! Çünkü o sizin için açık bir düşmandır.
Araf
(7:20)
Derken, seytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir."
Araf
(7:22)
Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, seytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?"
Araf
(7:27)
Ey ademoğulları! seytan, ana-babanızı, edep yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o seytanları, inanmayanlara dostlar yaptık.
Araf
(7:30)
Bir kısmını iyiye ve güzele kılavuzladı, bir kısmının üzerine de sapıklık hak oldu. Onlar, Allah'ı bırakıp seytanları dost edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar.
Araf
(7:175)
Onlara, şu adamın haberini de oku: Kendisine ayetlerimizi vermiştik; onlardan sıyrılıp çıktı, seytan da onu peşine taktı; nihayet o, azgınlardan oluverdi.
Araf
(7:200)
seytandan bir dürtük seni dürtüklediğinde, Allah'a sığın. Çünkü O, her şeyi işitir, her şeyi bilir.
Araf
(7:201)
Korunup sakınanlar, kendilerine seytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah'ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler.
Enfal
(8:11)
O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu; sizi onunla temizlemek, seytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak, ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten bir su indiriyordu.
Enfal
(8:48)
seytan onlara, yaptıklarını süslü gösterip şöyle demişti: "Bugün size galip gelecek kimse yok, ben yanınızdayım." Fakat iki topluluk yanyana gelince iki topuğu üstüne çark edip şöyle dedi: "Ben sizden uzağım. Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım. Allah'ın cezası çok şiddetlidir."
Yusuf
(12:5)
"Yavrucuğum, dedi, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir oyun oynarlar. Hiç kuşkusuz seytan, insan için açık bir düşmandır."
Yusuf
(12:42)
Yusuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne şöyle dedi: "Rab edindiğin kişi yanında beni an." Ama seytan o adama, rab edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yusuf yıllarca zındanda kaldı.
Yusuf
(12:100)
Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yusuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yusuf dedi: "Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, seytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sora, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alim olan O'dur, Hakim olan O'dur."
İbrahim
(14:22)
İş bitirilince seytan onlara şöyle dedi: "Allah size hak bir vaatle vaatte bulundu, ben ise vaat ettim ama vaadimden caydım. Benim sizin üzerinizde bir sultam yoktu. Sizi davet ettim, siz de bana uydunuz. Hepsi bu. Şimdi beni kınamayı bırakın da öz benliklerinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Aslında ben sizin, daha önceden beni şirk aracı yapmanıza karşı çıkmıştım. Zalimler için acıklı bir azap öngörülmüştür."
Hicr
(15:17)
Ve onu/onları, her kovulup taşlanmış seytandan koruduk.
Nahl
(16:63)
Yemin olsun Allah'a ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik de seytan onlara amellerini süslü gösterdi. O, bugün de onların dostudur/ o gün de onların dostu idi. Onlar için acıklı bir azap var.
Nahl
(16:98)
Kur'an'ı okuduğun zaman, o kovulup taşlanmış seytandan Allah'a sığın!
Nahl
(16:99)
Şu bir gerçek ki seytanın elinde, iman edip yalnız Rablerine dayananlar aleyhine hiçbir sulta/hiçbir kanıt yoktur.
Isra
(17:27)
Çünkü saçıp savuranlar seytanların kardeşleri olurlar. Ve seytan, kendi Rabbine nankörlük etmiştir.
Isra
(17:53)
Kullarıma de ki: En güzel olan neyse onu söylesinler. Çünkü seytan, aralarına yamukluk sokar. seytan, insan için apaçık bir düşmandır.
Isra
(17:64)
"Onlardan güç yetirdiğini sesinle yerinden oynat. Atlıların ve yayalarınla yaygara çıkarıp üzerlerine çullan. Mallarda, evlatlarda onlara ortak ol, onlara ha bire vaatte bulun." seytan onlara bir aldanıştan başka ne vaat eder ki?!
Kehf
(18:63)
Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, seytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu."
Meryem
(19:44)
"Babacığım, seytana kulluk etme! Çünkü seytan Rahman'a isyan etmişti."
Meryem
(19:45)
"Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece seytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!"
Meryem
(19:68)
Rabbine yemin olsun ki; onları da, seytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.
Meryem
(19:83)
Görmedin mi biz, seytanları inkarcıların üzerine salmışız da onları oynatıp kıvırttırıyorlar.
Taha
(20:120)
Derken, seytan ona şöyle diyerek vesvese verdi: "Ey Adem! Sana, sonsuzluk ağacıyla eskimez-çökmez mülk ve saltanatı göstereyim mi?"
Enbiya
(21:82)
Kendisi için dalgıçlık eden, daha başka iş de yapan bazı seytanları da onun emrine verdik. Biz onları koruyup gözetiyorduk.
Hac
(22:3)
İnsanlardan bazıları vardır, hiçbir ilme sahip olmadan Allah konusunda mücadele eder ve her inatçı-kaypak seytanın ardı sıra gider.
Hac
(22:4)
O seytan üzerine şöyle yazılmıştır: Kim buna dost olursa muhakkak o onu saptırır ve onu, alevi zorlu ateşin azabına götürür.
Hac
(22:52)
Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o bir şey tasarladığında/okuduğunda, seytan onun düşünce ve dileği içine bir şey atmış olmasın. Ama Allah, seytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini muhkemleştirir. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Hac
(22:53)
Bu, Allah'ın; seytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.
Muminun
(23:97)
Ve de ki: "Rabbim, seytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım!"
Nur
(24:21)
Ey iman edenler! seytanın adımlarını izlemeyin. Kim seytanın adımlarını izlerse, seytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile asla temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini artırıp temizliyor. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor.
Furkan
(25:29)
"Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. seytan, insan için bir rezil edicidir."
Suara
(26:210)
Onu seytanlar indirmedi.
Suara
(26:221)
Haber vereyim mi size seytanların kime iner olduğundan?
Neml
(27:24)
"Onu ve toplumunu, Allah'ı bırakıp Güneş'e secde eder buldum. seytan onlara, yapıp ettiklerini süslü gösterip onları yoldan saptırmış. Artık doğruyu bulamazlar."
Kasas
(28:15)
Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orada iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, Musa'nın halkından, şu da düşmanlarındandı. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı Musa'dan yardım istedi. Musa ona bir yumruk indirdirip işini bitirdi. Dedi: "Bu yaptığım, seytanın amellerindendir. İnsanı saptıran açık bir düşmandır o."
Ankebut
(29:38)
Ad'ı, Semud'u da böyle yaptık. Bu, onların yurtlarından/meskenlerinden açıkça belli olmaktadır. seytan onlara amellerini süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen insanlardı.
Lukman
(31:21)
Böylelerine, Allah'ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Peki, seytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı?
Fatir
(35:6)
Şu bir gerçek ki, seytan sizin için bir düşmandır. O halde siz de onu düşman tutun. Hiç kuşkusuz, o kendi hizbini cehennem yaranından olmaları için çağırır durur.
Yasin
(36:60)
Ey ademoğulları! Ben size, "seytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
Yasin
(36:62)
Yemin olsun, seytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz?
Saffat
(37:7)
Ve her türlü inatçı-asi seytandan koruduk.
Saffat
(37:65)
Tomurcukları tıpkı seytanların başlarıdır.
Sad
(38:37)
seytanları da onun emrine verdik. Hepsi bina ustası ve dalgıçtı.
Sad
(38:41)
Kulumuz Eyyub'u da an! Hani, Rabbine şöyle seslenmişti: "seytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu."
Fussilet
(41:36)
Eğer seytandan gelen kötü bir dürtü seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın! Çünkü en iyi işiten O'dur, en iyi bilen O...
Zuhruf
(43:36)
Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir seytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
Zuhruf
(43:37)
Bu seytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hala hidayet üzere olduklarını sanırlar.
Zuhruf
(43:38)
Sonunda bize geldiğinde, seytan, yoldaşına şöyle der: "Keşke aramızda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı. Ne kötü yoldaşmışsın sen!"
Zuhruf
(43:62)
Sakın seytan sizi geri çevirmesin. O, sizin için açık bir düşmandır.
Muhammed
(47:25)
Hidayet kendilerine açıkça belli olduktan sonra arkalarına dönenlere seytan fit vermiş, sonu gelmez arzuların/ümitlerin ardına takmıştır onları.
Mücadele
(58:10)
Fısıltı, inananları kederlendirmek için ancak seytandan gelir. Bununla birlikte o, Allah'ın izni olmadıkça inananlara hiçbir zarar veremez. Müminler sadece Allah'a güvenip dayansınlar!
Mücadele
(58:19)
seytan onları kuşattı da Allah'ın zikrini/Kur'an'ını onlara unutturdu. İşte bunlar seytanın hizbidir. Dikkat edin! seytanın hizbi hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
Hasr
(59:16)
Durumları, seytanın durumuna benziyor. Hani, seytan insana, "Küfret/inkar et!" der, insan küfür ve inkara sapınca da şöyle konuşur: "Vallahi ben senden uzağım; ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!"
Mülk
(67:5)
Yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları seytanlara ateş taneleri yaptık. O seytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.
Tekvir
(81:25)
Ve o, kovulmuş seytanın sözü değildir.
Nas
(114:4)
Kıvrılıp kıvrılıp saklanan, sinip sinip gizlenen vesvesenin/o sinsi, o aldatıcı seytanın şerrinden,


© Tüm Hakları Saklıdır. Bu sitedeki bilgilerin izinsiz kullanımı ve kaynak belirtilmeden paylaşılması yasaktır. Yasa dışı hareket edenler hakkında hukuki işlem başlatılacaktır. Bizimle İletişime geçmek için tıklayınız.